Ne mutlu bizlere ki, Cumhuriyetimizin kurucusu olan Gazi Mustafa Kemal'e dinsiz iftirası atanlardan ya da ona dinsiz yaftası yapıştırıp üzerinden siyaset edenlerden değiliz. Aksine onun dinine sımsıkı bağlı Müslüman olmakla birlikte, mübarek bir annenin evladı olduğuna, soyunun Ehl-i Beyt'e kadar dayandığına inanmakla kalmayıp bunu ispat eden taraftayız.
3 yıl önce yazdığım bir yazıda Atatürk'ün Ramazan ayında yaptığı ibadetlere kaynaklarıyla birlikte yer vermiştim. Zaman gösterdi ki 'Dinsiz Atatürk' iftirasını atanların kaynakları aslında kendi ajanlık yaptığı İngiliz istihbaratıymış. O'nun mübarek soyuna çirkin yakıştırmalar yapanların soyları bile belli değilmiş. Vatanın, milletin yararına olan herhangi bir konuda 'kaynak nerede?' sorusunu soranlar kendi kaynaklarını ifşa etmemek için din tüccarlığı yapmaktan geri durmuyorlar.
Atatürk 7 yaşında Kur'an'ı hatmetmiş, 8 yaşında hafız olmuş, annesi Molla Zübeyde tarafından dini eğitimi verilmiş, yüksek algısı ve öğrenme kabiliyeti sayesinde örnek bir Müslüman bir Türk evladı haline gelmiştir. Nitekim yıllar sonra C.H. Sherrill'ın kendisiyle yaptığı röportajda, "Çok küçükken Sübyan Mektebi'ndeki din öğretmenim eve gelip bana annemin arzu ettiği Kur'an eğitimini vermişti. Eve çağrılan hocalarla sık sık mevlid okumuştum. Kur'an'ı kısa sürede öğrenip namaz kılmaya başladım" demiştir. Atatürk'ün yakın arkadaşı Ali Fuat Cebesoy, hatıralarında, "Harp Okulu yıllarında Atatürk ve arkadaşlarımızla bir araya gelip teravih namazını Selanik Kasımiye Camii'nde kılardık" demiştir.
Atatürk Edirne'de Fırka Kumandanı olarak görev yaptığı sırada Cuma namazlarını Selimiye Camii'nde kılmıştır. Bu camide yine bir gün Cuma namazı kılarken tanıştığı bir hafızla arasında şöyle bir konuşma geçmiştir: "Oğlum, terbiye görmüş güzel bir sesin var. Okuduğun ezanı çok beğendim ve duygulandım. Seni tebrik ederim. Oğlum, Edirne'de kaldığımız süre içerisinde ben hangi camiye gidersem, sen de o camiye gelecek ve iç ezanı okuyacaksın."
Atatürk'ün özel hafızı Yaşar Okur şöyle diyor: "Hafta içi yaveri Ali Rıza Bey, beni arayarak Mustafa Kemal'in Cuma namazı için Selimiye Camii'ne gideceğini benim de orada hazır bulunmamı, ezan ve Kur'an okumamı, ayrıca durumun cami görevlilerine bildirildiğini söyledi. Namaz çıkışında beni bekleyen Atatürk'e selam verdim, elini öptüm. Bana, 'Oğlum, bugün yine bizi yaktın. Gelecek hafta da hangi camiye gidersem sen de oraya geleceksin' dedi."
Mustafa Kemal'in Birinci Dünya Savaşı yıllarına ait notlarında "Namaz vaktini beklerken" ifadesiyle başlayan ifadeler yer almaktadır. Örneğin 24 Mart 1922 Cuma gününe ait bir notta Atatürk, "Cuma namazında Hafız, Ulu Camii'nde mevlid okudu" diye yazmıştır. 13 Haziran 1919 günü Cuma namazını Amasyalılarla birlikte Sultan Bayezid Camii'nde kılan Atatürk'e namaz öncesinde müftü Tevfik Efendi, kendisinden önce camiye girmesi için yol göstermiştir.
Yine Mustafa Kemal TBMM'nin açıldığı gün 23 Nisan 1920'de Ankara Hacı Bayram Camii'nde öğle ve Cuma namazını kılmış, 7 Şubat 1923'te ise Balıkesir Paşa Camii'nde minbere çıkıp, "Allah birdir, şanı büyüktür, Resûlullah (s.a.a) O'nun kulu ve elçisidir" diye söze başlayarak Cuma hutbesi vermiştir.
(devamı yarın)
3 yıl önce yazdığım bir yazıda Atatürk'ün Ramazan ayında yaptığı ibadetlere kaynaklarıyla birlikte yer vermiştim. Zaman gösterdi ki 'Dinsiz Atatürk' iftirasını atanların kaynakları aslında kendi ajanlık yaptığı İngiliz istihbaratıymış. O'nun mübarek soyuna çirkin yakıştırmalar yapanların soyları bile belli değilmiş. Vatanın, milletin yararına olan herhangi bir konuda 'kaynak nerede?' sorusunu soranlar kendi kaynaklarını ifşa etmemek için din tüccarlığı yapmaktan geri durmuyorlar.
Atatürk 7 yaşında Kur'an'ı hatmetmiş, 8 yaşında hafız olmuş, annesi Molla Zübeyde tarafından dini eğitimi verilmiş, yüksek algısı ve öğrenme kabiliyeti sayesinde örnek bir Müslüman bir Türk evladı haline gelmiştir. Nitekim yıllar sonra C.H. Sherrill'ın kendisiyle yaptığı röportajda, "Çok küçükken Sübyan Mektebi'ndeki din öğretmenim eve gelip bana annemin arzu ettiği Kur'an eğitimini vermişti. Eve çağrılan hocalarla sık sık mevlid okumuştum. Kur'an'ı kısa sürede öğrenip namaz kılmaya başladım" demiştir. Atatürk'ün yakın arkadaşı Ali Fuat Cebesoy, hatıralarında, "Harp Okulu yıllarında Atatürk ve arkadaşlarımızla bir araya gelip teravih namazını Selanik Kasımiye Camii'nde kılardık" demiştir.
Atatürk Edirne'de Fırka Kumandanı olarak görev yaptığı sırada Cuma namazlarını Selimiye Camii'nde kılmıştır. Bu camide yine bir gün Cuma namazı kılarken tanıştığı bir hafızla arasında şöyle bir konuşma geçmiştir: "Oğlum, terbiye görmüş güzel bir sesin var. Okuduğun ezanı çok beğendim ve duygulandım. Seni tebrik ederim. Oğlum, Edirne'de kaldığımız süre içerisinde ben hangi camiye gidersem, sen de o camiye gelecek ve iç ezanı okuyacaksın."
Atatürk'ün özel hafızı Yaşar Okur şöyle diyor: "Hafta içi yaveri Ali Rıza Bey, beni arayarak Mustafa Kemal'in Cuma namazı için Selimiye Camii'ne gideceğini benim de orada hazır bulunmamı, ezan ve Kur'an okumamı, ayrıca durumun cami görevlilerine bildirildiğini söyledi. Namaz çıkışında beni bekleyen Atatürk'e selam verdim, elini öptüm. Bana, 'Oğlum, bugün yine bizi yaktın. Gelecek hafta da hangi camiye gidersem sen de oraya geleceksin' dedi."
Mustafa Kemal'in Birinci Dünya Savaşı yıllarına ait notlarında "Namaz vaktini beklerken" ifadesiyle başlayan ifadeler yer almaktadır. Örneğin 24 Mart 1922 Cuma gününe ait bir notta Atatürk, "Cuma namazında Hafız, Ulu Camii'nde mevlid okudu" diye yazmıştır. 13 Haziran 1919 günü Cuma namazını Amasyalılarla birlikte Sultan Bayezid Camii'nde kılan Atatürk'e namaz öncesinde müftü Tevfik Efendi, kendisinden önce camiye girmesi için yol göstermiştir.
Yine Mustafa Kemal TBMM'nin açıldığı gün 23 Nisan 1920'de Ankara Hacı Bayram Camii'nde öğle ve Cuma namazını kılmış, 7 Şubat 1923'te ise Balıkesir Paşa Camii'nde minbere çıkıp, "Allah birdir, şanı büyüktür, Resûlullah (s.a.a) O'nun kulu ve elçisidir" diye söze başlayarak Cuma hutbesi vermiştir.
(devamı yarın)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Furkan Talay / diğer yazıları
- Atatürk’ün en büyük düşmanını açıklıyorum / 22.12.2020
- Haydar Baş’ın gizli mirası / 18.12.2020
- Hüseyin Baş’a destek değil yaren olacağız / 02.05.2020
- ‘İdeal delikanlı modeli Mustafa Kemal’ / 21.01.2019
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-II / 04.07.2018
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-I / 03.07.2018
- Atatürk camileri yıktı mı? / 29.06.2018
- Atatürk'ün partisi / 27.05.2018
- Atatürk Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli / 11.05.2018
- Atatürk'süz Çanakkale kutlaması olmaz / 21.03.2018
- Haydar Baş’ın gizli mirası / 18.12.2020
- Hüseyin Baş’a destek değil yaren olacağız / 02.05.2020
- ‘İdeal delikanlı modeli Mustafa Kemal’ / 21.01.2019
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-II / 04.07.2018
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-I / 03.07.2018
- Atatürk camileri yıktı mı? / 29.06.2018
- Atatürk'ün partisi / 27.05.2018
- Atatürk Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli / 11.05.2018
- Atatürk'süz Çanakkale kutlaması olmaz / 21.03.2018