En büyük sorunumuz yarınımızın belirsiz olması
Macaristan sığınmacılara karşı katı tutumuyla sadece Avrupa'da değil dünyada öne çıkan bir ülke... Bu tutumun arka planında katı Hıristiyanlık anlayışının yanı sıra ağır ekonomik sorunlar da yatıyor. Estergom turunda bizlere rehberlik eden Laszlo Kadak, Macaristan'ın en büyük sorununun bir gün sonra ne olacağının belli olmaması olarak özetliyor
07.02.2016 00:00:00
RECEP BAHAR/ BUDAPEŞTE
Macarların da kökenleri Türkler gibi Orta Asya'ya dayanıyor. Biz Türkler İran üzerinden Anadolu'ya ulaşırken, Macarlar Karadeniz'in kuzeyinden Orta Avrupa'nın yolunu tutmuşlar. Türkler Ehl-i Beyt'in nefesiyle İslam'la müşerref olurken, putperest (pagan) Macarlar tam 1000 yılında ilk Macar Kralı Aziz İstvan döneminde Hıristiyanlığı benimsediler.
Macarlar kendilerini Türk kökenli bir halk olarak tanımlıyor. Macarca ile Türkçe aynı dil ailesinde yer alıyor. Ortak etnik köken nedeniyle Macarlar, Avrupa'da Türklere en sıcak bakan millet olarak öne çıkıyor. Türklük üzerine Macarlarla rahatlıkla sohbet edebilirsiniz. En donanımlı Türkologlar da Macaristan'dan çıkmış. Bununla birlikte Macaristan, Hıristiyanlığın en yoğun yaşandığı Avrupa ülkelerinden biri... Zaten 1945 ile 1990 yılları arasında komünizmle yönetilen Polonya, Slovakya, Macaristan gibi Orta Avrupa ülkelerinde dini anlayışlar siyasete de ciddi oranda nüfuz ediyor.
Sığınmacılara kapılarını kapattılar
Geçtiğimiz yaz aylarında çok sayıda sığınmacı Balkanlar üzerinden önce Macaristan'a, oradan da Batı Avrupa yöneldiler. Macar yönetimi sığınmacıları ülkede tutmadı, vakit kaybetmeden Avusturya'ya plase etti. Akabinde Macaristan, sığınmacı girişini önlemek için Sırbistan sınırını dikenli tellerle kapattı. Macaristan bir süredir sığınmacıları ülkeye sokmuyor. Geçtiğimiz Cumartesi günü açıklama yapan Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Macaristan'da sığınmacı girişine izin vermedikleri için terör tehdidinin olmadığını savunarak, "Macaristan akıllı bir şekilde kendini korudu ama gelecekte böyle bir problemle karşı karşıya kalmayacağı anlamına gelmez" diye konuştu. Katı milliyetçi, Slovakya Başbakanı gibi açıkça dışa vurmasa da açıklamalarında Müslüman karşıtı olduğunu hissettiren Orban'a göre, sığınmacı eşittir terörist! Orban, İslam ülkelerinden ekonomik açıdan yararlanmak istediğinden böyle davranıyor. Örneğin Macar Başbakanı, 1 Şubat'ta 5 bakan ve 47 işadamıyla dünyanın en kalabalık İslam ülkesi Endonezya'ya çıkarma yapmıştı. Macarların amacı demiryolu, enerji gibi alanlarda büyük ihaleler kapmaktı. Bir de Macaristan'ı çok sayıda Arap turist ziyaret ediyor. Orban, onları da küstürmek istemiyor.
Macaristan'ın bu katı tutumu Avrupa'da da ciddi sorun oluyor. Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Martin Schulz, geçen hafta yaptığı açıklamada, sığınmacı krizi konusunda Macaristan'ı eleştirerek, "Kendini düşünen Avrupa hükümetleri garip ve kısmen milliyetçi şekilde kendi çıkarlarını ortak çözümün önüne koyuyorlar. Bu hükümetler, Budapeşte'deki gibi... 20 üye ülke sadece para aldığı zaman Avrupa ile alakamız var diyor" ifadesini kullandı.
Macarlar ayrıca Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve Litvanya ile birlikte Avrupa Birliği'nin sığınmacıların üye ülkeler arasında kota sistemiyle dağıtılması kota önerisini veto edeceğini ilan etti...
Ekonomik sıkıntı var
Doğu Avrupa'nın genelinde olan ekonomik sıkıntılar Macaristan'da da kendini gösteriyor. Aslında ülkenin ekonomik verileri fena değil. 2015 yılında yüzde 3 büyüyen Macaristan'da işsizlik oranı yüzde 6.2 ile Avrupa Birliği ortalaması olan yüzde 10.4'ün epey altında. Ülke 8.6 milyar dolar dış ticaret fazlası, 5.1 milyar dolar cari fazla veriyor. Macaristan ekonomisinin en büyük sıkıntısı geçen yıl yüzde 2.6 olarak gerçekleşen bütçe açığı... Mevcut yorgan Macaristan'a kısa geliyor. Yüksek bütçe açığı, Macaristan'ın sığınmacılara karşı katı tutumunun bir başka nedenini oluşturuyor. Sığınmacılar için zırnık harcamak istemiyorlar. Macaristan AB üyesi olmasına karşın, Euro'ya dahil değil. Kendi para birimini kullanıyor ama bütçesini Brüksel teftiş ediyor.
Üç temel sorun
Estergon turuna çıktığımız rehberimiz Laszlo Kadak'a ülkelerinin en önemli sorunun ne olduğunu sordum... Aldığım cevap enteresandı: "Bu ülkede milyonlar yarın ne olacağını bilmiyor. En büyük sorunumuz bu." Komünist dönemi de yaşamış olan yaşlıca bayan rehberimiz ise meseleyi açıyor: "İlk sırada yoksulluk var. Özellikle yaşlı insanlar geçinecek gelirden mahrum. Aldığımız ücretler geçinmemizi temin etmiyor. İkinci sırada evsizlik konusu var. Yüz binlerce insanın evi yok... Kira ödeyecek gelirleri de yok. Sokakta yaşayan binlerce insan var. Üçüncü sorun ise işsizlik... İş bulamayan eğitimli gençlerimiz Almanya gibi ülkelere gidiyor."
Budapeşte ve Kuzey Macaristan Rehberi
Macaristan'ın başkenti Budapeşte, Avrupa'nın en güzel kentlerinden biri... Tuna nehri kenti tepede yer alan eski şehir konumundaki Buda ve düzlükte yer alan Peşte olarak ikiye bölüyor. Osmanlı Devleti, 1541-1686 yılları arasında 145 yıl boyunca yönetmiş. Peşte, 19. yüzyılda inşa edildiğinden bu kısımda Osmanlı'yı hatırlatan bir eser yok.
Buda'da yer alan Kale Tepesi'nde ise Osmanlılar kenti fethettikleri tarih olan 1541'de Matyas Kilisesi'ni Ulu Cami'ye çevirmişler. Cami, Osmanlıların kenti terkettiği 1686'da tekrar kilise yapılmış. Macaristan'ın çalkantılı tarihinin sergilendiği Macar Ulusal Galerisi bu bölgede yer alıyor.
Gellert Tepesi'nde ise kaplıcalar yer alıyor. Bu bölgede Osmanlıların inşa ettiği hamamlardan Evliya Çelebi de Seyahatname'sinde söz ediyor.
Kentin biraz daha batısında Gül Baba Türbesi var. Rozsadomb (Gül Türbesi) olarak adlandırılan bu mahalle Budapeşte'nin en güzel semti konumunda. Gül Baba, Macaristan'ın alındığı tarihte vefat eden bir Bektaşi şeyhi. Macar halkı kendisini çok sevmiş. Kente ilk gülü o getirdiğinden Gül Baba olarak tanınmış. 1543 yılında yapılan türbesi şimdi restore edildiğinden ziyarete kapalı.
Peşte tarafında görülmesi gereken başlıca yer ülkenin en büyük binası olan ihtişamlı neo-gotik şaheser Parlamento Binası... İngiliz Parlamentosu esas alınarak 1886-1902 yılları arasında yapılan bina, 268 metre uzunluğunda, 96 metre yüksekliğinde. Binada 691 oda ve salon var. Parlamentonun bazı bölümleri ziyarete açık ama önünde kuyruk her daim uzunca. Önceden internetten bilet almak mantıklı...
Bu bölgede dikkat çeken bir başka mekan ise Kahramanlar Meydanı. Meydanda Macar devlet adamlarının büstleri yer alıyor.
Bir başka ünlü mekan ise trafiğe kapalı ünlü Vaci Caddesi'nin ucunda yer alan Halk Pazarı... Macaristan'a dair her şey var burada.
Buda ve Peşte çok sayıda köprü ile birbirine bağlanıyor ama bunların en ünlüsü Budapeşte'nin de sembolü olan Zincirli Köprü (Lanchid)...
ULAŞIM: THY, Budapeşte'ye 07.20, 11.50, 18.25 olmak üzere İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan günde 3 kez uçuyor. Bilet fiyatları gidiş-dönüş 586 TL'den başlıyor.
KONAKLAMA: Ülkenin en iyi oteli Four Seasons Gresham, Peşte bölgesinde Tuna'nın hemen kıyısında yer tarihi binada alıyor. Kempinski Corvinus Budapest, grubun Avrupa'daki en alt düzeydeki oteli konumunda. Buda'da eski başbakanlardan Mesut Yılmaz'ın önünde yumruklandığı Hilton yer alıyor. Kentte her bütçeye hitap eden çok sayıda konaklama tesisi var.
ÇEVRE GEZİLER: Budapeşte'den ülkenin kuzeyinde yer alan uğruna çok sayıda mehter marşı bestelediğimiz Esztergom (Estergom) Kalesinin yer aldığı Esztergom kentine gidilebilir. Bu gezide Tuna'nın en dar yerine hakim tepeye inşa edilen Vişegrad Kalesi ve alışveriş mekanı olan Szentendre'ye de uğranılıyor. Budapeşte'ye dönüş Szentendre'den tekneyle yapılıyor. Günübirlik tur Budapeşte'deki seyahat acentelerinden internet üzerinden satın alınabilir. Gezide yemyeşil bir Macaristan temaşa ediliyor.
İnsan hakları ciddi sorun
Ülke nüfusu dikkate alındığında Macarlar geçen yıl Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) en fazla başvuru yapan milletlerden birini teşkil ediyor. Mesela Ukrayna ve Rusya'nın ardından 3. sırada yer alan Türkiye'den 8 bin 450 başvuru var. 10 milyon nüfuslu Macaristan'dan ise 4 bin 600... Macaristan'ın yüzde 4'ünü Romanlar teşkil ediyor. Bunlar Romani diye bir dil konuşuyor. İnsan hakları açısından mağdur edilen bir halk...
Macarların da kökenleri Türkler gibi Orta Asya'ya dayanıyor. Biz Türkler İran üzerinden Anadolu'ya ulaşırken, Macarlar Karadeniz'in kuzeyinden Orta Avrupa'nın yolunu tutmuşlar. Türkler Ehl-i Beyt'in nefesiyle İslam'la müşerref olurken, putperest (pagan) Macarlar tam 1000 yılında ilk Macar Kralı Aziz İstvan döneminde Hıristiyanlığı benimsediler.
Macarlar kendilerini Türk kökenli bir halk olarak tanımlıyor. Macarca ile Türkçe aynı dil ailesinde yer alıyor. Ortak etnik köken nedeniyle Macarlar, Avrupa'da Türklere en sıcak bakan millet olarak öne çıkıyor. Türklük üzerine Macarlarla rahatlıkla sohbet edebilirsiniz. En donanımlı Türkologlar da Macaristan'dan çıkmış. Bununla birlikte Macaristan, Hıristiyanlığın en yoğun yaşandığı Avrupa ülkelerinden biri... Zaten 1945 ile 1990 yılları arasında komünizmle yönetilen Polonya, Slovakya, Macaristan gibi Orta Avrupa ülkelerinde dini anlayışlar siyasete de ciddi oranda nüfuz ediyor.
Sığınmacılara kapılarını kapattılar
Geçtiğimiz yaz aylarında çok sayıda sığınmacı Balkanlar üzerinden önce Macaristan'a, oradan da Batı Avrupa yöneldiler. Macar yönetimi sığınmacıları ülkede tutmadı, vakit kaybetmeden Avusturya'ya plase etti. Akabinde Macaristan, sığınmacı girişini önlemek için Sırbistan sınırını dikenli tellerle kapattı. Macaristan bir süredir sığınmacıları ülkeye sokmuyor. Geçtiğimiz Cumartesi günü açıklama yapan Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Macaristan'da sığınmacı girişine izin vermedikleri için terör tehdidinin olmadığını savunarak, "Macaristan akıllı bir şekilde kendini korudu ama gelecekte böyle bir problemle karşı karşıya kalmayacağı anlamına gelmez" diye konuştu. Katı milliyetçi, Slovakya Başbakanı gibi açıkça dışa vurmasa da açıklamalarında Müslüman karşıtı olduğunu hissettiren Orban'a göre, sığınmacı eşittir terörist! Orban, İslam ülkelerinden ekonomik açıdan yararlanmak istediğinden böyle davranıyor. Örneğin Macar Başbakanı, 1 Şubat'ta 5 bakan ve 47 işadamıyla dünyanın en kalabalık İslam ülkesi Endonezya'ya çıkarma yapmıştı. Macarların amacı demiryolu, enerji gibi alanlarda büyük ihaleler kapmaktı. Bir de Macaristan'ı çok sayıda Arap turist ziyaret ediyor. Orban, onları da küstürmek istemiyor.
Macaristan'ın bu katı tutumu Avrupa'da da ciddi sorun oluyor. Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Martin Schulz, geçen hafta yaptığı açıklamada, sığınmacı krizi konusunda Macaristan'ı eleştirerek, "Kendini düşünen Avrupa hükümetleri garip ve kısmen milliyetçi şekilde kendi çıkarlarını ortak çözümün önüne koyuyorlar. Bu hükümetler, Budapeşte'deki gibi... 20 üye ülke sadece para aldığı zaman Avrupa ile alakamız var diyor" ifadesini kullandı.
Macarlar ayrıca Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve Litvanya ile birlikte Avrupa Birliği'nin sığınmacıların üye ülkeler arasında kota sistemiyle dağıtılması kota önerisini veto edeceğini ilan etti...
Ekonomik sıkıntı var
Doğu Avrupa'nın genelinde olan ekonomik sıkıntılar Macaristan'da da kendini gösteriyor. Aslında ülkenin ekonomik verileri fena değil. 2015 yılında yüzde 3 büyüyen Macaristan'da işsizlik oranı yüzde 6.2 ile Avrupa Birliği ortalaması olan yüzde 10.4'ün epey altında. Ülke 8.6 milyar dolar dış ticaret fazlası, 5.1 milyar dolar cari fazla veriyor. Macaristan ekonomisinin en büyük sıkıntısı geçen yıl yüzde 2.6 olarak gerçekleşen bütçe açığı... Mevcut yorgan Macaristan'a kısa geliyor. Yüksek bütçe açığı, Macaristan'ın sığınmacılara karşı katı tutumunun bir başka nedenini oluşturuyor. Sığınmacılar için zırnık harcamak istemiyorlar. Macaristan AB üyesi olmasına karşın, Euro'ya dahil değil. Kendi para birimini kullanıyor ama bütçesini Brüksel teftiş ediyor.
Üç temel sorun
Estergon turuna çıktığımız rehberimiz Laszlo Kadak'a ülkelerinin en önemli sorunun ne olduğunu sordum... Aldığım cevap enteresandı: "Bu ülkede milyonlar yarın ne olacağını bilmiyor. En büyük sorunumuz bu." Komünist dönemi de yaşamış olan yaşlıca bayan rehberimiz ise meseleyi açıyor: "İlk sırada yoksulluk var. Özellikle yaşlı insanlar geçinecek gelirden mahrum. Aldığımız ücretler geçinmemizi temin etmiyor. İkinci sırada evsizlik konusu var. Yüz binlerce insanın evi yok... Kira ödeyecek gelirleri de yok. Sokakta yaşayan binlerce insan var. Üçüncü sorun ise işsizlik... İş bulamayan eğitimli gençlerimiz Almanya gibi ülkelere gidiyor."
Budapeşte ve Kuzey Macaristan Rehberi
Macaristan'ın başkenti Budapeşte, Avrupa'nın en güzel kentlerinden biri... Tuna nehri kenti tepede yer alan eski şehir konumundaki Buda ve düzlükte yer alan Peşte olarak ikiye bölüyor. Osmanlı Devleti, 1541-1686 yılları arasında 145 yıl boyunca yönetmiş. Peşte, 19. yüzyılda inşa edildiğinden bu kısımda Osmanlı'yı hatırlatan bir eser yok.
Buda'da yer alan Kale Tepesi'nde ise Osmanlılar kenti fethettikleri tarih olan 1541'de Matyas Kilisesi'ni Ulu Cami'ye çevirmişler. Cami, Osmanlıların kenti terkettiği 1686'da tekrar kilise yapılmış. Macaristan'ın çalkantılı tarihinin sergilendiği Macar Ulusal Galerisi bu bölgede yer alıyor.
Gellert Tepesi'nde ise kaplıcalar yer alıyor. Bu bölgede Osmanlıların inşa ettiği hamamlardan Evliya Çelebi de Seyahatname'sinde söz ediyor.
Kentin biraz daha batısında Gül Baba Türbesi var. Rozsadomb (Gül Türbesi) olarak adlandırılan bu mahalle Budapeşte'nin en güzel semti konumunda. Gül Baba, Macaristan'ın alındığı tarihte vefat eden bir Bektaşi şeyhi. Macar halkı kendisini çok sevmiş. Kente ilk gülü o getirdiğinden Gül Baba olarak tanınmış. 1543 yılında yapılan türbesi şimdi restore edildiğinden ziyarete kapalı.
Peşte tarafında görülmesi gereken başlıca yer ülkenin en büyük binası olan ihtişamlı neo-gotik şaheser Parlamento Binası... İngiliz Parlamentosu esas alınarak 1886-1902 yılları arasında yapılan bina, 268 metre uzunluğunda, 96 metre yüksekliğinde. Binada 691 oda ve salon var. Parlamentonun bazı bölümleri ziyarete açık ama önünde kuyruk her daim uzunca. Önceden internetten bilet almak mantıklı...
Bu bölgede dikkat çeken bir başka mekan ise Kahramanlar Meydanı. Meydanda Macar devlet adamlarının büstleri yer alıyor.
Bir başka ünlü mekan ise trafiğe kapalı ünlü Vaci Caddesi'nin ucunda yer alan Halk Pazarı... Macaristan'a dair her şey var burada.
Buda ve Peşte çok sayıda köprü ile birbirine bağlanıyor ama bunların en ünlüsü Budapeşte'nin de sembolü olan Zincirli Köprü (Lanchid)...
ULAŞIM: THY, Budapeşte'ye 07.20, 11.50, 18.25 olmak üzere İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan günde 3 kez uçuyor. Bilet fiyatları gidiş-dönüş 586 TL'den başlıyor.
KONAKLAMA: Ülkenin en iyi oteli Four Seasons Gresham, Peşte bölgesinde Tuna'nın hemen kıyısında yer tarihi binada alıyor. Kempinski Corvinus Budapest, grubun Avrupa'daki en alt düzeydeki oteli konumunda. Buda'da eski başbakanlardan Mesut Yılmaz'ın önünde yumruklandığı Hilton yer alıyor. Kentte her bütçeye hitap eden çok sayıda konaklama tesisi var.
ÇEVRE GEZİLER: Budapeşte'den ülkenin kuzeyinde yer alan uğruna çok sayıda mehter marşı bestelediğimiz Esztergom (Estergom) Kalesinin yer aldığı Esztergom kentine gidilebilir. Bu gezide Tuna'nın en dar yerine hakim tepeye inşa edilen Vişegrad Kalesi ve alışveriş mekanı olan Szentendre'ye de uğranılıyor. Budapeşte'ye dönüş Szentendre'den tekneyle yapılıyor. Günübirlik tur Budapeşte'deki seyahat acentelerinden internet üzerinden satın alınabilir. Gezide yemyeşil bir Macaristan temaşa ediliyor.
İnsan hakları ciddi sorun
Ülke nüfusu dikkate alındığında Macarlar geçen yıl Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) en fazla başvuru yapan milletlerden birini teşkil ediyor. Mesela Ukrayna ve Rusya'nın ardından 3. sırada yer alan Türkiye'den 8 bin 450 başvuru var. 10 milyon nüfuslu Macaristan'dan ise 4 bin 600... Macaristan'ın yüzde 4'ünü Romanlar teşkil ediyor. Bunlar Romani diye bir dil konuşuyor. İnsan hakları açısından mağdur edilen bir halk...