Okul sütü projesinde yaşananlar Türk tarımının gelmiş olduğu noktayı adeta özetlemekte sevgili okurlar.
Yüze göze bulaştırılan, ele-güne rezil olunan bir durumdur yaşanan...
Midelerin bulanmasının yanı sıra bellekler de alt-üst oldu.
Bu süreçte televizyon ve gazetelerde en çok duyduğumuz kelime “sütü bozuk” tabiri oldu maalesef...
Genel başkanlar düzeyinde sürdürülen tartışmalardan anladığımız; iktidar ve de muhalefetin okul sütü konusunda bilgisiz ve dahi yetersiz oluşları...
Sütte yaşanan bu olumsuz tablo sağlığa verilen değeri ortaya koymanın yanı sıra iktidar ve muhalefetin de tarımı bilmediklerinin apaçık bir itirafı.
Bu sütçü edebiyatı daha çok su kaldırır diye düşünüyorum...
Balıkçıııı
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, balık varlığını kurtarmak gerekçesiyle hayata geçirdiği bir projeyle Türk denizlerinde avlanan sayıları 20 binin üzerindeki tekne sayısını azaltmayı hedefliyor. Bakanlıkça 2012 destekleme programına dâhil edilen uygulamayla, sektörden ayrılmak isteyen tekne sahiplerine para desteği sağlanacak.
Bu durum bizlere AB uyum sürecinde çıkartılan “doğrudan gelir desteği” yasasını hatırlattı sevgili okurlar. Malumunuz o dönemlerde çiftçi toprağını ekmeyerek hektar başına destek alıyordu. Dolayısıyla toprağını ekip biçmeyerek toprağına küsen bir köylü hedeflendi ve başarı da sağlanmış oldu. Balıkçılıkta da oynanacak oyun bundan farksız. Anlayacağınız eller gider Mersin’e biz gideriz tersine... Balıkçılığı bitirecek bu adım Türkiye’ye pahalıya patlayacak gibi görünüyor.
Çaycıııııı
Geçen gün haberlerde izledik, Rizeli bir üretici ablamız elindeki çayları göstererek “alın bunları Ankara’ya götürün yesinler” diye feryadı basıyordu. Haklıdır ablamız ama maalesef alacağı yok... Onları bu hale sokanları iktidara taşıyan kendileri... (Keşke ellerim kırılaydı da bunlara oy vermeseydim isyanlarını duyar gibiyim sevgili okurlar, ya siz?)
Malumunuz yıllardan beri çayda fiyat istikrarı yok. Her yıl olduğu gibi bu yıl da üretici 2012 yılı taban fiyatının açıklanmasını bekliyor. Geçen yıl 1 lira olan taban fiyatının bu yıl üretici en az 1,40 lira olmasını istiyor. Ayrıca üretici yıllardan beri uygulanan kota ve kontenjanında kalkmasını, Çaykur’un kapasite artırımına giderek üreticiyi özel sektörün elinden kurtarmasını istiyor. Kota ve kontenjan yüzünden çayını satamayan çiftçi 30–40 kuruşa özel sektöre çayını 1 yıl vadeli sattığını belirtelim.
Yukarıdaki tarım manzaralarını diğer tarım ürünlerine şamil kılarak listeyi uzatmak mümkün...
Anlayacağınız tarımda gidişat “işler ayna çal çal oyna” nevinden...
Güleriz ağlanacak halimize...
Yüze göze bulaştırılan, ele-güne rezil olunan bir durumdur yaşanan...
Midelerin bulanmasının yanı sıra bellekler de alt-üst oldu.
Bu süreçte televizyon ve gazetelerde en çok duyduğumuz kelime “sütü bozuk” tabiri oldu maalesef...
Genel başkanlar düzeyinde sürdürülen tartışmalardan anladığımız; iktidar ve de muhalefetin okul sütü konusunda bilgisiz ve dahi yetersiz oluşları...
Sütte yaşanan bu olumsuz tablo sağlığa verilen değeri ortaya koymanın yanı sıra iktidar ve muhalefetin de tarımı bilmediklerinin apaçık bir itirafı.
Bu sütçü edebiyatı daha çok su kaldırır diye düşünüyorum...
Balıkçıııı
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, balık varlığını kurtarmak gerekçesiyle hayata geçirdiği bir projeyle Türk denizlerinde avlanan sayıları 20 binin üzerindeki tekne sayısını azaltmayı hedefliyor. Bakanlıkça 2012 destekleme programına dâhil edilen uygulamayla, sektörden ayrılmak isteyen tekne sahiplerine para desteği sağlanacak.
Bu durum bizlere AB uyum sürecinde çıkartılan “doğrudan gelir desteği” yasasını hatırlattı sevgili okurlar. Malumunuz o dönemlerde çiftçi toprağını ekmeyerek hektar başına destek alıyordu. Dolayısıyla toprağını ekip biçmeyerek toprağına küsen bir köylü hedeflendi ve başarı da sağlanmış oldu. Balıkçılıkta da oynanacak oyun bundan farksız. Anlayacağınız eller gider Mersin’e biz gideriz tersine... Balıkçılığı bitirecek bu adım Türkiye’ye pahalıya patlayacak gibi görünüyor.
Çaycıııııı
Geçen gün haberlerde izledik, Rizeli bir üretici ablamız elindeki çayları göstererek “alın bunları Ankara’ya götürün yesinler” diye feryadı basıyordu. Haklıdır ablamız ama maalesef alacağı yok... Onları bu hale sokanları iktidara taşıyan kendileri... (Keşke ellerim kırılaydı da bunlara oy vermeseydim isyanlarını duyar gibiyim sevgili okurlar, ya siz?)
Malumunuz yıllardan beri çayda fiyat istikrarı yok. Her yıl olduğu gibi bu yıl da üretici 2012 yılı taban fiyatının açıklanmasını bekliyor. Geçen yıl 1 lira olan taban fiyatının bu yıl üretici en az 1,40 lira olmasını istiyor. Ayrıca üretici yıllardan beri uygulanan kota ve kontenjanında kalkmasını, Çaykur’un kapasite artırımına giderek üreticiyi özel sektörün elinden kurtarmasını istiyor. Kota ve kontenjan yüzünden çayını satamayan çiftçi 30–40 kuruşa özel sektöre çayını 1 yıl vadeli sattığını belirtelim.
Yukarıdaki tarım manzaralarını diğer tarım ürünlerine şamil kılarak listeyi uzatmak mümkün...
Anlayacağınız tarımda gidişat “işler ayna çal çal oyna” nevinden...
Güleriz ağlanacak halimize...
Adem Birinci / diğer yazıları
- Uhud savaşında İmam Ali ve Zülfikar / 03.01.2025
- ‘Biz korkuyu Kerbela’da bıraktık’ / 31.12.2024
- Hacı Ömer Hüdai Baba / 27.12.2024
- Mikdad bin Esved / 19.12.2024
- Ammar bin Yasir / 16.12.2024
- Hz. Abdulmuttalip ya da ikinci İbrahim / 15.12.2024
- Halid Bin Zeyd Ebu Eyyub El-Ensari / 11.12.2024
- Hz. Hatice Annemiz ve İmam Ali / 03.12.2024
- Hz. Abdullah / 27.11.2024
- Cihat Müslümanı Atatürk / 22.11.2024
- ‘Biz korkuyu Kerbela’da bıraktık’ / 31.12.2024
- Hacı Ömer Hüdai Baba / 27.12.2024
- Mikdad bin Esved / 19.12.2024
- Ammar bin Yasir / 16.12.2024
- Hz. Abdulmuttalip ya da ikinci İbrahim / 15.12.2024
- Halid Bin Zeyd Ebu Eyyub El-Ensari / 11.12.2024
- Hz. Hatice Annemiz ve İmam Ali / 03.12.2024
- Hz. Abdullah / 27.11.2024
- Cihat Müslümanı Atatürk / 22.11.2024