logo
28 OCAK 2025

Âyetullah Erakî’nin elinin iyileşmesi

Hz. Mâsume’nin mukaddes Harem’inin sorumlu müdürlüğü tarafından, bu büyük fakihin vefatından birkaç ay önce yanına gittik

07.09.2024 18:18:00
Haber Merkezi
Âyetullah Erakî’nin elinin iyileşmesi
Âyetullah Erakî’nin elinin iyileşmesi
Hz. Mâsume'nin mukaddes Harem'inin sorumlu müdürlüğü tarafından, bu büyük fakihin vefatından birkaç ay önce yanına gittik.

(Âyetullah Uzma Şeyh Muhammed Ali Erakî, 103 yaşında, 25 Cemadissani 1413 H.Ş yılında vefat etmiştir. Kabr-i şerifi Hz. Mâsume'nin Harem-i Şerif'inde, Mescid-i Bâlaser'de bulunmaktadır).

Hz. Fâtıma Mâsume'nin (s.a.) kerametlerinden bildiklerini nakletmesini istedik. Önce kendisi hakkında gerçekleşen kerameti sorduk. Âyetullah Uzma Şeyh Muhammed Ali Erakî (r.a) şunları anlattı:

"Elim şişer, iltihaplanır ve çok kötü kaşınırdı. Bu yüzden devamlı yanımda teyemmüm toprağı taşımak zorunda kalırdım. Zira, abdest alamıyordum. Yapılan tedaviler de etkili olmuyordu. Hz. Mâsume'ye (s.a.) tevessül ettim. Elime eldiven giymem konusunda ilham olundum. Öyle yaptım, iyileşti."

Felçli bir seyyidin şifa bulması

Âyetullah Erakî'den başkaları hakkında gerçekleşen kerametleri sorduk. Şöyle devam etti:

"Hacı Şeyh Abdülkerim Hâirî (r.a.) döneminde, Hacı Cemal Hejber adında felçli bir seyyid vardı. Muharrem ayının birinci gününden onuncu gününe kadar Âyetullah Hâirî tarafından Feyziye Medresesi'nde düzenlenen Aşura merasimlerine katılmak için yakın dostlarının sırtında buraya getirilir, merasimin ardından yine dostlarının sırtında evine götürülürdü.

Abdülkerim Hâirî'nin açık sözlü hizmetçisi Seyyid Ali Seyf, bir gün ona,'Eğer doğru söylüyorsan ve seyyidsen niçin halka zahmet veriyorsun? Git, Hz. Mâsume'den (s.a.) sana şifa vermesini iste' demiş, bu söz, Seyyid Cemal'e çok derin etki etmişti. Bunun üzerine Harem'e giden Seyyid Cemal, sarığının ucunu türbeye bağmış ve 'Şifa buluncaya dek buradan gitmeyeceğim' demişti.

O gün uykuya daldı. Rüyasında şifa buldu ve eline bir parça kağıt verilerek, 'Bu kâğıdı Hacı Seyyid Hüseyin Alevî'ye ver' denildi. Uyanınca kâğıdın elinde olduğunu gördü. Ama kâğıdı açıp bakmaya cesaret edemedi. Soranlara, 'Bu kâğıdı hiç kimseye, hatta Abdülkerim Hâirî'ye dahi vermem! Hacı Seyyid Hüseyin'e vermeden kimseye göstermem' diyordu. O günden bugüne kâğıtta ne yazıldığı bilinmiyor."   

İmam Rıza'nın Hz. Mâsume'yi tavsiye etmesi

Hacı Şeyh Ali Tahranî'nin (Bu zât ömrünün son yılarında mukaddes Meşhed şehrine yerleşen, orada da vefat eden ve İmam Rıza'nın (a.s.) kabrinin yanı başına defnedilen büyük İslam âlimlerindendir. Necef şehrinde 50 yıl İslamî ilimler alanında tahsil gördü.

Aynı zamanda Büyük Mirza'nın değerli öğrencilerindendir) Hacı Ali Şalfuruş adında tüccar bir kardeşi vardı. Şalfuruş, kardeşinin Necef'te tahsilini sürdürdüğü yıllarında her ay düzenli olarak ona elli Tümen gönderirdi. Bu para, o zamanlar oldukça değerli bir meblağ idi.

Bu durum Şalfuruş ölünceye kadar devam etti. Nihayet Şalfuruş öldüğünde cenazesi Kum'a götürüldü. Hz. Mâsume'nin (s.a.) haremindeki Büyük Avlu'nun kıble tarafında bulunan kendisine ait kabre defnedildi.

O günlerde Meşhed'de ikâmet eden Hacı Şeyh Ali Tahranî, telgraf vasıtasıyla kardeşinin ölümünden haberdar olunca kendi kendine, "Şimdi de kardeşimin hizmetlerini telafi etme zamanıdır" diyerek, İmam Rıza'nın (a.s.) haremine gitti ve türbenin ayak ucunda İmam'a şöyle yakardı:

"Kardeşim ömrü boyunca bana hizmet etti. Bense bir kere dahi telafi edemedim. Sadece Size geldim ve Sizden vefat eden kardeşime yardım etmesi için Hz. Mâsume'ye tembih etmenizi istiyorum."

Bu olaydan hiç haberi olmayan başka bir tüccar, rüyasında kendini Hz. Mâsume'nin (s.a.) türbesini ziyaret ederken görür. Rüyada, İmam Rıza'nın (a.s.), kız kardeşini ziyaret etmek ve Hacı Şeyh Ali Tahranî'nin kardeşine yardım etmesini istemek için Kum'a geldiğini duyar. Uyandığında bu rüyanın ne anlama geldiğini anlamaz. Bunun üzerine rüyasını Hacı Şeyh Ali'ye anlatır.

Hacı Ali ona der ki: "Senin rüya gördüğün akşam ben, İmam Rıza'ya (a.s.) tevessül etmiştim. Bu yüzden senin rüyana etki etmiş. Gördüğün rüya, doğru bir rüyadır."

Merhum Âyetullah Uzma Seyyid Muhammed Takî Hansarî, bu olayı işittiğinde şöyle demişti:

"Bu rüyadan anlaşıldığı kadarıyla Kum, Hz. Mâsume'nin güvencesi altındadır. İmam Rıza'nın (a.s.) olaya direkt olarak müdahale etmeyip, bu konuda Hz. Mâsume'yi tembih etmeye gelmesinin nedeni de bu olsa gerek." 

Hz. Mâsume'nin kendi meddahına lütfu

Kum şehrinin önde gelen hatiplerinden Ağa Hasan İhtişam (Merhum Seyyid Ca'fer İhtişam'ın oğlu) ve babası, Şeyh İbrahim Sahib Zamanî-i Tebrizî'nin dilinden şöyle naklederler:

"Biz, minber ehli olarak tatillerde bir araya gelir, karşılıklı mersiyeler okurduk. Bir gün rüyamda Hz. Mâsume'nin Harem-i Şerif'ine girmek istedim. Hz. Mâsume ve Hz. Fâtıma (s.a.) türbede baş başa konuştukları için girişin yasak olduğunu söylediler.

Bunun üzerine onlara, 'Annem seyyiddi, ben onlara mahremim' dedim. İçeri girmeme izin verdiler. İki hâtun da türbede oturmuş sohbet ediyordu. Hz. Mâsume'nin Hz. Zehra'ya şöyle söylediğini duydum: 'Hacı Seyyid Ca'fer İhtişam, Benim için methiyede bulundu. Genelde bu methi Hz. Zehra hakkında okurdu.'

Şeyh İbrahim, rüyasını Hacı İhtişam'ın da aralarında bulunduğu diğer arkadaşlarına anlattı. Hacı İhtişam, 'O şiirden aklında olan var mı?' diye sordu.

Şeyh İbrahim, 'Evet, şiirin sonunda Sen Mûsâ b. Ca'fer'in kızısın mısraı vardı' diye cevap verince Hacı İhtişam hüngür hüngür ağlamaya başladı ve 'Evet! Benim şiirimde bu cümle vardı' dedi.

İhtişam, Kum'un önde gelen hatiplerinden ve etkin meddahlarından biriydi. Bütün mersiyelerinde kendisi de çok içten ağlardı.

Hacı İhtişam'ın oğlu Hasan İhtişam şöyle der:

'Ona, her ne kadar her şair şiirini bitirirken kendi adına dilek ve temennide bulunur. Sen de kendin için bunu yap dediysek de kabul etmedi. Sonunda yoğun ısrarlarımıza dayanamayarak şu şiiri okudu:

Ey Fâtıma, aziz kardeşinin canı için
Lutfet İhtişam'a görkemli yeşil sarayı.'

Oğlu, gerçekten de yeşil saraya kavuştuğunu söyledi. Bunun nasıl olduğunu sorduklarında da, 'Ayetullah Mer'aşî'nin namaz kıldığı yeri yeşile boyamış ve yeşil mermerle döşemişlerdi. Daha sonra Hacı İhtişam'ın cenazesini mescidin bu bölümüne defnettiler' dedi."

Hz. Ebulfazl'ın inâyeti

Kadının biri uzun bir müddet ağır bir hastalığa yakalanmıştı. Yakınlarından, onunla ilgilenenlerden biri de onun bu hâline çok üzülüyordu.

Tedaviler hiç fayda etmemişti. Bütün umutları bir bir kaybolunca Hz. Mâsume'nin Harem'ine sığınıp tevessül etmeye başladı. Bir müddet böyle devam etti.

Bir akşam, rüyasında Hz. Mâsume'yi gördü. Hazret, yanına gelerek ona şöyle demişti: "Hastanı türbeme getir! (Eliyle bir yeri işaret ederek) Bu özel mekânda bırak. Amcam Hz. Abbas ziyaretime gelecek. Hastanın şifasını ondan isteyeceğim."

Kadın, olayın devamını şöyle anlatır:

"Uyandığımda çok sevinçliydim. Hz. Mâsume'nin dediklerini aynen yerine getirip hastamı Harem-i Şerif'in özel bölümüne götürdüm. Hastamız orada oturunca iyi olduğunu hissetti. Bir süre sonra sevinçle 'İyileştim, şifa buldum' diye bağırdı." 

Bir hasta daha kurtuluyor

Hz. Mâsume'nin (s.a.) Harem-i Şerif'inin sorumlu müdürü Ayetullah Mesudî, 21 Deymah 1380 H. Şemsî (2002 Miladî) Cuma günü sabah saat 09:30'da Kum şehrinin yerel televizyonunda yaptığı konuşmada şöyle diyordu:

"On beş gün önce Türkçe konuşan birkaç kişi ofisime geldi. Farsça bilmediklerinden bir tercüman çağırdık. On beş yaşında genç bir kız ve orta yaşlı bir anne karşıma geçip başlarından geçeni anlatmaya başladılar. Anne, 'Bu, benim kızım. Bir yıldır psikolojik rahatsızlığı vardı. Doğal davranmıyordu' dedi.

'Belgeniz var mı?" diye sordum.

İçerisinde film, reçete ve tahlil belgeleriyle birlikte doktorların raporlarının yazılı olduğu bir dosya sundu. Belgeler incelendi ve doğru olduğu anlaşıldı. Hepsi, kızın ciddi mânâda ruhsal sorunu olduğunu gösteriyordu.

Anne, olayı şöyle anlattı:

"Bir gece kızım ansızın uykudan uyanarak, 'Beni Kum'a götür' dedi. Biz, Zencan'a bağlı bir köyde yaşıyoruz. Durumumuz iyi olmadığından, 'Kızım! Yol masraflarını karşılayacak paramız yok' dedim.

Kızım, 'O halde küpelerimi satın' dedi.

Ben de kabul ettim ve küpelerini sattım. Bu parayla Kum şehrine hareket ettik. Sabah vakti Harem'e vardık. Türbeye yaklaşıp Hz. Mâsume'ye (s.a.) tevessül ettim. Bir yandan ağıtlar okuyor, bir yandan ağlıyor, bir yandan da kızımın şifa bulmasını diliyordum. Kızım da ağlıyor, ağlarken dahi hastalığı yüzünden belli oluyordu. Ansızın kızımın bağırdığını gördüm.

'Ne oldu?' diye sordum.

'Burada on, on iki erkek gördüm; bana kalk diyorlardı. Ben de onlara kalkamam diye bağırdım' dedi.

Bir süre sonra kızım eski hâline geri döndü ve sustu. Aradan bir süre daha geçmişti ki bu kez çığlık atarak ayağa kalktı ve 'İyileştim!' diye bağırdı.

Nedenini sorduğumda şöyle dedi: 'O adamlar tekrar bana gelerek, bir hanımefendi gelecek ve sen onun eliyle şifa bulacaksın deyip gittiler. Çok geçmeden hanımefendi geldi. Bana kalk diye buyurdu. Yapamam dedim. Bunun üzerine kalk, sen artık hasta değilsin, dedi."

O sırada ofisimde bulunan kız ağlayarak şöyle dedi: "Ben, bir yıldır hiçbir şeyi anlamıyordum. Şimdi her şeyi anlıyorum."

Kızın annesine dedim ki: "Belki de sadece şu an için iyi oldu, daha sonra eski rahatsızlığına geri dönebilir. Siz gidin, bir hafta sonra yeniden gelin ve durumu anlatın."

Bu teklifimi kabul ettiler. Ben de yol masraflarını karşıladım. Bir hafta sonra Zencan'dan döndüler. Hasta olan kız, "Şifa bulduğum andan itibaren daha iyi oldum, hiçbir rahatsızlığım kalmadı" dedi.

O gün, Hz. Mâsume'nin (s.a.) şifa verdiğine kesin olarak inandık. Bu olaydan halkı da haberdar etmeleri için hademelerden nakkâre çalmalarını istedik.

Bir süre sonra nakkâreler çalındı ve halk, bu olaydan haberdar oldu." (Prof. Dr. Haydar Baş Hz. Zeynep ve Hz. Masume eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Trump ticaret savaşlarını yeniden başlatıyor mu?
BRICS ülkelerine yüksek tarife...
"Avrupa'ya Ukrayna üzerinden Rus gazı satmak istiyoruz"
Açıklama Peskov'dan geldi
ABD, göçmenleri sınır dışı etmede kararlı
Trump'ın 'sınır çarı' Tom Homan açıkladı
Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati
"Refah Sınır Kapısı yakında açılacak"
Gazze'den sonra Batı Şeria
İsrail ordusu saldırılarını genişletiyor
Ticaret Bakanlığı harekete geçti
Suriye'deki yeni yönetimden Türk makarnasına ağır vergi
Konya'da korkunç olay
4 kişilik aile evde ölü bulundu
Yediniz yediniz!
Hamsi severlere son çağrı
Ancak fındıkta durum farklı!
Her şeyin fiyatı zıplayıp duruyor
Bin 50 lira yerine 2 bin lira!
Elektrik faturalarında yeni dönem
'İhbar zorunlu değil'
Facia oteline ilişkin yeni ifadeler
Bursa'da deprem
Çevre illerden de hissedildi
Önce fahiş zam sonra kısmi indirim
Suriye ile gümrük vergisi anlaşması
BTP lideri küresel sömürü düzenini anlattı
Anahtar Milli Ekonomi Modeli
İBB Başkanı İmamoğlu hakkında yeni soruşturma
"Bilirkişiyi hedef gösterdiği" iddiasıyla
Trump ticaret savaşlarını yeniden başlatıyor mu?
BRICS ülkelerine yüksek tarife...
"Avrupa'ya Ukrayna üzerinden Rus gazı satmak istiyoruz"
Açıklama Peskov'dan geldi
ABD, göçmenleri sınır dışı etmede kararlı
Trump'ın 'sınır çarı' Tom Homan açıkladı
Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati
"Refah Sınır Kapısı yakında açılacak"
Gazze'den sonra Batı Şeria
İsrail ordusu saldırılarını genişletiyor
Ticaret Bakanlığı harekete geçti
Suriye'deki yeni yönetimden Türk makarnasına ağır vergi
Konya'da korkunç olay
4 kişilik aile evde ölü bulundu
Yediniz yediniz!
Hamsi severlere son çağrı
Ancak fındıkta durum farklı!
Her şeyin fiyatı zıplayıp duruyor
Bin 50 lira yerine 2 bin lira!
Elektrik faturalarında yeni dönem
'İhbar zorunlu değil'
Facia oteline ilişkin yeni ifadeler
Bursa'da deprem
Çevre illerden de hissedildi
Önce fahiş zam sonra kısmi indirim
Suriye ile gümrük vergisi anlaşması
BTP lideri küresel sömürü düzenini anlattı
Anahtar Milli Ekonomi Modeli
İBB Başkanı İmamoğlu hakkında yeni soruşturma
"Bilirkişiyi hedef gösterdiği" iddiasıyla
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.