‘Secdede iken ruhumu alırsın’
Ölüm meleği, canını alacağı salih zata, "Bu işi senin arzuna göre yapmak için emir aldım" dedi. Salih kişi şu dilekte bulundu: "O halde müsaade et, abdest alayım. Namaza durayım, secdede iken ruhumu alırsın"
14.12.2023 10:03:00 / Güncelleme: 14.12.2023 10:06:36
Hakan Akkuş
Hakan Akkuş
İmam Gazali Hazretleri şöyle anlatıyor:
Vehb b. Münebbih tarafından anlatılan bir rivayet şöyledir:
Padişahlardan biri vardı. Bir yere gidecekti. Giymek için elbise talep etti. Beğenmedi, başkasını istedi. Hayli elbiseyi geri çevirdikten sonra, bir tanesini beğendi, giydi. Binek işinde de aynı tereddüdü gösterdi. Birçok hayvan içinde en güzelini seçti, beğenip bindi. Sonra şeytan geldi, burnuna üfledi. Kibirle şişirdi. Büyüklenerek, atlıları ile yürümeye başladı. Kimseye bakmıyordu. Beriden, dağınık vaziyette biri geldi. Selâm verdi ama kibirli padişah selâmını almadı. Atının gemini tuttu.
Bunun üzerine kibirli padişah şöyle dedi: "Atımın gemini bırak. Büyük bir işe karıştın."
Şu cevabı aldı: "Seninle görülecek bir işim var."
Şöyle dedi: "Dur da ineyim." İzin verilmedi.
Yabancı adamın atının gemini tutup bırakmadığını görünce şöyle dedi: "Benimle görülecek bir işin olacağını hatırlamıyorum."
Adam şöyle dedi: "O bir sırdır."
Sonra, başını yaklaştırdı, "Ben Melekü'l-Mevt'im" dedi.
Padişahın rengi değişti. Dili ağırlaşmaya başladı ve yalvardı: "Beni bırak, evime gideyim. İşlerimi bitirip ehlime veda edeyim."
Ölüm meleği izin vermedi: "Hayır, artık ehlini ve dünyalık ağırlığını göremeyeceksin."
Ruhunu aldı. Kuru cisim gibi yere yığıldı. Bundan sonra ölüm meleği, salih bir kulun yoluna çıktı. Selâm verdi. Salih kul selâmı aldı. Sonra şöyle dedi: "Seninle bir işim var." Salih kul şu cevabı verdi: "Anlat bana." Kulağına eğildi ve "Ben ölüm meleğiyim" deyince, "Hoş geldin, sefalar getirdin. Selâm olsun, uzun zaman kaybolan dosta. Allah'a yemin olsun benim sana kavuşmakla sevindiğim kadar yitiğini bulup sevinen olmaz" dedi.
Melek ona şöyle dedi: "Hangi iş için çıktıysan o işini bitir."
Şu cevabı aldı: "Benim için Allah'a kavuşmaktan daha sevimli ve daha büyük bir iş yoktur."
Melek şöyle dedi: "Kendin seç, hangi hal üzere ruhunu almamı istiyorsan öyle yapayım."
Şu cevabı aldı: "Takdir senin."
Melek aldığı emri tebliğ etti: "Evet doğru ama senin arzuna göre yapmak için emir aldım." Salih kişi şu dilekte bulundu: "O halde müsaade et; abdest alayım. Namaza durayım, secdede iken ruhumu alırsın."
İşte böylece, o salih kişi secdede iken ruhu kabzolundu.
(El-Mürşidü'l-Emîn ilâ Mev'izeti'l-Mü'minîn'den…)
Vehb b. Münebbih tarafından anlatılan bir rivayet şöyledir:
Padişahlardan biri vardı. Bir yere gidecekti. Giymek için elbise talep etti. Beğenmedi, başkasını istedi. Hayli elbiseyi geri çevirdikten sonra, bir tanesini beğendi, giydi. Binek işinde de aynı tereddüdü gösterdi. Birçok hayvan içinde en güzelini seçti, beğenip bindi. Sonra şeytan geldi, burnuna üfledi. Kibirle şişirdi. Büyüklenerek, atlıları ile yürümeye başladı. Kimseye bakmıyordu. Beriden, dağınık vaziyette biri geldi. Selâm verdi ama kibirli padişah selâmını almadı. Atının gemini tuttu.
Bunun üzerine kibirli padişah şöyle dedi: "Atımın gemini bırak. Büyük bir işe karıştın."
Şu cevabı aldı: "Seninle görülecek bir işim var."
Şöyle dedi: "Dur da ineyim." İzin verilmedi.
Yabancı adamın atının gemini tutup bırakmadığını görünce şöyle dedi: "Benimle görülecek bir işin olacağını hatırlamıyorum."
Adam şöyle dedi: "O bir sırdır."
Sonra, başını yaklaştırdı, "Ben Melekü'l-Mevt'im" dedi.
Padişahın rengi değişti. Dili ağırlaşmaya başladı ve yalvardı: "Beni bırak, evime gideyim. İşlerimi bitirip ehlime veda edeyim."
Ölüm meleği izin vermedi: "Hayır, artık ehlini ve dünyalık ağırlığını göremeyeceksin."
Ruhunu aldı. Kuru cisim gibi yere yığıldı. Bundan sonra ölüm meleği, salih bir kulun yoluna çıktı. Selâm verdi. Salih kul selâmı aldı. Sonra şöyle dedi: "Seninle bir işim var." Salih kul şu cevabı verdi: "Anlat bana." Kulağına eğildi ve "Ben ölüm meleğiyim" deyince, "Hoş geldin, sefalar getirdin. Selâm olsun, uzun zaman kaybolan dosta. Allah'a yemin olsun benim sana kavuşmakla sevindiğim kadar yitiğini bulup sevinen olmaz" dedi.
Melek ona şöyle dedi: "Hangi iş için çıktıysan o işini bitir."
Şu cevabı aldı: "Benim için Allah'a kavuşmaktan daha sevimli ve daha büyük bir iş yoktur."
Melek şöyle dedi: "Kendin seç, hangi hal üzere ruhunu almamı istiyorsan öyle yapayım."
Şu cevabı aldı: "Takdir senin."
Melek aldığı emri tebliğ etti: "Evet doğru ama senin arzuna göre yapmak için emir aldım." Salih kişi şu dilekte bulundu: "O halde müsaade et; abdest alayım. Namaza durayım, secdede iken ruhumu alırsın."
İşte böylece, o salih kişi secdede iken ruhu kabzolundu.
(El-Mürşidü'l-Emîn ilâ Mev'izeti'l-Mü'minîn'den…)