Yunanistan’ın Euro’dan çıkıp yeniden kendi parası Drahmi’ye döneceği iddiaları AB’yi sallıyor. Batılı uzmanlar bunun AB’de domino etkisi yapacağını ve AB için bedelinin çok ağır olacağını belirtiyorlar.
IMF Başkanı Christine Lagarde, Yunanistan’ın Euro Bölgesi’nden ayrılmasıyla alakalı olarak, “Euro’dan çıkış son derece zor ve bedeli ağır olacak. Bu sadece Yunanistan’ı etkilemekle kalmayacak” dedi.
Dünya Bankası Robert Zoellick ise, krizin Yunanistan’ı aşarak, sorunlar yaşayan daha büyük Euro ekonomilerine yayılabileceğini söyledi.
Zoellick, “Sorunun özü Yunanistan değil, İspanya ve İtalya olacak. Yunanistan Euro’dan çıkarsa bunun yayılan etkisi çok zararlı olacak ve 2008 yılında Lehman Brothers’ın çöküşünün küresel finans piyasalarında oluşturduğu paniğe benzer bir duruma yol açacak” dedi.
Yaşanan bütün bu ve benzeri gelişmelere bakılırsa, AB’den çatırtı sesleri yükseliyor.
Yunanistan’da yaşanan kriz sebebiyle dün Yunanistan’ı AB’den kovalım diyenler bugün tam tersini, aman ha Yunanistan Euro Bölgesi’nden çıkmasın diyorlar.
Yunanistan sınavında tüm AB ülkeleri sınıfta kaldı, karşılaştıkları ilk ciddi sorunda hiçbir çözüm üretemediler. Üretmeleri de mümkün değildi çünkü Yunanistan’daki krizin temel nedeni gerek AB’nin gerekse Kapitalizmin yapısından kaynaklanan sorunlardı.
Esasen bu açıdan bakıldığında başta Almanya, Fransa olmak üzere bütün AB ülkeleri potansiyel birer Yunanistan… Bugün Yunanistan, buzdağının sadece görünen yüzü…
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, yıllar öncesinde, Avrupa ülkeleri Euro para birimine geçtikleri gün AB’nin dağılacağını ifade etmişti.
Sayın Baş, Euro para birliğinin ülkelerin para basma haklarını ellerinden aldığını ifade ederek, bu durumun AB ülkelerini borçlanmaya yönelteceğini belirtmişti.
Tabi tek sorun da para mevzuu değil, paranın nasıl yönetileceği de önemli ve ekonomi bir bütün halde ele alınmalı. Sayın Baş, bu temel sorunları da her fırsatta ifade etmektedir.
Tek sorun para olsaydı bugün Euro para birliğine girmeyen İngiltere’nin ya da kendi parasını dünya parası yapan ABD’nin krize girmemeleri gerekiyordu.
Prof. Dr. Baş, Milli Ekonomi Modeli’nde milli bir ekonomi nasıl olmalıdır detaylarıyla birlikte ortaya koymaktadır.
Diyelim ki, kendi paranızı devreye koydunuz, bunun neyin karşılığı olduğu önemli. Türkiye’ de olduğu gibi milli para, doların tercümesi şeklinde olmamalı. Para piyasada olmalı ve emeğin ve üretimin karşılığı olmalı.
Paranın piyasada yeterli miktarda olması da yeterli değil, kimin elinde olduğu da önemli. Eğer para onu tasarrufa atacak, atıl bir vaziyete itecek gelir durumu çok iyi olanların eline verilirse, bu, gerekli ekonomik faydayı sağlamaz. Paranın en verimli bir şekilde kullanılması için Milli Ekonomi Modeli’nin önerdiği gibi sosyal devlet projeleriyle tabana yayılması gerekmektedir.
Paranın tabana yayılması da yeterli değildir, o parayla alınacak mal ve hizmetin nasıl tedarik edildiği de önemlidir. Eğer bugün IMF ve AB ülkelerinin tavsiye ettiği gibi ithalatla sağlanırsa, kendi ekonomini değil, başkalarının ekonomisini güçlendirmiş olursun.
Üreticiler sıfır faizli kredilerle desteklenerek hazır olan pazara yerli ürünler sunulmalıdır.
Bütün bu şartlar MEM’in tavsiye ettiği gibi, plan ve program dahilinde yerine getirildiğinde işte o zaman gerçek bir çözüme ulaşılabilir.
Yoksa bir yöne dönersiniz tokat yersiniz, başka yöne dönersiniz yine tokat yersiniz.
Görünen o ki Yunanistan ve benzerlerinin hali aynen böyle olacak.
IMF Başkanı Christine Lagarde, Yunanistan’ın Euro Bölgesi’nden ayrılmasıyla alakalı olarak, “Euro’dan çıkış son derece zor ve bedeli ağır olacak. Bu sadece Yunanistan’ı etkilemekle kalmayacak” dedi.
Dünya Bankası Robert Zoellick ise, krizin Yunanistan’ı aşarak, sorunlar yaşayan daha büyük Euro ekonomilerine yayılabileceğini söyledi.
Zoellick, “Sorunun özü Yunanistan değil, İspanya ve İtalya olacak. Yunanistan Euro’dan çıkarsa bunun yayılan etkisi çok zararlı olacak ve 2008 yılında Lehman Brothers’ın çöküşünün küresel finans piyasalarında oluşturduğu paniğe benzer bir duruma yol açacak” dedi.
Yaşanan bütün bu ve benzeri gelişmelere bakılırsa, AB’den çatırtı sesleri yükseliyor.
Yunanistan’da yaşanan kriz sebebiyle dün Yunanistan’ı AB’den kovalım diyenler bugün tam tersini, aman ha Yunanistan Euro Bölgesi’nden çıkmasın diyorlar.
Yunanistan sınavında tüm AB ülkeleri sınıfta kaldı, karşılaştıkları ilk ciddi sorunda hiçbir çözüm üretemediler. Üretmeleri de mümkün değildi çünkü Yunanistan’daki krizin temel nedeni gerek AB’nin gerekse Kapitalizmin yapısından kaynaklanan sorunlardı.
Esasen bu açıdan bakıldığında başta Almanya, Fransa olmak üzere bütün AB ülkeleri potansiyel birer Yunanistan… Bugün Yunanistan, buzdağının sadece görünen yüzü…
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, yıllar öncesinde, Avrupa ülkeleri Euro para birimine geçtikleri gün AB’nin dağılacağını ifade etmişti.
Sayın Baş, Euro para birliğinin ülkelerin para basma haklarını ellerinden aldığını ifade ederek, bu durumun AB ülkelerini borçlanmaya yönelteceğini belirtmişti.
Tabi tek sorun da para mevzuu değil, paranın nasıl yönetileceği de önemli ve ekonomi bir bütün halde ele alınmalı. Sayın Baş, bu temel sorunları da her fırsatta ifade etmektedir.
Tek sorun para olsaydı bugün Euro para birliğine girmeyen İngiltere’nin ya da kendi parasını dünya parası yapan ABD’nin krize girmemeleri gerekiyordu.
Prof. Dr. Baş, Milli Ekonomi Modeli’nde milli bir ekonomi nasıl olmalıdır detaylarıyla birlikte ortaya koymaktadır.
Diyelim ki, kendi paranızı devreye koydunuz, bunun neyin karşılığı olduğu önemli. Türkiye’ de olduğu gibi milli para, doların tercümesi şeklinde olmamalı. Para piyasada olmalı ve emeğin ve üretimin karşılığı olmalı.
Paranın piyasada yeterli miktarda olması da yeterli değil, kimin elinde olduğu da önemli. Eğer para onu tasarrufa atacak, atıl bir vaziyete itecek gelir durumu çok iyi olanların eline verilirse, bu, gerekli ekonomik faydayı sağlamaz. Paranın en verimli bir şekilde kullanılması için Milli Ekonomi Modeli’nin önerdiği gibi sosyal devlet projeleriyle tabana yayılması gerekmektedir.
Paranın tabana yayılması da yeterli değildir, o parayla alınacak mal ve hizmetin nasıl tedarik edildiği de önemlidir. Eğer bugün IMF ve AB ülkelerinin tavsiye ettiği gibi ithalatla sağlanırsa, kendi ekonomini değil, başkalarının ekonomisini güçlendirmiş olursun.
Üreticiler sıfır faizli kredilerle desteklenerek hazır olan pazara yerli ürünler sunulmalıdır.
Bütün bu şartlar MEM’in tavsiye ettiği gibi, plan ve program dahilinde yerine getirildiğinde işte o zaman gerçek bir çözüme ulaşılabilir.
Yoksa bir yöne dönersiniz tokat yersiniz, başka yöne dönersiniz yine tokat yersiniz.
Görünen o ki Yunanistan ve benzerlerinin hali aynen böyle olacak.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Atatürk: Camileri yenilemek görevimizdir / 03.01.2025
- 2024’e bakarak 2025’ten umutlanabiliyor muyuz? / 01.01.2025
- ‘Biz korkuyu Kerbela’da bıraktık’ / 31.12.2024
- Güçlü devlet, milletine hizmet edendir / 28.12.2024
- BTP lideri Hüseyin Baş Türk milletinin sesidir / 27.12.2024
- BTP lideri Hüseyin Baş Türk milletinin sesidir / 27.12.2024
- Asgari ücreti kim belirliyor; komisyon mu, yabancılar mı? / 25.12.2024
- ‘Terörist’ kıyafet değiştirip ‘siyasetçi’ oluveriyor! / 24.12.2024
- Suriye’yi HTŞ vekaletiyle ABD yönetecek! / 21.12.2024
- Asgari Ücret Komisyonunda işçiler temsil edilmiyor! / 20.12.2024
- 2024’e bakarak 2025’ten umutlanabiliyor muyuz? / 01.01.2025
- ‘Biz korkuyu Kerbela’da bıraktık’ / 31.12.2024
- Güçlü devlet, milletine hizmet edendir / 28.12.2024
- BTP lideri Hüseyin Baş Türk milletinin sesidir / 27.12.2024
- BTP lideri Hüseyin Baş Türk milletinin sesidir / 27.12.2024
- Asgari ücreti kim belirliyor; komisyon mu, yabancılar mı? / 25.12.2024
- ‘Terörist’ kıyafet değiştirip ‘siyasetçi’ oluveriyor! / 24.12.2024
- Suriye’yi HTŞ vekaletiyle ABD yönetecek! / 21.12.2024
- Asgari Ücret Komisyonunda işçiler temsil edilmiyor! / 20.12.2024