‘Az güler çok ağlardınız’
Hakan Akkuş
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurur:
"Bu fani dünyanın tatlarını kesen ölümü çok çok hatırlayınız."
Yine buyurur:
"Şu hayvanat; ölüm hakkında bildiğiniz kadar bir şey bilmiş olsaydı, onlarda yiyecek yağ bulamazdınız."
Hz. Aişe bir gün Peygamber Efendimize, "Ya Resûlallah, kıyamet günü şehitlerle beraber haşrolacak kimse olacak mı?" diye sordu.
Şu cevabı aldı: "Evet, olacak... Bir gün ve gecede ölümü hiç olmazsa yirmi defa hatırlayan."
Yine buyurur: "Ölüm mü'mine bir hediyedir."
Yine buyurur: "Vaiz olarak ölüm yeter."
Bir gün Peygamber Efendimiz mescide giderken, birtakım kimseleri konuşup güler buldu, onlara şöyle buyurdu: "Ölümü düşünün... Varlığımı elinde tutana yemin olsun, bu konuda Benim bildiğim kadarını bilseydiniz, az güler çok ağlardınız."
Ölümün korkunç, büyük bir şey olduğunu bilmelisin. Onun bu durumunu tefekkür eylemekle, bu aldatıcı gurur evinden sıyrılmak kabil olur. Bundan sonra, maddî şeylere karşı bir şâdlık duyulmaz ve ölüm için hazırlık yapılmaya başlanır.
O ne güzel insandır ki, kalbi çeşitli şeylerle uğraşmakta iken ölümü hatırlar ve meşgul olduğu şeyler onun bu haline mani olmaz, ölümü düşünmekte takip edilecek yol, onu düşünmeye başlayınca, diğerlerini bir yana atmaktır. Bu konuda sarf edilecek tefekkür gayreti, bir insanın herhangi bir sefere hazırlanırken, o hazırlıktan başka bir şey düşünemeyişi gibi olmalı. Böyle yapıldığı takdirde, ölüme ait düşünce, kalbinde bulunan diğer düşüncelerine galip gelir. Ve onun için hazırlığa bakar, diğer lüzumsuz işleri bırakır.
(El-Mürşidü El-Emîn ila Mev'izeti'l-Mü'minîn'den…)