logo
13 MAYIS 2024

MOSSAD ajanı Selçuk Küçükkaya'nın yargılanmasına başlandı

MİT'in geçen Mayıs ayında İstanbul'da gerçekleştirdiği operasyonla yakaladığı MOSSAD ajanı Selçuk Küçükkaya ve beraberindeki 16 kişinin 'siyasal ve askeri casusluk' suçundan yargılanmalarına başlandı
11.10.2023 17:44:00
İhlas Haber Ajansı
MOSSAD ajanı Selçuk Küçükkaya'nın yargılanmasına başlandı
MOSSAD ajanı Selçuk Küçükkaya'nın yargılanmasına başlandı
Milli İstihbarat Teşkilatı'nın (MİT) geçen Mayıs ayında İsrail İstihbarat Servisi MOSSAD'a çalıştığı ve 'Taner Sezgin' kod adını kullanan Selçuk Küçükkaya'nın liderlik ettiği casusluk şebekesine operasyon düzenlemişti. 15 yıldan 20 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan 6'sı tutuklu toplam 17 sanığın yargılanmasına başlandı. İstanbul 30. Ağır ceza Mahkemesinde görülen duruşmada, 6'sı tutuklu 16 sanık ve tarafların avukatları hazır bulundu. Sanık Serkan Özdemirci'nin ise firari olduğu öğrenildi.

'Orada yalan makinesi ve çip olduğu doğrudur'

Tutuklu sanık Selçuk Küçükkaya savunmasında, 'Askeri casusluğu kesinlikle kabul etmiyorum. Devletimi milletimi seven bir insanım böyle bir şey yapma imkanım yok. Yaptığım faaliyetler ticaridir. Kayınbiraderimle çalışmaya başladım. Gittiğimiz her yerde bölgenin en iyi yerlerinde bulunduk, hep ticaretle ilgili sohbet ettik. Ben Kapalıçarşı çocuğuyum, insanın nereli olduğunu anlarım. İş verenlerim bütün bilgileri bana yolluyorlardı. Bunun gibi araştırmalarda bulunduk. 56 gün sorgu tekniklerinde kaldım bulunduğum yer ülkemi her şartta korumaya çalışan bir yerdi. 56 günlük süreçte psikolojim çok bozuktu. Orada yalan makinesi ve çip olduğu doğrudur. Korkum çok büyüktü 6 aylık süreçte sadece o korkuyu atlatabildim. Sanık Musa Kuş daha önce beni aradı, İlk temasımız internetten oldu, sonra telefonla görüştük. Kendisi bana bilgi akışı sağladı. Musa'nın nereden bilgi aldığını ben ona sormam o da bana sormaz' dedi.

'Bizim işimiz kendini farklı göstermeye çalışmak'

Sanık Küçükkaya, savunmasının devamında dedektiflik yaparken kamusal alanda insanları takip ettiğini ve kimsenin özeline girmediğini iddia ederek, 'Benim amacım araştırmak ve gözlemlemek bana kanunsuz gibi gelmedi. Kamusal alanda insanları takip ediyorduk kimsenin özeline girmiyorduk. Hata yapmışım kabul ediyorum, hak ettim. Sosyal medyadan verdiğim ilanı Taner Sezgin olarak girdim. Bizim işimiz kendini farklı göstermeye çalışmak. Burada herkes takma isim kullanır, emekli bir polisle tanıştım dedektiflik işi takma ad ile yapılır dedi. Kapalı Çarşı'da tezgahtardım daha sonra yurtdışına gidip eğitim aldım. İsrail'de eğitim almadım' şeklinde konuştu.

1 tutuklu sanığın tahliyesine karar verildi

Alınan savunmaların ve beyanların ardından mahkeme, suç vasıf ve mahiyeti değişme gerekçesiyle tutuklu sanık Emre Birtürk'ün tahliyesine karar verdi. Heyet, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı'na müzekkere yazılarak, dosya kapsamında mağdurlara ait elde edildiği iddia edilen tüm bilgilerin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin veya yabancı bir devletin güvenliği ya da iç-dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgilerden olup olmadığına ilişkin ayrı ayrı incelenerek rapor istenilmesine hükmederek duruşmayı erteledi.

Olayın geçmişi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan İddianamede, boşanma davalarında taraflara bilgi toplayan özel dedektif sanık Selçuk Küçükkaya'nın, MOSSAD'ın Türkiye'de ikamet eden, İran'la ticari ilişkilere sahip1 şirketin ve 23 şahsın takibini gerçekleştirerek elde ettiği bilgileri MOSSAD'a ilettiği ve bu bilgilerin Türkiye Cumhuriyeti'nin menfaatleri için gizli kalması gereken verilerle bilgiler olduğu anlatıldı.

Sanık Küçükkaya'ın, kimlikleri tespit edilemeyen Hose-Jorge Satia, Thomas Alfonso ve Raul isimlerini kullanan MOSSAD üyeleriyle, TSK'dan FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçundan ihraç edilen ve firari olduğu tespit edilen Serkan Özdemirci vasıtasıyla tanıştığı, Özdemirci'nin, sanık Küçükkaya'dan İstanbul'da ki 3 ayrı şirketin ticari sırlarına ulaşarak raporlamasını istediği belirtildi.

MOSSAD üyeleri tarafından eğitim aldı

Hazırlanan iddianamede, sanık Küçükkaya, takip edeceği şahısların tüm bilgilerini, Türkiye'de çoğunlukla akrabalarının bulunduğu şebekede yer alan 'Cahit' takma isimli sanık Musa Kuş aracılığıyla ulaştığı, MOSSAD yöneticileri tarafından yurtdışında sanığa eğitim verildiği ve Küçükkaya'nın oluşturduğu gruplar aracılığıyla MOSSAD'ın talimatlarıyla bilgi alındığı aktarıldı. Öte yandan, yurt dışında gerçekleştirdikleri para transferlerinin takma isimlerle kripto para ya da kurye kullanarak gönderdikleri veya elden ödeme yaptıkları da ifade edildi.

Sanıkların 15 yıldan 20 yıla kadar hapsi istendi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 6'sı tutuklu 17 sanık hakkında 'siyasal ve askeri casusluk' suçundan 15 yıldan 20 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını talep etti.İHA
"Mourinho'yu Fenerbahçe'nin başına getireceğim"
6 sene sonra yeniden aday!
En kısa ziyaret
Jetle geldi, jet hızıyla döndü
Aziz Yıldırım'dan açıklama
'Henüz liste hazırlamadım'
Kamuda tasarruf paketini kim hazırladı?
Şimşek artık 'vizyonsuz' mu?
'Bir gece ansızın...' terörle mücadelede işbirliği yapabiliriz!
Miçotakis'le buzları erittiler
Çiftçi nasıl ayakta kalsın?
Dicle Elektrik çiftçilere hayatı zehir ediyor
CHP lideri kazanın 10. yılında Soma'da konuştu
Soma davası yeniden görülmeli
İzmir'de CHP-AK Parti yakınlaşması
'Birlikte çalıştığımız bir dönem olacak'
Şimşek'in tasarruf paketine CHP'den ilk tepki
Krizin faturası emekçiye ödetiliyor
15 gündür sürüyor, tatmin edici açıklama yok
Doğal afet değil insan eliyle felaket
3 ayda 2 milyon 167 bin ton buğday ithal edildi
İthalatla çiftçiyi ezmeye devam!
Y kuşağı ile Z kuşağı karşılaştırıldı
Kuşaktan kuşağa zorluk artıyor
İran ile Rusya arasında milli paralarla ticaret başlıyor
İran petrolünü riyal ile satacak
İsrail boşalta boşalta ilerliyor
360 bin Filistinli Refah'tan ayrıldı
"Mourinho'yu Fenerbahçe'nin başına getireceğim"
6 sene sonra yeniden aday!
En kısa ziyaret
Jetle geldi, jet hızıyla döndü
Aziz Yıldırım'dan açıklama
'Henüz liste hazırlamadım'
Kamuda tasarruf paketini kim hazırladı?
Şimşek artık 'vizyonsuz' mu?
'Bir gece ansızın...' terörle mücadelede işbirliği yapabiliriz!
Miçotakis'le buzları erittiler
Çiftçi nasıl ayakta kalsın?
Dicle Elektrik çiftçilere hayatı zehir ediyor
CHP lideri kazanın 10. yılında Soma'da konuştu
Soma davası yeniden görülmeli
İzmir'de CHP-AK Parti yakınlaşması
'Birlikte çalıştığımız bir dönem olacak'
Şimşek'in tasarruf paketine CHP'den ilk tepki
Krizin faturası emekçiye ödetiliyor
15 gündür sürüyor, tatmin edici açıklama yok
Doğal afet değil insan eliyle felaket
3 ayda 2 milyon 167 bin ton buğday ithal edildi
İthalatla çiftçiyi ezmeye devam!
Y kuşağı ile Z kuşağı karşılaştırıldı
Kuşaktan kuşağa zorluk artıyor
İran ile Rusya arasında milli paralarla ticaret başlıyor
İran petrolünü riyal ile satacak
İsrail boşalta boşalta ilerliyor
360 bin Filistinli Refah'tan ayrıldı

Miçotakis'in ziyareti 5 saat bile sürmedi

 
Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmenin ardından Ankara'dan ayrıldı. Yunanistan Başbakanı'nın Ankara ziyareti sadece 4 saat 52 dakika sürdü!
13.05.2024 21:30:00 / Güncelleme: 13.05.2024 21:34:58
AHMET TURAN YİĞİT
Miçotakis'in ziyareti 5 saat bile sürmedi
Miçotakis'in ziyareti 5 saat bile sürmedi

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmenin ardından Ankara'dan ayrıldı. Miçotakis günübirlik ziyaretin ardından Türkiye'den ayrılırken, Yunanistan Başbakanı'nı taşıyan uçak, saat 20.00'de Ankara'dan hareket etti. Miçotakis ve beraberindeki heyeti Ankara'ya getiren uçak, saat 15.08'de Esenboğa Havalimanı'na inmişti. Yunanistan Başbakanı'nın Ankara ziyareti 4 saat 52 dakika sürdü! Miçotakis, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ortak basın toplantısında "Yunanistan, var olan zorluklara rağmen Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne ortaklık sürecine destek vermeye devam etmektedir" dedi. Konuk Başbakan, Ankara'da yemek bile yemedi. 

Türk demedi

Azınlıkların iki ülke arasında "beşeri bir dostluk köprüsü" rolünü üstlenebileceklerini söyleyen Miçotakis, azınlıkların iki ülkenin renkliliğine katkıda bulunduğunu, Trakya'da Hıristiyan ve Müslüman nüfusun ahenk içinde bir arada yaşadıklarını dile getirdi. Miçotakis, Lozan Anlaşması çerçevesinde azınlıkların dini bir azınlık olduğunu iddia ederek, Yunanistan'da "eşit vatandaşlık ilkesi" ışığında Müslüman vatandaşlara iyi davranıldığını savundu. Müslüman azınlığın Yunanistan'ın sosyal ve kültürel hayatına katkısının çok büyük olduğuna işaret eden Miçotakis, "Ne yazık ki Türkiye'deki Hıristiyan azınlığın sayısı ufalmıştır ancak burada da tabii ki dini özgürlük ve Hıristiyan eserlerinin UNESCO anlaşmalarında ve şartlarında öngörüldüğü gibi koruma altına alınması gerektiğine inanıyoruz. Çünkü açıklıkla ve samimiyetle dile getirdiğim gibi Sayın Cumhurbaşkanı, Kariye Camii'nin tekrar bir ibadet yeri olarak işlev görmesi bizim için üzüntü yaratan bir gelişme oldu. Bu olağanüstü mekanın bütün insanlığın bir eseri olduğuna, bütün insanlığa ait olduğuna inanıyorum" ifadelerini kullandı. Miçotakis, Batı Trakya Türklerinden 'Müslüman azınlık' diye bahsetti.

Devlet destek verecek yerde köstek oluyor

 
 
Türkiye'de çiftçilik zor iş, Güneydoğu'da çok daha zor bir iş. Hele hele sulamalı tarım yapıyorsanız hepten zor. Zira elektrik giderleri çok para tutuyor. Devlet çiftçilerin sulamayla karşılaştığı sorunu çözmek yerine garibanların üzerine Dicle Elektrik'in elemanlarını salıyor. Gariban çiftçiler üretimle yüksek elektrik faturaları arasında kalıyor. 
13.05.2024 19:00:00 / Güncelleme: 13.05.2024 20:16:18
AHMET TURAN YİĞİT
Devlet destek verecek yerde köstek oluyor
Devlet destek verecek yerde köstek oluyor

Dicle Elektrik; Şanlıurfa, Mardin, Diyarbakır, Batman, Siirt ve Şırnak'ta 2.2 milyon aboneye hizmet veriyor. Bölge kaçak elektrik kullanımının Türkiye'de en yaygın olduğu bölge konumunda. 2013 yılındaki özelleştirme öncesinde kayıp kaçak oranı yüzde 76'lar civarındaydı. Geçen sene itibarıyla yüzde 42'lere indi.

Kaçak elektrik kullanımının büyük bölümü tarımsal sulama faaliyetleri esnasında gerçekleşiyor. Çünkü bölgede hüküm süren kuraklık nedeniyle çiftçi ihtiyaç duyduğu suyu 700 metreye varan sondajlardan temin etmek zorunda kalıyor. Güneydoğu; Türkiye'nin pamuk, buğday, mercimek, nohut deposu... Oysa çiftçinin tarlasına suyu devlet getirmek zorunda. Ne gezer! Aksine çiftçinin kapısına jandarma ya da polis eşliğinde Dicle Elektrik'in (DEDAŞ) bodyguardları gidiyor. Hükümet sorunu çözmek yerine meseleyi özel sektöre havale ediyor.

DEDAŞ'a göre 6 ilin tamamında kayıtlı 140 bin çiftçiden yaklaşık 65 bini sulu tarım yapıyor. Bölgede 9.8 milyon dönüm sulu tarım alanı bulunurken toplam sulamanın yüzde 79'u aşırı elektrik tüketen motopomplarla gerçekleştiriliyor. Örneğin kırmızı mercimeğiyle ünlü Mardin Kızıltepe'de kuyudan motopompla su çekmek dışında başka alternatif yok.


Borç, Ağrı Dağı'nı da aştı

Güneydoğu'da çiftçiler yılda yaklaşık 7 milyar kilovat/saat elektrik tüketiyor. Türkiye'de tüketilen elektriğin yüzde 2.4'üne denk geliyor bu. Bölgede tarlaların yüzde 50'sinde sulu tarım yapılıyor. Bölgedeki çiftçilerin elektrik borcu 30 milyar liraya ulaşmış... Bu sadece ana para, bir de bunun faizi var! Bırakın ürünlerini servetlerini satsalar ödeyemezler. Peki çiftçiler bu şartlarda ne yapsın? İki şık var: ekmeyecek, biçmeyecek, borcunu da ödemeyecek ya da susuz tarım yapacak. Susuz tarım yaparsa pamuk üretimi sıfırlanacak. Türkiye'nin pamuk ithalatı fırlayacak. Zaten çiftçiler zor şartlarda üretim yapıyor.

Bitirin çiftçiyi bakalım, ne yiyeceksiniz?

Şanlıurfa'dan bir ziraat mühendisi, çiftçilerin hep zarara uğradığına işaret ederek, "Çünkü ektikleri pamuk ve tahıl çok ucuza satıldı. Çiftçi zarar ettiğinde borçlarını ödeyemiyor. Dicle Elektrik ayrıca borçlarını ödemeyen çiftçilere elektrik verilmeyeceğini de söylüyor. Şirket elektrik sağlamazsa tarım olmaz. Bugün bölgemizde insanların geçimi tarıma bağlı" ifadeleriyle durumu özetliyor. Güneydoğu'da çiftçi yıllarca fahiş elektrik faturalarının altında eziliyor. Sulama meselesine hükümet el atmadıkça da bu sorun giderek derinleşecek. 

Yargıtay Başkanı 36. turda da belirlenemedi

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılan başkanlık seçimlerinin 36. tur oylamasında da hiçbir aday seçilme yeterliliğini sağlayamadı

13.05.2024 11:54:00 / Güncelleme: 13.05.2024 11:57:23
AA
Yargıtay Başkanı 36. turda da belirlenemedi
Yargıtay Başkanı 36. turda da belirlenemedi

Yargıtay Başkanlığı görevine 24 Mart 2020'de seçilen Akarca'nın 4 yıllık görev süresi 24 Mart itibarıyla doldu.

Bu kapsamda Yüksek Mahkemenin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için Yargıtay üyeleri 25 Mart Pazartesi günü sandık başına gitti.

Seçimin ilk 35 turunda hiçbir adayın, 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamaması nedeniyle 36. tur oylaması yapıldı.

Oylama sonucu, Akarca 111, 3. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez ise 169 oy aldı. Seçime katılım 327 olarak kayıtlara geçerken, 36 oy geçersiz sayıldı. Boş oy rakamı ise 11 oldu.

Salt çoğunluğun sağlanamaması nedeniyle seçimin 37. tur oylaması yarın yapılacak.

Seçimlerde üye tam sayısının salt çoğunluğunun hazır bulunması gerekiyor. 

ABD'li müze müdürü İstanbul'daki kaçakçılık operasyonunda gözaltına alındı

İstanbul Havalimanı'nda düzenlenen kaçakçılık operasyonunda, Anadolu'da yaşayan endemik türdeki zehirli hayvan türlerini yurt dışına kaçırmaya çalıştığı iddia edilen Amerikan Ulusal Doğa Tarihi Müzesi Müdürü Lorenzo Prendini, gözaltına alındı

13.05.2024 11:43:00 / Güncelleme: 13.05.2024 11:50:29
AA
ABD'li müze müdürü İstanbul'daki kaçakçılık operasyonunda gözaltına alındı
ABD'li müze müdürü İstanbul'daki kaçakçılık operasyonunda gözaltına alındı

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, yürüttükleri çalışmada, Türkiye'de yaşayan endemik türdeki zehirli hayvanların DNA bilgilerinin kopyalanarak ve zehirlerinin sağılma yöntemiyle biriktirilerek ilaç yapımında kullanıldığını belirledi.

Bu türlerin yasa dışı yollarla yurt dışına çıkarılmaya çalışıldığını tespit eden ekipler, İstanbul Havalimanı'nda operasyon düzenledi.

Operasyonda, ABD'ye gideceği tespit edilen New York'taki Amerikan Ulusal Doğa Tarihi Müzesi'nin müdürü Lorenzo Prendini gözaltına alındı.

Zanlının valizinde yapılan aramada içerisinde sıvı bulunan 88 plastik tüp şişe, 58 klipsli poşet içerisinde Türkiye'ye ait endemik türdeki yaklaşık 1500 akrep, tarantula ve örümcek gibi hayvan türü ele geçirildi.

Hakkında "5607 Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'na muhalefet" suçundan işlem başlatılan şüphelinin emniyetteki işlemleri sürüyor.

Operasyonda ele geçirilen endemik türdeki hayvanlar ise İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün Vatan Caddesi'ndeki yerleşkesinde basına sergilendi.

Öte yandan akrep zehrinden elde edilen 1 litre ilacın piyasa değerinin yaklaşık 10 milyon dolar olduğu iddia edildi 

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.