logo
26 ARALIK 2024

Söylemde istikrar fiiliyatta devalüasyon

20.11.2016 00:00:00
Dolar 3,40 TL'nin üzerine çıkınca piyasaları bir telaş almaya başladı.
Nasıl olsa düşer diye düşünenler, bırakın düşmeyi rekorlar kırmaya başlayınca tedirginlik had safhaya çıktı. TL dolar karşısında Ekim başından bu yana yüzde 13, son bir hafta içinde de yüzde 5 değer kaybetti. Fiili bir devalüasyon yaşanıyor.
Yapılan araştırmalarda, bundan 3 yıl önce hükümetin, hazırladığı 10. Beş Yıllık Kalkınma Planı'nda döviz kurunun 2018 yılında 1.97 olacağını öngördüğü hesaplandı.
Ama evdeki hesabın çarşıya uymadığı, karşılaşılan kur tablosunun hedeflenilenin neredeyse 2 katına yakın olduğu gözlemlendi.
Bu tablo karşısında hükümetin "Gereken tedbirler alınacaktır", "Ekonomi ile ilgili herhangi bir endişeye mahal yok" tarzındaki açıklamaları dikkat çekiyor.
Her ne kadar siyasilerimiz, ekonomi istikrarlı gözüksün diye doları, yıllardır baskılayıp, darbe girişimi, terörle mücadele, ABD ve AB ile yaşanan gerilimler gibi birçok bahanelere sığınarak kademeli ve kontrollü olarak normal seviyesine yükseltmeye çalışsalar da, kur artışının reel ekonomideki zararlarının üstünü örtemeyeceklerdir.
Dolardaki bu astronomik artış sadece söylemlerle gizlenmiyor elbette ki? Gündem değiştirme nevinden çıkartılan ve çok tartışılan yasalar da dikkat çekici?
Doların ateşinin bu derece yükselmesi ve piyasalarda yaşanan hareketlenme zincirleme bir reaksiyonun yaşanacağını net olarak gösteriyor. Daha önce yazdığım "Doların ateşi" başlıklı yazımda dolar artışının ne anlama geldiğini anlatmaya çalışmıştım.
Özetle ifade etmek gerekirse, dolar kurundaki artış; borçların artması, maliyetlerin artması, ürün ve hizmet fiyatlarının artması, şirketlerin zarar etmesi, fabrikaların kepenk kapatması, işsizliğin artması, ekonomik daralma, vatandaşın gelirinin daralması, elektrik, su, doğalgaz giderlerinin artması, vergi ve cezaların artması vs. anlamına gelmektedir.
Piyasalarda zam hazırlıkları daha şimdiden başlamış durumda?
Zam konusunda ilk sırada beyaz eşya ve televizyon gibi tüketici elektroniği ürünleri var. 
Şirketlerin yöneticileri 'acil durum' toplantısı yaparak, fiyatları yeniden belirliyor. Sektör yetkililerinin ortak görüşü ise Aralık ayı itibariyle tüketicilere zamlı fiyatların yansıyacağı yönünde?
Dolardaki artış stokçuluğu da zirveye çıkardı. İthal ürün pazarlayan şirketler, ürünlerini raflardan çekerek zamlı fiyattan satmak üzere depolarına kaldırdılar.
Yılbaşına kadar da piyasaya ürün vermeyecekleri ifade ediliyor. Yılbaşı itibarıyla fiyatlarda yüzde10-30 arasında bir zam öngörülüyor.
Sektörün nabzının attığı, Doğubank, Perpa ve Mecidiyeköy gibi noktalarda en basit elektronik ürünler bile yok. Dışarıdan ithal edilen ofis malzemeleri (kartuş, bilgisayar ürünleri vb) piyasada bulunamıyor.
Hazır giyimciler de en az yüzde 30'lar seviyesinde zamma hazırlanıyor. Çünkü üretim için ithal hammadde kullanıyorlar.
Vatandaşların hepsini ilgilendiren bir zam hazırlığı da şüphesiz ilaç sektöründe yaşanacak. Sektörde fiyatlar Euro kuruna göre belirleniyor ve kur artışından daha fazla zarar etmek istemeyen ilaç firmaları ürünlerini stokta bekletiyorlar. 
Otomotiv ve lastik sektörü ise daha yılbaşını beklemeden fiyatlarına zam yaptı. Lastik fiyatları yüzde 25 oranında zamlandı. 
İthal kömürcüler de fiyatlarına yüzde 20-25 oranında zam yaptı.
Elbette ki sadece ithal ürünlerde zam yaşanmayacak, her ürün ve hizmette olacak.
Çünkü Türkiye'de yapılan üretime "yerli" de desek, neticede bu üretim için gerekli olan finans borçlanmayla; hammadde ve enerji de ithalatla sağlanıyor. Tarımından sanayisine tamamen ithalata bağımlıyız ve döviz kurlarındaki rekor artış herkesi vuracak.
Ama maaşlar, masa başında hazırlanan ya da düşürülen, gerçekleri asla yansıtmayan enflasyona göre belirlendiğinden, vatandaşın alım gücü bu zamların karşısında eriyip gidecek.
Vatandaş karşılaştığı ve de karşılaşacağı bu acı tabloyu hiç yaşamayabilirdi.
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, yıllarca "Biz finans problemini borçlanmayla değil, emek ve üretim karşılığı kendi milli paramızı devreye koyarak çözeceğiz" demişti. "Biz hammadde ve enerji ihtiyacımızı ithal ederek değil, 3 katrilyon dolarlık maden rezervlerimizi devlet-millet ortaklığıyla işleterek, yerli enerji kaynaklarını devreye koyarak karşılayacağız" demişti. "Biz sosyal devlet projeleriyle vatandaşımızın cebine para koyacağız, hiç kimseye muhtaç olmayacağı bir geliri baba devlet anlayışıyla her bir vatandaşımıza sunacağız" demişti.
Üstelik 2005 yılında bu çözümlerinin kitabını yazmıştı, Milli Ekonomi Modeli'ni ortaya koymuştu. Bugün BRICS kapsamında 4 milyar insanın karnını doyuran, sırtını giydiren bu eşsiz modeli, millet olarak duymazdan geldik, görmezden geldik. Ve hala da inat ediyoruz.
Sonuç; açlık, yoksulluk, zamlar, borçlar, icralar kaderimiz oldu.
Ne diyelim, kendi düşen ağlamaz. 
 
Murat Çabas / diğer yazıları
Rus füzesi iddiası
Azerbaycan basını yazdı
4 çocuktan 3'ü karamsar
Türkiye'de çocuklar bile ekonomiden dertli
Merkez Bankası faiz kararını verdi
İki yıl sonra bir ilk
Teğmenlerle ilgili karar 16 Ocak'ta verilecek
Milli Savunma Bakanlığı'ndan açıklama
Protesto eylemlerinde ölenler var
Suriye karıştı
Sıla bebeğin mahkemesi başladı
5 sanığın yargılaması kapalı yapılıyor
İkinci duruşma başladı
Narin Güran cinayeti davası
Pürüzün destekçisi ise belli
Suriye'de en büyük pürüz PKK/YPG
Can kardeş, ne işin olur senin Embraer ile?
Azerbaycan için yas günü
Sonuç sürpriz değil
En iyi maaşı onlar alıyor
İşte en temel sorun
'Ekonomide travmaları atlatamadık'
Salih Müslim'i ağırlayanlar hoş
Nevşin Mengü nahoş
Sözlerini tutmadılar!
Asgari ücretli enflasyona ezdirildi
Tarım Bakanlığı'nın yapmadığını Mansur Başkan yapıyor
ABB'den Kalecikli üreticiye can suyu
Rus füzesi iddiası
Azerbaycan basını yazdı
4 çocuktan 3'ü karamsar
Türkiye'de çocuklar bile ekonomiden dertli
Merkez Bankası faiz kararını verdi
İki yıl sonra bir ilk
Teğmenlerle ilgili karar 16 Ocak'ta verilecek
Milli Savunma Bakanlığı'ndan açıklama
Protesto eylemlerinde ölenler var
Suriye karıştı
Sıla bebeğin mahkemesi başladı
5 sanığın yargılaması kapalı yapılıyor
İkinci duruşma başladı
Narin Güran cinayeti davası
Pürüzün destekçisi ise belli
Suriye'de en büyük pürüz PKK/YPG
Can kardeş, ne işin olur senin Embraer ile?
Azerbaycan için yas günü
Sonuç sürpriz değil
En iyi maaşı onlar alıyor
İşte en temel sorun
'Ekonomide travmaları atlatamadık'
Salih Müslim'i ağırlayanlar hoş
Nevşin Mengü nahoş
Sözlerini tutmadılar!
Asgari ücretli enflasyona ezdirildi
Tarım Bakanlığı'nın yapmadığını Mansur Başkan yapıyor
ABB'den Kalecikli üreticiye can suyu
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.