Fransız edebiyatçı aynı zamanda devlet adamı olan Andre Malraux bunu şöyle tarif etmiştir: "Siyaset, başkalarına sezdirmeden değişme sanatıdır."
Bunu günümüze uyarlarsak, bir Türk siyasetçisinin 3 Ocak 1993'de Bursa'da yaptığı çay simit hesabı ile kademesi yükseldikten sonra 2015'deki çay simit hesabını karşılaştırdığımızda "sezdirmeden değişme sanatı"nı görmek mümkün oluyor.
Yine aynı kişinin 1993 yılında, "Başkanlık sisteminin ortaya çıkışı bir özentinin sonucu ya da Amerikan emperyalizminin bize bir tavsiyesidir" demiş olduğunu fakat 2015 yılında, "Bu gömlek bu vücuda artık dar geliyor. Artık başkanlık sistemiyle bir sıçrama gerçekleştirmeliyiz" ifadelerini karşılaştırdığımız zaman "sezdirmeden değişme sanatı"nı açıkça görüyoruz.
Eski bir Alman Şansölyesi (başbakanı) Bismarck, "Siyaset bir ilim değil, bir sanattır" demiştir.
Yani siyasetçi olmak için ilim sahibi olmaya gerek yoktur.
Kurnaz zekâlı insanlar bugüne kadar çıkarları doğrultusunda yönetim koltuğunda oturabilmişlerdir.
Bazıları ise yalnızca ilmini kullanarak devleti yönetmiştir. İmam Ali (a.s) gibi?
İmam Ali (a.s.) ilmi ile kötülük düşünse idi, dünyaya egemen olabilirdi.
Ama o Hak'tan yana idi. Hayatını son nefes için yaşayanlardandı.
Yani iki çeşit siyasetçi vardır:
İlim, irfan sahibi olup doğrudan şaşmayan, kurnazlığa başvurmayan siyasetçi?
Akılsız olup, kurnazlık ile kötü düşünen siyasetçi?
Bakın ünlü düşünür Platon (Eflatun), "İnsanoğlu, bilgeliği sevenler siyasi gücü ellerine alana kadar veya siyasi gücü ellerinde tutanlar bilgeliği sevene kadar problemlerin bittiğini görmeyecek" der.
Türk milleti şunun farkına varmalıdır:
Yakın tarihimiz içerisinde, Mustafa Kemal Atatürk'ten sonra siyaseti insanoğlunun yararına sunan tek kişi Prof. Dr. Haydar Baş'tır.
Avrupalıların, makam mevki gözetmeksizin ilmi yüceliğinin önünde eğildiği iki kişi Atatürk ve Prof. Dr. Haydar Baş'tır.
Yani Prof. Dr. Haydar Baş, ilmini dünyaya kanıtlamıştır.
Platon'un da altını çizdiği ideal devlet anlayışını gerçekleştirebilecek tek kişi Prof. Dr. Haydar Baş'tır.
İmam Ali (a.s.)'ın devlet anlayışını gerçekleştirebilecek tek kişi Prof. Dr. Haydar Baş'tır.
Milletimiz, O'nun gibi bir ilim adamını, bilim adamını, fikir adamını, gönül adamını yalnız bırakmış; yolsuz adamların peşine düşmüştür.
Ama eninde sonunda kazanan yine O olacaktır.
Ne güzel demiş Yunus Emre:
"Olsun be aldırma yaradan yârdır
Sanma ki zalimin ettiği kârdır
Mazlumun ahı indirir şahı
Her şeyin bir vakti vardır."
Bunu günümüze uyarlarsak, bir Türk siyasetçisinin 3 Ocak 1993'de Bursa'da yaptığı çay simit hesabı ile kademesi yükseldikten sonra 2015'deki çay simit hesabını karşılaştırdığımızda "sezdirmeden değişme sanatı"nı görmek mümkün oluyor.
Yine aynı kişinin 1993 yılında, "Başkanlık sisteminin ortaya çıkışı bir özentinin sonucu ya da Amerikan emperyalizminin bize bir tavsiyesidir" demiş olduğunu fakat 2015 yılında, "Bu gömlek bu vücuda artık dar geliyor. Artık başkanlık sistemiyle bir sıçrama gerçekleştirmeliyiz" ifadelerini karşılaştırdığımız zaman "sezdirmeden değişme sanatı"nı açıkça görüyoruz.
Eski bir Alman Şansölyesi (başbakanı) Bismarck, "Siyaset bir ilim değil, bir sanattır" demiştir.
Yani siyasetçi olmak için ilim sahibi olmaya gerek yoktur.
Kurnaz zekâlı insanlar bugüne kadar çıkarları doğrultusunda yönetim koltuğunda oturabilmişlerdir.
Bazıları ise yalnızca ilmini kullanarak devleti yönetmiştir. İmam Ali (a.s) gibi?
İmam Ali (a.s.) ilmi ile kötülük düşünse idi, dünyaya egemen olabilirdi.
Ama o Hak'tan yana idi. Hayatını son nefes için yaşayanlardandı.
Yani iki çeşit siyasetçi vardır:
İlim, irfan sahibi olup doğrudan şaşmayan, kurnazlığa başvurmayan siyasetçi?
Akılsız olup, kurnazlık ile kötü düşünen siyasetçi?
Bakın ünlü düşünür Platon (Eflatun), "İnsanoğlu, bilgeliği sevenler siyasi gücü ellerine alana kadar veya siyasi gücü ellerinde tutanlar bilgeliği sevene kadar problemlerin bittiğini görmeyecek" der.
Türk milleti şunun farkına varmalıdır:
Yakın tarihimiz içerisinde, Mustafa Kemal Atatürk'ten sonra siyaseti insanoğlunun yararına sunan tek kişi Prof. Dr. Haydar Baş'tır.
Avrupalıların, makam mevki gözetmeksizin ilmi yüceliğinin önünde eğildiği iki kişi Atatürk ve Prof. Dr. Haydar Baş'tır.
Yani Prof. Dr. Haydar Baş, ilmini dünyaya kanıtlamıştır.
Platon'un da altını çizdiği ideal devlet anlayışını gerçekleştirebilecek tek kişi Prof. Dr. Haydar Baş'tır.
İmam Ali (a.s.)'ın devlet anlayışını gerçekleştirebilecek tek kişi Prof. Dr. Haydar Baş'tır.
Milletimiz, O'nun gibi bir ilim adamını, bilim adamını, fikir adamını, gönül adamını yalnız bırakmış; yolsuz adamların peşine düşmüştür.
Ama eninde sonunda kazanan yine O olacaktır.
Ne güzel demiş Yunus Emre:
"Olsun be aldırma yaradan yârdır
Sanma ki zalimin ettiği kârdır
Mazlumun ahı indirir şahı
Her şeyin bir vakti vardır."
M. Haydar AKYAVUZ / diğer yazıları
- ‘Biz korkuyu Kerbela'da bıraktık’ / 30.05.2020
- Anneler Günü’nde Ebe Anne / 12.05.2020
- O bir davetçiydi / 10.05.2020
- Kardeşlerim / 27.04.2020
- Amerika kaybedecek! / 10.01.2020
- Röportaj: CHP İl Gençlik Başkanı Ali Rıza Tufan / 21.12.2018
- Arama Motoru Optimizasyonu (SEO) / 18.12.2018
- Şıkşıkiye Hutbesi / 27.10.2018
- Kahrolsun bazı şeyler / 04.05.2018
- Üniversiteme dokunma / 29.04.2018
- Anneler Günü’nde Ebe Anne / 12.05.2020
- O bir davetçiydi / 10.05.2020
- Kardeşlerim / 27.04.2020
- Amerika kaybedecek! / 10.01.2020
- Röportaj: CHP İl Gençlik Başkanı Ali Rıza Tufan / 21.12.2018
- Arama Motoru Optimizasyonu (SEO) / 18.12.2018
- Şıkşıkiye Hutbesi / 27.10.2018
- Kahrolsun bazı şeyler / 04.05.2018
- Üniversiteme dokunma / 29.04.2018