Bir insan düşünün ki, iç tabiatında ahlak-ı zemimesini, hayvani duygularını aklına hakim kılmıştır; o kişi, isterse dünyanın başvekili olsun. Bütün dünya devletlerinin başbakanı olsun. O, dünyayı idare ediyor, ama, onu idare eden duygular, maalesef nefsî duygulardır.
Dolayısıyla onun terbiye olması, tezkiye olması lazımdır.Bu terbiye ne ile olur? Din yoluyla oluyor. Dine onun için ihtiyaç vardır. O kulvar olmadan, o tezkiye de olmaz. Ve İslam olmadan da bu olmaz. Neden olmaz? Çünkü o terbiye seni terbiye eden Rabb'ın ile, (Terbiye: Rabb kökünden gelir. İnsanın Rabbani sıfatlara bürünmesidir terbiye) o kökten gelen duygular ile seni yaratan arasındaki irtibatı kurmanla olur. Yaptığın bütün işlerden zevk-i manevi alacaksın. Öyle gelişigüzel de olmuyor bu iş. Dürüst insan, olgun insan, kamil insan olmak, sadece sözle olmuyor. İç tabiatında insan Rabb'ına vuslat edecek, vasıl olacak. Peki bu vuslatı hangi yolla yapmak mümkündür? İslam'ın dışında hiç bir yolla yapmaya imkan ve ihtimal yoktur. Bugün maalesef "Dinlerarası Diyalog" adı altında, insanlığı zifiri karanlığa yönelten bazı kişilerin, Allah'a nasıl hesap vereceklerini düşünüyorum da, bunların vebali hiç bir şeye benzemez diyorum. Hem iman ehli olacaksın, hem de elindeki bu muazzam projeyi insanlığa takdim etmekten korkacak, geriye kaçacaksın. İslam kime va'zedilmiştir? Hatemü'l Enbiya Hz. Muhammed'e (sav). Dünyanın en akıllı insanından en geri zekalısına kadar, bütün insanları bir araya getirsek, akıllarını bir noktaya toplama imkanımız olsa ve desek ki, "Şu Kur'an'ı alın ve bize anlatın." Hz. Muhammed (sav) Efendimiz'in idrakinin milyarda birini bütün insanlıkta bulmanız mümkün değil. Mübalağa etmiyorum. O, bir hüküm sahibidir.Bakınız Allah ne diyor:"Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının. Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı çetindir." (Haşr; 59/7). Yani Allah; "O'nun koyduğu hükmü alın. Yasakladığından kaçının. O'nun dediği Benim dediğimdir. O ne diyorsa Ben onu diyorum" buyuruyor. O öyle bir hoparlör ki O'ndan konuşan Allah'tır.Yani O'nun sözü Hakk'ın sözüdür. Burada şunu anlatmak istiyorum: Murad-ı İlahiyi, maksad-ı İlahiyi bilen tek insan O'dur. O maksadı, beşer olması münasebetiyle ara sıra zelle nispetinde de kaybetse, Hz. Cebrail ile hemen ayıktırılır. O'nun mürebbisi Allah'tır. Sahabe neden bu kadar yücedir, yüksektir? Çünkü Allah'ın terbiye ettiği Muhammed (sav), sahabenin öğretmenidir, muallimidir.
Dolayısıyla onun terbiye olması, tezkiye olması lazımdır.Bu terbiye ne ile olur? Din yoluyla oluyor. Dine onun için ihtiyaç vardır. O kulvar olmadan, o tezkiye de olmaz. Ve İslam olmadan da bu olmaz. Neden olmaz? Çünkü o terbiye seni terbiye eden Rabb'ın ile, (Terbiye: Rabb kökünden gelir. İnsanın Rabbani sıfatlara bürünmesidir terbiye) o kökten gelen duygular ile seni yaratan arasındaki irtibatı kurmanla olur. Yaptığın bütün işlerden zevk-i manevi alacaksın. Öyle gelişigüzel de olmuyor bu iş. Dürüst insan, olgun insan, kamil insan olmak, sadece sözle olmuyor. İç tabiatında insan Rabb'ına vuslat edecek, vasıl olacak. Peki bu vuslatı hangi yolla yapmak mümkündür? İslam'ın dışında hiç bir yolla yapmaya imkan ve ihtimal yoktur. Bugün maalesef "Dinlerarası Diyalog" adı altında, insanlığı zifiri karanlığa yönelten bazı kişilerin, Allah'a nasıl hesap vereceklerini düşünüyorum da, bunların vebali hiç bir şeye benzemez diyorum. Hem iman ehli olacaksın, hem de elindeki bu muazzam projeyi insanlığa takdim etmekten korkacak, geriye kaçacaksın. İslam kime va'zedilmiştir? Hatemü'l Enbiya Hz. Muhammed'e (sav). Dünyanın en akıllı insanından en geri zekalısına kadar, bütün insanları bir araya getirsek, akıllarını bir noktaya toplama imkanımız olsa ve desek ki, "Şu Kur'an'ı alın ve bize anlatın." Hz. Muhammed (sav) Efendimiz'in idrakinin milyarda birini bütün insanlıkta bulmanız mümkün değil. Mübalağa etmiyorum. O, bir hüküm sahibidir.Bakınız Allah ne diyor:"Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının. Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı çetindir." (Haşr; 59/7). Yani Allah; "O'nun koyduğu hükmü alın. Yasakladığından kaçının. O'nun dediği Benim dediğimdir. O ne diyorsa Ben onu diyorum" buyuruyor. O öyle bir hoparlör ki O'ndan konuşan Allah'tır.Yani O'nun sözü Hakk'ın sözüdür. Burada şunu anlatmak istiyorum: Murad-ı İlahiyi, maksad-ı İlahiyi bilen tek insan O'dur. O maksadı, beşer olması münasebetiyle ara sıra zelle nispetinde de kaybetse, Hz. Cebrail ile hemen ayıktırılır. O'nun mürebbisi Allah'tır. Sahabe neden bu kadar yücedir, yüksektir? Çünkü Allah'ın terbiye ettiği Muhammed (sav), sahabenin öğretmenidir, muallimidir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.