Din güzel ahlaktır

Hazreti Ebu Zerr(ra)den rivayetle Peygamberimiz (sav) buyurdular ki:"Can ve gönülden iman eden, kalbini her türlü fenalıktan temizleyen, dili doğruyu söyleyen, gönlünü hoş tutup haline razı olan, ahlakını düzelten, güzel sözleri dinleyip ibret nazarı ile bakan kurtulmuştur". (Hadisi Ahmet ve Beyhaki rivayet etmişlerdir.)Kendimizde ve ilişki kurduğumuz diğer insanlarda aradığımız bazı sıfatlar vardır. Kendimizi kandırmak istesek de kandıramayız, eğer idealimizdeki sıfatı henüz taşımıyorsak, yiyecek ekmeğimiz, alacak yolumuz var demektir. Başkalarında güzel sıfatlar aramaya gelince, biz güzel olursak bizden yansıyan da güzel olur genellikle.İnsanlar ne gördülerse onunla mukabele etmek taraflısıdırlar. Gülümserseniz gülümsemeyle karşılanırsınz. 'Tabağınıza ne koyarsanız kaşığınıza o gelir' misali. Fakat yansıyan güzel sıfatı yerleşik hale getirmek bir iç devrim yapmayı gerektirebilir. 'Can çıkmadan huy çıkmaz' deseler de inanmayın, o zaman neden peygamberler var, Allah'ın veli kulları var. Bazı şeyleri değiştirebiliyoruz ki onlar da yardımcı oluyorlar.Rasulüllah efendimiz; 'Din güzel ahlaktır' buyuruyor. Değişemeseydik böyle bir cümle sarfeder miydi? Hem niyet eden insan sürekli bir değişim ve gelişim içinde değil midir? İnsanın kendini dine vermesi içinde yaşadığı bir devrimin sonucudur. İnsanın Allah'a bakan yönü değişir, insanın diğer insanlara bakan yönü değişir. Bunlar birbirini tamamlar, birbiri ile etkileşir. Allah'a yakınlaşan insanın samimiyeti, özverisi, muhabbeti artar. Ve insan bir gün rıza sarayına girerse insanlardan da razı olur. Çünkü onlar mahlukattır, vesiledir, aracıdır. Yaradan onlar vasıtasıyla bizimle konuşur. Biz onlardan razı olabilirsek en zor kulluk görevlerinden birini ifa etmiş oluruz.Hazreti Ebu Hüreyre (ra)den rivayetle Resul-i Ekrem (sav) buyurdu ki:Allahü Teala İbrahim (as)'a şöyle vahyetti; 'Halilim! Kafirlere karşı da olsa ahlakını güzelleştir ki iyiler ve hayırlılar meyanına giresin. Ahlakını güzelleştiren kimseyi Arş'ımın altında gölgelendirip cennet sularından içireceğimi ve onu civarıma yaklaştıracağımı vadettim.'