10 Muharrem'de Kerbela'da İmam Hüseyin ve yarenlerine yapılanlar, onların canlarını vermeleriyle de sınırlı kalmadı. Mübarek cesetlerine olmadık türlü zulüm ve alçaklığı reva gördüler. Mübarek cesetleri günlerce çölde meydanda bekletildi. Cesetler paramparça edilerek olmaz türlü muamele yapıldı.
İmam Hüseyin ve yarenlerinin parmağındaki yüzüğünü, sırtlarında giydiklerini, hatta İmam Hüseyin'in (a.s.) bütün giysilerini çıkarttılar, mübarek başını vücudundan ayırdılar, çıplak hale getirilen mübarek vücudunu atlara tepelettiler.
Sonra da kadınları ve çocukları zincirlerle bağlayarak diyar diyar gezdirdiler. Yaptıkları zulmü Yezit denen Allah'ın lanetli kuluna biat etmeyenlerin sonu işte budur diye insanlara korku saldılar.
Daha sonra yaşananlardan bir kısmını Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın İmam Hüseyin eserinden aktaralım:
Hz. Fatıma'nın (a.s.) evladı Hz. Zeyneb ve Ali b. Hüseyin (Zeynelâbidin (a.s.)) ve beraberindekiler Kufe'ye ve sonra da Şam'a götürüldüler.
Zeyneb (a.s.), Kufe sokaklarında karşılaştıkları, getirilen kesik başlara ve esirlere ağlayan ve pişmanlık duyan Kufelilere, 'Susun' diye işaret ettikten sonra şöyle haykırdı:
"Ey Kufeliler! Ağlıyor musunuz? Gözyaşınız hiç kurumasın, çığlığınız hiç dinmesin. Sizin durumunuz iplerini sağlam eğirdikten sonra onu tekrar çözen koca karının durumuna benziyor. Yeminlerinizi aranızda oyuncak haline getirmişsiniz. Ne kötü bir vebalin altındasınız! Evet, Allah'a and olsun ki, çok ağlamanız ve az gülmeniz gerekiyor. Bu o olayın utancını ve şerefsizliğini üzerinizde taşıyorsunuz. Bundan da temizlenmeniz mümkün değildir. Peygamberliğin madeni, hüccetinizin ekseni, kanıtınızın aydınlatıcı ışığı olan son Peygamberin (s.a.v.) torununu, cennet gençlerinin efendisini öldürmek günahından nasıl temizlenebilirsiniz?"
Sonra Ali b. Hüseyin (Zeynelabidin) (a.s.) şöyle dedi:
"Ey insanlar! Sizi Allah adına yemine veriyorum, babama mektup yazıp onu aldattığınızı, ona söz verdiğinizi, bütün güvenceleri verip biat ettiğinizi, sonra onunla savaştığınızı biliyor musunuz? Kendiniz için ahirete gönderdiğiniz bu amelden ve ortaya koyduğunuz bu kötü görüşten dolayı yazıklar olsun! Size 'Soyumu öldürdünüz, saygınlığımı çiğnediniz. Siz de benim ümmetimden değilsiniz!' dediği zaman Resulullah'a (s.a.v.) hangi yüzle bakacaksınız?" (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Hüseyin, Ekim 2010, 2. Baskı, sayfa 693-709)
(Ehl-i Beyt'e yapılan zulüm, Kerbela ile de sınırlı olmamış 12 İmam efendilerimizin tamamı kendi çağlarındaki Yezit yandaşları tarafından her türlü zulme uğramış türlü yollarla şehit edilmişlerdir.)
Yaşananları şöyle bir tefekkür ettikten sonra, bu yapılan zulmün, ahlaksızlığın, imansızlığın timsali, Yezit ve yandaşlarına Müslüman olan birinin iyi nazarla bakması, imana sığan bir davranış olamaz. Yezit ve soyuna hala lanet okuyamayanlar, safını belli etmeyenler, imandaki samimiyetlerini sorgulamak zorundadırlar. Selam olsun şehitlerin şahı İmam Hüseyin ve yarenlerine, lanet olsun Yezit ve yandaşlarına…
- Güzel ahlak ve tebliğ ilişkisi / 21.11.2024
- Tebliğin en etkili yolu lisanıhâldir / 20.11.2024
- Tebliğ metodu hakkında bilinmesi gerekenler / 19.11.2024
- Abese suresinden alınacak dersler / 18.11.2024
- Atatürk sevgisinin önünde kimse duramayacaktır / 16.11.2024
- Atatürk’ün mersiye yazdığını duydunuz mu? / 15.11.2024
- Demokratik Krallık hakkında / 14.11.2024
- Atatürk, Allah’a dua ederek yardım isterdi / 13.11.2024
- Güneş balçıkla sıvanmaz / 12.11.2024