Ömrü leziz
Sadrazam Ali Paşa, ömrünün son yıllarında hekimlerin tavsiyesiyle perhiz yapıyordu. Fakat arada bir dayanamıyordu, canının istediği yiyecekleri getirip gizlice mideye indiriyordu. Bir gün kendisini tedavi eden doktor, kahvaltı tepsisinde, bir tabak fasulye piyazı görünce, ihtarda bulunmak ister. Paşa eliyle, "Adaaam sen de!" anlamına gelen bir el işareti yaptıktan sonra şu cevabı verir:
"Biz artık ömrü lezizi, ömrü azize tercih ediyoruz!"
Verem
Abdülmelik Şinasi Hisar'ın "Geçmiş Zaman Fıkraları"ndan okuyoruz. Şair Kazım Paşa şiiri nasıl öğrendiğini şöyle anlatıyor:
"Gençliğimde yazdığım manzumeleri kimseye dinletemezdim. Evimizde bir ayvaz vardı. Hepsini ona okurdum. Zavallı adam anlamadığı şeyleri dinleye dinleye galiba ruh sıkıntısından verem oldu. Ben de o sırada şiir söylemeyi öğrendim."
Sadrazam Ali Paşa, ömrünün son yıllarında hekimlerin tavsiyesiyle perhiz yapıyordu. Fakat arada bir dayanamıyordu, canının istediği yiyecekleri getirip gizlice mideye indiriyordu. Bir gün kendisini tedavi eden doktor, kahvaltı tepsisinde, bir tabak fasulye piyazı görünce, ihtarda bulunmak ister. Paşa eliyle, "Adaaam sen de!" anlamına gelen bir el işareti yaptıktan sonra şu cevabı verir:
"Biz artık ömrü lezizi, ömrü azize tercih ediyoruz!"
Verem
Abdülmelik Şinasi Hisar'ın "Geçmiş Zaman Fıkraları"ndan okuyoruz. Şair Kazım Paşa şiiri nasıl öğrendiğini şöyle anlatıyor:
"Gençliğimde yazdığım manzumeleri kimseye dinletemezdim. Evimizde bir ayvaz vardı. Hepsini ona okurdum. Zavallı adam anlamadığı şeyleri dinleye dinleye galiba ruh sıkıntısından verem oldu. Ben de o sırada şiir söylemeyi öğrendim."