logo
12 MAYIS 2024

Park halindeki otomobil alev topuna döndü

Antalya'da park halindeki otomobil alev topuna döndü. İtfaiye ekipleri tarafından söndürülen yangında otomobil kullanılamaz hale geldi
17.03.2024 11:12:00
İhlas Haber Ajansı
Park halindeki otomobil alev topuna döndü
Park halindeki otomobil alev topuna döndü
Antalya'da park halindeki otomobil alev topuna döndü. İtfaiye ekipleri tarafından söndürülen yangında otomobil kullanılamaz hale geldi.

Olay, gece saatlerinde Muratpaşa ilçesi Gençlik Mahallesi'nde meydana geldi. Alınan bilgiye göre; park halindeki otomobilden dumanların çıktığını görenler durumu itfaiye ekipleri bildirdi.

Bu sırada otomobil kısa sürede alev topuna döndü. Yangın itfaiye ekipleri tarafından söndürülürken, otomobil kullanılamaz hale geldi. Polis ekiplerinin olayla ilgili incelemesi devam ediyor. Otomobilin alev alev yanması ise cep telefonu kamerasına yansıdı.
Erdoğan'ın çağrısına Ostim'den cevap geldi
Togg zırhla kaplandı
UNRWA bildirdi
Refah'tan 300 bin kişi zorla göç ettirildi
Açık artırma ile satılacak
Sahibinden satılık kilise!
Yunanistan'dan iade-i ziyaret
Miçotakis yarın Ankara'ya geliyor
'10 ailenin anneler gününü kutlamıyorum'
Acılı annenin buruk günü
Bugün Anneler Günü
Anneler Günü'nüz kutlu olsun
4 milyon kişiyle yapılan araştırma
Kanser ile obezitenin bağlantısı var
BM raportöründen İsrail'e Gazze tepkisi
'Holokost'u çağrıştırıyor'
Kazanandan çok protestolar damga vurdu
İsrail için kabul gibi Eurovision
Lastiği patlayan tıra başka ir tır çarptı
Feci kazada 2 kişi öldü
'Bir çanta para getirdiler, kabul etmeyince öldürdüler'
Ayşe Ateş'ten çarpıcı açıklamalar
CHP'den belediyelere yeni genelge
Şatafat ve israftan kaçının
Destek fiyatı 2 lira oalcak
Yaş çay alım fiyatı belli oldu
Tarihte örneği yok
Siyonist cellatlar Eurovision'da da kendini gösterdi
En kritik belirti
Kalp krizi nasıl anlaşılır!
Erdoğan'ın çağrısına Ostim'den cevap geldi
Togg zırhla kaplandı
UNRWA bildirdi
Refah'tan 300 bin kişi zorla göç ettirildi
Açık artırma ile satılacak
Sahibinden satılık kilise!
Yunanistan'dan iade-i ziyaret
Miçotakis yarın Ankara'ya geliyor
'10 ailenin anneler gününü kutlamıyorum'
Acılı annenin buruk günü
Bugün Anneler Günü
Anneler Günü'nüz kutlu olsun
4 milyon kişiyle yapılan araştırma
Kanser ile obezitenin bağlantısı var
BM raportöründen İsrail'e Gazze tepkisi
'Holokost'u çağrıştırıyor'
Kazanandan çok protestolar damga vurdu
İsrail için kabul gibi Eurovision
Lastiği patlayan tıra başka ir tır çarptı
Feci kazada 2 kişi öldü
'Bir çanta para getirdiler, kabul etmeyince öldürdüler'
Ayşe Ateş'ten çarpıcı açıklamalar
CHP'den belediyelere yeni genelge
Şatafat ve israftan kaçının
Destek fiyatı 2 lira oalcak
Yaş çay alım fiyatı belli oldu
Tarihte örneği yok
Siyonist cellatlar Eurovision'da da kendini gösterdi
En kritik belirti
Kalp krizi nasıl anlaşılır!

Adıyaman'da en acı Anneler Günü

12 Mayıs Anneler Günü Adıyaman'da acı ve hüzün içerisinde kutlanıyor.
12.05.2024 12:40:00 / Güncelleme: 12.05.2024 12:42:38
İhlas Haber Ajansı
Adıyaman'da en acı Anneler Günü
Adıyaman'da en acı Anneler Günü
6 Şubat depremlerinde en ağır hasar alan iller arasında bulunan Adıyaman'da, binlerce vatandaş yıkılan yapıların enkazları altında kalarak hayatını kaybetmişti.

6 Şubat Depreminde annesini yada kızını kaybeden bir çok vatandaş, ellerine aldıkları çiçeklerle Adıyaman Belediyesi Yeni Mezarlığa gelerek burada mezarları ziyaret etti.

Annesini ve kızlarını kaybeden bir çok vatandaş göz yaşları içerisinde Anneler Gününü kutladı. Hüzünlü anların yaşandığı mezarlıkta annesini yada kızlarını kaybeden kişiler yüreklerinin yandığını ve bu acının hiçbir şekilde unutulmayacağını dile getirdi.



Bazı mezar taşlarında 'Toprak emanetime iyi bak, benim sarıldığım gibi sarıl anneme' yazan yazılar ise hüzünlendirdi.

Sınır güvenliği devletlerin bekası için hayati önem taşıyor

Sınır güvenliği, bir devletin egemenliğinin en temel göstergelerinden biridir
12.05.2024 12:18:00
Hasan Parlak
Sınır güvenliği devletlerin bekası için hayati önem taşıyor
Sınır güvenliği devletlerin bekası için hayati önem taşıyor
Sınır güvenliği, bir devletin egemenliğinin en temel göstergelerinden biridir. Sınır güvenliği, bir ülkenin toprak bütünlüğünü, egemenliğini ve halkının güvenliğini koruma açısından hayati öneme sahiptir.

Ulusal güvenliğin sağlanması, ekonomik istikrarın korunması ve toplumsal huzurun devamı için kritik bir öneme sahiptir.

Küreselleşen dünyada, sınırların korunması daha da zorlaşmakta ve devletler bu meydan okumaya karşı yeni tedbirler geliştirmek zorunda kalmaktadır.

Sınırlar, yalnızca coğrafi çizgiler değil, aynı zamanda kültürel, ekonomik ve siyasi etkileşimlerin merkezidir. Sınır güvenliği, kaçakçılık, yasa dışı göç, terörizm gibi tehditlere karşı koruma sağlar ve ulusal güvenlik için stratejik bir rol oynar.

Alınacak Tedbirler

Fiziki Güvenlik Önlemleri: Sınır hattı boyunca duvarlar, çitler ve gözetleme kuleleri gibi fiziki engellerin inşası.

Teknolojik Yatırımlar: İleri gözetleme teknolojileri, dronlar, termal kameralar ve hareket dedektörleri gibi teknolojik araçların kullanımı.

Eğitim ve İstihbarat: Sınır güvenlik personelinin eğitimi ve istihbarat kapasitesinin artırılması.

Uluslararası İş Birliği: Komşu ülkelerle iş birliği ve koordinasyon içinde çalışarak sınır güvenliğini artırmak.

Hukuki Düzenlemeler: Sınır ihlallerine karşı caydırıcı yasal düzenlemelerin yapılması ve uygulanması.

Entegre Sınır Yönetimi: Sınır yönetiminde kurumlar arası ve uluslararası iş birliğinin güçlendirilmesi.

Sınır güvenliği, devletlerin bekası için kritik bir öneme sahiptir. Çeşitli tehditlere karşı etkili bir koruma sağlamak için fiziki, teknolojik, eğitim ve hukuki tedbirlerin yanı sıra, uluslararası iş birliği ve entegre sınır yönetimi yaklaşımları da büyük önem taşır.

Bu tedbirler, sınırların ve devletlerin güvenliğini sağlarken, aynı zamanda insan, sermaye ve malların yasal serbest geçişlerini kolaylaştırarak refah ve ekonomiye katkı sağlar.

Deprem uzmanı uyardı: 'Şırnak, deprem bölgesinde'

Şırnak Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Dr. Öğr. Üyesi İbrahim Behram Uğur; Adıyaman, Bitlis ve Hakkari arasında bulunan yerleşim yerlerinin deprem bölgesinde olduğunu, Şırnak'ın diri fay hattı üzerinde olduğuna dikkat çekti
12.05.2024 12:03:00
İhlas Haber Ajansı
Deprem uzmanı uyardı: 'Şırnak, deprem bölgesinde'
Deprem uzmanı uyardı: 'Şırnak, deprem bölgesinde'
Şırnak Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Dr. Öğr. Üyesi İbrahim Behram Uğur; Adıyaman, Bitlis ve Hakkari arasında bulunan yerleşim yerlerinin deprem bölgesinde olduğunu, Şırnak'ın diri fay hattı üzerinde olduğuna dikkat çekti.

6 Şubat'ta meydana gelen ve 11 ili etkilen depremin ardından, Türkiye'de diri fay hattı haritası güncellendi. Dr. Öğr. Üyesi İbrahim Behram Uğur, daha önce Şırnak'tan geçen ve aktif olmayan 2 farklı fay hattının olduğu, 2012 yılında Şırnak'ta meydana gelen 2 deprem ile birlikte bu fay hatlarının aktif hale geldiği ve güncel diri fay hattı haritasının yeninden çizildiğini öne sürdü.

Türkiye'nin bir deprem bölgesi olduğunu hatırlatan Dr. Uğur, "Bölgemizde de aktif faylar mevcut. Doğu Anadolu fayı dediğimiz, Türkiye'nin en önemli iki fay hattından bir tanesi. Bunun dışında Güney Doğu Anadolu bindirme fayı dediğimiz bir fay hattı var. Bu da Bitlis ile Zagros bindirme kuşağı olarak geçiyor. Bu noktada Bitlis ile Adıyaman ve Hakkari arasındaki bütün bölgelerde bu fay hattına dahil oluyor.

Bunun dışında bizim Şırnak ilini ilgilendiren bir başka fay hattı da, Cizre fay hattı. Bu da 2012 yılı öncesinde aktif olmayan bir fay olarak değerlendirilirken, 2012'de yaşanan Silopi ve Uludere depremlerinden sonra bu fay hattı da 2013'teki aktif fay haritasında güncellendi. Artık diri yani aktif fay hattı olarak değerlendiriliyor. Dolayısıyla Şırnak fay hatlarına yakın bir lokasyonda bulunduğu için deprem tehlikesi mevcut olduğu bir bölgede" dedi.

Bina yapımında C30 olarak sınıflandırılan beton ve inşaat demirinin kaliteli olması gerektiğini, bina rejitilerinin arttırılması için mutlaka perde beton kullanılması gerektiğine dikkat çeken Dr. Uğur, şöyle konuştu:



"Bizim önceliğimiz yeterli dayanımda malzeme kullanılması. Ne demek bu' Örneğin bir beton numunenin, kullanacağımız beton malzemenin yapının taşıyıcı sistemlerin deki uygun mukavemete sahip olması gerekmekte. Örneğin C30 olarak sınıflandırıyoruz. Bu ne demek' Beton numunesinin 30 megapaskallık bir basınç etkisine dayanabilmesi. Bunun dışında kullanılan halk arasında inşaat demiri olarak bilinen donatılarında belirli standartlarda, standartlara uygun bir şekilde olması gerekmekte. Yeterli dayanımdan sonra, yeterli rijitlik dediğimiz bir kavram var. Yeterli rijiklikte kaba tabirle yapının deprem ya da yanal kuvvetler etkisinde yer değiştirme yapmaya gösterdiği direnç olarak algılanıyor.

Bu aşamada bizim yapının rejitini arttırmamız için betonarme perde kullanımına gitmemiz gerekiyor. Nedir betonarme perde' Düşey taşıyıcı, kolonun büyük ölçülü, büyük ebatta olduğu, yani kaba tabir ile büyük ölçülü kolon diyebiliriz. Bunların kullanılan yapının deformasyonlara karşı dayanımı direncini arttırıyor. Dolayısı ile deprem esnası salınımda yer değiştirmesini de sınırlıyor. Bir başka konu da süneklik. Süneklikte yapı elemanlarını nasıl ki bir lastiği tutup çektiğimiz zaman kopmadan belirli bir miktar uzayabiliyorsa bizim bazı elemanlarımız da bu şekilde esneme yapmasını istiyoruz. Büyük deprem kuvvetleri altında. Buda ani göçmeleri engelliyor. Dolayısı ile can güvenliğinin sağlanmasına yarayan bir husus.'

İçişleri bakanlığı tarafından 6 Şubat'ta meydana gelen depremin ardından görevlendirilerek, deprem bölgesindeki yapıları incelediklerini aktaran Dr. Uğur, '6 Şubat depremlerinden hemen sonra, mart ayında İçişleri Bakanlığının görevlendirmesi ile natamam binaların devam edip etmeyeceğine karar vermek için raporlar oluşturmak üzere görevlendirildik. Orada sadece natamam binalar değil, bütün bina stoğunu inceleme fırsatımız oldu. İlk gittiğimizde gördüğümüz manzara içler acısıydı.

Yapı stoğunun büyük çoğunluğu eski binalar oluşturmaktaydı. Bu eski binaların da herhangi bir mühendislik hizmeti almadığı kanaatini getirdik. Çünkü kullanılan malzemeler, yapılan uygulamaların gerçekten deprem yönetmeliklerine hiçbir şekilde uyumlu olmadığını tespit ettik. Yeni yapılan binalarda, kontrolünü sağladığımız binaların çoğunluğunda fazlaca bir kusur olmadığını tespit ettik. Buda şu anlama geliyor. 2018 deprem yönetmeliğine uygun bir şekilde yapılan binaların diğerlerine nazaran daha güvenli olduğunu söylemek mümkün" diye konuştu.

Oğuz Murat Aci'nin ailesinin buruk anneler günü: 10 ailenin anneler gününü kutlamıyorum

Eyüpsultan'da meydana gelen kazada hayatını kaybeden Oğuz Murat Aci'nin annesi, oğlu olmadan ilk anneler gününü buruk geçirdi. 73 gündür oğlunun yokluğuna alışmaya çalışan anne Pervin Aci, 'Pazar günü gelmesin istiyorum. Herkesin anneler gününü kutluyorum. Yalnızca o 10 tane aileyi kutlamıyorum. Çocuğum baharında söndü. Muratım öldü ama biz de ölü olarak yaşıyoruz' dedi.
12.05.2024 10:32:00 / Güncelleme: 12.05.2024 11:12:06
İhlas Haber Ajansı
Oğuz Murat Aci'nin ailesinin buruk anneler günü: 10 ailenin anneler gününü kutlamıyorum
Oğuz Murat Aci'nin ailesinin buruk anneler günü: 10 ailenin anneler gününü kutlamıyorum

Eyüpsultan'da 1 Mart 2024 günü meydana gelen trafik kazasında arkadaşları ile ATV ile gittiği esnada arızalanması sonrası yol kenarında bekleyen Oğuz Murat Aci'ya lüks bir araç çarpmış, kaza sonrası lüks araç sürücüsü Timur C. olay yerine gelen annesi Yazar Eylem Tok ile birlikte ABD'ye kaçmıştı.

Kaza sonrası 1 kişi hayatını kaybetmiş 4 kişi de yaralanmıştı. Feci kazada hayatını kaybeden Oğuz Murat Aci'nin annesi Pervin Aci, oğlu olmadan ilk anneler gününü buruk geçirdi.

'Yalnızca o 10 ailenin anneler gününü kutlamıyorum'

Anne Pervin Aci, 'Murat gideli yetmiş gün oldu ama bana yetmiş yıl oldu. Pazar günü gelmesin istiyorum. Karanlık, hiç aydınlık yok. Gündüzüm ve gecemiz yok. 'Oğuzum, Oğuzum' diye diye ne yapacağımızı bilmiyoruz. Eşimin dediği gibi kimler geldi, kimler geçti, kimler benim yanımdaydı hiç hatırlamıyorum. Bir buçuk yaşındaki torunum elimden tutarak babasının mezarına götürdü ve bana, 'Babaanne amin' diye söyledi. Herkesin anneler gününü kutluyorum. Yalnızca o 10 tane aileyi kutlamıyorum. Eşi de bir şey yapamıyor. Çocuğum baharında söndü. Muratım öldü ama biz de ölü olarak yaşıyoruz. Adalete seslenmekten yoruldum' dedi.



'Oğluma bir gün 'Adalet tecelli etti' diyebilmem lazım'

Baba Özer Aci ise, 'Bugün yetmişinci gün oldu. Acımızı acısı diye paylaşan binlerce insanla beraber yol yürüyoruz. Geriye dönüp yetmiş güne baktığımızda pek ilerleme kaydettiğimizi söyleyemem. Ama mücadeleye devam etmek bir başarıdır. Ben bayrağı bıraksam dahi birileri bayrağı alarak yola devam edecektir. Şu ana kadar birçok yanlış haber çıktı. Baştan beri savunduğum şeyler ortaya çıktı. İlk bir veya iki gün basın susturuldu. Ben de yanlış ve eksik haber yapıldığını, basının susturulduğunu söylemiştim. İleriye baktığımızda doğrular ortaya çıktı. Bizim belki de acımızdan dolayı ama biz sürecin daha hızlı yürümesini istiyoruz. Bir an önce adaletin yerini bulmasını istiyorum. İlk baştan beri hep adalet ve hukuk dedim ve demeye devam ediyorum. Ben adaletin üstün olacağına, üstünlerin adaleti olmayacağına inanıyorum. Çocuk ve annesi gelip adalete teslim olurlar. Böylece yüreğimize bir nebze su serpilmiş olur. İnsan yetmiş gün öncesine döndüğünde bazı şeyleri hatırlar. Ben bazı günleri hiç hatırlamıyorum. Biz bu yetmiş günü ya daha uzun yaşadık ya da çok kısa yaşadık. Gecelerimiz gündüz oldu, gündüzlerimiz gece oldu, uyuyamadık. Az önce oğlumun mezarının yanından geçtim. Her gün ister istemez geçiyorum. Oğluma bir gün 'Adalet tecelli etti' diyebilmem lazım. Bunun için de mücadeleme devam edeceğim" ifadelerini kullandı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.