"Batı çifte standartları"nı iyi biliriz, değil mi? Din savaşları, Engizisyon, sömürgecilik, emperyalizm, dünya savaşları, ırkçılık, faşizmler vesaire "yuvası"; bir de özgürlük, demokrasi, insanlık dersi filan verir, değil mi? Bizde düşünce özgürlüğü isterken, kendileri "Ermeni soykırımı yoktur" diyeni cezalandırır misal. Mesela Fransa. Fransa'nın müthiş çifte standardına güncel ve tarihi bir örnek daha. Aynı zamanda başka şeylere de dair. 1940: Fransa Almanya'ya yenilmiş, işgal edilmiş, 1 milyon 400 bin askeri esir düşmüş, ordusu fiilen bitmiştir. 1946: Savaş bittiğinde, çoğunun umudu kendi vatanlarının, mesela Fas, Cezayir, Tunus'un da bağımsızlığıdır; oysa sömürge şiddeti sürer. Bağımsızlık girişimleri de. 1959: Fransa'nın magrip sömürgelerini tasfiye ya da Fransa'nın oralardan tasfiyesi sürecinde, dünya savaşında "Özgür Fransa Kuvvetleri, 1'inci Ordusu" diye örgütlenen orduda çarpışanlara emeklilik ve malullük maaşları bağlanır. 2006: Ne Fransa tarihinde bu Fikir: Bu elbette ne geçmişin adaletsizliğini, ne sömürgeciliğin, zorlamaların, şiddetin yaralarını, ne Fransızların en az yarısında hakim hale gelen "göçmen, yabancı kuşkusu ve tepkisi" ni, ne bütün ikiyüzlülükleri tamir eder. Ne de banliyöler bahanesiyle, "sağ ve sığ" Fransa oylarına yapışan Sarkozy gibi yıldızları söker. Lakin, başka bir şey de vardır! Umur Talu/ Sabah