Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, "Eğer cari açık bu hızla devam ederse, şu an yaşadığımız dalga, asla tutunamayacağımız bir tsunamiye dönüşebilir" dedi. Satıcı, Eylül ayı ihracat rakamlarına ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin içine kapalı ekonomi anlayışını geride bırakarak dünyaya açılma kararını verdiği 1980'li yıllardan bu yana, global ekonomiye entegrasyon sürecini gittikçe güçlendirdiğini belirtti.Bu sürecin, dış ticaret hacminin artmasına yardımcı olurken, diğer taraftan dünya ekonomilerinde yaşanan risklerin, Türkiye ekonomisine yansımasına neden olduğuna işaret eden Satıcı, geçen Mayıs ayında tüm gelişmekte olan ülkelerden hızlı fon çıkışının sebep olduğu bir çalkantı yaşandığını, bu gelişmelerin ardından geçen hafta da yeni bir çalkantı ile karşı karşıya gelindiğini anımsattı.Satıcı, Türkiye'nin gelişmekte olan ülkelerde yaşanan olaylardan en üst derecede etkilenme sebebinin, Türkiye'nin bu ülkeler arasında en yüksek dış ticaret açığına ve cari açığa sahip ülke konumunda olmasından kaynaklandığını ileri sürdü. Oğuz Satıcı, "25 milyar doları aşan cari açık ve 45 milyar doları aşan dış ticaret açığı, Türkiye'yi gelişmekte olan ülkeler arasında ilk sıraya taşımaktadır" dedi.Açık kronik sorunSon yıllarda cari açığın, enflasyon gibi Türkiye'nin kronik sorunu haline geldiğini savunan Satıcı, şunları kaydetti:"Enflasyonu düşürmek amacıyla yüksek faiz-düşük kur politikasının uygulanması, Türkiye'nin cari açığının çok üst seviyelere çıkmasına neden olmuştur.Bu politika sayesinde cari açık, tüm yerli ve yabancı uzmanların açıkça belirttiği üzere Türkiye ekonomisinin en kırılgan noktası haline gelmiştir. Açık bir şekilde bilinmelidir ki; cari açık, ekonomi açısından bir tehdit olarak algılandığı sürece, döviz ve faizde yeni bir dalga yaşanmayacağını kimse garanti edemez. Bunun kaçınılmaz bir durum olduğu son derece belirgindir. Bu cari açık seviyesiyle, bu dış ticaret açığıyla dış piyasalar her karıştığında Türkiye ekonomisi daha da fazla karışacaktır." Satıcı, yanlış ekonomi ve siyasi politikalarla yıllar boyunca oluşan cari açığın azaltılmasının kısa sürede gerçekleşemeyeceğinin altını çizerek, "Bu yüzden cari açıkla mücadele konusunda enflasyonda düşülen hataya düşülmemesi gerekiyor. 10 yıllardır süren enflasyon, 3 senede suni yöntemlerle indirilmeye çalışılmış, bu suni yöntemlerin yan etkisini de tüm Türk sanayisi çekmiştir. Bu yüzden cari açıkla mücadelenin zamana yayılması ve sürecin iyi yönetilmesi son derece önemlidir" dedi.Yüksek faiz çıkış değilBundan sonraki dönemde Türk sanayisinin rekabet ettiği müddetçe ayakta kalacağına değinen Satıcı, rekabetin yolunun akıllı yönetimden geçtiğini, akıllı yönetimin ise tüm Türk üreticisinin maliyetlerini dünyada rekabet ettiği ülkelerin seviyesine düşürmek olduğunu aktardı.Satıcı, "Çok iyi bilinmelidir ki, üretimi ve ihracatı merkezine oturtmayan bir ekonomi politikası bizi sakin sulara götürmeyecek, her fırtınalı havada hop oturup hop kalkmamıza neden olacaktır" görüşünü dile getirdi.Türkiye'nin rekabetçiliğini arttıracak acil yapısal reformların bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Satıcı, "Düşük kur-yüksek faiz politikası Türkiye'nin çıkışı değildir. Bu gerçeğin herkesin kafasına yerleşmesi için illa büyük ölçekte bir kriz mi gerekmektedir? Eğer cari açık bu hızla devam ederse şu an yaşadığımız dalga asla tutunamayacağımız bir tsunamiye dönüşebilir" dedi. Satıcı, Türkiye'nin bir seçim atmosferine girdiğini de kaydederek, bu karmaşık süreçte son derece hassas bir dengeye sahip olan ekonominin iyiliği için adımların son derece dikkatli atılması gerektiğini vurguladı.