logo
23 ARALIK 2025


15 Temmuz’un ardından

17.07.2020 00:00:00

Bir 15 Temmuz'u daha geride bıraktık. Beklenildiği üzere en çarpıcı cümleleri Sayın Erdoğan ve kurmayları kurdu. FETÖ lanetlendi. Hatta Malazgirt, Çanakkale neyse 15 Temmuz da odur, bile dendi.

Şimdi zor sorular soralım! FETÖ'nün sahibinin ABD olduğunu bilmeyen var mı?

15 Temmuz'un proje ve organizatörünün CIA olduğunu bilmeyen var mı?

15 Temmuz'un Büyük Ortadoğu Projesinin ayaklarından biri olduğunu bilmeyen var mı?

Bakın! 15 Temmuz'u anlamak için tarihimizi çok iyi bilmemiz ve kavramamız lazım. Anlatayım;

Nasıl ki, Türk milletinin şahlanışı milli ve manevi değerlerine sahip çıkması ile olduysa aynı değerlerden uzaklaşması da sürünmesine ve de çöküşüne sebep olmuştur. 

Milletimiz bu çöküşleri, yine bu değerlere sahip çıkan liderlerle tekrar dirilişe çevirmiş ve günümüze kadar Türk milletini ve Türkiye Cumhuriyeti'ni getirmişlerdir.

Geçen yıl çok sık, bu yıl ise aralıklarla duyduğumuz beka sorunu, bu topraklara daha ilk girdiğimiz gün başlamıştır. Yani bugün, 'beka beka' diyenlerin kastı Türk milleti ve devletinin bekası değil, kendilerinin gelecekleridir.

Eğer gerçekten 'beka' kavramının mahiyetini idrak edebilseydiler bugün bu halde olmazdık.  

Haçlı batı, bugünkü tabirle emperyalistler, Anadolu'ya girişimizi ve bu coğrafyayı yurt edinişimizi asla kabullenmedi ve kabullenmeyecektirler de.

Diğer taraftan bu coğrafyada bazen eğilsek de, yorulsak da nasıl ayakta kaldığımızın şifrelerini Haçlı emperyalistler çok iyi analiz etmiş ve çözmüşlerdir. 

Bu analizleri neticesinde emperyalistler, bu coğrafyayı ele geçirmek ve Müslümanları toptan yok etmek için artık silah yerine milli ve manevi değerlerimizi hedef almaları gerektiğini anlamışlar, İslam'da zaaf bulamayınca Müslümanların zaaflarını çok iyi analiz ederek, birçok proje ortaya koymuşlar, içimizden kendilerine has adamlar, cemaatler, tarikatlar, siyasi ve sosyal yapılar oluşturmuşlardı. 

2020'den geriye baktığımızda emperyalistlerin gerek ülkemiz ve gerekse İslam coğrafyasında hedeflerinin çoğuna ulaştıklarını görüyorum. 

Bunu nasıl başardılar, sorusuna ülkemiz açısından bakalım. 

1943, 1946, 1948'de atılan imzalar ve de 50'den sonra nasıl Amerikancı olduğumuz kayıtlıdır. Özal dönemiyle bu Amerikancılığımız zirveye doğru harekete geçmiş, AKP ile zirveye bayraklarını çakmışlardır.

Gidelim 2002'ye. AKP kazanmıştı ama Sayın Erdoğan yasaklıydı. O gün medya, Sayın Erdoğan'ın ABD Savunma Bakan Yardımcısı  Dr. Paul Wolfowitz'e yazdığı mektubu gündem ediyordu.

Mektup çok ilginçti! İktidar partisinin genel başkanı mektubunda, samimiyetini (ABD'ye) ispatlamak için kendisine bir şans verilmesini istiyor. Daha vahim olan ise ülkemizdeki bir parti başkanının, yine ülkemiz genelkurmay başkanı ile görüşmek için yabancı bir devletten aracılık istemesidir. Malumunuz Erdoğan'ın daha sonra yasakları kalktı ve Siirt'ten vekil seçildi, başbakan oldu. 

Ya sonra?

BOP başladı. Meclis'e o tezkere geldi. "Tezkereye hayır, demek bana hayır demektir" denildi. 

Hatta bu tezkere geçmezse memur maaşlarını ödeyemeyiz, bile denildi. Tezkere geçmedi.

Ama Meclis'e rağmen hükümet ülkemiz hava sahasını açarak yüz binlerce Müslüman'ın katliamına sebep oldu. Irak yerle bir edildi.  

Tabi teşekkür mahiyetinde itiraflar da geliyordu. Örneğin, ABD Savunma Bakan yardımcısı Paul Wolfowitz: "Biz, Irak'a müdahale konusunda tereddüt ediyorduk, Tayyip Erdoğan bize cesaret verdi" diyordu.

Başkan Bush ise Erdoğan'a "Sen ne harika bir adamsın" demişti.

Hemen ardından resmi adı, "Davut Boynuz'u" olan o madalya gelmişti.

Tabi itiraflar içerden de yapılıyordu. Örneğin Sayın Erdoğan; "Küresel sorunlarla mücadelede dünyanın ABD'ye ihtiyacı olduğunu; Türkiye ile ABD'nin temel hedeflerinin örtüştüğünü" diğer ifade ile varlığımızın devamı için ABD'ye mecburuz, diyordu. 

Yine o yıllarda Abdullah Gül, dışişleri bakanı sıfatı ile ABD'nin dışişleri eski bakanı ve CIA ajanı Colin Powell ile 9 maddelik bir anlaşma imzaladığını açıklamıştı. Detay isteyenlere "Her şeyi anlatamam. Gizli o kadar çok şey var ki" diye cevap vermişti. 

O dokuz madde daha sonra medyaya düşmüştü. Bugün yaşadığımız sorunların hepsini o 9 maddeye çok rahat sığdırabiliriz.

Netice olarak ülkemizi yönetenler, kendilerini eleştirenleri, 'hain, bölücü, terörist' ilan etmeyi bırakarak, gerçek düşmanlarımıza karşı milletimizi bir bilek, bir yürek yapma gayretine girmelidirler.

Bu gayrete girerler mi? Hayır. Sadece iktidar partisi değil, Meclis'teki bütün partiler siyasetlerini ayrıştırıcı, itici, öteleyici söylem ve icraatlar üzerine kurmuşlardır.

Oysa BTP'nin merhum Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş siyasetteki 18 yılını, "önce insan, önce devlet, önce vatan, birlik, kardeşlik" söylem ve projeleri üzerine kurdu. Şimdi o bayrak Hüseyin Baş Bey'in elinde. Görene ne mutlu…

Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Akın Aydın / diğer yazıları
Asgari ücret belli oldu
Bu yılda vermediler...
Özgür Özel, Grup Toplantısı'nda konuştu
'Deprem suçluları affedilmemeli'
DEM Parti Adalet Bakanı ile görüştü
'Yol haritasını konuştuk'
Menemen Olayı'nın 95. yılı
Şehit Kubilay'ı rahmetle anıyoruz
'Bu hukuk kime hizmet ediyor'
BTP liderinden çarpıcı açıklamalar
PAYCO Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri'ne 2. dalga operasyon
İstanbul, Adana, Ankara, Antalya, Kocaeli ve Yalova'da 28 gözaltı
Bugünkü soruşturmanın adresi Şile Belediyesi
Operasyonda 22 şüpheli gözaltına alındı
Venezuela, tankerlerine "ablukaya" karşı yasa çıkardı
ABD'nin eylemleri 'korsan' olarak nitelendirildi
Trump'tan Venezuela'ya açık savaş tehdidi
"En güçlü donanmaya sahibiz"
Netanyahu, 7 Ekim'in soruşturulmasını istemiyor
"7 Ekim komisyonunun yetki ve sınırlarını hükümet belirleyecek"
Doğu Akdeniz'de tehlikeli ittifak!
İsrail, Yunanistan ve GKRY liderleri bir araya geldi
Trabzonspor'a Gençlerbirliği şoku
Zirve yarışında ağır darbe
Türk askerinin Libya'daki görev süresi uzatıldı
Mehmetçik 2 yıl daha Libya'da
'SDG'nin entegrasyona niyeti yok'
Hakan Fidan Suriye'de konuştu
İPA kasım verilerini açıkladı
İstanbul'da yaşam daha zor
Asgari ücret belli oldu
Bu yılda vermediler...
Özgür Özel, Grup Toplantısı'nda konuştu
'Deprem suçluları affedilmemeli'
DEM Parti Adalet Bakanı ile görüştü
'Yol haritasını konuştuk'
Menemen Olayı'nın 95. yılı
Şehit Kubilay'ı rahmetle anıyoruz
'Bu hukuk kime hizmet ediyor'
BTP liderinden çarpıcı açıklamalar
PAYCO Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri'ne 2. dalga operasyon
İstanbul, Adana, Ankara, Antalya, Kocaeli ve Yalova'da 28 gözaltı
Bugünkü soruşturmanın adresi Şile Belediyesi
Operasyonda 22 şüpheli gözaltına alındı
Venezuela, tankerlerine "ablukaya" karşı yasa çıkardı
ABD'nin eylemleri 'korsan' olarak nitelendirildi
Trump'tan Venezuela'ya açık savaş tehdidi
"En güçlü donanmaya sahibiz"
Netanyahu, 7 Ekim'in soruşturulmasını istemiyor
"7 Ekim komisyonunun yetki ve sınırlarını hükümet belirleyecek"
Doğu Akdeniz'de tehlikeli ittifak!
İsrail, Yunanistan ve GKRY liderleri bir araya geldi
Trabzonspor'a Gençlerbirliği şoku
Zirve yarışında ağır darbe
Türk askerinin Libya'daki görev süresi uzatıldı
Mehmetçik 2 yıl daha Libya'da
'SDG'nin entegrasyona niyeti yok'
Hakan Fidan Suriye'de konuştu
İPA kasım verilerini açıkladı
İstanbul'da yaşam daha zor
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.