‘O zinadan daha ağır bir günahtır’
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor ki: “Aman dedikodudan kaçınınız, çünkü o zinadan daha ağır bir günahtır”
16.02.2024 11:54:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
İmam Gazali hazretleri şöyle buyurdu:
Kâ'b (r.a.) der ki: "Bir kitapta okuduğuma göre dedikodudan tövbe edenler Cennet'e en arkadan girerler. Öte yandan dedikoduculukta ısrar ederek ölenler de herkesten önce Cehennem'e girerler."
Allah (c.c.) buyuruyor ki: "Gerek birinin arkasından atıp tutanların (hümeze) ve gerekse başkalarına, yüzlerine karşı hakaret edenlerin (lümeze) her ikisinin de vay haline!" (Hümeze Suresi, 1).
Bu ayet-i kerime, Velid ibn-i Mugîre hakkında nâzil oldu. Çünkü Peygamberimize (s.a.v.) ve bütün Müslümanların yüzlerine karşı alay ve hakaret ediyordu.
Bilindiği gibi hususi bir nüzul sebebine dayanan ayet-i kerimenin hükmü umumi olabilir.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor ki: "Aman dedikodudan kaçınınız, çünkü o zinadan daha ağır bir günahtır."
Sahabiler, Peygamberimize, "Dedikodu nasıl olur da zinadan daha ağır olabilir?" diye sordular.
Peygamberimiz (s.a.v.) bu soruya, "Çünkü insan zina edip tövbe edince Allah (c.c) tövbesini kabul eder fakat hakkında dedikodu yapılan kimse bağışlamadıkça dedikoducunun affedilmesi mümkün değildir" buyurdu.
Dedikodu yapan kimse önce pişmanlık duyup tövbe etmelidir, böylece Allah (c.c.) hakkından kurtulmuş olur. Arkasından da hakkında dedikodu yaptığı kimseden de helâllik alması gerekir, eğer adam hakkını helâl ederse ancak o zaman kul hakkından kurtulmuş olabilir.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor ki: "Müslüman kardeşi hakkında dedikodu yapan kimsenin Kıyamet günü, Allah (c.c.) yüzünü kıçına çevirir."
Buna göre dedikodu yapan kimse, yerinden kalkmadan ve dedikodusu karşı tarafın kulağına varmadan önce Allah'tan onun için af dilemelidir. Çünkü dedikoducu, haber karşı tarafın kulağına varmadan tövbe ettiği takdirde, ortada sadece Allah hakkı söz konusu olduğu için tövbesi kabul edilir.
Yerine getirilmeyen namaz, oruç, zekât ve hac borçları, bu borçlar kaza edilmedikçe tövbe ile ortadan kalkmaz. Doğrusunu Allah bilir.
(Mükaşefetü'l-Kulüb'den…)
Kâ'b (r.a.) der ki: "Bir kitapta okuduğuma göre dedikodudan tövbe edenler Cennet'e en arkadan girerler. Öte yandan dedikoduculukta ısrar ederek ölenler de herkesten önce Cehennem'e girerler."
Allah (c.c.) buyuruyor ki: "Gerek birinin arkasından atıp tutanların (hümeze) ve gerekse başkalarına, yüzlerine karşı hakaret edenlerin (lümeze) her ikisinin de vay haline!" (Hümeze Suresi, 1).
Bu ayet-i kerime, Velid ibn-i Mugîre hakkında nâzil oldu. Çünkü Peygamberimize (s.a.v.) ve bütün Müslümanların yüzlerine karşı alay ve hakaret ediyordu.
Bilindiği gibi hususi bir nüzul sebebine dayanan ayet-i kerimenin hükmü umumi olabilir.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor ki: "Aman dedikodudan kaçınınız, çünkü o zinadan daha ağır bir günahtır."
Sahabiler, Peygamberimize, "Dedikodu nasıl olur da zinadan daha ağır olabilir?" diye sordular.
Peygamberimiz (s.a.v.) bu soruya, "Çünkü insan zina edip tövbe edince Allah (c.c) tövbesini kabul eder fakat hakkında dedikodu yapılan kimse bağışlamadıkça dedikoducunun affedilmesi mümkün değildir" buyurdu.
Dedikodu yapan kimse önce pişmanlık duyup tövbe etmelidir, böylece Allah (c.c.) hakkından kurtulmuş olur. Arkasından da hakkında dedikodu yaptığı kimseden de helâllik alması gerekir, eğer adam hakkını helâl ederse ancak o zaman kul hakkından kurtulmuş olabilir.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor ki: "Müslüman kardeşi hakkında dedikodu yapan kimsenin Kıyamet günü, Allah (c.c.) yüzünü kıçına çevirir."
Buna göre dedikodu yapan kimse, yerinden kalkmadan ve dedikodusu karşı tarafın kulağına varmadan önce Allah'tan onun için af dilemelidir. Çünkü dedikoducu, haber karşı tarafın kulağına varmadan tövbe ettiği takdirde, ortada sadece Allah hakkı söz konusu olduğu için tövbesi kabul edilir.
Yerine getirilmeyen namaz, oruç, zekât ve hac borçları, bu borçlar kaza edilmedikçe tövbe ile ortadan kalkmaz. Doğrusunu Allah bilir.
(Mükaşefetü'l-Kulüb'den…)