Eğitimin olmazsa olmaz prensibi; adalet, ortak standart ve fırsat eşitliğine dayalı olmasıdır. Ülkemizin dört bir yanındaki okullarımızda eğitim aynı kalite ve standartlarda olmalıdır.
Eğitim ve öğretimden beklenen amaç nedir? Neler, ne kadar, kimler tarafından, nerede, hangi koşullarda, ne kadar süreyle, ne amaçla öğretilecek veya eğitilecek, doğru biçimde tespit edilmesi ve uygulanması çok önem arz etmektedir.
Eğitim ve öğretimde beklenen ve elde edilecek hasıla çok önem taşımaktadır. Bir daha asla geri dönmeyecek olan zaman asla ve asla boşa harcanmamalıdır.
Eğitimde devamlılık çok önemli bir konudur. Öğrencilerin mutlaka okula gitmeleri sağlanmalı ve sınıfın havasını yaşamaları temin edilmelidir. Öğrencilerin eğitim ortamında bulunması dahi sosyal ilişkiler açısından bir eğitimdir ve asla küçümsenmemelidir.
Eğitim iki ana safhada planlanmalıdır. Birincisi yüksek öğretime kadar olan safha, ikincisi yüksek öğretim safhasıdır.
Yüksek öğretime kadar olan öğretim, bir kişinin ömrü boyunca meydana gelebilecek sosyal olaylar karşısında, nasıl sosyal ve çağdaş bir vatandaş gibi davranması ve tepki vermesi gerektiğini belirleyecek konular ile öncelikle o toplumun değer yargılarının süreç içinde özümlenebilmesi ve öğrenilebilmesi safhasıdır. Bu safhada gerçek ve tüzel kişilerin, kamunun ve devletin karşılıklı; hak, özgürlük, yetki ve sorumlulukları öğretilmelidir.
Yine kişilerin doğru ve isabetli yorum ve düşünme becerilerinin yeteri kadar geliştirilmesi eğitimi üzerinde hassasiyetle durulmalıdır. Öncelikle akıl kullanılarak, bilimsel bir yorum yapılabilme ve düşünebilme yeteneği ve becerisinin kazanımı ile ilerde düşülebilecek olumsuz durumlara karşı, bir ön tedbir alınabilme yetenek ve hassasiyeti oluşturulabilmelidir.
Eğitim ve öğretimde; milli eğitim politikası tespit edilmeli ve bu eğitim politikası doğrultusunda eğitim ve öğrenim sürekli olarak uygulanmalıdır. Şimdi bazı bilim adamlarımızın, "Yahu eğitimin millisi de olur mu? Bu milli futbol takımı mı" diye beni yerdiklerini kabul ederek cevap veriyorum. Fen ilim ve bilimleri şüphesiz evrenseldir, her buluş ve keşif insanlığın ortak hizmetine sunulmalıdır. Lakin; dil, din, edebiyat, ülke tarihi, ülke coğrafyası, örf ve adetler, kültür, mimari, müzik, resim, ata sporları ve Türk toplumunun değer yargıları gibi hususlar millidir, ulusaldır ve ulusal kalmalıdır. Bu hususların ulus değerlere göre ulusun evlatlarına öğretilmesinin ne mahsuru olabilir?
Bazılarına göre mahsuru var çünkü; tek bir yumruk gibi her yönden birbirine bağlı bir toplumu uyutmak, esir almak, köle gibi kullanmak, zulüm etmek, ekonomik olarak sömürüp kanını içmek, siyasi alanda her istediğini yaptırmak, tarım alanında dışa bağımlı hale getirmek, yönetici kadroları bir kol saatine satın almak, asla ve asla mümkün olamayacaktır,
Eğitimin planlanması hususunda mevcut üniversite ve yüksek okullarımıza çok büyük görevler düşmektedir. Üniversiteler bünyesinde kendi konularında, yüksek öğretime kadar olan safha ile üniversitelerde nasıl bir öğretim uygulanması gerektiği konularında sürekli araştırma ve geliştirme faaliyetleri sürdürülmelidir. Herhangi bir konu ile ilgili kaynak ve kitaplar, ilgili dalın eğitim ve öğretim elemanları ve kurullarınca yazılmalıdır. Eğitim ve öğretim kurulları her dal ve branşta oluşturulmalı ve devamlı araştırma ve gelişim içinde olmalıdırlar. Her hükümet değişiminde kitapların yeniden yazılması ne zayıflık, ilimsizlik ve bilimsizliktir. Herhangi bir ilim dalında yeni bir buluş yapıldığında ilgili kitabın sonuna ilave yapılması yeterli değil mi sizce. Ama kitap mafyası nasıl para kazanır? Sonra onlara ayıp olur.
Öğrencilere kitapların devlet tarafından verilmesinde öğrenim gören çocuklarımız ve aileleri maddi bakımdan bir çok fayda olduğu açıktır. Bu konuda adaletli ve fırsat eşitliğine dayalı bir uygulama bütün Türkiye'yi memnun ve mutlu kılabilecektir.
Anaokullarından itibaren her yıl yapılacak olan eğitim; çok bilimsel ve akılcı bir şekilde milli eğitim politikamız doğrultusunda planlanmalı ve hiç kimseye ödün verilmeden uygulanmalıdır. Bütün kitaplar ilgili üniversite bilim kurullarınca bir çok ilmi faktör göz önüne alınarak, teşkil edilecek çalışma gruplarınca hazırlanmalı ve ilgili bütün bilim adamlarının menfi veya müspet katılımları sağlanmalıdır. Bu konuda öğrenim görmekte olan öğrenciler dahil herkesin görüşü alınmalı, tartışılmalı ve en doğrusu bulunmalıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.