Ben bulunduğum şehirde Erzurum'da yarından itibaren belli başlı camilerde Başbakana yardım kampanyası başlatıyorum. Ulu Camii, Lala Paşa, Gürcükapı, Kavakkapı camileri başta olmak üzere tüm camileri dolaşmayı düşünüyorum.
Kendileri bir Almanya ziyaretinde gurbetçilerimize "artık yaptığınız camiler yeter, cami yapımına bir son verin de biraz da okul yapın" dedi ise de cami kapıları yardım kapılarıdır.
Siz de duymuş olmalısınız, Sayın Başkanımız geçim sıkıntısından söz ediyor. Geçim darlığı çektiğini beyan ediyor ve yaklaşık altı milyar maaşla geçinemediği için bazı ticari faaliyetlerde bulunduğunu, bazı şirketlere ortak olduğunu beyan ediyor.
Duyduk üzüldük, bu devirde hem de bir başbakan altı milyarlık bir sabit gelire mahkum edilir mi? Allah kolaylık versin! Çocukları da epey uzaklarda, Amerikalarda ve epey de pahalı eğitim alıyorlar. Gerçi onların giderini bazı hayır sahiplerinin karşıladığına dair haberler yansımıştı medyaya ama sadece bay ve bayan Erdoğan'a da olsa gerçekten altı milyar az, çok az! Sevgili vatandaşlarımızın "başbakana yardım" kampanyasına duyarsız kalmayacağına, şahsen inanıyorum.
Sözün burasında tarihe bir pencere açıyoruz. Tarihçilerin beşinci reşit halife olarak kabul ettikleri Ömer b. Abdülaziz devridir. İdaresi altındaki İslam coğrafyası, ticarette, sanatta, kültürde, eğitimde, refah seviyesinde zirvededir. Mükemmeli yakalamıştır. Öyle ki, valilerden şu mealde mektuplar gelmektedir halifeye. "... Topladığımız zekat ve vergileri gerekli yerlere sarfettik, sınırlarımız dahilinde hiç bir aç, açık muhtaç, yetim, yoksul kalmadı ve elimizde şu kadar para kaldı, kalan parayı ne yapalım?"
Bir sabah vakti, halife, makamına oturmuş çalışırken çocuklarından biri yanına kadar sokulur, eğilir, babasının kulağına bir şey söyleyecektir. Çocuk söze başlamadan ağzından yayılan soğan kokusu halifeyi rahatsız eder, dikkatini çeker. "Sabah sabah sen soğan mı yedin, nedir bu koku?" diye oğlunun kulağını çeker hafifçe ve çocuktan cevap gelir: "Kahvaltıda evde yiyecek başka bir şey yoktu, soğan ekmek yedik" ve halife ellerini açıyor: "Rabbim sana hamd olsun, bunların kursaklarını Ammet-i Muhammed'in haklarıyla doyurmaktansa, varsın soğan ekmekle doyursunlar karınlarını" ve dönüyor yanındakilere şöyle diyor: "Benim ülkeme bir yoksulluk, bir fakirlik gelecekse önce benim evime uğramalıdır."
Yönettiği ülkede, hiç bir yoksul bulunmayan ve evinde de soğan ekmekten başka birşey bulunmadığı için hamdeden bir yönetici ve yönettiği ülkede bir lokma ekmeğe muhtaç olanların on milyonlarla ifade edildiği halde altı milyar maaşla geçinemediğini rahat rahat söyleyebilen bir yönetici...
Geçen ondört asır içinde (haşa) bu kadar değişim/dönüşüm olur diyorsanız, buyurun oylar AKP'ye.
Kendileri bir Almanya ziyaretinde gurbetçilerimize "artık yaptığınız camiler yeter, cami yapımına bir son verin de biraz da okul yapın" dedi ise de cami kapıları yardım kapılarıdır.
Siz de duymuş olmalısınız, Sayın Başkanımız geçim sıkıntısından söz ediyor. Geçim darlığı çektiğini beyan ediyor ve yaklaşık altı milyar maaşla geçinemediği için bazı ticari faaliyetlerde bulunduğunu, bazı şirketlere ortak olduğunu beyan ediyor.
Duyduk üzüldük, bu devirde hem de bir başbakan altı milyarlık bir sabit gelire mahkum edilir mi? Allah kolaylık versin! Çocukları da epey uzaklarda, Amerikalarda ve epey de pahalı eğitim alıyorlar. Gerçi onların giderini bazı hayır sahiplerinin karşıladığına dair haberler yansımıştı medyaya ama sadece bay ve bayan Erdoğan'a da olsa gerçekten altı milyar az, çok az! Sevgili vatandaşlarımızın "başbakana yardım" kampanyasına duyarsız kalmayacağına, şahsen inanıyorum.
Sözün burasında tarihe bir pencere açıyoruz. Tarihçilerin beşinci reşit halife olarak kabul ettikleri Ömer b. Abdülaziz devridir. İdaresi altındaki İslam coğrafyası, ticarette, sanatta, kültürde, eğitimde, refah seviyesinde zirvededir. Mükemmeli yakalamıştır. Öyle ki, valilerden şu mealde mektuplar gelmektedir halifeye. "... Topladığımız zekat ve vergileri gerekli yerlere sarfettik, sınırlarımız dahilinde hiç bir aç, açık muhtaç, yetim, yoksul kalmadı ve elimizde şu kadar para kaldı, kalan parayı ne yapalım?"
Bir sabah vakti, halife, makamına oturmuş çalışırken çocuklarından biri yanına kadar sokulur, eğilir, babasının kulağına bir şey söyleyecektir. Çocuk söze başlamadan ağzından yayılan soğan kokusu halifeyi rahatsız eder, dikkatini çeker. "Sabah sabah sen soğan mı yedin, nedir bu koku?" diye oğlunun kulağını çeker hafifçe ve çocuktan cevap gelir: "Kahvaltıda evde yiyecek başka bir şey yoktu, soğan ekmek yedik" ve halife ellerini açıyor: "Rabbim sana hamd olsun, bunların kursaklarını Ammet-i Muhammed'in haklarıyla doyurmaktansa, varsın soğan ekmekle doyursunlar karınlarını" ve dönüyor yanındakilere şöyle diyor: "Benim ülkeme bir yoksulluk, bir fakirlik gelecekse önce benim evime uğramalıdır."
Yönettiği ülkede, hiç bir yoksul bulunmayan ve evinde de soğan ekmekten başka birşey bulunmadığı için hamdeden bir yönetici ve yönettiği ülkede bir lokma ekmeğe muhtaç olanların on milyonlarla ifade edildiği halde altı milyar maaşla geçinemediğini rahat rahat söyleyebilen bir yönetici...
Geçen ondört asır içinde (haşa) bu kadar değişim/dönüşüm olur diyorsanız, buyurun oylar AKP'ye.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Ağalar doyunca duyacaklar yoksulu / 29.12.2024
- Gözü açlarda da, karnı açlarda da bir değişme yok / 28.12.2024
- Bir yolsuzluk bir yoksulluk bir yasak / 26.12.2024
- 2025 yılı dahi emekliler yılı ilan edilsin / 22.12.2024
- İmtiyaza mazhar niceleri var / 21.12.2024
- Soykırım ekibi Suriye’den selamlıyor dünyayı / 20.12.2024
- Barınma, bürünme ve beslenme / 19.12.2024
- Yapma hacım, ters köşeye yatma hacım / 17.12.2024
- Yalanın para etmediği güne kadar… / 16.12.2024
- Soykırımcı İsrail’e Suriye ödülü / 13.12.2024
- Gözü açlarda da, karnı açlarda da bir değişme yok / 28.12.2024
- Bir yolsuzluk bir yoksulluk bir yasak / 26.12.2024
- 2025 yılı dahi emekliler yılı ilan edilsin / 22.12.2024
- İmtiyaza mazhar niceleri var / 21.12.2024
- Soykırım ekibi Suriye’den selamlıyor dünyayı / 20.12.2024
- Barınma, bürünme ve beslenme / 19.12.2024
- Yapma hacım, ters köşeye yatma hacım / 17.12.2024
- Yalanın para etmediği güne kadar… / 16.12.2024
- Soykırımcı İsrail’e Suriye ödülü / 13.12.2024