Ülkemiz birçok sahada, aynı anda baskılara maruz kalıyor.Ekonomimiz yabancıların işgali altında. Yerli üretici ve piyasa bitmiş vaziyette. Kuzey Irak'ta 100 bin silahlı ve İsrail eğitimli peşmerge, hazır kıt'a bekliyor.İran'la aramıza kara kediler sokmaya çalışıyorlar.Dinlerarası diyalog ve misyonerlik çalışmalarla milletimizin direnci zayıflatılıyor. Ne de olsa işgal kuvvetleri Çanakkale ve Kurtuluş savaşı tecrübesi yaşadılar. İşi şansa bırakmak istemiyorlar.Madenlerimizi bizim dışımızda herkes çıkarıyor ve paketleyip yurt dışına götürüyor. Bizler de ithal enerji kaynaklarını bekleye duralım. Ha kesildi, ha kesilecek diye endişelenme bir yana, dünyada enerjiye en pahalı faturaları ödeyen ülke olma rekoru da bizde.Toprak satışları da oldukça önemli. Bizim bildiğimiz eskiden toprak sadece kan dökerek alınabilirdi. Şimdi adamlar kağıdı boyayıp, önümüze koyuyorlar biz de toprağın tapusunu veriyoruz, onlar da elini kolunu sallayarak, güle oynaya yerleşiyorlar.Patrikhane sessiz ve derinden Ortodoks devlet olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Gıkımızı çıkaramıyoruz.Devlete, millete, bayrağa, vatana, kısaca sahip olduğumuz bütün milli ve manevi değerlere sövenler pirim üstüne pirim topluyor, hatta kahraman ilan ediliyor. Acınacak halimizle gurur duyuyoruz. Asker kaçağına ceza verdik diye bile Türkiye AİHM tarafından tazminata mahkum oldu.Kıbrıs, saman altından su yürütülür gibi sessiz sedasız elimizden kayıp gidiyor. Kıbrıs'ta kendimizi işgalci ilan ediyoruz, hatta haklı olduğumuz davalarda bile kendimize ceza veriyoruz. Sonra da AB bizim iç hukukumuzu kabul etti diye de onur duyuyoruz. Halbuki dün adamın yaptığını bugün sen kendin yapıyorsun, adam da memnun oluyor.Kıbrıs'la ilgili AB, ABD ve İsrail gerekli taksimatları zaten yapmış vaziyette. "Kıbrıs bizim yavruvatanımız değil vatanımızdır" deyip sahip çıkacağımıza, "KKTC'ye izolasyonları kaldırın, biz de limanlarımızı açalım diyoruz". Halbuki ek protokol, limanları açma gibi adımlar Güney Kıbrıs'ın adanın tek temsilcisi olduğunu resmi olarak kabul etmektir. Yani KKTC'nin varlığının sona ermesi, burada bulunan Türklerin devlet kimliğinden bir cemaat, ya da azınlık haline gelmesidir. Gerçi Türkleri azınlık bile kabul etmeyecekleri de bir gerçektir. Batı Trakya'yı, Kerkük'ü asla unutmayalım.Güneydoğumuzu kaşıyıp kaşıyıp duruyorlar. Türkiye'yi Irak benzeri bir federatif yapıya sokmaya çalışıyorlar. Bununla ilgili defalarca toplantılar yaptılar. PKK'nın siyasallaşması, terörün affı gibi konuların perde arkasında da bu var.Ege kıta sahanlığı, Pontus meselesi, Ermeni soykırımı iddiaları gibi mevzular da bu yıl sık sık önümüze konulacak.Bağımsızlığımızın ve geleceğimizin teminatı olan Türk Silahlı Kuvvetleri de yıpratılmaya, susturulmaya çalışılıyor. Daha neler neler?Esasen dönem, milli politikalarla dimdik ayakta durmamızın, dostumuzu ve düşmanımızı ayırt edip, onurlu bir dış politika geliştirmemizin gerektiği bir dönem ama maalesef bugün siyasilerimiz bunu ortaya koyamıyor.Kimseyi suçlayacak da değiliz. Çünkü bu bir anlayış ve kabiliyet meselesi.BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş boşuna söylemiyor, "Bize Sevr'i dayatıyorlar, hatta Sevr'den de öteye götürmeye çalışıyorlar" diye.Peki, böyle bir kumpastan Türk milletinin kurtulması mümkün mü?Bunun için ilk adımın atılması gerekiyor. Nedir o ilk adım?Fark etmek. Yani ülke, vatan ve kendimiz üzerinde oynanan oyunları fark etmek, gözümüzü açmak, gerçekleri görmek, kış uykusundan uyanmak, "bananecilik"ten vazgeçmek.Bu adım önemli bir adımdır. Bundan sonrası ise çözümün adresine koşmaktır. Yani emaneti, vatanını, milletini gerçekten seven, çözümü Atlantik ötelerinde aramayan, milli projeler ve kaynaklar ortaya koyan lidere ve kadrosuna devretmektir.Bu olmazsa yine aynı kısırdöngüye girilir ve sonuca ulaşılmaz.Esasen bu konuda tecrübeli bir milletiz. Birinci Sevr'i yırtıp attık. Şimdi aynı oyun yine oynanıyor. Doğru olan, tarihten ders almak, günümüzün Mustafa Kemal'lerine destek vermektir.
Murat Çabas / diğer yazıları
- ‘Bugün ithal ettiğin et, yarını yok eder’ / 22.11.2024
- ABD’nin ‘balistik füze’ kararı ne anlama geliyor? / 20.11.2024
- Sıkıştıkça laikliğe saldırıyorlar! / 19.11.2024
- Daron Acemoğlu’nun zamanlaması manidar! / 16.11.2024
- Kötü ekonomi, ölümcül sonuçlar doğuruyor / 15.11.2024
- İşsiz, çalışan ve emekli, hepsi mağdur / 13.11.2024
- Beklenen enflasyona göre belirlemek büyük adaletsizlik! / 12.11.2024
- Atatürk, son anlarında çokça 'Allah' demiştir / 09.11.2024
- Trump’ın dönüşü, dünyayı ve Türkiye’yi nasıl etkiler? / 08.11.2024
- Barış süreci dediler yine kavga getirdiler / 06.11.2024
- ABD’nin ‘balistik füze’ kararı ne anlama geliyor? / 20.11.2024
- Sıkıştıkça laikliğe saldırıyorlar! / 19.11.2024
- Daron Acemoğlu’nun zamanlaması manidar! / 16.11.2024
- Kötü ekonomi, ölümcül sonuçlar doğuruyor / 15.11.2024
- İşsiz, çalışan ve emekli, hepsi mağdur / 13.11.2024
- Beklenen enflasyona göre belirlemek büyük adaletsizlik! / 12.11.2024
- Atatürk, son anlarında çokça 'Allah' demiştir / 09.11.2024
- Trump’ın dönüşü, dünyayı ve Türkiye’yi nasıl etkiler? / 08.11.2024
- Barış süreci dediler yine kavga getirdiler / 06.11.2024