Erdoğan, Hamas üzerinden baltayı taşa vurdu

İsrail'in son soykırıma başladığı 7 Ekim'de 'gereğini yapmak yerine miting yapan' Sayın Erdoğan şimdi miting yerine sıkça açıklamalar yapıyor. 

Bu açıklamaların ana başlığı ise İsrail ve Hamas. Yani artık Filistin başlığı yok, Hamas başlığı var. İsrail ve batının da isteklerinden birisi de buydu.

Diğer taraftan bizler, 'bu savaş bir inanç savaşıdır' dediğimizde bize marjinal dediler. 

ABD Dışişleri Bakanı, 'Bir Yahudi olarak buradayım' dediğinde ABD'li bakanı kınayıp, 'bu söylemlerden kaçınılması gerektiğini' vurguladılar.

Bizler, 'Arz-ı Mevut inancının İsrail devletinin kurulmasıyla başlamadığını tam aksine bu inancın 2 bin yıllık bir inanç ve hedef içinde Türkiye'nin de olduğunu hem tahrif ettikleri Tevrat'tan, hem Vatikan kaynaklarından hem Kuran'dan hem de tarihi belgelerden, bizzat İsrailli başkanların, bakanların, hahamların açıklamalarından anlattık, anlatacağız da. 

Şimdi Sayın Erdoğan'da, Sayın Bahçeli'de, 'Arz-ı Mevut'tan ve hedefin Türkiye olduğundan bahsediyorlar. Çok yazık!

Gözleri Anadolu'da

Sayın Erdoğan partisinin gurup toplantısında diyor ki; 'Sanmayın ki İsrail Gazze'de duracak. Sanmayın ki Ramallah güvenlik içinde olacak. 

Bu azgın devlet, bu terör devleti, durdurulmazsa vaat edilmiş topraklar hezeyanıyla gözünü er ya da geç Anadolu'ya dikecek. İsrail Gazze'de sadece Filistinlilere saldırmıyor, bize saldırıyor bize."

22 yılda söyledikleriniz, imzaladıklarınız, açıklamalarınız kayıt altında. Neden bunlarla dost oldunuz?

'Hamas'ın yanında durmaya devam edeceğiz'

Konuşmasında Erdoğan, "Hem kendi topraklarının istiklali için savaşan hem de Anadolu'yu savunan Hamas'ın yanında durmaya devam edeceğiz." dedi ve ekledi:

'Kimi vicdan fukaraları Filistin'den gelen yaralıları tedavi etmemizden rahatsız olmuş. Bu devletin, yaralının yarasını saracak kudreti ziyadesiyle vardır…

Ben Hamas'ı Kuva-yi Milliye'ye benzetince rahatsız olanlar var. Neden rahatsız oldunuz? Kuva-yi Milliye'ye de, affedersiniz eşkıya, asi, isyancı, hain, şaki demediler mi?

Bugün Hamas'a terör örgütü diyenler, 100 yıl önce olsa, inanın Kuva-yi Milliye'ye de terör örgütü diyeceklerdi."

Kuva-yi Milliye'ye kimler hain diyordu?

Sayın Erdoğan; 'Kuva-yi Milliye'ye de, affedersiniz eşkıya, asi, isyancı, hain, şaki demediler mi?' diyor.

Çok doğru. Evet, dediler. Peki, kimler dedi?

1- Padişah Vahdettin

2- Damat Ferit

3- Bugünkü adıyla Diyanet İşleri Başkanı Mustafa Sabri

4- Medya patronu Ali Kemal

5- Yine bugünkü ifadelerle bizim tarikat, birilerinin ise STK dediği yapıların başında olan Şeyh Said, Said Nursi, Derviş Mehmet gibi nice isimler Kuva-yi Milliye'ye hain diyorlardı.

Hain demekle kalmayıp haklarında idam fermanı-fetvası çıkarmış ve bu fetvayı Yunan uçaklarıyla Anadolu'ya dağıtmışlardı.

O gün Saray ve etrafında toplanan tarikatlar, cemaatler ve medya bununla da yetinmeyip İngilizlerden Kuva-yi Milliye'ye karşı yardım istemiş, bunun karşılığında bir çok anlaşmalar imzalamışlardı.

Yani o gün Kuva-yi Milliye'ye hain diyenler Osmanlı'yı yönetenlerdi. Sayın Erdoğan'ın da Osmanlı hayranlığı ortada. Gerisini siz anlayın…

Vaat edilmiş toprakların nihai hedefi Anadolu coğrafyasıdır

Bu sözlerde Musul'a, Kerkük'e, Süleymaniye'ye plaka çıkaran ama o bölgede kurulan Barzani Devletine ve Suriye topraklarında kurulan 2. Barzani Devletine ses çıkarmayan MHP Lideri Devlet Bahçeli'ye ait. 

Sayın Bahçeli sözlerinin devamında; "Bugün Gazze'de boyun eğersek, bugün Kudüs'te susarsak, gelecekte son yurdumuzda çok çetin olaylar yaşanabilecektir. 

Gazze'yi savunmak demek, Gaziantep'i savunmak demektir. Gazze'yi konuşmak demek, Şanlıurfa'yı konuşmak demektir. 

Hiç kimse boşa sallayıp dolu tutmanın çabasına heves etmesin. Hiç kimse Gazze'yi günlük politika malzemesi haline getirip, buradan bir cephe açarak Türkiye'yi suçlamaya, siyasi ikbal ve ikmal gayesine meyletmesin."

Sayın Bahçeli'ye, Büyük Ortadoğu Projesi için dediklerini

Büyük Ortadoğu Projesi eş başkanı için dediklerini

1 Mart tezkeresi için dediklerini

Yahudi üstün hizmet madalyası ve alan kişi için dediklerini

Davos'taki 'one munit' şovu için dediklerini hatırlatır, insanımızı uyanmaya davet ederim. 

Evet, Türkiye'nin gerçekten büyük bir değişimi ihtiyacı var. Ama bu ihtiyaç kişileri değiştirmekle olmadı, olmuyor. Artık partileri değiştirin.

Unutmayın! Sizler, taraftar değilsiniz. Asılsınız ve yetki sizdedir.