Ağrı’dan selamlar ya da zengin toprakların fakir bekçisi

Doğu’nun sınır taşı Ağrı’dan selamlar. Milletin Efendisi programı çekimleri için Ağrı’dayız. Sevgili okurlar Ağrı’nın tek geçim kaynağının hayvancılık olduğunu söyleyebiliriz. İlin ekonomisinin nabzının attığı tek nokta havaalanından merkeze doğru yol aldığınızda şehrin girişinde her gün kurulan ‘hayvan pazarı…’
Hayvan pazarında yüzler maalesef gülmüyor. Sabah saatlerinden öğle saatlerine dek üreticiye mikrofon uzattık… Bir dokun bin ah işit. İnanın hiç satışa denk gelmedik. İş olsun diye karşılıklı el sıkma görüntüsü alalım dedik onu da başaramadık. Kime rica etsek, “hayır benim satışım yok yalandan yere el sıkışmam” dedi.
1 yıl evvelinde 3000 TL’ye alınan büyükbaş hayvan, pazarda 1500 TL’ye satılıyor, ama alıcı yok. Bu hayvana yıl boyuda 1000 TL masraf yapılmış. Para kazanamıyorsunuz bu işi yapmayın başka şeyler yapınız dediğimizde; yapılacak başka şey olmadığını hayvancılığa mahkûm olduklarını söylüyorlar. Ayrıca Ağrı vekillerine çok kızgınlar adeta ateş püskürüyorlar. Tek sözcülerinin Kamer Genç olduğunu söylüyorlar.
Çocukluk yıllarından hatırlarım sevgili okurlar, Karadeniz’den büyüklerimiz kamyon kamyon hayvan almak için başta Ağrı olmak üzere Doğu illerimize giderdiler. 20-30 yıl evvelinde Doğu ve Güneydoğu bölgelerimiz hayvancılığın başşehri idi. Bu bölgelerden tüm Ortadoğu ülkelerine canlı hayvan ve karkas et ihraç ederdik. O yıllarda 1 kişiye 3 koyun düşerdi. Şimdilerde 3 kişiye bir koyun düşüyor. Yurtdışından ne olduğu belli olmayan donmuş etler ve hastalıktan ari olmayan anguslar ithal ediyoruz. Hülasa bir bereketsizliktir, bir satılmışlıktır almış başını gidiyor.
Gıda Tarım Ve Hayvancılık bakanımız Sayın Mehdi Eker geçtiğimiz yıl en büyük desteği hayvancılığa verdiklerini söylüyorlar; el cevap doğrudur. En büyük destek hayvancılığa verilmiştir de ne olmuştur, ithal mi bitmiştir ya da et fiyatları aşağılara mı çekilmiştir? Bu hibe ve destekler büyük çapta hayvancılık yapacaklara gitmiştir. Ve bu desteklerin tamamına yakınıyla da dışarıdan hayvan ithal edilmiştir. Yani anlayacağınız damında 3-5 hayvan besleyen Mehmet Ağa’nın cebine 1 kuruş destek gitmemiştir. Bu paralar ithal yolu ile elin gâvurunun çiftçisini beslemiştir.
Ağrı’lı hayvan üreticisi isyan etmesin de kim etsin? İnanın bu millete yazık oluyor sevgili okurlar. Birkaç gündür Ağrı ve ilçelerindeyim. Resmen her taraf bir köy görünümünde. Zengin toprakların fakir bekçileriyiz. Diyadin ilçesine gittim. Her taraftan termal sular fışkırıyor. Yerin altı petrol ve doğalgaz dolu, söylediklerine göre altın madeni, kaliteli mermer yatakları, civa vb. maden dolu toprağın altı.
Anlayacağınız bu millete bu işleri kotaracak, bu işin kitabını yazmış bir Prof. Dr. Haydar Baş lazım…
İnanın gerisi lafı güzaf. Bu gidişle Ağrı’lı köylüler gibi çok ahu vah çekeriz. Bu millet akıllanıp Prof. Dr. Haydar Baş’ı iktidar etmedikten sonra burnu çok kanayacak ve dahi iki yakası bir araya gelmeyecektir.
Bizden bir daha söylemesi…