Çanakkale Şehitlerini Anma Programı çerçevesinde bu ilde konuşan Başbakan Erdoğan, "Terörün bittiği, silahların bırakıldığı anda Türkiye’nin sıçrama yapacağını" ifade etti.
Çanakkale'de yedi düvele karşı savaşan Türk evlatları bu vatanı bizlere emanet etmiştir. Yaş ortalaması 13 ila 15 arasındaki vatanperver kahramanlarımız, canları ile bu vatanı savunmaktan geri durmamıştır.
Bu aziz evlatların anısına düzenlenen törende, terör örgütü ile başlayan müzakere sürecinden bahsetmek, inanıyoruz ki, onları rahatsız etmektedir.
Zira çözüm süreci diyerek başlayan gelişmeler, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin "Biz, terör örgütü ile baş edemedik, dediklerini yaparsak bizi rahat bırakacaklar" ilanından başka bir şey değildir.
Büyük bir acziyet içeren bu formül, dünya nezdinde de Türkiye'yi küçük düşürmektedir.
Hangi ülke, silahlı mücadeleye girdiği bölücü örgütle, on binlerce askerini feda ettikten sonra masa başında imzalanan bir barışı kabul edebilir?
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ve Türk Milletine bugün yaşatılanlar, bu manada büyük bir eziklikten başka bir mana içermemektedir.
"Çanakkale geçilmez" dedirten ruh, düşmana bir karış vatan toprağını vermemecesine yapılan vatan müdafaasıdır. Bugün ise, millete ait değerler pazarlık konusudur. Yakın gelecekte belki de, topraklarımızın belli bir kısmının çözüm adı altında bizden ayrılmasını konuşacağız.
İşte böyle bir sürecin anlatılacağı ve böyle bir süreç için dua isteneceği en son yerdir, şehitlerimizin ebedi istirahatgâhları…
Oynanan senaryo, yasalara ve anayasaya aykırıdır ve suçtur.
Millet çözüm istemektedir ancak milletimizin çözüm olarak gördüğü, otuz yıldır gözyaşlarını içine akıtarak, sabrederek verdiği silahlı mücadelenin anlaşma ile bitirilmesi değildir.
Başbakan, Çanakkale'de çözüm süreci sonunda işsizliğin de çok hızlı düşeceğini iddia ettiler.
İşsizlik ve terör Türkiye'nin iki kanayan yarasıdır. Ancak her ikisinin halli konusunda da iktidarın tek satır çözümü yoktur.
Terör konusunu, "istediklerini ver - kurtul" noktasına taşıyan bir zihniyet, işsizliğin bitmesini de bu çözüme bağlamıştır. Bu kanayan iki yara konusunda, terör meselesinde ve işsizliğin halledilmesinde Bağımsız Türkiye Partisi'nin (BTP) dışında projesi olan bir parti söz konusu değildir.
Bizler, Milli Ekonomi Modeli'ni hayata geçirerek, her ikisini de halledecek planı ve projeyi hazırladık. Vatandaşlık maaşı verilmesi ile maddi vaatler karşılığı ailelerinden ayrılarak dağa çıkarılan gençleri ailelerine kavuşturacağız.
Devlet babanın elinin uzanmadığı bu bölgelere, iş, aş, eğitim imkânları seferber edeceğiz.
Sosyal Devlet projelerimiz buralarda hayata geçecek, kimsenin geçim derdi kalmayacak.
MEM, işsizlik konusunu halleden tek ekonomi tezidir.
Ve Güneydoğu'da da bu sorunu kökünden kazıyacak projelerimiz hazırdır.
Kısaca, terörün halledilmesi, işsizliğin kalkması ancak sağlam bir ekonomi tezinin yani Milli Ekonomi Modeli'nin (MEM) uygulanmasına bağlıdır.
Yoksa, bölücü biz zihniyetle masa başı pazarlıklar, Türkiye’nin ne bugününe ne de yarınına bir rahatlık getiremez...
Çanakkale'de yedi düvele karşı savaşan Türk evlatları bu vatanı bizlere emanet etmiştir. Yaş ortalaması 13 ila 15 arasındaki vatanperver kahramanlarımız, canları ile bu vatanı savunmaktan geri durmamıştır.
Bu aziz evlatların anısına düzenlenen törende, terör örgütü ile başlayan müzakere sürecinden bahsetmek, inanıyoruz ki, onları rahatsız etmektedir.
Zira çözüm süreci diyerek başlayan gelişmeler, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin "Biz, terör örgütü ile baş edemedik, dediklerini yaparsak bizi rahat bırakacaklar" ilanından başka bir şey değildir.
Büyük bir acziyet içeren bu formül, dünya nezdinde de Türkiye'yi küçük düşürmektedir.
Hangi ülke, silahlı mücadeleye girdiği bölücü örgütle, on binlerce askerini feda ettikten sonra masa başında imzalanan bir barışı kabul edebilir?
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ve Türk Milletine bugün yaşatılanlar, bu manada büyük bir eziklikten başka bir mana içermemektedir.
"Çanakkale geçilmez" dedirten ruh, düşmana bir karış vatan toprağını vermemecesine yapılan vatan müdafaasıdır. Bugün ise, millete ait değerler pazarlık konusudur. Yakın gelecekte belki de, topraklarımızın belli bir kısmının çözüm adı altında bizden ayrılmasını konuşacağız.
İşte böyle bir sürecin anlatılacağı ve böyle bir süreç için dua isteneceği en son yerdir, şehitlerimizin ebedi istirahatgâhları…
Oynanan senaryo, yasalara ve anayasaya aykırıdır ve suçtur.
Millet çözüm istemektedir ancak milletimizin çözüm olarak gördüğü, otuz yıldır gözyaşlarını içine akıtarak, sabrederek verdiği silahlı mücadelenin anlaşma ile bitirilmesi değildir.
Başbakan, Çanakkale'de çözüm süreci sonunda işsizliğin de çok hızlı düşeceğini iddia ettiler.
İşsizlik ve terör Türkiye'nin iki kanayan yarasıdır. Ancak her ikisinin halli konusunda da iktidarın tek satır çözümü yoktur.
Terör konusunu, "istediklerini ver - kurtul" noktasına taşıyan bir zihniyet, işsizliğin bitmesini de bu çözüme bağlamıştır. Bu kanayan iki yara konusunda, terör meselesinde ve işsizliğin halledilmesinde Bağımsız Türkiye Partisi'nin (BTP) dışında projesi olan bir parti söz konusu değildir.
Bizler, Milli Ekonomi Modeli'ni hayata geçirerek, her ikisini de halledecek planı ve projeyi hazırladık. Vatandaşlık maaşı verilmesi ile maddi vaatler karşılığı ailelerinden ayrılarak dağa çıkarılan gençleri ailelerine kavuşturacağız.
Devlet babanın elinin uzanmadığı bu bölgelere, iş, aş, eğitim imkânları seferber edeceğiz.
Sosyal Devlet projelerimiz buralarda hayata geçecek, kimsenin geçim derdi kalmayacak.
MEM, işsizlik konusunu halleden tek ekonomi tezidir.
Ve Güneydoğu'da da bu sorunu kökünden kazıyacak projelerimiz hazırdır.
Kısaca, terörün halledilmesi, işsizliğin kalkması ancak sağlam bir ekonomi tezinin yani Milli Ekonomi Modeli'nin (MEM) uygulanmasına bağlıdır.
Yoksa, bölücü biz zihniyetle masa başı pazarlıklar, Türkiye’nin ne bugününe ne de yarınına bir rahatlık getiremez...
Prof. Dr. Haydar Baş / diğer yazıları
- Eğitim başkadır öğretim başka / 23.11.2024
- İmam Ali'nin devlet adamlarına nasihatleri / 22.11.2024
- Hz. Peygamber'in davet mektupları / 21.11.2024
- İslam tarihinde ilk fitne / 20.11.2024
- Önce insan denmedikçe... / 19.11.2024
- İnsan hakları konusu / 18.11.2024
- Unutulan kadın / 17.11.2024
- Dünya MEM diyor ya Türkiye? / 16.11.2024
- BTP'nin hayvancılık projeleri / 15.11.2024
- Bedava elektrik hayal değil / 14.11.2024
- İmam Ali'nin devlet adamlarına nasihatleri / 22.11.2024
- Hz. Peygamber'in davet mektupları / 21.11.2024
- İslam tarihinde ilk fitne / 20.11.2024
- Önce insan denmedikçe... / 19.11.2024
- İnsan hakları konusu / 18.11.2024
- Unutulan kadın / 17.11.2024
- Dünya MEM diyor ya Türkiye? / 16.11.2024
- BTP'nin hayvancılık projeleri / 15.11.2024
- Bedava elektrik hayal değil / 14.11.2024