‘Altı şeye söz verin, cennete girmenize kefil olayım’
Ey mürid ve ey kader ovasında varlığını yitiren, seni aldatan şeyleri ortadan kaldırman gerek
25.05.2023 07:02:00





Ey mürid ve ey kader ovasında varlığını yitiren, seni aldatan şeyleri ortadan kaldırman gerek.
Kalbine altın, gümüş, cevahir koyma. Orayı temiz tut; kilitle ve anahtarını cebine yerleştir. Kalbini dünyalık işlerden fariğ kılman icap eder.
Şehvet, lezzet ve yaramaz hâllerin oraya girmesi doğru olmaz. Orayı zikre, fikre vermelisin. Bilhassa ölüm ve sonrası düşüncelerini oraya yerleştirmelisin.
Orada az ümitli olmanın kimyasını bulmaya bak. "Ben şu anda dünya hayatını bırakıyorum; gözümü açıkta bırakan şey yok" diyebilmelisin.
Yapılan işlerin safiyete ermesi, boş emellerin kısılması ile hâsıl olur. Şayet, uzun emelli olursan, gösteriş yaparsın; içinde olanın aksini göstermeye kalkar, nifaka belenirsin.
Ümitleri haddini aşmayan için her şey, kalben bir yana atılmıştır. O her şeyi keser. Zühd ve fena libasını (elbisesi) giyer, sonra marifet hâline bürünür.
Peygamberimiz şöyle buyurur:
- Bana altı şeyi yerine getireceğinize söz verin, cennete girmenize kefil olayım:
1. Hanginiz olursa olsun, söz ederken yalan katmasın.
2. Verilen emanete hain gözle bakmasın.
3. Yaptığı vaadi yerine getirsin.
4. Elinizi yasaklardan çekiniz.
5. Gözlerinizi haramdan alınız.
6. Cinsî varlığınızı kötülükten koruyunuz."
Bu Hadîs-i Şerifi İmam-ı Tabaranî rivayet etmiştir. Bunun bir başka şekli de şöyle rivayet edilmiştir:
- Bana altı şeyi yapacağınıza söz veriniz; cennet için size kefil olacağım:
1.Söz ettiğiniz zaman, yalan söylemeyiniz.
2. Size verilen emanete hıyanet etmeyiniz.
3. Bir vaatte bulunursanız, dönmeyiniz.
4. Elinizi…
5. Gözünüzü...
6. Ve cinsî duygularınızı yanlış yollara dalmaktan alıkoyunuz."
İç âlemin temizlenir, ittihad (birlik) âlemine geçerse, Rabbinin sana çağrısını duyarsın. Bu duyuşta vasıtanın lâfı olmaz.
Korkun ve ümidin bir olunca, Mevlânın sana hitabı gelir.
Ey oğul, önümde akıncıların dönüşü görünmektedir. Onlar ya seni ezecekler yahut da dokunmadan geçecekler.
Bir kimse Allah yolunda telef olursa, onun yeniden var olmasını Allah sağlar.
O akıncılar seni geçerse, onlara takılmaya bak. Onların peşinde giderken Hakk'ın kader okuna hedef olursan üzülme. Onun hedefe attığı ok, mutlaka gelir. Korkma, o oklar öldürmez, bir kaşıntı verir, o kadar.
Ey anlatılan iyi şeylerden boş olan, kendini iyi et. Yaptığın iyi işlerin yenisini yapmaya bak. Her şeyini yenile ve güzel şekle koy. Her şeyin kötü taraflarına vur.
Ben burada oturup konuştuğum zaman evde yalnız başına oturmana tevbekâr ol. Velayet hâlleri burada, dereceler bu yolda... Orada tek başına oturmaktan ne faydan olacak?.. Buraya gel, bir şeyler al ve hâl sahibi ol...
Ey iyâl (eş, çocuk) derdine düşen, zahirdeki çalışman ailen için olsun, fakat kalbin Rabbin için...
Allah yolcuları birkaç kısma ayrılır. Onların kendi hâllerine göre helâl bildikleri yollar vardır. O büyük zâtların bir kısmı, çalışır, kazanır.
Helâlin bu yolda olduğunu bilir, diğer bir kısmı ise, alacağını dua ile elde etmeye çalışır. Helâlin bu olduğuna kanidir.
Bunlardan başka bir kısım vardır ki, halktan istemeden gelen şeyi alır. Bunu bir nimet bilir ve helâl olduğuna inanır.
Bunların dışında bir cemaat kalır ki, onlar bir nevi dilencilik hâlini taşırlar. Onların bu hâli, riyazet hâlidir; devam etmez, çabuk geçer.
Birinci derecede anlatılan şahıslar çalışır. Bu sünnettir. Bundan sonra, ikinci derecede anlatılan ise, bir nevi zafiyet hâlidir. Daha sonra üçüncü derecede bahsedilen ise, azimet, zorluk içinde yaşar.
Birinci kısımla ikinci kısma nazaran bir kolaylık yoludur. Hiçbir şey yemeden beklemek, bir güç hâldir ki, Hak tarafından gönderilen bir fitnedir. O hâli ile tecrübeye tâbi yaşamaktadır. Dayanabilirse âlâ, aksi hâlde fena...
Ulema meclislerine devam et. Kabirleri çok çok ziyaret et. Salihleri ara bul. Umulur ki, bu vasıtalarla kalbine dirilik gelir." (Abdülkadir Geylani Hazretleri Fethu'r Rabbani eserinden)
Kalbine altın, gümüş, cevahir koyma. Orayı temiz tut; kilitle ve anahtarını cebine yerleştir. Kalbini dünyalık işlerden fariğ kılman icap eder.
Şehvet, lezzet ve yaramaz hâllerin oraya girmesi doğru olmaz. Orayı zikre, fikre vermelisin. Bilhassa ölüm ve sonrası düşüncelerini oraya yerleştirmelisin.
Orada az ümitli olmanın kimyasını bulmaya bak. "Ben şu anda dünya hayatını bırakıyorum; gözümü açıkta bırakan şey yok" diyebilmelisin.
Yapılan işlerin safiyete ermesi, boş emellerin kısılması ile hâsıl olur. Şayet, uzun emelli olursan, gösteriş yaparsın; içinde olanın aksini göstermeye kalkar, nifaka belenirsin.
Ümitleri haddini aşmayan için her şey, kalben bir yana atılmıştır. O her şeyi keser. Zühd ve fena libasını (elbisesi) giyer, sonra marifet hâline bürünür.
Peygamberimiz şöyle buyurur:
- Bana altı şeyi yerine getireceğinize söz verin, cennete girmenize kefil olayım:
1. Hanginiz olursa olsun, söz ederken yalan katmasın.
2. Verilen emanete hain gözle bakmasın.
3. Yaptığı vaadi yerine getirsin.
4. Elinizi yasaklardan çekiniz.
5. Gözlerinizi haramdan alınız.
6. Cinsî varlığınızı kötülükten koruyunuz."
Bu Hadîs-i Şerifi İmam-ı Tabaranî rivayet etmiştir. Bunun bir başka şekli de şöyle rivayet edilmiştir:
- Bana altı şeyi yapacağınıza söz veriniz; cennet için size kefil olacağım:
1.Söz ettiğiniz zaman, yalan söylemeyiniz.
2. Size verilen emanete hıyanet etmeyiniz.
3. Bir vaatte bulunursanız, dönmeyiniz.
4. Elinizi…
5. Gözünüzü...
6. Ve cinsî duygularınızı yanlış yollara dalmaktan alıkoyunuz."
İç âlemin temizlenir, ittihad (birlik) âlemine geçerse, Rabbinin sana çağrısını duyarsın. Bu duyuşta vasıtanın lâfı olmaz.
Korkun ve ümidin bir olunca, Mevlânın sana hitabı gelir.
Ey oğul, önümde akıncıların dönüşü görünmektedir. Onlar ya seni ezecekler yahut da dokunmadan geçecekler.
Bir kimse Allah yolunda telef olursa, onun yeniden var olmasını Allah sağlar.
O akıncılar seni geçerse, onlara takılmaya bak. Onların peşinde giderken Hakk'ın kader okuna hedef olursan üzülme. Onun hedefe attığı ok, mutlaka gelir. Korkma, o oklar öldürmez, bir kaşıntı verir, o kadar.
Ey anlatılan iyi şeylerden boş olan, kendini iyi et. Yaptığın iyi işlerin yenisini yapmaya bak. Her şeyini yenile ve güzel şekle koy. Her şeyin kötü taraflarına vur.
Ben burada oturup konuştuğum zaman evde yalnız başına oturmana tevbekâr ol. Velayet hâlleri burada, dereceler bu yolda... Orada tek başına oturmaktan ne faydan olacak?.. Buraya gel, bir şeyler al ve hâl sahibi ol...
Ey iyâl (eş, çocuk) derdine düşen, zahirdeki çalışman ailen için olsun, fakat kalbin Rabbin için...
Allah yolcuları birkaç kısma ayrılır. Onların kendi hâllerine göre helâl bildikleri yollar vardır. O büyük zâtların bir kısmı, çalışır, kazanır.
Helâlin bu yolda olduğunu bilir, diğer bir kısmı ise, alacağını dua ile elde etmeye çalışır. Helâlin bu olduğuna kanidir.
Bunlardan başka bir kısım vardır ki, halktan istemeden gelen şeyi alır. Bunu bir nimet bilir ve helâl olduğuna inanır.
Bunların dışında bir cemaat kalır ki, onlar bir nevi dilencilik hâlini taşırlar. Onların bu hâli, riyazet hâlidir; devam etmez, çabuk geçer.
Birinci derecede anlatılan şahıslar çalışır. Bu sünnettir. Bundan sonra, ikinci derecede anlatılan ise, bir nevi zafiyet hâlidir. Daha sonra üçüncü derecede bahsedilen ise, azimet, zorluk içinde yaşar.
Birinci kısımla ikinci kısma nazaran bir kolaylık yoludur. Hiçbir şey yemeden beklemek, bir güç hâldir ki, Hak tarafından gönderilen bir fitnedir. O hâli ile tecrübeye tâbi yaşamaktadır. Dayanabilirse âlâ, aksi hâlde fena...
Ulema meclislerine devam et. Kabirleri çok çok ziyaret et. Salihleri ara bul. Umulur ki, bu vasıtalarla kalbine dirilik gelir." (Abdülkadir Geylani Hazretleri Fethu'r Rabbani eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
















































































