logo
13 MAYIS 2024

Özgür Özel: Kaybede kaybede kazanmayı öğrendik

"Biz siyasette hep kaybettik. Defalarca kaybettik.... Eğer kaybetmeyi hazmedemiyorsan, kaybetmeyi bilmiyorsan kazanmayı öğrenemiyorsun... Yenile yenile kazanmayı öğrendik. Kaybede kaybede kazanmayı öğrendik."
28.04.2024 14:04:00 / Güncelleme: 28.04.2024 15:54:05
Haber Merkezi
Özgür Özel: Kaybede kaybede kazanmayı öğrendik
Özgür Özel: Kaybede kaybede kazanmayı öğrendik
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, "Ama bundan sonra inşallah iyi ve kötü günden mesir festivali devam edecek. Bütün dünya mesirden haberdar olacak. Bir gün gelecek bu Manisa'da mesir şenliklerinde 100'den fazla ülkeden insan gelecek ve bu şenlikleri takip edecek. Manisa'ya da Türkiye'ye de iyi gelecek" ifadesini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Halk TV'de Serhan Asker'in sunduğu Görkemli Hatıralar programına katıldı. Özel, "Burada hemen hemen benim tanımadığım kimse yok. İsmini bilmediğim kimse yok. Öyle bir kenttesiniz. Burada herkesin bu tabloya emeği var. Tabii haritayı kırmızıya boyayan isim filan biraz iddialı olur benim için. Şöyle ki bir başarının elde edilmesi için bütün faktörlerin bir arada olması lazım. Öncelikle şartların hazır olması lazım. İnsanlar israftan, kibirden sıkılmışlardı, sadece Manisa'da değil tüm Türkiye'de ağır ekonomik şartlara rağmen kendilerini görmeyen, duymayan bir anlayıştan sıkılmışlardı. Bir değişim istiyorlardı. Değişmeyenle, değişen yarışırsa değişen kazanır. Seçime değişerek giren tek parti, CHP'ydi. Eski ve yeni yarışırsa her zaman yeni kazanır. CHP eskimiş, köhnemiş bir anlayışa karşı yeni kadrolarıyla, genç kadrolarıyla, yönetimin yarısı kadın, yarısı erkek olan, Cumhuriyet'e uygun yönetim anlayışı ile CHP yeniyi temsil ediyordu. Eski anlayışla yarışıyordu. Yeni ile eski yarıştı, yeni kazandı. Devletle millet yarışırsa her zaman millet kazanır. Bugün geçtiğimiz seçimde birileri devleti seçime alet etti. Anadolu Ajansı'nı, TRT'yi, bütün kurumları etti ama millet kendisine dayatılana karşı her zaman kendi yanında olanı tercih eder. Hepimiz devletimizi severiz ama devlet bir işe alet edilirse, milletin karşısına devlet dikilirse millet kazanır. Biz milletin yanındaydık, millet kazandı" ifadesini kullandı.

Özel, şunları kaydetti:

"BU BAŞARI TÜRKİYE'NİN BÜTÜN DEMOKRATLARININDIR"

"Şunu ifade etmem gerekir. Şartlar böyleydi. Adaylar doğruydu. Manisa'da 17-18 pırlanta gibi adayımız vardı. Türkiye'de binin üzerinde her birisi halkın teveccühünü kazanmış, anketlerle desteklenmiş, ön seçimden çıkmış, toplumda beğeni uyandıran adaylar vardı. Genel Merkez'in ekibi yeniydi, diriydi ve gençti. Bilimsel yöntemler, anketten odak grup çalışmalarına, etkili kampanya yönetimine kadar her şey kullanıldı, bunların yanında onlara inanan, güvenen ve onlara güç veren, onlardan güç alan bir genel başkan vardı. Ben kendime ait kısımda üstüme düşeni yaptım. Başarı partinindir. Sadece CHP'nin değil Türkiye ittifakı diye çağırdığımız milliyetçi demokratlarındır, muhafazakâr demokratlarındır, elbette sosyal demokratlarındır. Kürt'ü, Türk'ü, Laz'ı, Çerkez'iyle, Alevi'si, Sünni'siyle Türkiye'nin bütün demokratlarınındır başarı."

"O GÜN BUGÜN BIRAKMIYORUM"

"Burası Atatürk'ün 7 kez geldiği bir kenttir. 2'sinde istasyonda, trende ve trenin hemen dışında Manisalılarla görüşmüş. 5 kez bu kente gelmiş ve gitmiştir Atatürk. Bu kent bir Cumhuriyet kentidir. Geçmişte bu kente çok büyük haksızlıklar yaptılar. Manisa'yı Soma'dan başlayarak, Twitter başında olur olmaz eleştiriler oldu. Biz hep bu kenti çok sevdik. Arkamızdaki Spil Dağı, kardeşim Barış gibi burnumda tüter benim. 15 gün görmedim mi burnumun direği sızlar. Atatürk'ün geldiği istasyon 500 metre aşağıda. Ondan 100 metre sonra mezun olduğum Gazi İlkokulu var. Semra Güven, kardeşim Barış'ın ilkokul öğretmenidir. Beni Gülseren Hasyamanlar okuturken, en yakın arkadaşı Semra Güven öğlencileri okuturdu. Biz sabahçıydık, Semra Hocam öğlenciydi. Sonra da Semih Hocam ile kolejde görev yaptı. Manisa Gazi İlkokulu'ndan 100 metre beriye, Manisa Doğumevi var. Benim doğduğum yer. 50 metre ileride Kız Meslek Lisesi var. Sayın Valimizle birlikte yürüdük. Anlatıyorum, burası ilkokulum, burası doğduğum yer, burası kız meslek lisesi deyince, Bektaş Valim. Sonra Rize'ye gitti. Böyle dedi ki 'Burası da değildir herhalde.' Dedim ki, anaokulunda 2 sene kız meslek lisesinin ana sınıfında okudum. Çok önemli bir olay yaşandı. 5 yaşında. Müsamere var. İlk kez sahneye çıktım. Bir tane nikelajlı mikrofon verdiler. Şiir okuyacağım. Çıktım şiiri okuyorum, ikinci kıtanın üçüncü mısrasında takıldım kaldım. Herkes bana bakıyor, ben onlara bakıyorum. Attım mikrofonu, tak diye düştü koca mikrofon. Kaçtım içeri. Hoca beni tuttu, çırptı iki kolumdan. Böyle yaptı, dedi ki 'Git o mikrofonu al eline ve bir daha da bırakma'. O gün bugün bırakmıyorum."

"MANİSA ATATÜRK'ÜN KENTİDİR, CUMHURİYET KENTİDİR"

"Ben yıllardır CHP'nin daha fazla kadın ve gençle siyaset yapmasını savundum. Gençlik Kolları Genel Başkanımız Gençosman Başkan, son 3 yılına tanık. Ondan önce 5 yıl boyunca önceki gençlik kolları başkanlarımız, milletvekili listeleri yapılırken ben ilk olarak şunu söylerim. Mutlaka gençlik kolları genel başkanını, kadın kolları genel başkanını milletvekili yapmalıyız. Bu makamlara değer katmak için. 3 dönemdir hep söylemişimdir. Demişimdir ki gençler için ve kadınlar için CHP çekim merkezi haline gelmeli. Cumhuriyet'in kodlarında genç ve kadın var. Gülşah Durbay, 20 yaşındaydı. Ben Manisa Belediye Başkan adayıydım, bizimle broşür dağıtıyordu. Bugün Gülşah Şehzadeler'in, Şehzadeler deyip geçmeyin. Saray-ı Amire, Osmanlı'nın Anadolu'daki tek sarayının üstündeyiz. Korunamamış ayrı konu. Çok az kalıntısı var. Mimar Sinan'ın Ege'deki tek eserinin, ustalık eserlerini yapmadan önce yaptığı son eserinin, Muradiye Cami'nin, Selçuklu'dan kalan Hatuniye Cami'nin, mesir saçılan Sultan Cami'nin, Türklerin en önemli milli parklarından bir tanesi Spil Dağı'nın bulunduğu bu yerin belediye başkanı 34 yaşında genç bir kadın. Manisa'yı artık başka bir şeyle anmayacaklar. Menemen'de Kubilay'ı katledenler, Manisa'ya doğru kaçmış, yok Manisa'dan gelmişler, yok Manisa tarikat yuvasıymış, Manisa Atatürk'ün kentidir, Cumhuriyet kentidir. Manisa hangi görüşten olursa olsun dünyanın en iyi kalpli, en mert ve namuslu insanlarının yaşadığı bir şehirdir. Manisa ile sonuna kadar gurur duyuyoruz."

"FERDİ BAŞKAN'IN ÖNCÜLÜĞÜNDE MANİSA BEYAZ FİL'İNE SAHİP ÇIKTI"

"Gelelim Ferdi Zeyrek'e, Ferdi Zeyrek 20 yıldır tanıdığım, Eczacı Odası Başkanıyken tanıştığımız, Mimarlar Odasında Başkanlık yapmış, Manisa'nın varlıklarına sahip çıkmış. Beyaz Fil var. Yakında onu tekrar kazandıracağız. Gözbebeğimiz. 1960'larda sebze halidir oraları. Demişler ki hali taşıyalım. Oraya kültür ve sanat merkezi yapalım. Orada Beyaz Fil sineması vardı. Ama mimari o günün şartların uymamış. Sinema çok kullanıldı, biz de gittik. Tiyatro salonu daha sonra başka bir amaca dönüştürülmüş. Oda orkestrası diye düşünülen yer noter yapılmış filan. Sonradan iş hanı, tamamı SSK'ya verildi. Üstü Sosyal Sigortalar Kurum binasıydı. Orayı sattılar. Yıkmaya kalktılar, Ferdi Başkan'ın öncülüğünde Manisa Beyaz Fil'ine sahip çıktı. Karşıda Fatih Sergi Salonu var. Onun arkasında mutlaka anlatan olmuştur, at üstünde Fatih'i anlattınız değil mi? Fatih Sultan Mehmet'in yetiştiği has bahçe orası. Fatih Sultan Mehmet 18-19 yaşındayken, ilk önce bir tahta çıkıyor, geri geliyor buraya. İkinci tahta çıkışı. 19 yaşında babasının vefatını duyuyor. Taht Fatih Sultan Mehmet'i çağırıyor. Oturuyor orada. Diz çöküyor. Atına biniyor. Edirne'ye gidiyor. Başkent. Atına biniyor, dönüyor arkasındakilere diyor ki, 'Beni seven arkamdan gelsin'. Dörtnala Edirne'ye gidiyor. Burada, Fatih Parkı'nda at binmeyi öğrendi. O atla dörtnala, dört kere su içiyor hayvan, bir kere yem yiyor. Edirne'ye varıyor. 2 yıl hazırlanıyor. Manisa'dan çıktığı yolun sonunda İstanbul'u, dünyanın en büyük, en iyi mühendislerini getiriyor. En güçlü topları döktürüyor. Fatih burada yetişmiş, çağın çok ilerisinde, 6 yabancı dil bilen, kitapları tercüme eden, mühendisliğe önem veren, hesap ve kitap yapan, ufku çok geniş birisi. Gidiyor, 21 yaşında gemileri karadan yürüterek, İstanbul'u fethediyor. Bir çağı kapatıyor, bir çağ açıyor. Fatih'in yetiştiği yerin önünde Fatih Nikâh Salonu var. O hepimizin evlendiği Fatih Nikâh Salonunu TÜRGEV'e, TÜGVA'ya verdiler. 25 yıllığına TÜGVA'ya. İl başkanlarımız, ilçe başkanlarımız, belediye meclis üyelerimiz, Ferdi Başkanımız büyük bir mücadele ile Beyaz Fil'i de kurtardılar. Burayı da geri aldık."

"DENİZLİ'Yİ KAZANDI, BİR DE ÜSTÜNE BENDEN MOTOR KAZANDI"

"Denizli İl Başkanımız Ali Osman Horzum çok tatlı adam. Seçimden önce bir gün sohbet ederken adayı belirledik. Nuri Başkan'ı. Dedi ki, 'Başkanım iki büyük hayalim var. İnşallah gerçekleştireceğim birincisini'. Dedi ki 'Denizli Büyükşehri almak'. 'İkincisi ne' dedim, dedi ki 'Kırmızı bir vespa alıp kazandığım şehirde gezmek istiyorum'. Ben de dedim ki 'Büyükşehri al vespa benden'. İlk anketler geldi. 12 puan gerideydik. 8 puana düştü. Ben aradım bunları, 'yüklenin' diye. Diyor ki 'Kazanacağım ama motor kırmızı olabilir mi?' Dedim 'olur'. Seçim gecesine geldik, fark iyice azalmıştı. Burada mitingi yaptık. Denizli'ye gittim. Muhteşem bir miting yaptılar. Gördüğümüz en güzel mitinglerden birisiydi. Ondan sonra ben iyice umutlandım. Seçim günü altın sandık diye bir uygulama var. Doğru sandıklardan erken sonuç alırsan seçim sonucunu erken tahmin edebiliyorsun. Denizli'ye 70 tane altın sandık bildirmişiz. Seçimin akşamı saat 9'a geliyor. Denizli daha 4 altın sandık girmiş. Çok sinirlendim. Aradım hemen. 'Ali Osman Başkan' dedim, 'Ne yapıyorsun?' 'İyiyim başkanım, geliyoruz, alıyoruz' filan. 'Ben anlamam' dedim. 'Altın sandıkları girmemişsin'. 'Yahu başkanım' dedi, 'Büyük bir heyecan var. Alıyoruz seçimi'. 'Ben anlamam' dedim, 'Disiplinden ayrılma. Altın sandıklar girilecek. Anlaştık mı?' 'Anlaştık başkanım' dedi. Tam kapatıyorum, dedi ki Ali Osman Horzum. 'Ben de bir şey söyleyebilir miyim, benim de bir ricam olsun mu?' 'Olsun' dedim. 'Motor 300 cc. olabilir mi' dedi. 'Sen al seçimi, olsun 300 cc' dedim. 'Kapat' dedim, kapattım telefonu. Bunlar seçimi kazandı. Nuri Çavuşoğlu, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi. Ben Türkiye'yi kazanırken, adam Denizli'yi kazandı, bir de üstüne benden motor kazandı."

"MANİSA'DA MESİR ŞENLİKLERİNDE 100'DEN FAZLA ÜLKEDEN İNSAN GELECEK"

"Dün sokaklardaydık. Etkinliklerin bir kısmını takip ettik. Ferdi Başkan'ın elinin değdiği belli. Çok kısa sürede şehirde, 5 büyük konser. 9 küçük yerde canlı müzik. Üniversite öğrencileri, Manisalılar. Dünyanın dört bir yanından gelmiş yabancı ekipler filan. Ama tabi bu sene olduğu kadar oldu. Ben hep yıllardır söylerim. İspanya'da 15 azgın boğayı, önünden millet kaçıyor. Bütün dünya o festivali izliyor. Yapılan iş ne? Boğanın önünden kaçmak. Domates festivali var. Bütün millet birbirine domates atıyor. Bütün dünya biliyor ve izliyor. 180 ülkeden turist geliyor. Dünyanın en eski halk ilaçlarından bir tanesi. Kanuni Sultan Süleyman'ın validesini iyi etmiş, 41 çeşit baharattan yapılmış bir ilaç. İşin tıp yönü var. Mistik yönü var. Örfü, adeti, sağlığı, her şeyi var bunun içinde. Dünyanın böyle bir ürünü, dünya haberdar değil. Kubbe ve minarelerden saçılacak. İnanılmaz bir ritüel. Eller şifaya kalkacak. Bununla bugün Manisa'da, dünyanın dört bir yanından, 150 ülkeden, 10 bin turist yoksa bu mesir festivali iyi yapılmıyor demektir. En iyisini yapacağız. Bu mesir gibi bir ürün, 484 yıldır bu topraklarda karılıyor. Bu topraklarda saçılıyor. Bu gelenek korunuyor. 4 yıl yapılmadı. 3 yıl pandemiden. Geçen sene depremden dolayı. Pandemide yapın dedim. Ama bundan sonra inşallah iyi ve kötü günden mesir festivali devam edecek. Bütün dünya mesirden haberdar olacak. Bir gün gelecek bu Manisa'da mesir şenliklerinde 100'den fazla ülkeden insan gelecek ve bu şenlikleri takip edecek. Manisa'ya da Türkiye'ye de iyi gelecek."

"BU ŞEHRİN DÖRT BİR TARAFI TURİSTİ VE TURİZMİ HAK EDİYOR"

"Akhisar'daki havaalanının uluslararası uçuşların da yapılabileceği müsaitlikte sivilleştirilmesi, asker ve sivil birlikte kullanılması lazım. Şurada Sart Harabeleri var. Kimse bilmiyor. Dünyanın devlet güvencesinde basılan ilk parasıdır. Devlet altını karşılığında para basmış, dolaşıma sokmuş. İlerisinde Osmanlı'nın darphanesi var. Ağlayan kayasından tutun, Akhisar ile Bergama ile Sart arasındaki Akhisar'daki kral mezarlarına kadar. Bu şehrin dört bir tarafı turisti ve turizmi hak ediyor."

"BU ŞEHRE BARIŞI, KARDEŞLİĞİ VE BİRLİKTELİĞİ GETİRECEĞİZ"

"Hayat fena halde futbola benzer diyorlar ya. Siyaset çok fena halde futbola benzer. Iniesta çok genç yaşında, herhalde 6 yaşında Barcelona futbol okulundan başlayıp, takım kaptanlığına kadar gitmiş. Muhteşem bir oyuncu. Ona soruyorlar. 'Barcelona'da size ilk neyi öğretirler' diye. Iniesta diyor ki 'Kaybetmeyi' diyor. İlk gün gidersin, herkes yeni sanırsın, 7'şerden iki takım. Öbür 7'si zaten takımın en iyileri. Seni bir güzel yenerler. Hocalar bakar. Tekme mi atıyorsun, küfür mü ediyorsun, çelme mi takıyorsun, çamur mu yapıyorsun? Sonra bunları düzeltmeye başlarlar. Rakibe saygı duymayı, rakibi tanımayı, kaybedince tebrik etmeyi bilmeyi, kazandığında kibirli olmamayı öğrenirsin çünkü Barcelona çok kazanan bir takımdır. Oyuncular kaybetmeyi bilmezse, birkaç kayıp krize dönüşür. O yüzden bize kaybetmeyi öğretirler. Biz siyasette hep kaybettik. Defalarca kaybettik. 2009'da kaybettik. 2014'te kaybettik. 2019'da kaybettik. Ama her bayram, valiliğin bayram kutlamasına gün oldu 2 kişi gittik. Gün oldu 7 kişi gittik ama her bayram gittik. Buranın alay komutanı bana şunu diyor geçen törende. Dedi ki 'Özgür Bey çok yere gittim ama sizin kadar şehrine bağlı milletvekili görmedim' dedi. Ben genel başkan oldum ve yine geldim. Eğer kaybetmeyi hazmedemiyorsan, kaybetmeyi bilmiyorsan kazanmayı öğrenemiyorsun. Rakibi tebrik etmek ve saygı duymak erdemdir. Rakibini tanımayan, rakibini yenemez. O yüzden centilmenlikten, iyi niyetten asla taviz vermeden, yenile yenile, kaybede kaybede kazanmayı öğrendik. Geçtiğimiz günlerde bir bayram kutlaması vardı. Biz sıfır belediye başkanı ile gidiyorduk oraya. Geçen sefer 4 oldu, şimdi bir baktık 18'de 15 olmuş. Belediye meclisinde 3 kişiydik, 7 olmuştuk. 70 olmuşuz. Ama bir baktık o kutlamada AKP'den ve MHP'den ne il başkanı ve ne milletvekili. Hiçbiri gelmemiş. İlk kez kaybediyorlar. O gün il başkanıma dedim ki, 'Burada kusur onlarda değil. Demek ki biz bir şeyi yanlış yapıyoruz. Eğer kaybeden buraya gelmiyorsa, bir eksik var'. 'Bundan sonraki bayramlarda' dedim, 'Bayram töreninden iki gün önce, biz düzenlemiyoruz, valilik. AKP ve MHP, diğer partilerin il başkanlarını ara ve birlikte gidelim de'. Demek ki onlar kaybetme psikolojisi ile itilmiş hissettiler. Biz senelerdir kaybetmiş parti olarak, muhalefetteki parti olarak, belediye seçimini kaybetmiş aday olarak ilk tebriğe ben gittim. Her bayramda sıraya geçtik. Biz kaybede kaybede kazandığımız bu şehre barışı, kardeşliği ve birlikteliği getireceğiz."
Fenerbahçe umudunu son 2 haftaya taşıdı
Sarı-lacivertliler Kayserispor'u 3 golle geçti
Aslan şampiyonluğa koşuyor
Son dakika golü ligin kaderini değiştirdi
'Etki Ajanı' düzenlemesinde amaç ne?
Muhalefet temkinli, iktidar sessiz
Siyasete girdiğine pişman olmuş
'Hayatımın en büyük hatasıydı'
Gazze’de güvenli nokta kalmadı
Katliam 219'uncu gününde
Annelerin gündemi ekonomik sorunlar
Çalışmayan anneler daha mutlu
Üretici de tüketici de zararda
Patates depoda 4 lira markette 20 lira
Uyarıları dinlemeden denize girdiler
Tatilciler son anda kurtarıldı
Gökyüzünde eşsiz manzara
Kuzey Işıkları Kuzeyce'de
'Sinan Ateş cinayeti başka bir yere evrilecek'
BTP lideri gündemi değerlendirdi
Erdoğan'ın çağrısına Ostim'den cevap geldi
Togg zırhla kaplandı
UNRWA bildirdi
Refah'tan 300 bin kişi zorla göç ettirildi
Anneler gününde anne cinneti
9 yaşındaki çocuğunu öldürdü
Açık artırma ile satılacak
Sahibinden satılık kilise!
Yunanistan'dan iade-i ziyaret
Miçotakis yarın Ankara'ya geliyor
Fenerbahçe umudunu son 2 haftaya taşıdı
Sarı-lacivertliler Kayserispor'u 3 golle geçti
Aslan şampiyonluğa koşuyor
Son dakika golü ligin kaderini değiştirdi
'Etki Ajanı' düzenlemesinde amaç ne?
Muhalefet temkinli, iktidar sessiz
Siyasete girdiğine pişman olmuş
'Hayatımın en büyük hatasıydı'
Gazze’de güvenli nokta kalmadı
Katliam 219'uncu gününde
Annelerin gündemi ekonomik sorunlar
Çalışmayan anneler daha mutlu
Üretici de tüketici de zararda
Patates depoda 4 lira markette 20 lira
Uyarıları dinlemeden denize girdiler
Tatilciler son anda kurtarıldı
Gökyüzünde eşsiz manzara
Kuzey Işıkları Kuzeyce'de
'Sinan Ateş cinayeti başka bir yere evrilecek'
BTP lideri gündemi değerlendirdi
Erdoğan'ın çağrısına Ostim'den cevap geldi
Togg zırhla kaplandı
UNRWA bildirdi
Refah'tan 300 bin kişi zorla göç ettirildi
Anneler gününde anne cinneti
9 yaşındaki çocuğunu öldürdü
Açık artırma ile satılacak
Sahibinden satılık kilise!
Yunanistan'dan iade-i ziyaret
Miçotakis yarın Ankara'ya geliyor

Erdoğan'ın memleketinde çay fiyatına tepki: Algıyı değil ülkeyi yönetin

"Açıklanan bu fiyatı kabul etmiyoruz. Acilen revize edilerek en azından çayın geleceği için sürdürülebilir bir fiyat verilmelidir."
12.05.2024 22:10:00 / Güncelleme: 12.05.2024 22:18:30
Ahmet Şimşek
Erdoğan'ın memleketinde çay fiyatına tepki: Algıyı değil ülkeyi yönetin
Erdoğan'ın memleketinde çay fiyatına tepki: Algıyı değil ülkeyi yönetin
Tarım ve Orman Bakanlığı'nın dün sosyal medya hesaplarından 19 TL olarak açıkladığı 2024 yılı yaş çay alım fiyatına yönelik tepkiler devam ediyor.

Bugün Rizeli bir çay üreticisi, yanında getirdiği bir çuval çayı Rize AKP İl Başkanlığı önüne dökerek açıklanan çay alım fiyatına tepki gösterdi.

Yaş çay alım fiyatına bir tepki de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın baba ocağı Güneysu'dan geldi.

31 Mart seçimlerinde CHP'nin Güneysu Belediye Başkan Adayı olan Hüseyin Yanık, "Algıyı değil ülkeyi yönetin" diyerek açıklanan fiyata tepki gösterdi.

"Köyler viraneye tarlalar dikenliğe dönüşecek"

Tarım ve Orman Bakanlığından yapılan açıklamada 2024 yılında çay üreticisinin eline kg başına 19 TL geçeceğinin duyurulduğunu ancak bunun doğru olmadığını ifade eden Yanık, "Bu 19 TL 'nin 2 lirası destekleme fiyatı. Bu 2 TL bir yıl sonra 2025 mayısında ödenecek, geri kalan 17 TL  de brüt fiyat. Kesintilerle bu 16,60 TL'ye kadar düşecek. Bu durumda üreticinin eline kilogram başına 19 TL değil 16 küsur TL geçecek.  Oysa ki 1 kg çayın kantara gelene kadar; gübre, işçilik, nakliye maliyetleri toplandığında zaten yaklaşık 16 TL gibi bir maliyet oluşuyor. Verilen fiyat çay tarımını sürdürülebilir olmaktan çıkarmıştır. Bu fiyat politikasıyla kısa zamanda köyler viraneye tarlalar dikenliğe dönüşecektir." dedi.



Kendisi de çay üreticisi olan Hüseyin Yanık, "Kaldı ki 19 TL dahi olsa yeterli değil. 2023 yılında Mayıs ayından günümüze reel eflasyon verileri incelendiğinde yüzde 300'un üzerindedir. Enflasyonu baz alırsak olması gereken fiyat 30 TL'nin üzerindedir. Lakin bizim talebimiz sürdürülebilirliğin devamı için en az 25 liraydı." şeklinde konuştu.

"Soframızdan iki ekmeği aldılar"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2002 yılında henüz sade bir vatandaşken Güneysu meydanda yaptığı bir konuşmada "Ankara'ya gittiğim gün çay 1 TL olacak. Bu nedir böyle Allah'ın verdiğine kota olur mu?" dediğini hatırlatan Yanık, sözlerini şöyle tamamladı:

"O gün 1 kg çay ile 300 Gr üç ekmek alınıyordu. Bugünkü fiyatla ise 250 grama düşen ekmekten dahi 2 tane alınamıyor. O günden bugüne tam 22 yıl geçti. Kota hala devam ederken soframızdan 2 ekmeği aldılar. Açıklanan bu fiyatı kabul etmiyoruz. Acilen revize edilerek en azından çayın geleceği için sürdürülebilir bir fiyat verilmelidir."

Edirne'de 'tiny house'lara izin verilmeyecek

Edirne Valisi Yunus Sezer, Edirne'nin kıymetli tarım arazilerini korumak maksadıyla tiny house (küçük ev) ve kaçak yapılara izin vermeyeceklerini söyledi. Sezer, Keşan ve Enez bölgesinde incelemede bulundu
12.05.2024 17:49:00
Haber Merkezi
Edirne'de 'tiny house'lara izin verilmeyecek
Edirne'de 'tiny house'lara izin verilmeyecek
Edirne Valisi Yunus Sezer, Edirne'nin kıymetli tarım arazilerini korumak maksadıyla tiny house (küçük ev) ve kaçak yapılara izin vermeyeceklerini söyledi. Sezer, Keşan ve Enez bölgesinde incelemede bulundu. İncelemelerinin ardından gazetecilere açıklama yapan Sezer, bölgedeki tüm muhtarlara genelge gönderdiklerini, tiny house ya da kaçak yapılara müsaade edilmeyeceğini kesin bir dille anlattıklarını söyledi.

Tiny house yapılarının giderek arttığını ifade eden Sezer, şunları kaydetti: "Her geldiğimde burada mantar gibi türüyorlar. Bu tiny house adı altında 'römork' diyor adam 'plakası var' diyor ama bakıyorsun aracı koyuyor oraya, altyapısını yapıyor önüne bir de havuz yapıyor. Bu hafta 40 tane kaldırdık. Bundan sonra da bunlara müsaade etmeyeceğiz. Çünkü hukuki değil yaptıkları. Burada tarım arazilerimiz çok değerli, burası turizm bölgesi. Buranın sağlıksız bir şekilde yapılaşmasına izin vermememiz lazım. Gelecek nesillere, evlatlarınıza güzel bir Saros Körfezi, güzel bir Keşan, güzel bir Enez bırakalım. Hayır duasıyla yad etsinler. Şimdi herkese müsaade edersek bunun altından kalkamayız. Bununla ilgili hukuki gerekçelerimiz de var."

Trakya'da kuraklık kapıda

Trakya Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Utku Güner, Türkiye'nin önemli tarımsal üretim merkezlerinden Trakya'da, iklim değişikliğine bağlı olarak gelecek yıllarda kuraklık yaşanabileceğini söyledi
12.05.2024 17:44:00
AA
Trakya'da kuraklık kapıda
Trakya'da kuraklık kapıda
Trakya Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Utku Güner, Türkiye'nin önemli tarımsal üretim merkezlerinden Trakya'da, iklim değişikliğine bağlı olarak gelecek yıllarda kuraklık yaşanabileceğini söyledi. Prof. Dr. Güner, iklim değişikliğinin insan hayatını olumsuz etkilemeye devam ettiğini belirtti.

Ortalama sıcaklıkların özellikle son 70 yılda sürekli yükseldiğine dikkati çeken Güner, "Araştırmalar Trakya'da gelecek 40-50 yıl içerisinde sıcaklıklarda 1 derecelik bir artış olacağını ve buna bağlı kuraklık yaşanabileceğini gösteriyor. Trakya Türkiye'nin en güzel topraklarına sahip, sulu tarım yapılabilen bir alanı" dedi.

Güner, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltmak için tüm alanlarda önlemlerin alınması gerektiğini dile getirdi. Suyun insan yaşamı için hayati önemi olduğunu aktaran Güner, şunları kaydetti: "Suyun en çok kullanıldığı yer yüzde 70'lik oranla tarım. Kuraklık durumu da en çok tarımı etkileyecek. Su kıtlığı dendiğinde akıllara hemen evlerde su sıkıntısı yaşanacağı geliyor ancak en çok tarımsal üretim bundan etkilenecek. Tarımdan sonra en çok endüstriyel üretimde su kullanılıyor, kentsel kullanım bu alanda son sırada.

Bu açıdan değerlendirdiğimizde su kıtlığına bağlı olarak tarımsal ürünlerin yetiştirilmesinde değişiklikler göreceğiz. Kuraklık ve su sıkıntısı ciddi boyutlara ulaşırsa bu durum insanların bu bölgeden uzaklaşmasına yol açacak." Güner, özellikle tarımda modern sulama teknikleriyle ciddi miktarda su tasarrufu yapılabileceğine dikkati çekti. Vahşi sulama yöntemlerinden uzaklaşılması gerektiğini belirten Güner, "Üstü açık kanallardan su akıyor, eski teknikler kullanılıyor. Damla sulama yöntemine geçilmesi gerekli. Tarımda yüzde 5'lik bir su tasarrufu evlerde kullanılan tüm su miktarına bedel durumda" diye konuştu.

Sınır güvenliği devletlerin bekası için hayati önem taşıyor

Sınır güvenliği, bir devletin egemenliğinin en temel göstergelerinden biridir
12.05.2024 12:18:00
Hasan Parlak
Sınır güvenliği devletlerin bekası için hayati önem taşıyor
Sınır güvenliği devletlerin bekası için hayati önem taşıyor
Sınır güvenliği, bir devletin egemenliğinin en temel göstergelerinden biridir. Sınır güvenliği, bir ülkenin toprak bütünlüğünü, egemenliğini ve halkının güvenliğini koruma açısından hayati öneme sahiptir.

Ulusal güvenliğin sağlanması, ekonomik istikrarın korunması ve toplumsal huzurun devamı için kritik bir öneme sahiptir.

Küreselleşen dünyada, sınırların korunması daha da zorlaşmakta ve devletler bu meydan okumaya karşı yeni tedbirler geliştirmek zorunda kalmaktadır.

Sınırlar, yalnızca coğrafi çizgiler değil, aynı zamanda kültürel, ekonomik ve siyasi etkileşimlerin merkezidir. Sınır güvenliği, kaçakçılık, yasa dışı göç, terörizm gibi tehditlere karşı koruma sağlar ve ulusal güvenlik için stratejik bir rol oynar.

Alınacak Tedbirler

Fiziki Güvenlik Önlemleri: Sınır hattı boyunca duvarlar, çitler ve gözetleme kuleleri gibi fiziki engellerin inşası.

Teknolojik Yatırımlar: İleri gözetleme teknolojileri, dronlar, termal kameralar ve hareket dedektörleri gibi teknolojik araçların kullanımı.

Eğitim ve İstihbarat: Sınır güvenlik personelinin eğitimi ve istihbarat kapasitesinin artırılması.

Uluslararası İş Birliği: Komşu ülkelerle iş birliği ve koordinasyon içinde çalışarak sınır güvenliğini artırmak.

Hukuki Düzenlemeler: Sınır ihlallerine karşı caydırıcı yasal düzenlemelerin yapılması ve uygulanması.

Entegre Sınır Yönetimi: Sınır yönetiminde kurumlar arası ve uluslararası iş birliğinin güçlendirilmesi.

Sınır güvenliği, devletlerin bekası için kritik bir öneme sahiptir. Çeşitli tehditlere karşı etkili bir koruma sağlamak için fiziki, teknolojik, eğitim ve hukuki tedbirlerin yanı sıra, uluslararası iş birliği ve entegre sınır yönetimi yaklaşımları da büyük önem taşır.

Bu tedbirler, sınırların ve devletlerin güvenliğini sağlarken, aynı zamanda insan, sermaye ve malların yasal serbest geçişlerini kolaylaştırarak refah ve ekonomiye katkı sağlar.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.