Hiç ölmeyecekmiş gibi hayat sürenler

Dünyada en çok istismara uğrayan hiç şüphesiz dinimiz İslam ve ona iman eden insanların inançlarıdır. İnsanlar doğdukları günden ölecekleri güne kadar tatminsiz, sürekli arayış içersindedir. Ağlayarak dünyaya göz açan insan terk ettiğine ağlayarak geldiği bu dünyada sürekli ayrıldığına kavuşmak için her şeyde onu arar.
İnsan yaratılmadan evvel ruh yaratıldı. O ruh, Muhammed Mustafa (s.a.a)'in ruhudur. Allah (cc) O'na aşık olur ve O'na şöyle seslenir: "Sen olmasaydın ya Habibim Ben bu alemleri yaratmazdım." Sonra ilk insandan son insana kadar dünyaya gelecek olan bütün insanların ruhlarını yaratır. Ruhlar meclisinde (Bezmi Elest) Allah bütün ruhlara seslendi: "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" Bütün ruhlar aşk ile, "Sen bizim Rabbimizsin, and olsun her daim Seni zikredeceğiz" diyerek ahitleşdiler.
Sırası gelen ruh imtihan için beden kalıbına girerek dünyaya gönderildi. Allah ahdimize uyup, uymayacağımızı ve insanların yüce Allah'a mı yoksa düşmanı şeytana mı görmek için dünyaya gönderimiştir.
Bezm-i Elest'ten beden kalıbına girerek ayrılan insan ağlayarak dünyaya gelir, kaybettiğini emekleyerek aramaya başlar. Her elde ettiği işte O'nun olmadığını anlar ve her yerde O'nu aramaya devam eder. İstikameti, teslimiyeti bozuk olanın hizmeti de şeytana olur. Bu tip insanlar hep yanlış yerlerde arayış içinde olurlar. Allah, "Ben gizli bir hazine idim; bilinmek istedim, mahlukatı yarattım" (Acluni, Keşfü'l-Hafa, II/132) buyurmuştur. 
Allah, kendisinin bulunması için peygamberler, kitaplar ve veliler göndermiştir. Son peygamber Hz. Muhammed (s.a.a) ve O'na gönderilen kitap Kur'an-ı Kerim'dir. Nübüvvetin rehberi son halkası olan Hz. Muhammed (s.a.a) Allah'a rıhleti ile kıyamete kadar insanları Allah'a taşıyacak olan velayet yolu ile Allah insanların kendisini bulmasını sağlamıştır. (Elbette Allah'a, Peygamberine ve Ehl-i Beyt'ine iman edenler için).
Velayetin kıyamete kadar rehberi İmam-ı Ali (k.v)'dir. Ancak şeytana asker olmayı gaye edinen nefsine kulluk edenler, insanları şeytana taşımak için ellerinden gelenin de fazlasıyla hareket etmektedir. İnsanların dini inançlarından istifade eden bu tür din tacirleri gerçekleri örterek yüz yıllardır karartma yapmışlardır. Allah'tan haberi olmadığı halde Allah'tan konuşan insanlara din satan bu ahlaksızlar, Allah'ın dininin, Kur'an'ının canlı şekli olan Muhammed Mustafa (s.a.a)'i ve Ehl-i Beyt'ini aradan çıkararak, yok sayarak yüz yıllardır insanları kendilerine taşıdılar.
İşte bu tip tacirlerin oyunlarını din zanneden Müslümanlar bunların empoze etikleri din anlayışı ile birbirine düşman olmuşlardır. İslam dünyasının hali göz önündedir. Lafın fazlası deliye anlatılır. Allah'ın peygamberi Muhammed (s.a.a)'dir. Müslümanım diyenin tabi olacağı Hz. Muhammed'dir. Hz. Muhammed (s.a.a), Kendinden sonra İmam Ali'yi Allah'ın halifesi olarak ilan etmiştir.
Resûlullah (s.a.a) veda haccından dönerken Maide Suresi 67. Ayet-i kerime nazil olmuştur: "Ey şanlı Peygamber, Sana Rabbinden her indirileni tebliğ et! Eğer bunu yapmazsan O'nun elçiliğini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Emin ol, Allah, kafirleri muratlarına erdirmeyecektir." Bu ayet Gadir-i Hum günü Ali b. Ebu Talib hakkında inmiştir. (Suyuti, ed-Durrul Mensur, Maide suresi 67. ayetin tefsiri bölümü).
Bu ayetin nazil oluşu ile Allah'ın sevgilisi Hz. Muhammed (s.a.a) Gadir-i Hum hutbesini irad etmiş, sahabiler Hz. Ali'yi tebrik etmiş ve nihayetinde Maide-3 ayeti nazil olmuştur: "İşte bugün dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak müslümanlığa razı oldum."
Hal böyle iken Müslümanım diyen insan, İmam Ali (k.v)'nin hakkını gasp eder mi? İmam-ı Hasan'ı zehirler mi? İmam-ı Hüseyin'i keser mi? Bu zülümleri yapanlarla aynı safta olurlar mı? Bu ihanetleri yapanlara Hz. derler mi? Tarih boyunca Resullah'a ve Ehl-i Beyt'ine yapılan bu zülümleri, eziyetleri yapanları savunur mu? Bu nasıl bir Müslümanlıktır. Bu nasıl bir insanlıktır.
İmanınızın kime olduğunu unutmayın. Hesab gününün sahibi Allah'tır. Ehl-i Beyt'e tabi olmadan Ehl-i Sünnet olunmaz. Peygamberimizin en büyük sünneti Ehl-i Beyt'e tabi olmaktır. Bu hususta Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın Ehl-i Beyt külliyatını okumayı Müslüman kardeşlerime tavsiye ediyorum. Allah'a kul, Muhammed Mustafasına ümmet, Ehl-i Beyt'ine tabi olma yolunda olan kardeşlerimize selam ve dualarımızla..