Hz. Mehdî’nin gaybet süresi ile ilgili rivayetler
Gaybet’in Hz. Ali’den itibaren sistematik bir şekilde imamlara ait ahbârlarla desteklendiği görülmektedir
18.07.2024 08:52:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
Gaybet'in Hz. Ali'den itibaren sistematik bir şekilde imamlara ait ahbârlarla desteklendiği görülmektedir.
İmamî âlimlerden Kuleynî, "Kâfi" adlı eserde Gaybet'le alakalı otuz bir haber nakletmiştir. Bu konudaki değerlendirme daha sonra ele alınacaktır.
Bu haberlerde, özellikle Gaybet'in vukû bulacağı, İmamların sayısının on iki ve On ikinci İmam'ın "Kâim" olduğu, onun biri kısa, diğeri uzun iki Gaybet'inin gerçekleşeceği bildirilmiştir.
Ayrıca Kâim'in isminin açıklanmasının yasaklandığı, O'nun zuhûrunun sabırla beklenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Diğer bir İmamî âlim Sâduk, Kâim'in durumunu izah etmek üzere Hızır'ı örnek göstermiştir. Bu bağlamda o, Müslümanların Hızır'ın sağ ve gözlerden gâib olduğuna inandıklarını; ancak Kâim'in aynı özelliklere sahip olabileceğini kabul etmediklerini, dolayısıyla bu durumun bir tezat teşkil ettiğini izah ederek, Kâim'in Gaybet'ine mantıkî bir zemin hazırlamak istemiştir.
Ancak bu eserlerde On ikinci İmam'ın Gaybet'inin ne kadar süreceği, zuhûrundan önce meydana gelen olayların detayları, zuhûr ettikten sonra ne kadar kalacağı gibi muahhar eserlerde bulunan bilgilere rastlanmamıştır.
Kuleynî, eserinde, Hz. Ali'nin Esbag b. Nubâte'den naklen Mehdî hakkında şöyle söylediğini kaydeder:
"Benden olacak olan on birinci çocuğumu düşünüyorum. Yeryüzünü adalet ve eşitlikle dolduracak olan Mehdî O'dur. O Gaybet'e çekilecek ve bir şaşkınlık dönemi başlayacak, bazıları bu dönemde sapacak, bazıları ise hidayete ereceklerdir."
"Ey Emîrü'l- Mü'minîn! Bu şaşkınlık ve Gaybet dönemi ne kadar sürecek?" diye sordum. Buyurdu ki: "Altı gün veya altı ay veya altı yıl."
Ca'fer es-Sâdık, Abdurrahman b. Kesîr'den naklen şöyle buyurmuştur:
Ca'fer es-Sâdık'a Kâim'in ne zaman zuhûr edeceği sorulduğunda, "Zuhûr vaktini tayin edenler yalan söylemektedir. Acele edenler helak olur ve teslim olanlar kurtuluşa erer ve bize dönerler" demiştir.
MEHDÎ'NİN ÖZELLİĞİNİ VE GÖREVİNİ BİLDİREN RİVAYETLER
Özellikle Ca'fer es-Sâdık'tan sonra, Mehdî'nin önemi, zuhûru ve alâmetleri hakkında çok ayrıntılı bilgiler nakledilmiştir. Ehl-i Beyt İmamî kaynaklara göre, Hasan el-Askerî, oğlu Muhammed el-Mehdî'nin doğumu akabinde önemli adımlar atmış; beklenen Mehdî'nin doğduğunu özel Ehl-i Beyt Ekolü'ne bildirmiş; hatta bazılarına bizzat onu göstermiştir.
Onlara göre, Hasan el-Askerî'nin şahadeti ve tayini ile oğlunun imameti sübut bulmuştur.
Muhammed el-Bâkır, Kâim'in tavrı ile ilgili olarak söyle söylemiştir:
"Resûlullah, ümmetine karşı yumuşak ve şefkatle davranırdı. Oysa Kâim öldürmek üzere olan bir tavır takınacaktır. Kendisiyle birlikte bulunan kitapta, (muhalifleri) öldürmek ve kimseyi tevbeye çağırmamakla emrolunmuştur. O'na karşı düşmanlık eden kimsenin vay haline!"
Ca'fer es-Sâdık, Mehdî'nin görevi ile ilgili olarak şöyle söylemiştir:
"Kâim'imiz kıyam edinceye dek, dostlarımızın elinde bulunan bütün yerler onlar için helaldir; onların ellerinde bulunan yerlerin vergisinden bir miktarını alacak ve yeri onların yetkisinde bırakacaktır. Başkalarının elinde olan yerlere gelince; bu yerlerin geliri onlara haramdır. Kâim'imiz kıyam ettiğinde, yerleri onlardan alacak ve onları aşağılandıkları bir halde oradan çıkaracaktır."
İmamî kaynakların tetkikinden görüleceği üzere; imamlar kendinden sonra gelecek imamları tarif ederken imamet zincirinin On ikinci İmam'da son bulacağı varsayımından hareket etmişlerdir. İmamlar kendilerini Hz. Ali'den itibaren On iki İmam zincirinde bulundukları halkayı kastederek Mehdî'yi tarif etmişlerdir.
Mehdî'nin annesinin bir cariye olduğu belirtilmiştir. Mehdî ta-rif edilirken klişeleşmiş şekli ile "Zulümle dolan dünyayı adaletle dolduracaktır" ifadesi kullanılmıştır. Gaybet döneminde insanların inanmayacaklarına ilişkin bir ön kabul vardır. Mehdî'ye, Gaybet'inde iman, zuhûrunda itaat vurgulanmıştır. Mehdî'yi inkâr eden Hz. Peygamberin nübüvvetini inkâr etmiş sayılmaktadır." (Prof. Dr. Haydar Baş Hasan el-Askeri ve İmam Mehdi eserinden)
İmamî âlimlerden Kuleynî, "Kâfi" adlı eserde Gaybet'le alakalı otuz bir haber nakletmiştir. Bu konudaki değerlendirme daha sonra ele alınacaktır.
Bu haberlerde, özellikle Gaybet'in vukû bulacağı, İmamların sayısının on iki ve On ikinci İmam'ın "Kâim" olduğu, onun biri kısa, diğeri uzun iki Gaybet'inin gerçekleşeceği bildirilmiştir.
Ayrıca Kâim'in isminin açıklanmasının yasaklandığı, O'nun zuhûrunun sabırla beklenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Diğer bir İmamî âlim Sâduk, Kâim'in durumunu izah etmek üzere Hızır'ı örnek göstermiştir. Bu bağlamda o, Müslümanların Hızır'ın sağ ve gözlerden gâib olduğuna inandıklarını; ancak Kâim'in aynı özelliklere sahip olabileceğini kabul etmediklerini, dolayısıyla bu durumun bir tezat teşkil ettiğini izah ederek, Kâim'in Gaybet'ine mantıkî bir zemin hazırlamak istemiştir.
Ancak bu eserlerde On ikinci İmam'ın Gaybet'inin ne kadar süreceği, zuhûrundan önce meydana gelen olayların detayları, zuhûr ettikten sonra ne kadar kalacağı gibi muahhar eserlerde bulunan bilgilere rastlanmamıştır.
Kuleynî, eserinde, Hz. Ali'nin Esbag b. Nubâte'den naklen Mehdî hakkında şöyle söylediğini kaydeder:
"Benden olacak olan on birinci çocuğumu düşünüyorum. Yeryüzünü adalet ve eşitlikle dolduracak olan Mehdî O'dur. O Gaybet'e çekilecek ve bir şaşkınlık dönemi başlayacak, bazıları bu dönemde sapacak, bazıları ise hidayete ereceklerdir."
"Ey Emîrü'l- Mü'minîn! Bu şaşkınlık ve Gaybet dönemi ne kadar sürecek?" diye sordum. Buyurdu ki: "Altı gün veya altı ay veya altı yıl."
Ca'fer es-Sâdık, Abdurrahman b. Kesîr'den naklen şöyle buyurmuştur:
Ca'fer es-Sâdık'a Kâim'in ne zaman zuhûr edeceği sorulduğunda, "Zuhûr vaktini tayin edenler yalan söylemektedir. Acele edenler helak olur ve teslim olanlar kurtuluşa erer ve bize dönerler" demiştir.
MEHDÎ'NİN ÖZELLİĞİNİ VE GÖREVİNİ BİLDİREN RİVAYETLER
Özellikle Ca'fer es-Sâdık'tan sonra, Mehdî'nin önemi, zuhûru ve alâmetleri hakkında çok ayrıntılı bilgiler nakledilmiştir. Ehl-i Beyt İmamî kaynaklara göre, Hasan el-Askerî, oğlu Muhammed el-Mehdî'nin doğumu akabinde önemli adımlar atmış; beklenen Mehdî'nin doğduğunu özel Ehl-i Beyt Ekolü'ne bildirmiş; hatta bazılarına bizzat onu göstermiştir.
Onlara göre, Hasan el-Askerî'nin şahadeti ve tayini ile oğlunun imameti sübut bulmuştur.
Muhammed el-Bâkır, Kâim'in tavrı ile ilgili olarak söyle söylemiştir:
"Resûlullah, ümmetine karşı yumuşak ve şefkatle davranırdı. Oysa Kâim öldürmek üzere olan bir tavır takınacaktır. Kendisiyle birlikte bulunan kitapta, (muhalifleri) öldürmek ve kimseyi tevbeye çağırmamakla emrolunmuştur. O'na karşı düşmanlık eden kimsenin vay haline!"
Ca'fer es-Sâdık, Mehdî'nin görevi ile ilgili olarak şöyle söylemiştir:
"Kâim'imiz kıyam edinceye dek, dostlarımızın elinde bulunan bütün yerler onlar için helaldir; onların ellerinde bulunan yerlerin vergisinden bir miktarını alacak ve yeri onların yetkisinde bırakacaktır. Başkalarının elinde olan yerlere gelince; bu yerlerin geliri onlara haramdır. Kâim'imiz kıyam ettiğinde, yerleri onlardan alacak ve onları aşağılandıkları bir halde oradan çıkaracaktır."
İmamî kaynakların tetkikinden görüleceği üzere; imamlar kendinden sonra gelecek imamları tarif ederken imamet zincirinin On ikinci İmam'da son bulacağı varsayımından hareket etmişlerdir. İmamlar kendilerini Hz. Ali'den itibaren On iki İmam zincirinde bulundukları halkayı kastederek Mehdî'yi tarif etmişlerdir.
Mehdî'nin annesinin bir cariye olduğu belirtilmiştir. Mehdî ta-rif edilirken klişeleşmiş şekli ile "Zulümle dolan dünyayı adaletle dolduracaktır" ifadesi kullanılmıştır. Gaybet döneminde insanların inanmayacaklarına ilişkin bir ön kabul vardır. Mehdî'ye, Gaybet'inde iman, zuhûrunda itaat vurgulanmıştır. Mehdî'yi inkâr eden Hz. Peygamberin nübüvvetini inkâr etmiş sayılmaktadır." (Prof. Dr. Haydar Baş Hasan el-Askeri ve İmam Mehdi eserinden)