Yeni Zelanda'da ırkçı katliam

Özellikle 1992 yılında yarı otomatik tüfeklere erişimi zorlaştıran yasal düzenlemenin hayata geçirilmesinin ardından kanlı olaylara pek rastlanmayan, polislerin dahi her zaman silah taşımadığı Yeni Zelanda, Cuma günü tarihinin en kanlı terör saldırılarından birini yaşadı. Hedefte Cuma namazındaki Müslümanlar vardı.

Yeni Zelanda'nın Güney Adası'ndaki Christchurch'ün Hagley Park bölgesindeki Al Noor Camisi ve Linwood'daki camiye 4 terörist tarafından gerçekleştirilen kanlı saldırıda 49 kişi öldü. Aralarında üç Türkün de bulunduğu 39 kişi de yaralandı.

Yaralı Türklerin hayati tehlikelerinin olmadığı açıklandı. Len Peneha adlı bir görgü tanığı, siyah giyinmiş bir adamın Al Noor Camisi'ne girdiğini, ibadet için içeride bulunanlara ateş açtığını, içeride kargaşa yaşandığını, saldırganın, güvenlik görevlileri gelmeden camiden uzaklaştığını iddia etti.

Peneha, camidekilere yardım etmek için girdiği sırada "her yerde ölen insanlar" gördüğünü belirtti. Yeni Zelanda Emniyet Müdürü Mike Bush, Christchurch'ün Hagley Park bölgesindeki Al Noor Camisi ve Linwood'daki camiye düzenlenen saldırıların ardından ülkedeki tüm camilere kapılarını kapatması uyarısında bulundu. Bush, şu ana kadar 1'i kadın 4 kişinin gözaltına alındığını açıkladı.

'Ülkenin en karanlık günü'

Avustralya Başbakanı Scott Morrison, Yeni Zelanda'nın Christchurch kentinde camilere saldıranlardan birinin Avustralya vatandaşı olduğunu söyledi.

Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern ise düzenlediği basın toplantısında, Christchurch kentinde 2 camiye düzenlenen saldırıların 'terör saldırısı' olduğunu vurguladı. Terör saldırılarıyla ilgili 4 kişinin gözaltına alındığını ifade eden Ardern, saldırganlardan birinin Avustralya vatandaşı olduğunu belirtti.

Ülkedeki tehdit seviyesinin düşükten yüksek düzeye çıkarıldığını ifade eden Ardern, saldırıyı düzenleyen teröristlerden hiçbirinin güvenlik birimlerinin takip listesinde olmadığını belirtti.

Ardern, saldırının ardından yaptığı açıklamada ise "Ölümler ve yaralılar hakkında bu aşamada herhangi bir onay veremesem de söyleyebileceğim şey bunun Yeni Zelanda'nın en karanlık günlerinden biri olduğu açık. Açıkçası, burada olanlar, olağanüstü ve benzeri görülmemiş bir şiddet eylemidir" demişti.

Terörist bildiri yayımlamış

Medyada, Yeni Zelanda'da iki camiye silahlı saldırı düzenleyen saldırgana ait bir fotoğraf yayınlandı. İskoç bir aileden gelen ve Avustralya'da doğan Brenton Tarrant isimli saldırganın 28 yaşında olduğu tahmin ediliyor.

Saldırganın kullandığı bir Twitter hesabında da, saldırıyı neden düzenlediğini anlatan ırkçı 70 sayfalık bir bildiri yayımlandığı ortaya çıktı.

Tarrant'ın bildirisinde Türklerle ilgili bir bölüm de yer alıyor. "Türklere" başlığının yer aldığı bölümde şu ifadelere yer verilmiş: "Topraklarınızda huzur içinde yaşayabilirsiniz, size zarar gelmeyecek. Boğaz'ın Doğu yakasında. Ama Boğaz'ın Batı yakasında bir yerde yaşamayı denerseniz, Avrupa'ya gelirseniz sizi öldüreceğiz. Konstantinopolis'e gelir, tüm Cami ve minareleri yıkarız. Ayasofya minarelerden kurtulacak ve Konstantinapol hak edildiği gibi tekrar Hristiyan şehri olacak."

Saldırgan manifestosunda ABD Başkan Trump'a da yer vermiş. Saldırgan her ne kadar Trump'tan 'yenilenmiş beyaz kimliğinin ve ortak amaçlarının sembolü' olarak bahsetse de, onu siyasi bir lider ve politika belirleyici olarak tanımıyor.

Brenton Tarrant ayrıca, 2011 yılında Norveç'te 77 kişiyi öldüren Anders Behring Breivik'ten ilham aldığını yazmış.

Tüm dünyadan tepki yağıyor

Yeni Zelanda'nın Christchurch kentindeki camilere düzenlenen terör saldırısı bir çok ülke tarafından kınandı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Yeni Zelanda'da iki camiye yapılan terör saldırısı ile ilgili, "Dua için toplanan sivillere yapılan saldırı, iğrençlik ve acımasızlıkla şok yaratıyor" dedi.

Almanya Başbakanı Angela Merkel ise, Yeni Zelanda'da 2 camiye yönelik terör saldırılarına ilişkin, ''Irkçı nefret nedeniyle öldürülenler için yas tutuyorum" ifadesini kullandı.

İngiltere Başbakanı Theresa May de "İngiltere adına, Christchurch'teki terör saldırısının ardından Yeni Zelanda halkına en derinden başsağlığı diliyorum. Düşüncelerim, bu tiksindirici şiddet eyleminden etkilenlerle" dedi.

May ayrıca Londra'da camiler çevresinde silahlı polislerle güvenlik önlemi alınacağı bildirildi. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da yaptığı açıklamada, "Düşüncelerim Christchurch'deki camilere yönelik iğrenç suçların mağdurları ve yakınlarıyla. Fransa, her türlü aşırılığa karşı duruyor ve dünyada terörizme karşı ortaklarıyla hareket ediyor" ifadesini kullandı.

Pakistan, Avrupa Komisyonu, Avusturya, Norveç, Endonezya, Malezya, İran ve daha pekçok ülke saldırıyı kınadı. Türkiye Dışişleri Bakanlığı da bir açıklama ile saldırıya tepki gösterdi. Açıklamada, "Bu hunhar saldırıları şiddetle lanetliyoruz.

Yeni Zelanda hükümetinin, İslamofobi motifli olduğu anlaşılan bu saldırılara ilişkin soruşturmayı etkin şekilde yürüteceğine ve failleri bir an önce adalet önüne çıkaracağına inanıyoruz" ifadeleri kullanıldı.

Dikkat çekici Osmanlı ayrıntısı

Teröristlerden birinin silahının ve şarjörlerinin üzerinde, daha önce dünyanın başka bölgelerinde Müslümanlara saldırı düzenleyen saldırganların isimleri yer alması dikkat çekti. Şarjörlerden birinin üzerinde Kiril alfabesiyle Miloş Obiliç isminin bulunduğu görülüyor.

Miloş Obiliç, tarihte Kosova Savaşı'nda Sultan Murat'ı şehit eden Sırp olarak biliniyor.

Öte yandan, saldırganın saldırı anını sosyal medyadan canlı olarak yayınladığı anlaşıldı. Saldırıyı bilgisayar oyunlarına benzer şekilde gerçekleştirdiği gözlenen saldırganın, saldırı sırasında silahın şarjörünü birçok kez değiştirdiği görülüyor. Aracından inen saldırgan caminin kapısından girer girmez ateş etmeye başlıyor.

HABER MERKEZİ