Abdülhamid Han, sığ sularda sondaj yapacak

Türkiye'nin dördüncü sondaj gemisi Abdülhamid Han, Mersin Taşucu Limanı'nda düzenlenen törenin ardından ilk görev yeri olan Akdeniz'e uğurlandı. Törene Cumhurbaşkanı Erdoğan da katıldı ve bir konuşma yaptı. Konuşmasında, "Abdülhamid Han sondaj gemimiz, Türkiye'nin enerji alanındaki yeni vizyonunun sembolüdür" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Karadeniz gazının ilk etabı için gerekli işlemleri bitirerek doğalgazı 2023 yılında milletimizin hizmetine vermeyi amaçlıyoruz. Üzeri kapatılmış kuyuları tekrar faaliyete kazandırmaya devam ediyoruz. 4 sondaj gemimiz, 2 sismik araştırma gemimizle artık biz de bu alanda varız. Kimseden izin icazet almaya ihtiyacımız yoktur. Bize efelik etmeye yeltenenler muhtemelen çıkacaktır. Onları ciddiye almadıkça şımarıklıklarını artıranların sonu kafayı duvara çarpıp kendine gelmek olacaktır. Abdülhamid Han sondaj gemimizin görev yeri Yörükler-1 Kuyusu olacak. Akdeniz'de yaptığımız arama ve sondaj çalışmaları kendi egemenlik alanlarımızdadır. Bunun için kimseden izin veya icazet almaya ihtiyacımız yoktur" dedi. Türkiye'nin dördüncü sondaj gemisi olacak olan Abdülhamid Han gemisinin yedinci nesil teknolojisine sahip dünyadaki beş sondaj gemisinden biri olduğu ifade ediliyor. 238 metre uzunluğunda, 42 metre genişliğinde ve 52 bin groston ağırlığında, 200 mürettebat kapasiteli 9 katlı gemide helikopter pisti de var. Abdülhamid Han gemisinin 12 bin 200 metre derinlikte sondaj kabiliyeti olduğu belirtiliyor.

Dağ fare doğurdu

Abdülhamid Han sondaj gemisinin nerede görev yapacağı gerginlik çıkıp çıkmayacağını merak edenler tarafından dikkatle takip ediliyordu. Erdoğan, törende sondaj gemisinin Antalya'nın Gazipaşa ilçesinin 55 kilometre açığındaki Yörükler-1 kuyusunda görev yapacağını açıklaması, AKP hükümetinin Akdeniz'de yeni bir gerginlik istemediği şeklinde yorumlara neden oldu. Zira Yörükler-1 kuyusunun bulunduğu bölge Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) sözde Akdeniz haritalarında Türkiye'nin münhasır ekonomik bölgesi (MEB) olarak gösterilen alanda bulunuyor. Bu bağlamda Akdeniz'de bu bölgede Türkiye'nin sondaj faaliyeti yürütmesine zaten hiçbir ülkenin tepki göstermesi mümkün görünmüyor. Günlerdir hükümete yakın çevrelerden Abdülhamid Han sondaj gemisinin sanki Avrupa Birliği ve Rumların tepkilerine rağmen Türkiye'nin ilan ettiği 'mavi vatan' olarak ifade edilen MEB alanında faaliyet yapacakmış gibi bir hava estirilmişti. Ancak dünkü törende yapılan açıklamalar ve Abdülhamid Han sondaj gemisinin Gazipaşa açıklarındaki sığ sularda görevlendirilmesi 'dağ fare doğurdu' şeklinde yorumlara neden oldu.

1 yıldan fazladır Akdeniz'de yokuz

Doğu Akdeniz'de en son 2019-2020 yıllarında Türkiye, Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Avrupa Birliği'ni (AB) de içine alan gerilime yol açmıştı. Kıbrıs açıklarında 2000'lerin başlarında tespit edilen hidrokarbon kaynakları Doğu Akdeniz'in önemini gerek kıyıdaş ülkeler gerekse kaynaklarını çeşitlendirmek isteyen diğer ülkeler için artırırken Türkiye de bölgedeki sismik ve sondaj çalışmalarını yoğunlaştırma kararı almıştı. Türkiye'nin şu anda sismik araştırmalar yapan Barbaros Hayreddin Paşa ve Oruç Reis gemileri ile Fatih, Yavuz, Kanuni isimli gemilere en son Abdülhamid Han'ın da eklenmesiyle dört adet sondaj gemisi bulunuyor. Şimdiye kadar Doğu Akdeniz'de Fatih sondaj gemisi üç, Yavuz sondaj gemisi ise dört derin su sondajı yaptı. Doğu Akdeniz'de AB ile yaşanan sorunların ardından Türkiye'nin sismik ve sondaj gemilerinin Akdeniz'deki faaliyetleri AKP hükümeti tarafından durdurularak Karadeniz'e gönderildi. Türkiye, bir yıldan üzün süredir Doğu Akdeniz'de hiçbir sismik arama ve sondaj faaliyeti yürütmüyor.

Atina gardını almıştı

Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, Temmuz ayı sonunda Kıbrıs'a giderek Kıbrıs Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis'le bir araya gelmişti. Rum basınına göre Kasulidis, Kıbrıs'la Yunanistan'ın, kendi münhasır ekonomik bölgesi olduğunu iddia ettiği sularda Türkiye'nin yeniden petrol ve doğal gaz sondajı yapmaya kalkışması halinde nasıl karşılık verecekleri konusunda diğer AB ülkeleriyle istişarede bulunmayı planladıklarını açıklamıştı. Rusya'nın Ukrayna işgalinin ardından enerjide Rusya'ya olan bağımlılığını azaltmak isteyen ve bunun için alternatifler arayan Avrupa ülkeleri için de Doğu Akdeniz'deki potansiyel kaynaklar daha önem kazanmış durumda.