Dünkü yazımızda ABD'nin dümen suyuna giren dış politikamızın, Ermeni sınırının açılması için verilen emri yerine getirmek için nasıl yoğun bir çaba içine girdiğini anlatmıştık. M.Bayraktar...
Talimatla adam da astık , sınır da açarız!
Dünkü yazımızda ABD'nin dümen suyuna giren dış politikamızın, Ermeni sınırının açılması için verilen emri yerine getirmek için nasıl yoğun bir çaba içine girdiğini anlatmıştık.Bütün gayret, emredenlerin emrini yerine getirirsek her şeyin güllük gülistanlık olacağı düşüncesi üzerine kurulu.Oysa bugün emirle sınır açmaya kalkanlara bir hatırlatmamız var; biz dün, yine Ermeni konusunda, yine Batıya yaranmak için emirle adam asmıştık hem de koskoca bir Osmanlı kaymakamını asmıştık, ama yine yaranamadık ecnebilere. Bugün sınır kapısını açarak mı yaranacağız?İdam edilen Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey'in başına gelenler tam bir tarih dram ve cinayetti. Mondros Mütarekesi'nden sonra, Ermeni tehcirinde görevlerini kötüye kullanarak Ermenilerin ölümüne sebep olmakla suçlanan idarecilerin cezalandırılması için Osmanlıya baskı yapılır. Bunlardan biri de Boğazlıyan Kaymakamı ve Yozgat Mutasarrıf Vekili Kemal Bey'dir. Kemal Bey, kurulan mahkemece idamla yargılanır. Mahkemede bir sürü Ermeni komitacı, çete mensubu yalan şahitlik yaparak Boğazlıyan kaymakamına iftira atar.Mahkemenin ilk başkanı Hayret Paşa, yargılamanın adil olmadığını ve gelen baskıların Kemal Bey'in mutlaka idamına karar verilmesi yönünde olduğunu görünce istifa eder. Bunun üzerine mahkeme başkanlığına Nemrut Mustafa Paşa getirilir. Mahkeme de onun isminden dolayı Nemrut Mustafa Divanı olarak tarihe geçer.Nemrut Mustafa Paşa, lakabı gibi tam bir Nemruttur. Aldığı "asın!" talimatını aynen yerine getirir ve 8 Nisan1919'da Kemal Bey'i idama mahkum eder. İngiliz işgal kuvvetlerinin istediği olmuş, Mister Brown'un aracılığıyla bildirilen "asın!" emri yerine getirilmiştir.Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey, Beyazıd Meydanı'nda idam edilmeden önce son sözlerini şöyle söyler:"Sevgili vatandaşlarım, Ben bir Türk memuruyum. Aldığım emri yerine getirdim. Vazifemi yaptığıma vicdanım emindir. Sizlere yemin ederim ki, ben masumum. Son sözüm bugün de budur, yarın da budur. Ecnebi devletlere yaranmak için beni asıyorlar. Eğer adalet buna diyorlarsa, kahrolsun adalet."Şımarık Ermeni züppelerinin ve onları kullanan Batılı işgal güçlerinin emri ile asılan Kemal Bey'in "ecnebi devletlere yaranmak için beni asıyorlar" diyen haykırışı Beyazıt Meydanı'ndan bütün Türkiye'ye yankılamaktadır.Ecnebi devletlere yaranmak için "talimatla" kaymakam asan Türkiye, bugün aradan geçen 90 yıl sonra "talimatla" sınır açarak Batıya şirin görünmek istiyor.Hayır beyler, hayır!Bu yol yanlış yoldur..Bu sokak çıkmaz sokaktır.1921'de imzaladıkları Kars Anlaşması'nı bile reddedip Türkiye sınırını tanımadıklarını, Ermenistan için geçerli olan anlaşmanın Sevr Anlaşması olduğunu büyük bir aymazlıkla söyleyen Ermenilerle hem de binlerce Azeri Türkünün kanını hiçe sayarak sarmaş dolaş olmak Türkiye'ye yakışıyor mu?
Muharrem BAYRAKTAR / mbayraktar@yenimesaj.com.tr
Talimatla adam da astık , sınır da açarız!
Dünkü yazımızda ABD'nin dümen suyuna giren dış politikamızın, Ermeni sınırının açılması için verilen emri yerine getirmek için nasıl yoğun bir çaba içine girdiğini anlatmıştık.Bütün gayret, emredenlerin emrini yerine getirirsek her şeyin güllük gülistanlık olacağı düşüncesi üzerine kurulu.Oysa bugün emirle sınır açmaya kalkanlara bir hatırlatmamız var; biz dün, yine Ermeni konusunda, yine Batıya yaranmak için emirle adam asmıştık hem de koskoca bir Osmanlı kaymakamını asmıştık, ama yine yaranamadık ecnebilere. Bugün sınır kapısını açarak mı yaranacağız?İdam edilen Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey'in başına gelenler tam bir tarih dram ve cinayetti. Mondros Mütarekesi'nden sonra, Ermeni tehcirinde görevlerini kötüye kullanarak Ermenilerin ölümüne sebep olmakla suçlanan idarecilerin cezalandırılması için Osmanlıya baskı yapılır. Bunlardan biri de Boğazlıyan Kaymakamı ve Yozgat Mutasarrıf Vekili Kemal Bey'dir. Kemal Bey, kurulan mahkemece idamla yargılanır. Mahkemede bir sürü Ermeni komitacı, çete mensubu yalan şahitlik yaparak Boğazlıyan kaymakamına iftira atar.Mahkemenin ilk başkanı Hayret Paşa, yargılamanın adil olmadığını ve gelen baskıların Kemal Bey'in mutlaka idamına karar verilmesi yönünde olduğunu görünce istifa eder. Bunun üzerine mahkeme başkanlığına Nemrut Mustafa Paşa getirilir. Mahkeme de onun isminden dolayı Nemrut Mustafa Divanı olarak tarihe geçer.Nemrut Mustafa Paşa, lakabı gibi tam bir Nemruttur. Aldığı "asın!" talimatını aynen yerine getirir ve 8 Nisan1919'da Kemal Bey'i idama mahkum eder. İngiliz işgal kuvvetlerinin istediği olmuş, Mister Brown'un aracılığıyla bildirilen "asın!" emri yerine getirilmiştir.Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey, Beyazıd Meydanı'nda idam edilmeden önce son sözlerini şöyle söyler:"Sevgili vatandaşlarım, Ben bir Türk memuruyum. Aldığım emri yerine getirdim. Vazifemi yaptığıma vicdanım emindir. Sizlere yemin ederim ki, ben masumum. Son sözüm bugün de budur, yarın da budur. Ecnebi devletlere yaranmak için beni asıyorlar. Eğer adalet buna diyorlarsa, kahrolsun adalet."Şımarık Ermeni züppelerinin ve onları kullanan Batılı işgal güçlerinin emri ile asılan Kemal Bey'in "ecnebi devletlere yaranmak için beni asıyorlar" diyen haykırışı Beyazıt Meydanı'ndan bütün Türkiye'ye yankılamaktadır.Ecnebi devletlere yaranmak için "talimatla" kaymakam asan Türkiye, bugün aradan geçen 90 yıl sonra "talimatla" sınır açarak Batıya şirin görünmek istiyor.Hayır beyler, hayır!Bu yol yanlış yoldur..Bu sokak çıkmaz sokaktır.1921'de imzaladıkları Kars Anlaşması'nı bile reddedip Türkiye sınırını tanımadıklarını, Ermenistan için geçerli olan anlaşmanın Sevr Anlaşması olduğunu büyük bir aymazlıkla söyleyen Ermenilerle hem de binlerce Azeri Türkünün kanını hiçe sayarak sarmaş dolaş olmak Türkiye'ye yakışıyor mu?
Muharrem BAYRAKTAR / mbayraktar@yenimesaj.com.tr
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.