Verheugen bu kez hakaret etmedi!

Avrupa Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen, Türkiye'nin AB üyesi olduğunda tamamen farklı bir ülke olacağını söyledi.

Verheugen, Atina'da yayınlanan Katimerini gazetesindeki demecinde, Türkiye'nin, AB kriterlerine uyum konusunda şaşırtıcı adımlar attığını belirterek, "Türkiye'nin 1999 yılından bu yana üyelik beklentileri bir gerçektir. Türkiye'nin reformlar rotasını süratle ve samimiyetle sürdüreceğine inanıyoruz'' dedi. Avrupa'da bazı çevrelerin hala Türkiye'nin Avrupa'ya ait olup olmadığını tartışmalarının kendisini şaşırttığın ifade eden Verheugen, "Bugün konuşulan Türkiye'nin üye olup olmayacağı değil, müzakerelerin başlatılmasıyla ilgili koşullardır. Tek bir şeyden emin olmalısınız. Türkiye AB üyesi olduğunda bugün bildiğimizden tamamen farklı, başka bir Türkiye olacaktır'' dedi. AB'nin Türkiye'ye 1963 yılından beri "sözü'' bulunduğunu ve Avrupa sınırları içinde bulunan diğer ülkelerle kıyaslanmaması gerektiğini kaydeden Verheugen, 'Türkiye 1963'ten beri AB'nin bağlantılı üyesidir. Türkiye ile, dünyada hiçbir ülkeyle olmayan gümrük birliği anlaşmamız vardır. Ayrıca Türkiye'nin stratejik önemi de kıyaslanamaz'' dedi. Verheugen, AB'nin kapılarının Türkiye'ye açık bırakıldığını, ancak üyelik müzakerelerinin başlatılması için tüm kriterlerin yerine getirilmesi gerektiğini kaydetti.AB kriterlerine uyum reformlarının gerçek yaşamda uygulanmasının öneminin altını çizen Verheugen, "Kağıtlardaki güzel yasalar yeterli değildir. Türkiye'de hiçbir cezaevi ve polis karakolunda işkence yapılmadığına ikna olmalıyız'' dedi. Verheugen, AB sınırlarının nereye kadar olacağına ilişkin soru üzerine, Türkiye'nin de içinde bulunduğu 13 ülkeden sonra genişlemenin durdurulması gerektiğini belirterek, "Açıkça söylüyorum. Kararlaştırılan 10 ülkeden sonra diğer iki ülke ve başarabilirse Türkiye. Daha sonra da Balkan ülkeleri. Ondan sonra başka genişleme planları yapmamalıyız'' diye konuştu. Kıbrıs konusuna da değinen Verheugen, Türkiye'nin Kıbrıs'ta bir çözüm istediğine inandığını belirtti. "Adadaki siyasi sorunun çözümlenerek, Nisan ayı içinde imzalanacak anlaşmayla Kıbrıs'ın bir bütün halinde AB üyeliğine kabul edilmesi durumunda en kazançlı tarafın Türk tarafı olacağını'' ifade eden Verheugen, "Ancak anlaşma sağlanamaması durumunda yine en çok zarar gören taraf Türk tarafı olacaktır. Geleceği olmayan bir ülkede yaşayacaklar" dedi.