Dün 1 Mayıs işçi bayramıydı. Öncelikle tüm işçilerimizin bayramını kutluyoruz.Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın da ifade ettiği gibi, "1 Mayıs uzun süredir 'işçilerin bayramı' olmaktan uzaklaşıp bir 'hak arama günü'ne dönüşmüştür."Diğer bir ifadeyle, 1 Mayıs ülkemizi kapitalist batının IMF politikalarını "kamçısız" uygulayan AKP hükümetine bir tepki günü haline gelmiştir.Anayasa'nın özellikle de millete yönelik olan birçok maddesini rafa kaldıran iktidar, bir anayasal hak olan gösteri ve protesto eylemlerine de müdahale etmiş, "ancak benim istediğim yerde, benim istediğim şekilde protesto eylemi yapabilirsiz" moduna girmiştir.İktidarın yanlış politikalarına protesto, iktidarın istediği şekilde nasıl olacaksa!Buna protesto değil, tiyatro denir.1 Mayıs'ı hak arama gününe çevirmek zorunda kalan fakat hakkını dahi arayamayan işçilerimize, emektarlarımıza bazı tavsiyelerimiz var.İcazeti sizden değil de, ABD'den, AB'den alan siyasilerin hiçbiri sizin bu haklarınızı size asla vermez, veremez. Maalesef bugün Meclis içinde bulunan AKP, CHP, MHP ve HDP hepsi okyanus ötesinin rüzgarıyla hareket etmektedirler.AKP, iktidarı döneminde Kemal Derviş politikalarına aynen devam ederken, CHP Kemal Derviş'e bakanlık teklif etmiş, MHP ise Kemal Derviş'i ekonomi bakanı yapan koalisyonun bir ortağı olmuştur. HDP'nin zaten farklı bir ekonomi politikası da yokturBunlardan hangisi iş başına gelirse gelsin, ABD'nin küresel finans kuruluşlarından akıl almaya devam edeceklerinden ülkemiz için, özelde ise işçilerimiz için asla bir hayırlı sonuç ortaya çıkmayacaktır.Okyanus ötesinin icazetiyle iş başına gelenlerin iktidar olduğu dönemlerde işçi kardeşlerimiz bir günü, yani 1 Mayıs'ı bile işçi bayramı olarak kutlayamayacaklardır.Bu siyasilerin akıl aldığı batı, kapitalist gözlükle olaylara ve topluma bakmaktadır, tekelleşme mantığıyla hareket etmektedir, bu anlayışta gelirin adil paylaşımı asla olmaz.Adil paylaşımın olmadığı yerde de işçi haklarından söz etmek, işçilerin hak ettikleri bir gelirden bahsetmek mümkün değildir. Kapitalist anlayışta, işçiye verilecek 1 kuruş bile yük olarak gözükmektedir.Peki, çözüm nedir?Bugün adil paylaşım denilince dünyada bir tek ekonomik model akla gelmektedir, Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli?Devletin, işçisine verdiği parayı, sunduğu sosyal imkanları bir yük olarak görmemesi için, paranın ve tüketimin ekonomideki yerini tam bilmesi gerekmektedir.Tüketim sağlıklı olacak ki, üretici, sanayici ürettiği ürüne pazar bulabilsin.Gelir, adil paylaştırılmadığı zaman, toplumun büyük bir bölümü tüketmekten mahrum kaldığı için ekonomi büyük bir pazar darlığı çeker.Milli Ekonomi Modeli ise senyoraj gelirinin, yani para basma hakkının "emek ve üretim karşılığı" olduğu bir ekonomide tüketmenin de bir kaynak olduğunu belirtmektedir.Yani MEM'de, işçiye verilen para devletin sırtında bir yük değil, üretilen mamullerin pazar bulması anlamına gelmektedir. Bu açıdan baktığınızda MEM, işveren-işçi barışını temelden çözen tek modeldir. MEM'in iktidar olduğu bir ülkede işveren bir iş kapısı, işçi ise işveren için bir pazardır. Yani ikisi de olmazsa olmazdır.Bir de MEM'de adil paylaşımın nasıl olacağından bahsedelim.Prof. Dr Baş, ülkenin yıllık emek ve üretimi anlamına gelen gayri safi milli hasıla (GSMH) karşılığı milli paranın basılması gerektiğini vurgular. Bu Türkiye için 2 trilyon liradır.Sayın Baş, millete ait olan madenlerin devlet-millet ortaklığıyla işletilmesi gerektiğini belirtir. Ülkemizde 3 katrilyon dolarlık maden rezervi vardır. 1 yılda 2 trilyon dolarını çıkarsak bunun karşılığı 5 trilyon lira para basma hakkı elde ediyoruz. Bu şekilde 1500 yıl yetecek kaynak var. İşletmeden elde edilen karı daha hesaba katmadık.Bunun dışında Sayın Baş, 500 milyar liralık vergi geliri ve 200 milyar liralık enerji kaynaklarının devreye konulması da diğer kaynaklardır.Yalnız bu kaynakların tespit edilmesi kadar bunların adil paylaşımı da önemlidir. Çünkü kapitalist anlayış, kaynakları millete değil, küresel sermaye sahiplerine pay eder; MEM ise millete adil olarak dağıtır.Prof. Dr. Baş'ın iktidarında bu paylaşım nasıl olacak, 4 kişilik bir işçi ailesini örnek verelim. Çalışan erkek asgari ücret olarak 5000 TL alacak, ayrıca 1000 TL vatandaşlık maaşı alacak, hanımı 1500 TL ev hanımı maaşı alacak, çocukları 250'şer lira çocuk parası alacak ve diğer sosyal devlet projelerinden istifade edecek.Yani MEM'i uygulayacak olan Bağımsız Türkiye Partisi iktidarında işçi kardeşlerimiz her gün bayram yapacak, alın terinin karşılığını fazlasıyla alacak.Bir hususun daha altını çizelim, işçi olmak BTP döneminde bir tercih meselesidir, işçi kardeşimizin eğer bir projesi varsa, devlet babanın kapısına gidecek ve sıfır faizli kredi alabilecek ve kendi işinin patronu rahatlıkla olabilecek.İşte adalet budur, işte adil paylaşım budur.Gelin BTP'yi ve Prof. Dr. Haydar Baş'ı 7 Haziran seçimlerinde iktidara taşıyalım bu haklara sahip olalım.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Hükümetin ‘yeni anayasa’dan maksadı nedir? / 29.05.2024
- Açlık sınırı ‘ulaşılamayan’ hedef oldu / 28.05.2024
- Şimşek’in programı vatandaşa zarar! / 25.05.2024
- Dünya savaşa sürükleniyor Türkiye ne yapmalı? / 24.05.2024
- Reisi’nin ölümü ve dünyayı bekleyen tehlike / 22.05.2024
- Yapay zeka ve Vatandaşlık Maaşı / 21.05.2024
- Türkiye de Gazze gibi işgal hedefinde! / 18.05.2024
- Enflasyonda hayal başka, gerçek başka! / 17.05.2024
- Kamu tasarrufu israf edenden talep edilmeli / 15.05.2024
- Kamuda tasarruf: Ekonomik iflasın göstergesi / 14.05.2024
- Açlık sınırı ‘ulaşılamayan’ hedef oldu / 28.05.2024
- Şimşek’in programı vatandaşa zarar! / 25.05.2024
- Dünya savaşa sürükleniyor Türkiye ne yapmalı? / 24.05.2024
- Reisi’nin ölümü ve dünyayı bekleyen tehlike / 22.05.2024
- Yapay zeka ve Vatandaşlık Maaşı / 21.05.2024
- Türkiye de Gazze gibi işgal hedefinde! / 18.05.2024
- Enflasyonda hayal başka, gerçek başka! / 17.05.2024
- Kamu tasarrufu israf edenden talep edilmeli / 15.05.2024
- Kamuda tasarruf: Ekonomik iflasın göstergesi / 14.05.2024