Lübnan'ın Yahudileştirilmesi çağrısında bulunarak, İsrail'in nihai hedefini ifade eden İsrailli haham Ginsburgh, "İsrail'in topraklarının Fırat Nehri'ne kadar uzandığını" söyledi
Gazze'de 41 bin Müslüman'ı katleden İsrail, 23 Eylül'den beridir de Lübnan'da katliam yapıyor. Lübnan'ın Yahudileştirilmesi çağrısında bulunarak, İsrail'in nihai hedefini ifade eden İsrailli haham Yitzchak Ginsburgh, "İsrail'in topraklarının Fırat Nehri'ne kadar uzandığını" söyledi
27.09.2024 17:10:00 / Güncelleme: 27.09.2024 17:18:23
Haber Merkezi
Haber Merkezi
Gazze'de 1 yıla yakın bir süredir soykırım yapan İsrail, şimdi de Lübnan'a ölüm yağdırmaya başladı. İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı 41 bin 534'e yükseldi. Saldırılarda 96 bin 92 kişi de yaralandı. Ölenlerin yüzde 70'inin kadın ve çocuklar olduğu belirtiliyor. Artık İsrail'İn imza attığı katliam rakamlarına Lübnan'dan gelenler de ekleniyor. Lübnan hükümetine bağlı Afet Risk Yönetimi biriminin hazırladığı rapora göre İsrail'in 23 Eylül'den beri Lübnan'a düzenlediği hava saldırılarında 679 kişi öldü. Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşler Eşgüdüm Ofisi'nin (OCHA) açıkladığı verilere göre Lübnan'da 23 Eylül'den bu yana 90 bine yakın kişi evlerini terk etti. 7 Ekim'den bu yana evlerini terk etmek zorunda kalanların sayısının ise 200 bini geçtiği hesaplanıyor. Son 2 gün içinde 15 bin 600 Suriyeli ile 16 bin 130 Lübnanlının Suriye'ye geçtiğinin belirlendiği aktarıldı. Raporda, İsrail'in 8 Ekim 2023'ten bu yana Lübnan'a 7 bin 34 hava saldırısı, 248 fosfor bombalı, 133 de silahlı saldırı düzenlediği, bu saldırılarda bin 540 kişinin öldüğü ve 5 bin 410 kişinin yaralandığı belirtildi.
ABD, İngiltere ve Avrupa Birliği ülkelerinin Lübnan'daki gerilimin tırmanmasına karşı yaptığı geçici ateşkes çağrıları görünen o ki İsrail'i durdurmayacak. 12 ülkenin imzası bulunan ve ateşkes teklif eden ortak açıklamada, diplomatik çözümlere imkan tanıyacak 21 günlük ateşkes talep edilmişti. Ortak açıklamada, "Ne İsrail ne Lübnan halkının çıkarına olan geniş bölgesel çatışma riskinin kabul edilemez olduğu" söylenmişti. Ateskeş çağrıları üzerine dün ABD'nin New York kentinde açıklama yapan İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu İsrail ordusunun Hizbullah'a karşı saldırılarını durdurmayacağını açıkladı. Netanyahu, İsrail'in Lübnan'da hedeflerine ulaşana kadar "durmayacağını", bunlardan en önemlisinin de "kuzeydeki İsrailliler'in evlerine güvenle dönmeleri" olduğunu belirtti. Ancak daha sonra İsrail Başbakanlık Ofisi tarafından yapılan açıklamada, ABD'nin diğer ülkelerle birlikte hazırladığı ateşkes planını İsrail ile hafta başında paylaştığı belirtildi. "İsrail ABD öncülüğündeki girişimin kuzey sınırındaki insanları evlerine güvenle geri döndürme hedefini paylaşıyor ve ABD'nin çabalarını takdir ediyor" ifadelerine yer verilen açıklamada, müzakerelerin önümüzdeki günlerde devam edeceği de belirtildi. İsrail'den ateşkese kapı açılacakmış gibi son açıklamayı uzmanlar zaman kazanma ve dünyayı oyalama taktiği olarak değerlendiriyor. Zira İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, kısa süre önce olası bir kara harekatı için hazırlık yapıldığı mesajını vermişti. İsrail Dışişleri Bakanı İsrael Katz da sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Kuzeyde ateşkes olmayacak" diye yazdı.
İsrail'in önde gelen hahamlarından Yitzchak Ginsburgh, Lübnan'ın tamamen ele geçirilmesi ve bölgeye Yahudi yerleşimleri kurulması çağrısında bulundu. İsrail medyasında yayınlanan mektubunda haham Ginsburgh, "Lübnan'ın İsrail topraklarının bir parçası olduğunu ve Tanrı tarafından Yahudi halkına verildiğini" iddia etti. Ginsburgh, "İsrail'in topraklarının Fırat Nehri'ne kadar uzandığını" öne sürerek "bizim neslimizde, Tanrı bize İsrail'e bahşedilen yerleri tekrar alma, toprağı fethetme ve yerleşme yeteneği veriyor" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Bugün Lübnan topraklarını da fethetme zamanının geldiği açıktır, ancak bu şekilde tehdit ortadan kaldırılabilir ve tüm ülkeye gerçek barış getirilebilir. Fetih ve düşman nüfusun kovulmasının ardından bir Yahudi yerleşimi kurulmalı ve böylece zafer tamamlanmalıdır."
İsrail ateşkes çağrılarını duymuyor
ABD, İngiltere ve Avrupa Birliği ülkelerinin Lübnan'daki gerilimin tırmanmasına karşı yaptığı geçici ateşkes çağrıları görünen o ki İsrail'i durdurmayacak. 12 ülkenin imzası bulunan ve ateşkes teklif eden ortak açıklamada, diplomatik çözümlere imkan tanıyacak 21 günlük ateşkes talep edilmişti. Ortak açıklamada, "Ne İsrail ne Lübnan halkının çıkarına olan geniş bölgesel çatışma riskinin kabul edilemez olduğu" söylenmişti. Ateskeş çağrıları üzerine dün ABD'nin New York kentinde açıklama yapan İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu İsrail ordusunun Hizbullah'a karşı saldırılarını durdurmayacağını açıkladı. Netanyahu, İsrail'in Lübnan'da hedeflerine ulaşana kadar "durmayacağını", bunlardan en önemlisinin de "kuzeydeki İsrailliler'in evlerine güvenle dönmeleri" olduğunu belirtti. Ancak daha sonra İsrail Başbakanlık Ofisi tarafından yapılan açıklamada, ABD'nin diğer ülkelerle birlikte hazırladığı ateşkes planını İsrail ile hafta başında paylaştığı belirtildi. "İsrail ABD öncülüğündeki girişimin kuzey sınırındaki insanları evlerine güvenle geri döndürme hedefini paylaşıyor ve ABD'nin çabalarını takdir ediyor" ifadelerine yer verilen açıklamada, müzakerelerin önümüzdeki günlerde devam edeceği de belirtildi. İsrail'den ateşkese kapı açılacakmış gibi son açıklamayı uzmanlar zaman kazanma ve dünyayı oyalama taktiği olarak değerlendiriyor. Zira İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, kısa süre önce olası bir kara harekatı için hazırlık yapıldığı mesajını vermişti. İsrail Dışişleri Bakanı İsrael Katz da sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Kuzeyde ateşkes olmayacak" diye yazdı.
İsrailli haham ateşi körükledi
İsrail'in önde gelen hahamlarından Yitzchak Ginsburgh, Lübnan'ın tamamen ele geçirilmesi ve bölgeye Yahudi yerleşimleri kurulması çağrısında bulundu. İsrail medyasında yayınlanan mektubunda haham Ginsburgh, "Lübnan'ın İsrail topraklarının bir parçası olduğunu ve Tanrı tarafından Yahudi halkına verildiğini" iddia etti. Ginsburgh, "İsrail'in topraklarının Fırat Nehri'ne kadar uzandığını" öne sürerek "bizim neslimizde, Tanrı bize İsrail'e bahşedilen yerleri tekrar alma, toprağı fethetme ve yerleşme yeteneği veriyor" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Bugün Lübnan topraklarını da fethetme zamanının geldiği açıktır, ancak bu şekilde tehdit ortadan kaldırılabilir ve tüm ülkeye gerçek barış getirilebilir. Fetih ve düşman nüfusun kovulmasının ardından bir Yahudi yerleşimi kurulmalı ve böylece zafer tamamlanmalıdır."