Erdoğan ayakta alkışladı Abbas dinlemedi bile

Erdoğan'ın ABD gezisi hakkındaki haber ve yorumlar devam ediyor. Tabi malum medya Erdoğan'ı öve öve bitiremiyor. Hele BM de yaptığı konuşmayı adeta dünyaya meydan okuma, insanlık dersi verme, gibi yansıtıyorlar vatandaşa. Tabi Filistin çıkışları ise bu yemeğin tuzu, biberi oluyor. Ama Erdoğan adeta yalnızları oynuyor, kendi kendini yalanlıyor. Nasıl mı?BM genel kurulunda Filistin devlet başkanı konuşuyor. Erdoğan konuşmaya yetişmek için BM'nin misafir kapısından girmek istiyor. Daha öncede olduğu gibi BM'nin güvenlik görevlileri, bizim güvenlik ve devlet görevlilerini tartaklıyor. Neyse konuya dönelim; Erdoğan, Mahmut Abbas'ı dinliyor, alkışlıyor. Hatta Egemen Bağış "BM'de Abbas'ı dinlerken tarihi bir ana şahitlik yaptığımı hissettim?" diye duygularını dile getiriyor. Ve bu konuşmayı Başbakan'ın bizzat ayakta alkışladığını açıklıyor.  İyi, güzel. Konuşma sırası Erdoğan'da. Erdoğan kürsüye çıkıyor. Konuştukça coşuyor. Ama ne acıdır ki, Başbakan'ın etkili bir konuşma yaptığı sırada BM Genel Kurulu'nda, kendisini, ne Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas, ne de başka bir Arap lideri dinledi. Evet, Erdoğan Mahmut Abbas'ı ayakta alkışlıyor ama kendisini ne Abbas, nede başka Arap liderleri dinliyor. Neden acaba? Çünkü Sayın Erdoğan'ın söylediği ile yaptıkları birbirini tutmuyor. Ya yapmayacağı şeyleri söylüyor. Ya da söylediklerinin aksini yapıyor. Birkaç örnek verelim;Başbakan Erdoğan konuşmasında BM'ye sert eleştirilerde bulundu; "BM, belli ülkelerin çıkar ve vesayeti istikametinde değil, insanlığın hukukunu korumayı esas almak üzere yeniden yapılanmak zorundadır" diyor. Başbakan'ın bahsettiği "belli ülkeler" kimlerdir? İlk akla gelenler ABD, Fransa, İngiltere, İtalya, Almanya, İsrail vs.3 dönemdir Türkiye'yi yöneten AKP iktidarı ve Başbakan Erdoğan hemen hemen her konuda kimin yanında yer aldı? Kimin safında kime karşı durdu? Mesela;*Afganistan'a biz, niçin hükümet kararı ile asker gönderdik. Askerlerimizin oraya gitmesi kimi memnun etti? Askerimiz orada kime hizmet ediyor?*Irak işgali ve 1 Mart tezkeresi günlerini hatırlayın. Tezkerenin geçmesini isteyen Erdoğan "Her zaman 'hayır'da hayır yoktur. Rahat olun, gelişmeler kontrolümüzde" demişti. Hatta "tezkereye hayır demek bana hayır demektir" yaklaşımını sergilemiş, dediğini de yapmıştı. Mart tezkeresi geçmedi. Hayır diyen milletvekilleri de sonraki seçimde devre dışı kaldı. Meclis'in 'hayır' kararına rağmen bizzat zamanın M. Savunma Bakanı, Türk hava sahasının ABD uçaklarına açıldığını ve 4 bin 900 küsur sorti yaparak Irak'ı, Irak halkını bombaladığını söylemişti. Irak'taki bu işgal ve vahşet devam ediyor. Kim işliyor bu vahşeti? ABD. Kimden aldığı destekle? AKP iktidarından.  ABD Savunma Bakan yardımcısı Paul Wolfowitz: "Biz Irak'a müdahale konusunda tereddüt ediyorduk, Tayyip Erdoğan bize cesaret verdi." (Irak işgalinden üç ay önceki Türkiye ziyareti esnasında yaptığı açıklamadan.)*Yine AKP iktidarı Lübnan'a asker gönderdi. Neden? 2005 yılında İsrail'in Lübnan'a saldırısının ardından, İsrail ve ABD'nin talebi üzerine, ülkedeki direnişi silahsızlandırmak görevi ile Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü (UNIFIL) oluşturuldu. AKP iktidarının Meclis'e sunduğu Lübnan tezkeresi, 5 Eylül 2006 tarihinde çıktı. Tezkere 1 yıllığına çıkarılmıştı. Ancak her yıl 1'er sene uzatıldı ve Türk askeri halen Lübnan'da bulunuyor. Lübnan'da askerimizin bulunmasını kimi ihya etti? Kimi üzdü?*Libya gerçeği hemen önümüzde. NATO'nun Libya'da ne işi var, diyen anlayış şuan kimin yanında bu ülkedeki işgal ve sömürüye destek oluyor?*Ya Suriye! Hafız Esad'dan sonra bizim Suriye ile ne derdimiz oldu? Hatta kapıları, sınırları kaldırdık. Ne oldu ki, bir anda Suriye'ye hasım olduk. Kimin isteğiyle, kimin adına Suriye'ye yaptırımlar uygulamaya söz verdik?*Çaldıran savaşından (Y. Selim dönemi) sonra hiçbir şekilde karşı karşıya gelmediğimiz İran'a karşı "füze kalkanı projesi" ile kimin adına, kimin menfaatleri uğruna karşı karşıya getiriliyoruz, getirilmeye çalışılıyoruz?  BM'leri "belli ülkelerin çıkar ve vesayetlerini korumakla" itham eden Erdoğan ki, (bu tespiti doğrudur) bu itham ettiği ülkelere ortak olmaktan da geri durmuyor. ABD ziyaretleri kapsamında yaptığı açıklamalar Erdoğan'ın kimlerle beraber olduğunun itirafıdır. Başbakan Erdoğan, "Son dönemde Mısır, Tunus, Libya'yı kapsayan ziyaretlerimiz ve bunun dışında yine Afganistan'daki birlikteliğimiz, Irak'taki gelişmelerin değerlendirilmesi, bunlar bizim müşterek attığımız adımlar oluyor. Temennim odur ki Türkiye, ABD arasındaki bu model ortaklık neticesini vererek, bundan sonra da devam etsin" dedi.Dünya Erdoğan'ı tanıyor. İslam ülkeleri de AKP ve Erdoğan'ın icraatlarını, amaçlarını, hedeflerini gördü, anladı. Onun için dinleme ihtiyacı bile hissetmedi. Bir tek halkımız anlamadı, medyamız anlatmadı.   Tek soru; Financial Times'ın "Türkiye, ABD'nin dümen suyuna daha fazla girdi" başlığını Türkiye'de atabilecek kaç gazete var?