Başbakan Erdoğan'nın Diyarbakır yaklaşımı cini şişeden çıkardı.
Demokratik haklar, AB kriterleri, birinci sınıf vatandaşlık söylemleri ve örtüsü altında saklanan "ırkcı bölücülük" cinini artık şişeye sokmak imkansız gibi.
Başbakan bir kere "Kürt sorunu", "devlet özür dilemeli", "çözüm demokratik hürriyet" dedikten sonra, Türk milletini etnik bir alt kimliğe, icra eden Kürtlüğü ise etkinlikten devlet olma hakkına sahip millet katına yükselten güruh ardı sıra ötmeye başladı.
Bölücü terör örgütü PKK'dan onun siyasi uzantısı Zana'gillerden Şeyh Sait'in torunu Abdülmelik Fırat'tan, Şerafettin Elçisine kadar hepsinin ortak paydası tek millet, tek devlet anlayışını dinamitleyerek, PKK'ya en çok mesafe koyan, sözde Kürtçü aydınlar dahi federasyon lafını etmeye başladılar.
Ve PKK dahil Türkiye'yi iki uluslu devlete dönüştürme fırsatını yakaladıklarını düşünenlerin hepsi Erdoğan'a mersiyeler, methiyeler diziyor, "aferin amma yetmez, biraz daha gayret" nutukları çekiyorlar.
Ve her geçen gün bölücülere çanak tutan AKP iktidarı ile terör ve bölücü hareketler arasında çöp çatanlık yapan başta Doğan medya ve Gülen medya organları üst üste patlattıkları röportajlarla bölücü örgüte karşı selam durmuşken terörün baş sorumlusu olarak "askeri" kirli parmakları ile işaret ediyorlar.
Önce Gülen medya grubunda Kürtçü sözde aydın, terörün derin devletin işi olduğunu ima eden röportaj patlatılıyor.
Ardından Doğan medya Apo'nun güdümündeki bir yasaklı politikacıya, benzer sözleri söylettiriyor. Hem de PKK'yı temize çıkarttırarak.
Ardından Doğan ve Ciner medyası yine etnik bölücülüğü savunan politikacıların Erdoğan'a yeni kızıl elmalarını işaretliyor. "Federasyon" sihirli çözümü gündem edilip, fotoğrafın üçüncü karesi de tamamlanıyor.
Başbakan'nın Diyarbakır yaklaşımı ile kısıtlı yetkilerinden şikayetçi askerin konuşma hakkı da elinden alınmış olmalı ki bu açık ve çirkin ithamların karşısında sessizlik orucuna yatmış görünüyorlar.
Başbakan'ın son çıkışı ile bölücülerin durumdan vazife çıkararak olabildiğince yetkilendikleri bir dönemde kısıtlı yetkilere sahip askeri cenahın sessizliğini yine aynı Doğan medya gurupları Başbakan'a örtülü destek olarak yorumluyorlar.
Böyle bir karambolde yapılan son MGK toplantısını iyi tahlil etmek gerekiyor.
Başörtüsü gibi meşru demokratik ve temel hukuk taleplerine ortak bir refleksle tepki veren Devlet, Başbakan'ın hesapsız çıkışı ile alevlenen etnik taleplere karşı bir net davranış ortaya koymaz veya koyamazsa milletçe yandığımızın resmidir.
O zaman milletin devletine ve kendi kendine yabancılaşma süreci bu topraklar için ellerini ovuşturanların "operasyonu hızlandırması" ile sonuçlanacaktır.
O zaman, vay bize, vaylar bize.
Demokratik haklar, AB kriterleri, birinci sınıf vatandaşlık söylemleri ve örtüsü altında saklanan "ırkcı bölücülük" cinini artık şişeye sokmak imkansız gibi.
Başbakan bir kere "Kürt sorunu", "devlet özür dilemeli", "çözüm demokratik hürriyet" dedikten sonra, Türk milletini etnik bir alt kimliğe, icra eden Kürtlüğü ise etkinlikten devlet olma hakkına sahip millet katına yükselten güruh ardı sıra ötmeye başladı.
Bölücü terör örgütü PKK'dan onun siyasi uzantısı Zana'gillerden Şeyh Sait'in torunu Abdülmelik Fırat'tan, Şerafettin Elçisine kadar hepsinin ortak paydası tek millet, tek devlet anlayışını dinamitleyerek, PKK'ya en çok mesafe koyan, sözde Kürtçü aydınlar dahi federasyon lafını etmeye başladılar.
Ve PKK dahil Türkiye'yi iki uluslu devlete dönüştürme fırsatını yakaladıklarını düşünenlerin hepsi Erdoğan'a mersiyeler, methiyeler diziyor, "aferin amma yetmez, biraz daha gayret" nutukları çekiyorlar.
Ve her geçen gün bölücülere çanak tutan AKP iktidarı ile terör ve bölücü hareketler arasında çöp çatanlık yapan başta Doğan medya ve Gülen medya organları üst üste patlattıkları röportajlarla bölücü örgüte karşı selam durmuşken terörün baş sorumlusu olarak "askeri" kirli parmakları ile işaret ediyorlar.
Önce Gülen medya grubunda Kürtçü sözde aydın, terörün derin devletin işi olduğunu ima eden röportaj patlatılıyor.
Ardından Doğan medya Apo'nun güdümündeki bir yasaklı politikacıya, benzer sözleri söylettiriyor. Hem de PKK'yı temize çıkarttırarak.
Ardından Doğan ve Ciner medyası yine etnik bölücülüğü savunan politikacıların Erdoğan'a yeni kızıl elmalarını işaretliyor. "Federasyon" sihirli çözümü gündem edilip, fotoğrafın üçüncü karesi de tamamlanıyor.
Başbakan'nın Diyarbakır yaklaşımı ile kısıtlı yetkilerinden şikayetçi askerin konuşma hakkı da elinden alınmış olmalı ki bu açık ve çirkin ithamların karşısında sessizlik orucuna yatmış görünüyorlar.
Başbakan'ın son çıkışı ile bölücülerin durumdan vazife çıkararak olabildiğince yetkilendikleri bir dönemde kısıtlı yetkilere sahip askeri cenahın sessizliğini yine aynı Doğan medya gurupları Başbakan'a örtülü destek olarak yorumluyorlar.
Böyle bir karambolde yapılan son MGK toplantısını iyi tahlil etmek gerekiyor.
Başörtüsü gibi meşru demokratik ve temel hukuk taleplerine ortak bir refleksle tepki veren Devlet, Başbakan'ın hesapsız çıkışı ile alevlenen etnik taleplere karşı bir net davranış ortaya koymaz veya koyamazsa milletçe yandığımızın resmidir.
O zaman milletin devletine ve kendi kendine yabancılaşma süreci bu topraklar için ellerini ovuşturanların "operasyonu hızlandırması" ile sonuçlanacaktır.
O zaman, vay bize, vaylar bize.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014