Hani vefat eden bir insanın naaşı musallaya gelir ve imam sorar ya "Bu zatı nasıl bilirdiniz?" diye.
İşte bu soru Necip Fazıl Kısakürek için sorulacak olursa cevap şu olur:
"O bir Amerikan hayranı ve Türklere antipatisi olan bir insandı."
Nasıl mı?
Ne yazık ki tarihimizin son dönemleri, kahramanlarımızı terörist, Cumhuriyetimizin yüz karası insanlarını da baş tacı yapmaya çalışmakla geçmiştir.
Çok kişinin kızıp köpüreceğini biliyorum ancak gerçek, elbet bir gün herkesle ilgili hakikatler ortaya çıkar ve Cumhuriyet çocukları tarafından günü geldiğinde deşifre edilir…
Necip Fazıl Cumhuriyet döneminde yetişen en büyük Türk düşmanlarından biridir desek, belki de yer yerinden oynar.
Onun gerçek yüzünü bilmeyenler ne acı ki, onu milliyetçi olarak tanır. Oysa o, Türklük ve Atatürk düşmanı, kumar düşkünü ve Amerikan hayranı bir şahıstı.
Necip Fazıl, iki kez 1947 ve 1950'de Türklüğe, 1960'da Atatürk'e hakaretten yargılanır.
Kısakürek, Türklüğe hakaretten ilk olarak 1 ay, 27 gün; 2. kez 3 ay, 25 gün; Atatürk'e hakaretten ise 1960–1961 yılında 1 yıl, 65 gün hapis yatar.
Çıktıktan sonra da aynı yanlışı devam ettiren Necip Fazıl, 5816 sayılı Atatürk'ü koruma yasası gereği İstanbul Toplu Basın Mahkemeleri'nce 08.07.1981 tarih ve 1977-137 sayılı kararı ile Atatürk'e hakaretten mahkûm edilir.
Menemen olayını devletin düzenlediğini yazarak, eşsiz önderimiz Atatürk'ü zan altında bırakmaya çalışır.
"Son Devrin Din Mazlumları" kitabında İngiliz desteği ile çıkan Dersim isyanını destekler.
Bölgede ayaklanmayı bastıran Türk askerlerini katliamcı ve soykırımcı olmakla suçlar.
"Destan" adlı şiirinde Atatürk'e ve Cumhuriyet devrimlerine hakaret eder.
İşte o dize:
"Ah küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap;
Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılâp!"
Burada kast ettiği 'maymun' ve 'inkılâp' nedir?
Ayrıca bu şahıs, 1918'de Rize'de Gürcülerin kurup yanlarına Ermeni ve Rumları da alarak Türk halkını katleden çetelerden şöyle bahseder:
"Ankara, TBMM telaşta. Bir zamanların kahraman Hamidiye zırhlısı Rize önlerinde top yağdırıyor. Din düşmanları ne kadar telaş içinde olduklarını gösteriyor."
Yine aynı zamanda İngilizlerle işbirliği yapıp dini kullanarak bağımsız bir 'Kürt' devleti kurmak için ayaklanan hain Şeyh Sait'i de din mazlumu olarak kitabında över.
Ona göre Şeyh Sait dini kurtarmaya çalışan bir adamdır!
Kısakürek tam bir Amerika hayranıydı.
17 Temmuz 1959'da Büyük Doğu dergisindeki bir yazısında, "Amerikan politikasını korumakla mükellefiz. Amerikan siyasetini tutmak biricik yol" diye Amerikan emperyalizminin savunuculuğunu yapar.
Amerika olmadan Türkiye'nin hiç olduğunu iddia eder.
27 Mayıs 1960 darbesini gerçekleştiren Cemal Gürsel'e yazdığı mektupta, "Pek Sayın Cemal Gürsel, şu anda nezaret altında bulunuyorum. Hiçbir suçum olmadığı kanaatindeyim. Beni suçlu görüyorsanız özür dilerim. Müdahale yaparak yurdumuzu kötü politikacılardan kurtardınız. DP kötü idaresiyle bunu hak etmişti. Çok hastayım. Beni affedin, daima emrinizde olacağım" diyordu. (15 Eylül 1968 Ekspres gazetesi)
Hezeyanlarında, Atatürk'e ve onun adına yapılan anıtlara dil uzatmaktan da geri kalmayan bir adamdı Kısakürek:
"Şeytani insan benliğinin madde üzerinde putçuluk sanatı olan heykelin bizim sanat telakkimizde hiçbir yeri yoktur. Bizim heykellerimiz 'suratsız' abidelerimiz ve kitabelerimizdir."
Aktarılan bu belgeli gerçekleri Necip Fazıl da kabul etmiş ve "Geçmişim bir çöplük" demişti.
Bugün özelliklede İmam Hatip Okulları ve müdavimlerince anlamsızca yüceltilen bu insanın kim olduğu, aslında bizi hiç enterese etmez. Ama dil uzatılan Cumhuriyet ve onun eşsiz önderi Atatürk olunca, akan sular durur ve tüm benliğimizle set oluruz!
İ.H.O. ve İlahiyat Fakültelerinde bu şahsa ve benzeri Türk düşmanlarına ait eseler, muhakkak yasaklanmalı, tavsiye edenler hakkında soruşturma başlatılmalıdır.
Bugün tekbir getirerek baş üstünde baş bırakmayan azılı teröristlerin arka bahçelerine bir bakın, hep bu türden hurafecileri görürsünüz.
Bu sakat mantıkla yetişenlerin ülkemize verdikleri zararın tamiratı, çok ama çok uzun yıllar alacaktır.
Yeniden Atatürk'e ve ilkelerine dönmek, imani ve insani bir vecibedir.
Milletimizin de artık gözünü açması ve her duygusal şiir okuyanı vatan kahramanı olarak görmemesi lazımdır.
İlla ki bir şey okuyacaksanız, Atatürk'ün Nutuk'unu okuyun.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Hoş Geldin Atatürk" eserini okuyun.
Cumhuriyetçi ve gerçek vatan severlerin eserlerini okuyun.
Din bezirganlarına artık daha fazla tahammülümüz kalmadı.
Bu kafalarla devam edilir ve milletimiz de sesini çıkarmazsa, Türkiye bir Gazze olabilir!
Aklınızı başınız devşirin!
- Amerikan hayranı sahte kahraman / 09.12.2024
- Öcalan Mart 2025’te serbest mi kalacak? / 09.12.2024
- Dini istismar eden partiler kapatılmalı! / 04.12.2024
- Yiğitlere ‘BAŞ’ lazım / 03.12.2024
- Sinsi plan şu: YPG in, PKK aut! / 02.12.2024
- Sn. Cumhurbaşkanım dön bu hatadan! / 27.11.2024
- İslam’ın özü ve laboratuvarı Ehl-i Beyt’tir / 26.11.2024
- Teğmenleri bırak ekonomiye bak! / 25.11.2024
- Teğmenlere güveniyorum, size asla! / 20.11.2024