AB ülkeleri tel tel dökülürken, İngiltere'nin Brexit kararından sonra aynı yolu izleyerek ayrılma sinyalleri verirken AKP'li Türkiye'nin AB ısrarı gerçekten şaşırtıcı?
AKP iktidarı adeta AB'nin krallarından daha fazla kralcı bir tavır içinde?
Aslında meseleyi şöyle de değerlendirebiliriz: Siz 14 yıldır AB'yi bir medeniyet projesi, bir iş ve aş kapısı olarak gösterip, AB'nin bir dediğini iki etmezseniz, taviz üstüne taviz verirseniz doğal olarak AB sürecinin çökmesi iktidarınızın da çökmesi anlamına gelir.
Yaptıkları bütün icraatları AB havucuyla yapan bir iktidar elbette ki bu serabın bitmesini asla istemez, bitse de bunu kabullenmez, kraldan fazla kralcı olur, AB'den fazla AB'ci olur.
Çünkü bütün sermaye AB ideali üzerine kurulmuş.
Halbuki Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, yıllardır AB konusunda uyarılar yapıyor.
"AB bizi içine asla almaz" diyor.
"AB'nin vatanımız ve milletimiz üzerinde menfur hesapları var" diyor.
"AB 15 yıl içinde dağılacaktır" diyor.
Diyor demesine ancak iktidarıyla muhalefetiyle siyasi iradeler AB havucuyla siyaset yapıyorlar, bu seraptan nemalanıyorlar, Sayın Baş'ı dinlemiyorlar; bu siyasi iradelerin peşine körü körüne takılan millet de bu uzatılan AB havucunun peşinde koşuyor, hala bir umut olarak görüyor, yine Sayın Baş'ı dinlemiyorlar.
Yani körler sağırlar yıllardır birbirini ağırlıyor; gerçeklere, gerçeğin tek adresine kulaklarını tıkayarak, gözlerini de kapatarak?
AB bizi asla almaz dedi Sayın Baş, 50 küsur yıldır bu gerçeği hala görmedik mi?
Bizden talep ettiklerini jestleri de ilave ederek yaptık. Hem de milli ve manevi birçok değerimizden taviz vererek. Hutbelerden ayetler çıkartıldı, Müslüman olmanın ölçüsü "domuz etinden uzak durma" anlayışı çiğnendi, yaklaşmayın denilen zina suç olmaktan çıkartıldı, milli bayramlar devre dışı bırakıldı, camiler, Kur'an kursları kapatılıp kilise evleri ve metruk tarihi kiliseler açıldı ve daha nice adımlar atıldı AB uğruna?
Bizimle aynı anda müracaat eden Yunanistan bir çırpıda alındı, bizden sonra müracaat eden ve bir devlet olmayan Kıbrıs Güney Rum Kesimi alındı ama bugün hala Türkiye'nin 3000 yılında belki girebileceğinden bahsederek dalga geçiyorlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP iktidarı "Bunlar sözlerini tutmazlar", "Bunlar bizi 50 yıldır kapılarında bekletiyorlar", "AB müzakerelerini referanduma götürebiliriz", "Onlar yoluna biz yolumuza" gibi görünüşte delikanlı çıkışları yapıyorlar ama bunların hepsi İsrail'e yapılan one minute çıkışı gibi göstermelik kalıyor.
Ne hikmetse siyasilerimiz en büyük tavizleri de bu çıkışları yaptıklarında veriyorlar, mülteci anlaşması gibi?
"AB'nin vatanımız ve milletimiz üzerinde menfur hesapları var" diyor Sayın Baş?
AB'nin ülkemiz üzerinde Şark Projesi, Kürdistan, Ermenistan, Pontus devleti gibi hesapları var. Hepsinden öte Büyük İsrail Devleti projesinde önemli bir figüran AB, İsrail'in bir dediğini iki etmiyor.
Bu sebeple AB, ülkemizde etnik ayrımcılığı körüklüyor; Lozan'la resmen tek bilek tek yürek haline gelen Müslüman Türk milletini yeniden 36 etnik kökene bölmeyi istiyor; Alevi-Sünni ayrışımını körüklüyor; ülkemizdeki terörü hem finansal olarak hem de silahlarıyla destekliyor; madenlerimizi, kamu kuruluşlarımızı, arazilerimizi talan ediyor; bizleri soykırımcı ve katil ilan ediyor parlamentolarında?
Gerçekten içine alma gibi bir düşüncesi olsaydı sana bunları reva görür müydü?
Ve Sayın Baş, "AB 15 yıl içinde dağılacaktır" diyor. Hem de bu tespiti AB Euro para birliğine girdiği günün akşamı, herkes bayram kutlaması yaparken söyledi Sayın Baş?
Gerekçelerini de saydı; "AB'nin nüfusu yaşlanmıştır, AB'nin yer altı kaynakları tükenmiştir, AB ülkeleri Euro birliğiyle para basma hakkını kaybetmiştir" diye?
AB'nin küresel krizde yediği darbe, Yunanistan krizindeki çözümsüzlüğü, mülteci krizindeki çaresizliği, tabandan yükselen dip dalgasının, protesto ve eylemlerin artması ve daha nice olumsuzluklar işte Sayın Baş'ın saydığı bu gerekçelerin yol açtığı sorunlar?
Rusya ve BRICS ülkeleri, Sayın Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ni uygulayarak krizleri fırsata dönüştürürken, kapitalizm kalıplarından kurtulamayan AB bugün paramparça oluyor.
Hayata materyalizm penceresinden bakan Batı, tek değer verdiği parayı da elde edemeyince sizce birlikteliklerini koruyabilir mi?
Hangi pencereden bakarsanız bakın, Türkiye ve dünya ülkeleri için tek bir çıkış kapısı vardır: Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli?
Bunu kavrayan ülke ayağa kalkar, huzur bulur; görmemekte, duymamakta inat eden ülke de sürünmeye devam eder.
Ama unutmayalım ki konu herkesin gözünün olduğu Anadolu coğrafyasıysa, bu kadar gafletle bu stratejik coğrafyada asla var olunamaz.
AKP iktidarı adeta AB'nin krallarından daha fazla kralcı bir tavır içinde?
Aslında meseleyi şöyle de değerlendirebiliriz: Siz 14 yıldır AB'yi bir medeniyet projesi, bir iş ve aş kapısı olarak gösterip, AB'nin bir dediğini iki etmezseniz, taviz üstüne taviz verirseniz doğal olarak AB sürecinin çökmesi iktidarınızın da çökmesi anlamına gelir.
Yaptıkları bütün icraatları AB havucuyla yapan bir iktidar elbette ki bu serabın bitmesini asla istemez, bitse de bunu kabullenmez, kraldan fazla kralcı olur, AB'den fazla AB'ci olur.
Çünkü bütün sermaye AB ideali üzerine kurulmuş.
Halbuki Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, yıllardır AB konusunda uyarılar yapıyor.
"AB bizi içine asla almaz" diyor.
"AB'nin vatanımız ve milletimiz üzerinde menfur hesapları var" diyor.
"AB 15 yıl içinde dağılacaktır" diyor.
Diyor demesine ancak iktidarıyla muhalefetiyle siyasi iradeler AB havucuyla siyaset yapıyorlar, bu seraptan nemalanıyorlar, Sayın Baş'ı dinlemiyorlar; bu siyasi iradelerin peşine körü körüne takılan millet de bu uzatılan AB havucunun peşinde koşuyor, hala bir umut olarak görüyor, yine Sayın Baş'ı dinlemiyorlar.
Yani körler sağırlar yıllardır birbirini ağırlıyor; gerçeklere, gerçeğin tek adresine kulaklarını tıkayarak, gözlerini de kapatarak?
AB bizi asla almaz dedi Sayın Baş, 50 küsur yıldır bu gerçeği hala görmedik mi?
Bizden talep ettiklerini jestleri de ilave ederek yaptık. Hem de milli ve manevi birçok değerimizden taviz vererek. Hutbelerden ayetler çıkartıldı, Müslüman olmanın ölçüsü "domuz etinden uzak durma" anlayışı çiğnendi, yaklaşmayın denilen zina suç olmaktan çıkartıldı, milli bayramlar devre dışı bırakıldı, camiler, Kur'an kursları kapatılıp kilise evleri ve metruk tarihi kiliseler açıldı ve daha nice adımlar atıldı AB uğruna?
Bizimle aynı anda müracaat eden Yunanistan bir çırpıda alındı, bizden sonra müracaat eden ve bir devlet olmayan Kıbrıs Güney Rum Kesimi alındı ama bugün hala Türkiye'nin 3000 yılında belki girebileceğinden bahsederek dalga geçiyorlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP iktidarı "Bunlar sözlerini tutmazlar", "Bunlar bizi 50 yıldır kapılarında bekletiyorlar", "AB müzakerelerini referanduma götürebiliriz", "Onlar yoluna biz yolumuza" gibi görünüşte delikanlı çıkışları yapıyorlar ama bunların hepsi İsrail'e yapılan one minute çıkışı gibi göstermelik kalıyor.
Ne hikmetse siyasilerimiz en büyük tavizleri de bu çıkışları yaptıklarında veriyorlar, mülteci anlaşması gibi?
"AB'nin vatanımız ve milletimiz üzerinde menfur hesapları var" diyor Sayın Baş?
AB'nin ülkemiz üzerinde Şark Projesi, Kürdistan, Ermenistan, Pontus devleti gibi hesapları var. Hepsinden öte Büyük İsrail Devleti projesinde önemli bir figüran AB, İsrail'in bir dediğini iki etmiyor.
Bu sebeple AB, ülkemizde etnik ayrımcılığı körüklüyor; Lozan'la resmen tek bilek tek yürek haline gelen Müslüman Türk milletini yeniden 36 etnik kökene bölmeyi istiyor; Alevi-Sünni ayrışımını körüklüyor; ülkemizdeki terörü hem finansal olarak hem de silahlarıyla destekliyor; madenlerimizi, kamu kuruluşlarımızı, arazilerimizi talan ediyor; bizleri soykırımcı ve katil ilan ediyor parlamentolarında?
Gerçekten içine alma gibi bir düşüncesi olsaydı sana bunları reva görür müydü?
Ve Sayın Baş, "AB 15 yıl içinde dağılacaktır" diyor. Hem de bu tespiti AB Euro para birliğine girdiği günün akşamı, herkes bayram kutlaması yaparken söyledi Sayın Baş?
Gerekçelerini de saydı; "AB'nin nüfusu yaşlanmıştır, AB'nin yer altı kaynakları tükenmiştir, AB ülkeleri Euro birliğiyle para basma hakkını kaybetmiştir" diye?
AB'nin küresel krizde yediği darbe, Yunanistan krizindeki çözümsüzlüğü, mülteci krizindeki çaresizliği, tabandan yükselen dip dalgasının, protesto ve eylemlerin artması ve daha nice olumsuzluklar işte Sayın Baş'ın saydığı bu gerekçelerin yol açtığı sorunlar?
Rusya ve BRICS ülkeleri, Sayın Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ni uygulayarak krizleri fırsata dönüştürürken, kapitalizm kalıplarından kurtulamayan AB bugün paramparça oluyor.
Hayata materyalizm penceresinden bakan Batı, tek değer verdiği parayı da elde edemeyince sizce birlikteliklerini koruyabilir mi?
Hangi pencereden bakarsanız bakın, Türkiye ve dünya ülkeleri için tek bir çıkış kapısı vardır: Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli?
Bunu kavrayan ülke ayağa kalkar, huzur bulur; görmemekte, duymamakta inat eden ülke de sürünmeye devam eder.
Ama unutmayalım ki konu herkesin gözünün olduğu Anadolu coğrafyasıysa, bu kadar gafletle bu stratejik coğrafyada asla var olunamaz.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Gelmiş ve gelecek tüm kadınların en üstünü: Hz. Fatıma (a.s.) / 30.11.2024
- Savaş riski varsa, ithalat neden? / 27.11.2024
- Siyasiler, bölünmeyi teşvik ediyor / 26.11.2024
- Birlik ve beraberliğin merkezi: Ehl-i Beyt / 23.11.2024
- ‘Bugün ithal ettiğin et, yarını yok eder’ / 22.11.2024
- ABD’nin ‘balistik füze’ kararı ne anlama geliyor? / 20.11.2024
- Sıkıştıkça laikliğe saldırıyorlar! / 19.11.2024
- Daron Acemoğlu’nun zamanlaması manidar! / 16.11.2024
- Kötü ekonomi, ölümcül sonuçlar doğuruyor / 15.11.2024
- İşsiz, çalışan ve emekli, hepsi mağdur / 13.11.2024
- Savaş riski varsa, ithalat neden? / 27.11.2024
- Siyasiler, bölünmeyi teşvik ediyor / 26.11.2024
- Birlik ve beraberliğin merkezi: Ehl-i Beyt / 23.11.2024
- ‘Bugün ithal ettiğin et, yarını yok eder’ / 22.11.2024
- ABD’nin ‘balistik füze’ kararı ne anlama geliyor? / 20.11.2024
- Sıkıştıkça laikliğe saldırıyorlar! / 19.11.2024
- Daron Acemoğlu’nun zamanlaması manidar! / 16.11.2024
- Kötü ekonomi, ölümcül sonuçlar doğuruyor / 15.11.2024
- İşsiz, çalışan ve emekli, hepsi mağdur / 13.11.2024