Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt'ın "Türkiye Cumhuriyeti, 1923'ten bu yana bu kadar büyük risk, tehdit ve sıkıntılarla karşı karşıya kalmadı" açıklaması birilerini oldukça ürkütmüş. Benim yorumum değil bu, kendileri ürktüklerini açıkça ifade ediyorlar. Görevi Türkiye'nin risk ve tehditlerini önceden bilmek ve tedbir almak olan bir askerin açıklamalarından kimler ürküntü derecesinde rahatsız olur?Bunun cevabı Büyükanıt'ın ifadesiyle bölünmüş parçalanmış Türkiye'yi rüyalarında görenler olmalı.Nasıl ürkmesinler ki?Türkiye'yi bölme rüyaları görenler, bu rüyanın sonunda kâbusla uyanırlar ve derslerini alırlar diyen bir Genelkurmay Başkanımız var.Büyükanıt Paşa ABD'deki konuşmasında, "Türkiye'yi koruyan dinamik güçler var olduğu sürece" Türkiye'nin dimdik ayakta kalacağının altını çizmiştir. Kimdir bu dinamik güçler?Ürkmüş olan yazarlardan bir tanesi Org. Büyükanıt'a bu soruyu sormuş. Büyükanıt Paşa da soruyu soranın ürkmüşlüğünü daha da artıran bir cevap vermiş bu soruya."Bu memleketin ayakta durmasını sağlayan askeri de, polisi de, devlet memuru da, üniversite öğrenci ve öğretim görevlisi de dinamik gücüdür. Türkiye Cumhuriyeti'ni yaşatmaya çalışan bütün herkes dinamik güçtür."Bu memleketin askeri, dinamik gücüdür, Polisi, dinamik gücüdür, Memuru, dinamik gücüdür, Öğrencisi, dinamik gücüdür, Öğretim görevlisi, dinamik gücüdür, Büyükanıt'ın cümlesine aşağıdakileri de ben ekliyorum;Çiftçisi, dinamik gücüdür,İşçisi, dinamik gücüdür,Ev kadını, dinamik gücüdür,Genci, dinamik gücüdür Türkiye'nin.Yaşlısı, dinamik gücüdür,Türkiye'nin asıl gücü, yani dinamik gücü, Kuvvayı Milliye anlayışına sahip 7'den 70'e her ferdidir. Yani Nene Hatun, Sütçü İmam ve Ayşe Çavuş gibi kahramanlar bu milletin dinamik güçleridir. Bu dinamik güçler her zaman var olmuştur ve var olmaya da devam edeceklerdir. Türkiye'nin asıl dinamik gücü ise, Kuvvayı Milliye anlayışına sahip, dışarıdan değil milletinden icazet alan ve ülkesinin her türlü problemine çözüm getirebilecek projesi olan liderlerdir. Çünkü ülkemiz icranın başına oturanlar bu liderlerdir. Hem Kuvva anlayışına sahip, hem milletinden icazet alan, hem de projesi olan siyasi lider var mı? diye soruyorsanız. BTP'nin geçtiğimiz hafta sonu Prof. Dr. Haydar Baş'ın da katılımıyla düzenlenen muhteşem ve görkemli İstanbul il kongresini izlemeliydiniz. Bence birilerini asıl ürküten şey, Türk askerinin Kuvva'dan bahsetmesidir. Türkiye'yi bölme rüyası görenler ürkmüş ve tırsmışlardır. Artık uykuları kaçmıştır.Nasıl kaçmasın? Şanlı bir Türk askerinin 1919 yılında Kuvva'dan bahsetmesiyle başlayan milli mücadele ülkemizin işgalden kurtarılmasıyla sonuçlandı. Türk milleti yaşadığı örtülü işgalden kurtulmasının arefesindedir. Mandacı anlayış sahiplerinin ürkmüşlüğü bize bunu haber vermektedir.
Orhan Dede / diğer yazıları
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024