logo
12 MAYIS 2024

Yenilenebilir enerji geleceğimizi aydınlatıyor

Enerji ihtiyacımızı karşılamak için geleneksel fosil yakıtların kullanımı hem çevreye zarar veriyor hem de kaynakların tükenmesine yol açıyor. Bu nedenle, doğal yollarla kendini yenileyebilen ve çevre dostu olan yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek gerekiyor
25.02.2024 18:19:00
Mehmet Hakan Akkuş
Yenilenebilir enerji geleceğimizi aydınlatıyor
Yenilenebilir enerji geleceğimizi aydınlatıyor
Dünyamızda enerji ihtiyacı her geçen gün artıyor. Bu ihtiyacı karşılamak için geleneksel fosil yakıtların kullanımı hem çevreye zarar veriyor hem de kaynakların tükenmesine yol açıyor. Bu nedenle, doğal yollarla kendini yenileyebilen ve çevre dostu olan yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek gerekiyor.


Yenilenebilir enerji kaynakları nelerdir?


Yenilenebilir enerji güneş, rüzgar, hidroelektrik, biyokütle, jeotermal, dalga ve gelgit enerjisi gibi doğal kaynaklardan elde edilen enerji türleridir. Bu kaynaklar, karbondioksit emisyonlarını azaltarak küresel ısınma ile mücadeleye katkıda bulunur. Ayrıca, yerli kaynaklar oldukları için enerjide dışa bağımlılığı azaltır ve istihdamın artmasına yardımcı olur.


Yenilenebilir enerjinin faydaları nelerdir?


Yenilenebilir enerji, doğal çevreden sürekli ya da tekrar tekrar ulaşılabilen kaynaklardan elde edilir. Bu kaynaklar kendiliğinden var olan, zamanla tükenmeyen kaynaklardır. Yenilenebilir enerji, doğaya zarar vermeden, daha ekonomik bir şekilde enerji ihtiyacını karşılar.

Yenilenebilir enerji kaynakları ile enerji üretiminde dışa bağımlılık azalır. Yenilenebilir enerji kaynakları, enerji verimliliğinin artmasına yardımcı olur ve hava kirliliğinin azalmasını sağlar.


Yenilenebilir enerji kaynakları nasıl kullanılır?


Yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretmek için çeşitli teknolojiler kullanılır. Örneğin, güneş enerjisi için güneş panelleri, rüzgar enerjisi için rüzgar türbinleri, hidroelektrik enerji için barajlar, biyokütle enerjisi için biyogaz tesisleri, jeotermal enerji için jeotermal santraller, dalga ve gelgit enerjisi için dalga ve gelgit türbinleri kullanılır.


Yenilenebilir enerji kaynakları Türkiye'de ne durumda?


Türkiye, yenilenebilir enerji kaynakları açısından zengin bir ülkedir. Güneş, rüzgar, hidroelektrik, biyokütle ve jeotermal enerji potansiyeli yüksektir. Türkiye, yenilenebilir enerji üretiminde dünyada 13. sırada yer almaktadır. 2020 yılında, Türkiye'nin elektrik üretiminin yüzde 49,3'ü yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanmıştır. Türkiye, 2023 yılında yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimini yüzde 65'e çıkarmayı hedeflemektedir.

Yenilenebilir enerji kaynakları, geleceğimizi aydınlatan, çevreyi koruyan ve ekonomiyi geliştiren bir seçenektir. Yenilenebilir enerjiye yatırım yapmak, hem bugünümüzü hem de yarınımızı güvence altına almak demektir. Yenilenebilir enerji, hepimizin ortak sorumluluğudur. Yenilenebilir enerjiye destek verelim, geleceğimizi kurtaralım.
Açık artırma ile satılacak
Sahibinden satılık kilise!
Yunanistan'dan iade-i ziyaret
Miçotakis yarın Ankara'ya geliyor
'10 ailenin anneler gününü kutlamıyorum'
Acılı annenin buruk günü
Bugün Anneler Günü
Anneler Günü'nüz kutlu olsun
4 milyon kişiyle yapılan araştırma
Kanser ile obezitenin bağlantısı var
BM raportöründen İsrail'e Gazze tepkisi
'Holokost'u çağrıştırıyor'
Kazanandan çok protestolar damga vurdu
İsrail için kabul gibi Eurovision
Lastiği patlayan tıra başka ir tır çarptı
Feci kazada 2 kişi öldü
'Bir çanta para getirdiler, kabul etmeyince öldürdüler'
Ayşe Ateş'ten çarpıcı açıklamalar
CHP'den belediyelere yeni genelge
Şatafat ve israftan kaçının
Destek fiyatı 2 lira oalcak
Yaş çay alım fiyatı belli oldu
Tarihte örneği yok
Siyonist cellatlar Eurovision'da da kendini gösterdi
En kritik belirti
Kalp krizi nasıl anlaşılır!
Pembe domates deyip geçmeyin...
En pahalı domatesin tohumu İsrail'den geliyor!
Yüksek yargıya kim hükmedecek?
Kavgadan uzlaşma mı çıktı?
Açık artırma ile satılacak
Sahibinden satılık kilise!
Yunanistan'dan iade-i ziyaret
Miçotakis yarın Ankara'ya geliyor
'10 ailenin anneler gününü kutlamıyorum'
Acılı annenin buruk günü
Bugün Anneler Günü
Anneler Günü'nüz kutlu olsun
4 milyon kişiyle yapılan araştırma
Kanser ile obezitenin bağlantısı var
BM raportöründen İsrail'e Gazze tepkisi
'Holokost'u çağrıştırıyor'
Kazanandan çok protestolar damga vurdu
İsrail için kabul gibi Eurovision
Lastiği patlayan tıra başka ir tır çarptı
Feci kazada 2 kişi öldü
'Bir çanta para getirdiler, kabul etmeyince öldürdüler'
Ayşe Ateş'ten çarpıcı açıklamalar
CHP'den belediyelere yeni genelge
Şatafat ve israftan kaçının
Destek fiyatı 2 lira oalcak
Yaş çay alım fiyatı belli oldu
Tarihte örneği yok
Siyonist cellatlar Eurovision'da da kendini gösterdi
En kritik belirti
Kalp krizi nasıl anlaşılır!
Pembe domates deyip geçmeyin...
En pahalı domatesin tohumu İsrail'den geliyor!
Yüksek yargıya kim hükmedecek?
Kavgadan uzlaşma mı çıktı?

Oğuz Murat Aci'nin ailesinin buruk anneler günü: 10 ailenin anneler gününü kutlamıyorum

Eyüpsultan'da meydana gelen kazada hayatını kaybeden Oğuz Murat Aci'nin annesi, oğlu olmadan ilk anneler gününü buruk geçirdi. 73 gündür oğlunun yokluğuna alışmaya çalışan anne Pervin Aci, 'Pazar günü gelmesin istiyorum. Herkesin anneler gününü kutluyorum. Yalnızca o 10 tane aileyi kutlamıyorum. Çocuğum baharında söndü. Muratım öldü ama biz de ölü olarak yaşıyoruz' dedi.
12.05.2024 10:32:00 / Güncelleme: 12.05.2024 11:12:06
İhlas Haber Ajansı
Oğuz Murat Aci'nin ailesinin buruk anneler günü: 10 ailenin anneler gününü kutlamıyorum
Oğuz Murat Aci'nin ailesinin buruk anneler günü: 10 ailenin anneler gününü kutlamıyorum

Eyüpsultan'da 1 Mart 2024 günü meydana gelen trafik kazasında arkadaşları ile ATV ile gittiği esnada arızalanması sonrası yol kenarında bekleyen Oğuz Murat Aci'ya lüks bir araç çarpmış, kaza sonrası lüks araç sürücüsü Timur C. olay yerine gelen annesi Yazar Eylem Tok ile birlikte ABD'ye kaçmıştı.

Kaza sonrası 1 kişi hayatını kaybetmiş 4 kişi de yaralanmıştı. Feci kazada hayatını kaybeden Oğuz Murat Aci'nin annesi Pervin Aci, oğlu olmadan ilk anneler gününü buruk geçirdi.

'Yalnızca o 10 ailenin anneler gününü kutlamıyorum'

Anne Pervin Aci, 'Murat gideli yetmiş gün oldu ama bana yetmiş yıl oldu. Pazar günü gelmesin istiyorum. Karanlık, hiç aydınlık yok. Gündüzüm ve gecemiz yok. 'Oğuzum, Oğuzum' diye diye ne yapacağımızı bilmiyoruz. Eşimin dediği gibi kimler geldi, kimler geçti, kimler benim yanımdaydı hiç hatırlamıyorum. Bir buçuk yaşındaki torunum elimden tutarak babasının mezarına götürdü ve bana, 'Babaanne amin' diye söyledi. Herkesin anneler gününü kutluyorum. Yalnızca o 10 tane aileyi kutlamıyorum. Eşi de bir şey yapamıyor. Çocuğum baharında söndü. Muratım öldü ama biz de ölü olarak yaşıyoruz. Adalete seslenmekten yoruldum' dedi.



'Oğluma bir gün 'Adalet tecelli etti' diyebilmem lazım'

Baba Özer Aci ise, 'Bugün yetmişinci gün oldu. Acımızı acısı diye paylaşan binlerce insanla beraber yol yürüyoruz. Geriye dönüp yetmiş güne baktığımızda pek ilerleme kaydettiğimizi söyleyemem. Ama mücadeleye devam etmek bir başarıdır. Ben bayrağı bıraksam dahi birileri bayrağı alarak yola devam edecektir. Şu ana kadar birçok yanlış haber çıktı. Baştan beri savunduğum şeyler ortaya çıktı. İlk bir veya iki gün basın susturuldu. Ben de yanlış ve eksik haber yapıldığını, basının susturulduğunu söylemiştim. İleriye baktığımızda doğrular ortaya çıktı. Bizim belki de acımızdan dolayı ama biz sürecin daha hızlı yürümesini istiyoruz. Bir an önce adaletin yerini bulmasını istiyorum. İlk baştan beri hep adalet ve hukuk dedim ve demeye devam ediyorum. Ben adaletin üstün olacağına, üstünlerin adaleti olmayacağına inanıyorum. Çocuk ve annesi gelip adalete teslim olurlar. Böylece yüreğimize bir nebze su serpilmiş olur. İnsan yetmiş gün öncesine döndüğünde bazı şeyleri hatırlar. Ben bazı günleri hiç hatırlamıyorum. Biz bu yetmiş günü ya daha uzun yaşadık ya da çok kısa yaşadık. Gecelerimiz gündüz oldu, gündüzlerimiz gece oldu, uyuyamadık. Az önce oğlumun mezarının yanından geçtim. Her gün ister istemez geçiyorum. Oğluma bir gün 'Adalet tecelli etti' diyebilmem lazım. Bunun için de mücadeleme devam edeceğim" ifadelerini kullandı.

Ayşe Ateş: Sinan'a bir çanta para getirip 'bu işleri bırak' dediler, kabul etmedi ve bu yüzden öldürüldü

Özgür Özel'in kendisine 'Bu işte Devlet Bahçeli'nin bir dahli olduğunu düşünüyor musun' diye sorduğunu açıklayan Ayşe Ateş, "Devlet Bahçeli'nin bu işle hiçbir ilgisinin olduğunu düşünmüyorum" dedi. Ateş, "MHP ve Ülkü Ocakları'na mensup kişiler Sinan Ateş'i tehdit etti" ifadelerini kullandı.
12.05.2024 00:05:00
Sözcü TV
Ayşe Ateş: Sinan'a bir çanta para getirip 'bu işleri bırak' dediler, kabul etmedi ve bu yüzden öldürüldü
Ayşe Ateş: Sinan'a bir çanta para getirip 'bu işleri bırak' dediler, kabul etmedi ve bu yüzden öldürüldü
Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş, SÖZCÜ TV'de İpek Özbey ile Nokta Atışı programında konuştu.

Ayşe Ateş; Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın hafta içerisinde Danıştay'ın 156. kuruluş yılındaki konuşmasındaki, "Nasıl geç gelen adalet, adalet değilse, topluma güven veren adalet sistemi bekamızın güvencesidir. Tüm mahkemelerde yer alan 'Adalet mülkün temelidir' yazısı bize bunu hatırlatır. Adalet olmazsa huzur olmaz, güven olmaz" sözlerini hatırlattı.

Ailesinin ve kendisinin tehdit edildiğini belirten Ateş, şu ifadeleri kullandı:

Korkuyorum, Ankara'nın göbeğinde siyasi cinayet işleyebiliyorlarsa, devlete kafa tutarcasına bu işi yapıyorlarsa bu insanlardan her şey beklenir. Beni niye takip ettiniz. İnsan değil bunlar cani. Kimlik bilgilerimi istediler.  MHP ve Ülkü Ocakları'na mensup kişiler Sinan Ateş'i tehdit etti. Bu kurumsal kimliği kendine kalkan yapanlar Sinan'ı katletti. Bu defa beni tehdit etmeye başladılar. Bu kurumsal kimlikleri açıkça yazdıkları, belirttikleri profillerden Sinan'ı önce itibarsızlaştırma yoluna gittiler. Bu profillerden yaptıkları paylaşımlarla hakaret ettiler, iftiralar attılar. Sonra tehdit etmeye başladılar.

"Gönlündeki aslan siyaset yapmaktı"

Eşinin göz göre göre öldürüldüğünü belirten Ayşe Ateş ifadelerini şöyle sürdürdü:

Bir gün eve geldi dedi ki 'Ayşe birileri geldi yanıma önüme bir çanta para koydular. Dediler ki al bu parayı Sinan devamı da var. Bu siyaseti bırak. Bu işleri bırak. Hayatına, keyfine, yoluna bak. Nasıl istiyorsan öyle yaşa ama bu işleri bırak kardeşim, çekil kenara. Keyfinde zevkinde yaşa. Dünyanın neresinde istiyorsan. Hayatının sonuna kadar para sıkıntısı çekmeyeceğini sana garanti ediyoruz. Tek bir şartımız var bu işleri bırak.  Bu bence Sinan'ın neden öldürüldüğünün cevabı. Görevden ayrıldıktan sonra(Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı) bu teklif gelmişti. Siyaset yapma, siyasetten uzak dur. Siyasete girme, okuluna git gel. Hocalığını yap. Keyfine bak, hayatını yaşa dediler. Sinan bu teklifi yapanların kim olduğu söylemedi bana. Ben de Sinan'a dedim ki 'Paraları da onların olsun, siyasetleri de onların olsun, yürü gidelim. İstersen ülkeden gidelim, istersen dağın başına yanımda sen ol yeter ki' dedim. Daha açık söylemek gerekirse Sinan'ın gönlünde yatan aslan siyaset yapmaktı. Bu ileride milletvekilliği, bakanlık belki başbakanlık olur artık zaman ve şartlar neyi getirirse istediği buydu, siyaset yapmaktı.

Özel ile görüşmesi

Ateş, CHP lideri Özgür Özel'in kendisine eşinin ölümüne ilişkin olarak "Devlet Bahçeli'nin bu işte bir dahlinin olduğunu düşünüyor musun?" diye sorduğunu söyledi. Ateş, "Ben Devlet Bahçeli'nin bu işle hiçbir ilgisinin, haberinin olduğunu düşünmüyorum" ifadelerini kullandı.

Ayşe Ateş, Sözcü TV ekranlarında şu ifadeleri kullandı:

"Hepsi makamlarda oturuyor. Sayın Bahçeli'nin yapması gereken MHP ile Ülkü Ocakları ile ilişkili bu katilleri görevden alıp adaletin önüne atmak. Sayın Özgür Özel Beyefendi de kendisi bana sordu, 'Devlet Bahçeli'nin bu işte bir dahlinin olduğunu düşünüyor musun?' dedi bana. Ben Devlet Bahçeli'nin bu işle hiçbir ilgisinin, haberinin olduğunu düşünmüyorum. Onun bilgisi dışında yapıldığını düşünüyorum.

"Beni tehdit ettiler"

Sinan'ı önce itibarsızlaştırma yoluna gittiler. Hakaretler ettiler, iftiralar attılar sonra tehdit etmeye başladılar. Açıkça, kurumsal kimliklerini kullanarak yaptılar. Kimisi MHP kimisi Ülkü Ocakları'na mensup. Sinan Ateş itibarsızlaştırılmaya çalışıldı. Bu kişiler daha sonra Sinan'ı katlettiler. Bir de bunun üzerine onu mezarında rahat bırakmadılar, iftiralara devam ettiler. Beni tehdit ettiler. Bunları yaparken bu kurumsal kimliklerini kullandılar."

 

Hollandalı şarkıcıyı bile infaz ettiler

 
 
2024 Eurovision Şarkı Yarışması'nda 11 Mayıs'ta finale saatler kala Hollanda'yı temsil eden Joost Klein yarışmadan diskalifiye edildi. 
11.05.2024 22:41:00
HABER MERKEZİ/AA
Hollandalı şarkıcıyı bile infaz ettiler
Hollandalı şarkıcıyı bile infaz ettiler


2024 Eurovision Şarkı Yarışması'nda 11 Mayıs'taki finale saatler kala Hollanda'yı temsil eden Joost Klein yarışmadan diskalifiye edildi. Eurovision organizatörlerince yapılan açıklamada, Hollandalı temsilci Klein'ın, bir ekip üyesine yönelik davranışının "yarışma kurallarının ihlali" olarak değerlendirildiği belirtildi. Klein'ın final yarışmasından diskalifiye edildiği bildirilen açıklamada, "Yarışmadaki tüm personel için güvenli ve emniyetli bir çalışma ortamı sağlamaya kararlıyız" ifadesi kullanıldı. İsveç'in Malmö kentinde yapılacak final yarışması öncesi Cuma günü düzenlenen basın toplantısında, İsrailli temsilci Eden Golan'a, Polonyalı bir gazeteci, "Etkinliğe katılarak diğer katılımcılar için bir güvenlik riskine neden olduğunu düşünüp düşünmediği" sorusunu yöneltmişti.


Hani çok da mühim bir şey olsa!

Bunun üzerine İsveçli sunucu Jovan Radomir'in hemen araya girerek Golan'a "soruya cevap vermek zorunda olmadığını" söylemiş ve Hollandalı temsilci Joost Klein da yüksek sesle "Neden olmasın?" ifadesini kullanmıştı. Hepsi bu kadar! Belçika, Portekiz, İngiltere, İrlanda, İsviçre, Norveç, Danimarka, Litvanya, Finlandiya ve San Marino'yu Eurovision Şarkı Yarışması'nda temsil eden sanatçılar, "Gazze'de acil ve sürdürülebilir ateşkes" çağrısı yapmıştı. Avrupa'nın birçok ülkesinden farklı kesimler, Gazze'ye yönelik saldırıları nedeniyle İsrail'in Eurovision Şarkı Yarışması'ndan menedilmesi çağrısında bulunmuştu. 

Alternatif ithalat yapılacak ülkeler aranıyor

 
 
Türkiye ile İsrail arasındaki dış ticaretin tümüyle kesildiği öne sürülüyor. Ticaretin devam ettiği dönemde pazarda 'pembe domates' olarak bilinen ve kilosu marketlerde ya da pazarlarlarda 100 TL'nin, hatta 150 liranın üzerinde satılan bazı domates türlerinin tohumunun İsrail'den ithal edildiği belirtiliyor. İthalatçılar bu tohumun tedarikinde farklı pazarlara yönelmiş durumda.
11.05.2024 22:31:00
AHMET TURAN YİĞİT
  Alternatif ithalat yapılacak ülkeler aranıyor
  Alternatif ithalat yapılacak ülkeler aranıyor

Tarım ve Orman Bakanlığına göre, Türkiye'de planlı ve sistemli tohumculuk faaliyetleri 1925-1930'lu yıllarda araştırma enstitüleri ve tohum ıslah istasyonlarının kurulmasıyla başladı. Tohumlukların Tescil, Kontrol ve Sertifikasyonu Kanunu'nun 1963'te yürürlüğe girmesiyle ülke tohumculuğunda yeni bir döneme geçildi. Sonraki süreçte çıkarılan Tohumculuk Kanunu, tamamlanan alt mevzuatlar ve özel sektör yapılanmasının sağlanmasıyla, yurt içi sertifikalı tohum üretimi ivme kazandı. Sertifikalı tohum kullanımı 2005'ten ve sertifikalı tohum üretimi de 2008'den itibaren Bakanlık tarafından desteklenmeye başlandı. Ülkede sertifikalı tohum üretimi 2002'den itibaren genel artış seyrini sürdürdü. Bu üretim 2002'de 145 bin 227 ton iken 2012'de 646 bin 905 tona yükseldi. Sertifikalı tohum üretimi, 2017'den itibaren her yıl 1 milyon tonun üzerinde gerçekleşti. Bu miktar geçen yıl da 1 milyon 300 bin ton olarak kayıtlara geçti.

Tohumda dış ticaret fazlası veriliyor

Türkiye'nin sertifikalı tohum üretimindeki artış, dış ticaret verilerine de yansıdı. Türkiye, bu alanda bazı ürün türlerinde kendi kendine yeten ülke konumuna geldi. Türkiye'nin sertifikalı tohum ihracatı, 2016 yılından itibaren her yıl ithalatın üzerinde seyretti. Sertifikalı tohum ihracatı, 2022'de 86 bin 412 tona çıktı. Sertifikalı tohum ithalatı ise 2002'de 19 bin 227 ton, 2012'de 33 bin 160 ton, 2022'de de 37 bin 729 ton oldu. Söz konusu ihracat geçen yıl 89 bin 378 ton olarak kayıtlara geçti. Bu dönemde ithalat ise ihracatın altında kalarak 51 bin 384 ton olarak belirlendi. Türkiye'nin tohum ihracatı değer bazında da son 2 yıldır ithalatın üzerine çıktı. İhracat, 2022'de 232 milyon 663 bin dolar, geçen yıl ise 326 milyon 758 bin dolar olarak hesaplandı. İthalat ise 2002'de 55 milyon 292 bin dolar, 2012'de 197 milyon 649 bin dolar oldu. İthalat tutarı, 2022'de 169 milyon 614 bin dolar, geçen yıl ise 249 milyon 563 bin dolar olarak kayıtlara geçti.

Kritik tohumlar ithal ediliyor

Neticede Türkiye tohum ithal eden bir ülke... Patates, şeker pancarı, bazı sebze türleri tohumları ithal ediliyor. Özellikle marketlerde ve pazarlarda yüksek fiyata satılan pembe domatesin bazı kaliteli türlerinin tohumları İsrail'den ithal ediliyor. "Yenimesaj.com.tr"ye bilgi veren bir kaynak söz konusu 'kırmızı renkte' pembe domates türünün Cuma günü İstanbul Hali'nde kilogram fiyatının 90 TL olduğunu belirtti. Üründe sıkını yaşanmadığını, fiyatın yükseldiğini kaydeden kaynak, bu domates türünün Antalya'da bir firma tarafından üretildiğini belirtti.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.