Liberalizm kelime olarak "özgürlük"leri ifade ederken uygulamada piyasaların esaretine neden olmaktadır. Piyasaların özgürleşmesi için, öncelikle, paranın tekelleşmesine son verilmeli ve para, gerçek kulvarında değerlendirilmelidir?
Milli Devlet, paraya getirdiği yeni yaklaşımla bunu sağlamakla, piyasaların ve kabiliyetlerin önündeki zincirleri kırmaktadır.
Senyoraj hakkı, egemeniliğin gereğidirDaha iyi anlaşılması bakımından, somut bir örnekle konuya başlayalım: Bir çuval mısırı toprağa attığımızı ve hasat zamanı 10 çuval mısır elde ettiğimizi varsayalım. Bu durumda şayet 9 çuval mısırın karşılığı olan para piyasalarda olmazsa; bu hal, talep daralmasına sebep olacaktır.İşte emisyon, üretilen bu mal ve hizmetin karşılığı olan paradır. Elde edilen mal ve hizmetin karşılığının para olarak belli bir oranda piyasalarda bulunması ise ekonomilerin devamı için bir zorunluluktur. Merkez Bankası'nın para basarak -yani devletin Senyoraj hakkını kullanarak- piyasanın söz konusu ihtiyacını karşılaması gerekir iken; kapitalist düzende piyasalardaki bu açık, dış kaynaklı borçlarla karşılanmaya çalışılmaktadır.
Gelişmekte olan ülkeler bu hakkı kullanamıyorAzgelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde kaydi para ve yabancı para, "emisyon"un yerine ikame edildiği için, devletlerin senyoraj geliri elde etmesi mümkün değildir. Kapitalist anlayış, az-gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin Merkez bankalarını "devletten bağımsız" hale getirerek;devletlerin, Merkez bankaları üzerinden senyoraj geliri elde etmesine yasak getirmiştir. Böylece bu açık, az-gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerin Merkez bankalarının çıkardığı "hard currency"lerin faiz karşılığı kullanılması ile karşılanmaktadır. Devletlerin senyoraj gelirlerinin önündeki bir diğer engel, özel bankaların piyasaya sunduğu "kaydî para"lardır.SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLERProf. Dr. Ömer EYERCİO?LU / Gaziantep ÜniversitesiBu tez, Anayasa'mızdaki "sosyal devlet" ifadesinin somut karşılığıdırTarih boyunca ortaya çıkan devletler, o devleti meydana getiren temel unsur olan milletlerin kültür ve medeniyetlerinin ortaya koyduğu kurallar çerçevesinde şekillenmişlerdir. Bu nedenle devlet tarifi, milletler için farklılıklar göstermekte; milletlerin bir bütün olarak sosyal olaylara, ekonomiye, hukuka, idareye, siyasete, çevreye, topyekün insana ve onunla alakalı olgulara bakış açısını ortaya koymaktadır. Sosyal devlet anlayışı ise bugün hemen hemen bütün devletlerin anayasalarında yer alan temel hükümlerden birisidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'miz de anayasamızda demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devleti olarak tanımlanmaktadır. Prof. Dr. Haydar Baş'ın Sosyal Devlet-Milli Devlet eserindeki tezi, anayasamızda tarif edilen "Sosyal Hukuk Devleti" nin hayata geçirilmesi projesidir. Prof. Dr. Haydar Baş bu eserinde, devletin vazifesini tarif ederken; devletin insanların doğuştan gelen haklarını yaşatmak ve korumakla mükellef olduğunu, bu nedenle devletin sosyal sorumluluk taşıdığını savunmaktadır. Bundan dolayı, sosyal devlet olmak devletin vatandaşlarına karşı bir ikramı değil, varlığının gereğidir.
Milli Devlet, paraya getirdiği yeni yaklaşımla bunu sağlamakla, piyasaların ve kabiliyetlerin önündeki zincirleri kırmaktadır.
Senyoraj hakkı, egemeniliğin gereğidirDaha iyi anlaşılması bakımından, somut bir örnekle konuya başlayalım: Bir çuval mısırı toprağa attığımızı ve hasat zamanı 10 çuval mısır elde ettiğimizi varsayalım. Bu durumda şayet 9 çuval mısırın karşılığı olan para piyasalarda olmazsa; bu hal, talep daralmasına sebep olacaktır.İşte emisyon, üretilen bu mal ve hizmetin karşılığı olan paradır. Elde edilen mal ve hizmetin karşılığının para olarak belli bir oranda piyasalarda bulunması ise ekonomilerin devamı için bir zorunluluktur. Merkez Bankası'nın para basarak -yani devletin Senyoraj hakkını kullanarak- piyasanın söz konusu ihtiyacını karşılaması gerekir iken; kapitalist düzende piyasalardaki bu açık, dış kaynaklı borçlarla karşılanmaya çalışılmaktadır.
Gelişmekte olan ülkeler bu hakkı kullanamıyorAzgelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde kaydi para ve yabancı para, "emisyon"un yerine ikame edildiği için, devletlerin senyoraj geliri elde etmesi mümkün değildir. Kapitalist anlayış, az-gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin Merkez bankalarını "devletten bağımsız" hale getirerek;devletlerin, Merkez bankaları üzerinden senyoraj geliri elde etmesine yasak getirmiştir. Böylece bu açık, az-gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerin Merkez bankalarının çıkardığı "hard currency"lerin faiz karşılığı kullanılması ile karşılanmaktadır. Devletlerin senyoraj gelirlerinin önündeki bir diğer engel, özel bankaların piyasaya sunduğu "kaydî para"lardır.SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLERProf. Dr. Ömer EYERCİO?LU / Gaziantep ÜniversitesiBu tez, Anayasa'mızdaki "sosyal devlet" ifadesinin somut karşılığıdırTarih boyunca ortaya çıkan devletler, o devleti meydana getiren temel unsur olan milletlerin kültür ve medeniyetlerinin ortaya koyduğu kurallar çerçevesinde şekillenmişlerdir. Bu nedenle devlet tarifi, milletler için farklılıklar göstermekte; milletlerin bir bütün olarak sosyal olaylara, ekonomiye, hukuka, idareye, siyasete, çevreye, topyekün insana ve onunla alakalı olgulara bakış açısını ortaya koymaktadır. Sosyal devlet anlayışı ise bugün hemen hemen bütün devletlerin anayasalarında yer alan temel hükümlerden birisidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'miz de anayasamızda demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devleti olarak tanımlanmaktadır. Prof. Dr. Haydar Baş'ın Sosyal Devlet-Milli Devlet eserindeki tezi, anayasamızda tarif edilen "Sosyal Hukuk Devleti" nin hayata geçirilmesi projesidir. Prof. Dr. Haydar Baş bu eserinde, devletin vazifesini tarif ederken; devletin insanların doğuştan gelen haklarını yaşatmak ve korumakla mükellef olduğunu, bu nedenle devletin sosyal sorumluluk taşıdığını savunmaktadır. Bundan dolayı, sosyal devlet olmak devletin vatandaşlarına karşı bir ikramı değil, varlığının gereğidir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.