logo
11 MAYIS 2024

Washington Büyükelçisi ‘Ahmet Rüstem Bey’

06.05.2024 00:00:00 / Güncelleme: 07.05.2024 13:17:30

"İhtirasların ve duyguların son derece ağır bastığı bu meselede, iddia edildiği gibi Türkiye'nin ve Türk halkının suçlu olmadığını ispat etmeyi amaçlayan bu tartışmada kalemimi ne kadar samimi ve inançlı olarak kullandığım konusunda sadece bu savunmanın altına imzamı koymuş olmam bile bana göre yeterli bir ağırlık ve ciddiyet ifade eder. Çünkü burada Ermeni komiteleri ve İtilaf devletleriyle ilgili çok acı gerçekleri gözler önüne seriyorum.

İşte bu satırları kaleme alan, Osmanlı Devleti tarafından 24 Haziran 1914'te Amerika Büyükelçiliği'ne gönderilen ilk büyükelçi Ahmet Rüstem Bey (Alfred Bilinski)'dir. 

Ermenilerin Türklerin sözde soykırım yaptığını savunan kendini bilmezler ve Vatan düşmanlarına karşı yaptığı bürokratik direnç ve yazdığı kitapla cevap veren büyük bir vatanperver Ahmet Rüstem Bey.

Ahmet Rüstem Bey, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında önemli roller üstlenmiş bir diplomat. O, dönemindeki diplomatik ilişkiler ve kültürel etkileşimler açısından önemli bir figür olarak kabul edilir. Osmanlı diplomasisinde Batı ile ilişkilerin güçlendirilmesi ve modernleşme sürecinde önemli katkılarda bulunmuştur.

Tabi asıl benim irdeleyeceğim konu onun kendi ülkesine olan büyük sadakatidir. 

Ahmet Rüstem, 1862 yılında Midilli'de doğdu. Babası 1854'te Osmanlı hizmetine girerek Nihat Paşa adını alan Polonyalı Bilinski'dir. Ahmet Rüstem Osmanlı'daki yabancı okullarda eğitimini tamamladık dan sonra babası gibi o da Müslümanlığı seçti ve Alfred Bilinski olan adını Ahmed Rüstem olarak değiştirdi. 

1882'de Bulgaristan Komiserliği Fransızca kâtipliği ile devlet hizmetine girdi. Sonrasında Ahmet Rüstem Bey Osmanlı Devleti adına 1897'de Washington Sefareti Başkâtipliği'ne atandı. 10 Temmuz 1898'de Londra Sefareti Başkâtipliği'ne getirildikten kısa bir süre sonra 11 Ocak 1899'da yeniden Washington Sefareti Başkâtipliği'ne ataması yapıldı ve burada ikinci kâtiplik görevinde bulundu.

ABD'de ikinci kâtiplik görevinde iken Büyükelçilik mensuplarının aylıklarını alamadıklarını ve kötü durumda olduklarını bu yüzden de çeşitli yolsuzluklar yaptığını görmüş ve Londra'da çıkan "Daily Mail" adlı gazetede bu durumu ve yolsuzlukları anlatan bir makale yazdı. Bu hareketi Osmanlı yönetiminin dikkatini çeker ve 21 Nisan 1914 tarihinde Ziya Paşa'nın yerine Washington Sefaretine bu kez Sefir olarak yani Büyükelçi olarak Ahmet Rüstem Bey'in atanmasına dair karar alınır. Ve böylece Amerika ya Osmanlı Devleti tarafından gönderilen ilk büyükelçi Ahmet Rüstem Bey olur.

Not: Ahmet Rüstem Bey'e kadar Amerika'da görev alan elçiler ortaelçi sıfatındaydı.

Ahmet Rüstem Bey Washington büyükelçisi olarak ülke adına çok büyük mücadeleler verdiğini tüm kaynaklarda görüyoruz. Bunlardan biri günümüzde de bir örneğine şahit olduğumuz ve bizi derinden üzen, parasını verdiğimiz hatta yedek parçalarını ülkemizde üreteceğimiz Amerika'da üretilen F-35 savaş uçağı projesinden çıkarılmamız. 

İşte yine bunun gibi bir olay 1914 yılında İngilizler tarafından Osmanlı'ya yapılıyor. Osmanlı Devleti'nden parasını peşin aldığı iki zırhlıya el koyduğunu açıklıyor. İngiltere'nin Osmanlı Devleti'nin zırhlılarına el koyduğu bir dönemde Amerika ise Yunanistan'a Idaho ve Mississipi adlarındaki zırhlılarını satmaya karar verdi. Bu satış çok gizli tutulmasına rağmen Ahmet Rüstem Bey bunu öğrendi ve bu satışı engellemek için girişimlerde bulundu. Başkan Wilson'a kadar çıkarak, bu satışın barış şartlarını tehlikeye atacağını, Yunanistan'ı Osmanlı'ya karşı kışkırtacağını, Yunan saldırılarını arttıracağını bildirmiş ve zırhlıların satılmasından vazgeçilmesini istemiştir. Zırhlıların satılmasına engel olamamış ama büyük uğraşı ile savaşta kullanılmayacağına dair sözleşme imzalatmıştır.

Ve yine ülkemiz açısından çok önemli bir yalan politikasına Washington'dan adeta göğsünü siper etmiş ve Amerika'da yoğun şekilde çalışan ermeni lobilerinin Amerika'daki bürokratlara ve basına yaptıkları sözde soykırım yalanlarını boşa çıkarmak için verdiği mücadele ile dikkatleri üzerine çekmesi, Rüstem Bey'in Amerika'da bulunduğu sırada, Türkler aleyhine bir karalama kampanyası başlamıştır. 

Bu kampanyada Türklerin Ermenileri katlettiği söyleniyor ve bu iddialar Amerikan basınında sıkça yer buluyordu. Ahmet Rüstem Bey, Sadrazam Sait Halim Paşa'ya bir rapor göndererek Yunanların yirmi seneden beri Türkler aleyhine propaganda yaparak Amerika'da Türk aleyhtarlığı yarattığını söyledi. Ayrıca bu propagandalara propaganda ile cevap verilmesi gerektiğini, bunun için kendisinin de devamlı olarak gazetelere makaleler yazdığını, demeçler verdiğini ve bu türlü çalışmalara devam edeceğini bildirdi.

Bu çirkin karalama kampanyası Ahmed Rüstem Bey'i çok üzmekteydi. Bu haksız saldırılara basın yoluyla karşı koymak için  8 Eylül 1914 günü Evening Star gazetesine bir demeç verdi. Bu demecinde Amerikan basınında Ermenilerin katledildiği yolunda çıkan haberlerin tamamen yalan olduğunu söyledi ve bu yalanlara Amerikan hükümeti ve basınının arıştırmadan tek taraflı inandığının altını çizdi.  Amerikan Başkanı Wilson, bu demece öfkelenerek Türk büyükelçisinin derhal istenmeyen adam olarak ilanını istedi. 

Ahmet Rüstem Bey Amerika'da Ermeni lobilerine karşı yaptığı haklı mücadelemizden dolayı, 9 Ekim'de Amerika'daki üç buçuk aylık büyükelçilikten sonra ABD tarafından istenmediğinden görevini bırakarak Avrupa'ya döndü. Fakat Ahmet Rüstem burada da hiç durmadı ve İsviçre'de La Guerre Mondiale et La Question Armenienne (Cihan Harbi ve Türk Ermeni Meselesi), (1918) başlıklı Fransızca bir kitap yazarak Ermeni Meselesini ve Osmanlı Devleti'nin konuya bakışını batılılara anlatmaya çalıştı. Ayrıca bu yıllarda Avrupa'da özellikle de Fransa ve İtalya'da Ahmed Rıza, Galip Kemali (Söylemezoğlu), Hüseyin Ragıp (Baydur), Câmi (Baykurt), Dr. Nihat Reşad (Belger) gibi kişilerle birlikte Rum ve Ermenilerin sayısız propaganda yazılarına karşı etkili lobi çalışmalarında bulundu. Sonrasında Ahmed Rüstem Bey, Mütareke günlerinde İstanbul'a döndü. 

Ahmet Rüstem Bey 17 Eylül 1919'da Millî Mücadele'ye katılmak üzere İstanbul'dan hareketle Sivas'a geldi. 19 Eylül 1919'da Mustafa Kemal Paşa, Kazım Karabekir Paşa ile telgraf başında haberleşmesi sırasında Millî Mücadele'ye katılan Washington eski Büyükelçisi Ahmed Rüstem Bey'in gelişini şöyle anlatmaktadır; "Koca diplomattan pek çok istifadeler ümit ediyoruz. Yalnız bizim çocukların bazen dili dolaşıp, Alfred demeleri mahcubiyetimize neden oluyor. Ahmet Rüstem Bey Mustafa Kemal Paşa'nın yanında Sivas Kongresi toplantılarına katılarak Millî Mücadele'ye destek vermiştir. Burada Heyet-i Temsiliye istişâri üyesi (danışmanı) olarak görev aldı", Sivas Heyet-i Temsiliyesi 19 Eylül'de millî harekete zararlı akımlara karşı her türlü yayın yapacak ve toplantılar düzenleyecek bir kurul oluşturdu. Bunun için Ahmed Rüstem Bey ile Heyet-i Temsiliye'den Mazhar Müfit ve Hüsrev Sami Beyler görevlendirildi. 

Ve sonrasında Ahmet Rüstem yani Alfired Bilinski için 24 Mayıs 1920 tarihinde Mustafa Kemal paşa ile birlikte yaptığı milli mücadele sonucu padişah tarafından vatan haini ilan edilip idam emri yayınlanmıştır. 

İşte Ermeni topluluklarının yaklaşık 150 yıldan fazladır Türk milletine yaptıkları büyük küstahlıklar her zamanki gibi yalanları ve iftiraları tüm hükümetler tarafından yeterince ses çıkarılmadığı için günümüze kadar gelmiştir. 

Daha bu 24 Nisan'da Beyaz Saray'ın yaptığı açıklamada "Ermeni soykırımı sırasında kaybedilen hayatları anıyoruz ve asla unutmama taahhüdümüzü yeniliyoruz" ifadeleri kullanarak her başkanın yaptığı gibi Amerika'daki Ermeni lobilerine inandıklarını bir kez daha kamuoyuna deklare ettiler. Yani bizim hükümetimizde bir mücadele olmadığı müddetçe "Aynı tas aynı hamam." 

Ama içimizden çıkan Prof. Dr. Haydar Baş Bey, vatan için bayrak için milleti için siyaset üstü mücadelesi ile 2001 yılında sözde Ermeni soykırımı yalanlarına üst perdeden haykırarak adeta tüm dünyaya yalan söylediklerini kafalarına vurarak mitingler, il programları ve TV yayınları yaparak bu haklı mücadelemizi tüm dünya kamuoyu önüne sermişti. 

O tarihlerdeki ve şimdiki siyasilerin yapması gerekeni Prof. Dr. Haydar Baş Bey tek başına yaparak 20 Mayıs 2001'de İstanbul Çağlayan'da, 20 Haziran 2001'de Ankara Tandoğan meydanında ve daha sonra birçok ilde mitingler düzenledi. Bayrak mitingleri olarak tarihe geçen "Ermeni soykırım iddialarını ret ve ulusal bağımsızlık mitingleri" ile Türkiye Cumhuriyeti devletinin ne kadar büyük millete sahip olduğunu göstermiştir. Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in bu büyük mücadelesine sahip çıkılsaydı sanırım bir daha sözde soykırım yalanları hiç bir ülke tarafından gündeme alınmayacaktı.

Evet, belki Prof. Dr. Haydar Baş Bey artık yanımızda değil ama onun bu gibi birçok hak mücadelesi de yalnız değil. BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş Bey ile daha birçok hakkı, hakkına verme mücadelesi devam edecektir.

 
 
Atakan Akbal / diğer yazıları
Yüksek yargıya kim hükmedecek?
Kavgadan uzlaşma mı çıktı?
BTP lideri İsrail-Türkiye ilişkilerini değerlendirdi
"Erdoğan dik duruş ortaya koyabilecek durumda değil"
Faizsiz evlilik kredisi için tarih belli oldu
Ödemeler ne zaman başlayacak?
Öğle saatlerinden sonra başlayacak
6 il için kuvvetli yağış uyarısı
Anneler günü harcamaları 3 yılda yüzde 500 arttı
Ortalama bin lira harcama yapılıyor
Ahmet Hakan'dan tam not aldı
'Genel başkandı tam bir lider oldu'
Gören bu soruyu soracak
İnsanlık öldü mü?
Pompacılar da işin içinde
90 milyon liralık 'slip' vurgunu
Cenazeye Özgür Özel'in de katılması bekleniyor
Erdoğan'ın sırdaşının acı günü
'11 sene oldu yarım dakika unutmuş değilim'
Oğlunun gömleğiyle hasret gideriyor
Batı ve Rusya'nın karşılıklı hamleleri ne anlama geliyor?
Üçüncü Dünya Savaşı kapıda
Aksa Şehitleri Hastanesinden "yakıt yardımı" çağrısı
İsrail Gazze'de yine gazeteci öldürdü
Öğrenci gezisi felaketle bitiyordu
25 kişi yaralandı
Erdoğan imzalı karar Resmi Gazete'de
Kritik kuruma başkan atadı
Emperyalistlerin sandalından Deniz Gezmiş’i anmak
Deniz Gezmiş ve arkadaşları neyin mücadelesini, niçin ve kimin için verdiler?
Yüksek yargıya kim hükmedecek?
Kavgadan uzlaşma mı çıktı?
BTP lideri İsrail-Türkiye ilişkilerini değerlendirdi
"Erdoğan dik duruş ortaya koyabilecek durumda değil"
Faizsiz evlilik kredisi için tarih belli oldu
Ödemeler ne zaman başlayacak?
Öğle saatlerinden sonra başlayacak
6 il için kuvvetli yağış uyarısı
Anneler günü harcamaları 3 yılda yüzde 500 arttı
Ortalama bin lira harcama yapılıyor
Ahmet Hakan'dan tam not aldı
'Genel başkandı tam bir lider oldu'
Gören bu soruyu soracak
İnsanlık öldü mü?
Pompacılar da işin içinde
90 milyon liralık 'slip' vurgunu
Cenazeye Özgür Özel'in de katılması bekleniyor
Erdoğan'ın sırdaşının acı günü
'11 sene oldu yarım dakika unutmuş değilim'
Oğlunun gömleğiyle hasret gideriyor
Batı ve Rusya'nın karşılıklı hamleleri ne anlama geliyor?
Üçüncü Dünya Savaşı kapıda
Aksa Şehitleri Hastanesinden "yakıt yardımı" çağrısı
İsrail Gazze'de yine gazeteci öldürdü
Öğrenci gezisi felaketle bitiyordu
25 kişi yaralandı
Erdoğan imzalı karar Resmi Gazete'de
Kritik kuruma başkan atadı
Emperyalistlerin sandalından Deniz Gezmiş’i anmak
Deniz Gezmiş ve arkadaşları neyin mücadelesini, niçin ve kimin için verdiler?
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.