Kapitalist Dünya da Milli Ekonomi Modeli'ne Hayran

Geçen hafta Cuma ve Cumartesi günleri bütün dünyayı yakından ilgilendiren tarihi bir kongre vardı: 3. uluslararası Milli Ekonomi Modeli Kongresi.Bonn Üniversitesi, Viyana Teknik Üniversitesi, Viyana kulübü ve Uluslararası Bağımsız Milli Ekonomi Modeli Birliği (UBEMB) tarafından organize edilen kongre, Almanya'nın Heidelberg şehrinde bulunan Portland Forum'da gerçekleşti ve kongreye 25 ülkeden 100'ü aşkın bilim adamı iştirak etti.Bizler de bu tarihi kongreye katıldık, Milli Ekonomi Modeli ile tarihin yeniden yazılmasına şahit olduk ve Almanya'daki gurbetçilerimizin bol bol selamlarını sizlere getirdik.Daha önce Milli Ekonomi Modeli'ni uluslararası arenaya taşıyan, ilki İstanbul'da, ikincisi ise Azerbaycan Bakü'de olmak üzere iki önemli kongre daha yapılmıştı; fakat Almanya'da yapılan kongrenin Kapitalizmin merkezinde yapılması ona daha fazla önem yüklüyordu.Kongreye katılan bilim adamlarının ülkelerini özellikle vurgulamak isterim. AB'nin eski üyeleri olan Almanya, Fransa, Hollanda, İtalya, Avusturya, İngiltere, İspanya gibi ülkelerden; AB'ye sonradan katılan Litvanya, Estonya, Macaristan, Bulgaristan gibi ülkelerden; Rusya'dan, Azerbaycan'dan, Makedonya'dan, Bosna'dan, Sırbistan'dan, Arnavutluk'tan, ABD'den ve Türkiye'den toplam 100' aşkın akademisyen, iktisatçı?Bilim adamlarının tebliğlerini sonraki makalelerimde detaylı olarak ele alacağım, bugün genel bir değerlendirme yapmak istiyorum. Almanya, Fransa, İtalya, İngiltere, Avusturya, İspanya gibi AB ülkeleri, hepinizin malumu, kapitalizmin, liberalizmin zirvesini yaşamış ve hala yaşamakta olan ülkeler.Bu ülkelerden katılan bilim adamlarının tamamı önemli bir gerçeğin altını çizdiler: Kapitalizm bekleneni verememiştir, insanları tatmin etmemektedir; mevcut ekonomik uygulamalar, küreselleşme çok ciddi sorunları beraberinde getirmiştir, işsizlik çözülememektedir, çevre sorunları, gelir dağılımındaki dengesizlik gittikçe artmaktadır, insanlar dışlanmaktadır, yalnızlaşmaktadır, sermaye belirli ellerde tekelleşmektedir? ve daha nice sorunlar.AB'li bilim adamlarının tebliğlerinde ortaya koydukları bu gerçekler esasen samimi bir itiraf niteliğindeydi.AB'ye sonradan katılan Estonya, Litvanya, Bulgaristan gibi ülkelerin profesörleri ise AB'ye umutla girdiklerini, fakat hayal kırıklığına uğradıklarını ifade ettiler. AB'nin tavsiyelerine uyduklarını, devlet yapılanmasını küçülttüklerini, özelleştirmelerin önünü açtıklarını, ama hemen akabinde sahip oldukları madenlerin, stratejik kurumların bir bir ellerinden çıktığını, bağımsızlıklarını kaybettiklerini, küresel, çokuluslu şirketlerle rekabet şanslarını kaybettiklerini ortaya koydular. Hatta bazıları üretim, dış ticaret? rakamlarıyla ve grafiklerle bu gerçeği gözler önüne serdiler. Topyekün bütün bilimadamları ülkelerinin ve dünyanın içinde bulunduğu çıkmazları ve problemleri bir bir sıraladıktan sonra Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli'nin bir çözüm projesi olduğunu vurguladılar.Bazıları Uluslararası Milli Ekonomi Modeli Birliğinin kendi ülkelerinde şubesinin açılmasını teklif etti. Bazıları hemen uygulanması gerektiğini vurguladı.Bilim adamlarının tamamı bu modelin ortaya çıkmasından duydukları memnuniyeti dile getirdi.Kimisi işsizliğe getirdiği çözümü, kimisi çevreci olmasını, kimisi yaşlı insanları dışlamamasını ve onlara da modelde yer verilmesini, kimisi paraya getirdiği açılımı, kimisi tüketimden yola çıkmasını, kimisi sosyal devlet projelerini, kimisi milli devlet anlayışını, kimisi kaynakların sınırsız olduğunu vurgulamasını, kimisi modelin insan merkezli oluşunu, kimisi tarıma sahip çıkışını, kimisi bu modelin kavgaları bitireceğini, kimisi matematiğini? öve öve bitiremedi.Kongreye katılan biri olarak, katılan bütün bilim adamlarının gözlerinde kongre sonrası bir sevinç, bir coşku, bir heyecan, ümitsizliğin yerini ümidin aldığını gördüm.Bilimadamları Sayın Baş'ın modeliyle, ekonomiyi ve insanı yeniden keşfetmişti.Bizimkilerin çözüm olarak gördüğü ve peşinden koştuğu Kapitalist dünya Sayın Baş'ın Modeli'ni takdir ederken, çözüm olarak takdim ederken, AB'nin çıkmazlarını ortaya koyarken, bizimkilerin hala Sayın Baş'ı fark edememesi, denemiş çıkmaz sokaklarda dolaşması oldukça düşündürücü.Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu önder Atatürk'ün "muasır medeniyetlerin üzerine çıkma" hedefini Sayın Baş kadrosuyla birlikte daha bugünden gerçekleştirmiş durumda.Ne diyelim, darısı Türkiye'nin başına.