Onların düşmanları Allah’ın düşmanlarıdır
Muhammed b. Sinan şöyle rivayet etmiştir: “Ebu’l-Hasan’ın (a.s.) yanına gittim, bana dedi ki: ‘Ey Muhammed! Ferecoğulları’na bir şey mi oldu?
08.04.2024 17:53:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
Muhammed b. Sinan şöyle rivayet etmiştir: "Ebu'l-Hasan'ın (a.s.) yanına gittim, bana dedi ki: 'Ey Muhammed! Ferecoğulları'na bir şey mi oldu?'
'Evet. Ömer (Medine valisi) öldü' dedim.
'Allah'a hamd olsun' dedi. Yirmi dört defa Elhamdülillah dediğini saydım. Dedim ki: 'Ey efendim! Eğer, bunun seni bu kadar sevindireceğini bilseydim, yalın ayak koşar sana haber verirdim.'
Bana dedi ki: 'Ey Muhammed! Biliyor musun bunun -Allah lanet etsin- babam Muhammed b. Ali'ye ne dediğini?'
'Hayır' dedim.
Dedi ki: 'Babam onunla bir hususta konuştuğunda babama şöyle dedi: 'Ben, senin sarhoş olduğunu zannediyorum.'
Babam dedi ki: 'Allah'ım, eğer dün, Senin için oruç tuttuğumu biliyorsan -ki biliyorsun- ona savaşın acısını ve tutsaklığın zilletini tattır.'
Allah'a yemin ederim ki birkaç gün geçmemişti ki, sahip olduğu her şey talan edildi, sonra kendisi de tutsak edildi. Şimdi de ölmüş. Allah ona rahmet etmesin. Allah ondan intikam aldı. Allah Azze ve Celle, daima dostlarının intikamını, düşmanlarından alır."
el-Mutarrifî şöyle rivayet etmiştir: "İmam Ebu'l-Hasan er-Rıza (a.s.) vefat ettiğinde, bana dört bin dirhem borçluydu. Kendi kendime 'Gitti malım' dedim. Derken, ertesi sabah, Ebu Câfer (Muhammed b. Ali aleyhisselâm), 'Yanıma gel ve yanında da terazi ve tartıları da getir' diye haber verdi.
Ebu Câfer'in (a.s.) yanına gittim bana dedi ki: 'Ebu'l-Hasan vefat etti ve senin onda dört bin dirhem alacağın var değil mi?' Altındaki musallayı kaldırdı, altında dinarlar vardı, onları bana verdi."
Fey, ganimet, humus'un açıklaması, hükümleri ve humus için gerekli olan şartlar
Ahmed b. Muhammed b. Ebu Nasr şöyle rivayet etmiştir: "İmam Rıza'ya (a.s.), 'Ve iyice bilin ki, ganimet olarak elde ettiğiniz şeyin mutlaka beşte biri Allah'ın ve Resulünün ve yakınların...' ayeti soruldu ve denildi ki: 'Allah'a ait olan kısım kime verilir?'
Buyurdu ki: 'Resule (s.a.v.) aittir. Resûlullah'a ait olan da imama aittir.'
Denildi ki: 'Bu ayette sözü edilen gruplardan birinin sayısı fazla, birinin sayısı daha az olursa taksimât ne şekilde yapılacaktır?'
Buyurdu ki: 'Bu, imamın takdirine bağlıdır. Resûlullah'ın nasıl davrandığını bilmiyor musun? Nasıl uygun görürse öyle taksim etmez miydi? İmam da öyle yapar."
Sema'e şöyle rivayet etmiştir: "Ebu'l-Hasan'a (a.s.) humus hakkında bir soru sordum. Buyurdu ki: İnsanların istifade ettiği az veya çok miktardaki her şeyden humus vermek gerekir."
Muhammed b. Ali şöyle rivayet etmiştir: "Ebu'l-Hasan'a (a.s.) denizden çıkarılan inci, yakut ve zeberced, ayrıca altın ve gümüş madenlerinden ne kadar hak olduğunu sordum.
Buyurdu ki: Bunların fiyatı bir dinarı buluyorsa, humus vermek gerekir."
Ali b. Hüseyin b. Abdurabbih şöyle rivayet etmiştir: "İmam Rıza (a.s.) babama bir miktar para ve hediye gönderdi. Babam ona yazdı: 'Bana gönderdiğin bu maldan humus vermem gerekiyor mu?'
Babama şu cevabı yazdı: Humus sahibinin sana gönderdiği maldan humus vermen gerekmez."
İbrahim b. Muhammed el-Hemezanî şöyle rivayet etmiştir: "Ebu'l-Hasan'a (a.s.) yazdım ki: 'Ali b. Mehziyar babanızın mektubunu bize okudu.
Bu mektupta bağ sahiplerinin, masraflarını çıkardıktan sonra on ikide birini vermekle yükümlü oldukları belirtilmiştir. Bağının geliri, masraflarını karşılamayan kimsenin, ne on ikide bir, ne de başka bir miktar vermesinin gerekmediği yazılmıştır.
Bizim yanımızda bulunan bazı insanlar, bu hususta ihtilâf etmişler ve diyorlar ki: 'Bağın gelirinden masraflar çıkarıldıktan sonra humus verilmesi gerekir. Burada kastedilen bağın masrafları ve harcamalarıdır. Kişinin ailesi için yaptığı harcamalar değil.'
İmam şu karşılığı verdi: Ailesinin masraflarından ve sultanın vergisinden sonra humus verilir."
Ahmed b. Müsennâ şöyle rivayet etmiştir: "Muhammed b. Zeyd et-Taberî bana şöyle dedi: 'İmam Rıza'nın (a.s.)'ın izleyicilerinden Faris bir tüccar, ona bir mektup yazdı. Mektubunda humus hakkında ondan izin istiyordu.
İmam ona şöyle yazdı: 'Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla. Hiç şüphesiz Allah'ın lutfu geniş ve O, cömerttir. Amel için ödülü ve sıkıntı için de üzüntüyü garanti etmiştir.
Bir mal ancak, Allah'ın öngördüğü amaç doğrultusunda harcanırsa helâl olur. Humus, dinimiz, ailemiz ve izleyenlerimiz hususunda bize yönelik bir yardımdır, bir destektir. Bunun bir kısmını dağıtırız. Bir kısmını da baskılarından korktuğumuz insanlar karşısında saygınlığımızı korumak için sarf ederiz.
Elinizden geldiğince onu bizden esirgemeyin Ve kendinizi dualarımızdan yoksun bırakmayın. Çünkü, humusu çıkarmanız, rızkınız için bir anahtar ve günahlarınızı da temizler. O, kaçınılmaz olarak karşılaşacağınız bir güne yönelik bir hazırlıktır.
Müslüman, kendisine verilen şeyleri tekrar Allah'a geri veren kimsedir.
Müslüman, diliyle kabul edip kalbiyle karşı çıkan kimse değildir. Vesselam."
Muhammed b. Zeyd şöyle rivayet etmiştir: "Horasan'dan bir topluluk, Ebu'l-Hasan er-Rıza'nın (a.s.) huzuruna geldiler ve onları humustan muaf tutmalarını istediler.
Buyurdu ki: Bu ne hilebazlık! Dilinizle bize dostluğunuzu iade ediyorsunuz, buna karşılık Allah'ın bize tanıdığı hakkımızı bizden esirgiyorsunuz. Bu hakkımız da humustur. Yapmayız, yapmayız, hiçbirinizi humustan muaf tutmayız." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali Rıza eserinden)
'Evet. Ömer (Medine valisi) öldü' dedim.
'Allah'a hamd olsun' dedi. Yirmi dört defa Elhamdülillah dediğini saydım. Dedim ki: 'Ey efendim! Eğer, bunun seni bu kadar sevindireceğini bilseydim, yalın ayak koşar sana haber verirdim.'
Bana dedi ki: 'Ey Muhammed! Biliyor musun bunun -Allah lanet etsin- babam Muhammed b. Ali'ye ne dediğini?'
'Hayır' dedim.
Dedi ki: 'Babam onunla bir hususta konuştuğunda babama şöyle dedi: 'Ben, senin sarhoş olduğunu zannediyorum.'
Babam dedi ki: 'Allah'ım, eğer dün, Senin için oruç tuttuğumu biliyorsan -ki biliyorsun- ona savaşın acısını ve tutsaklığın zilletini tattır.'
Allah'a yemin ederim ki birkaç gün geçmemişti ki, sahip olduğu her şey talan edildi, sonra kendisi de tutsak edildi. Şimdi de ölmüş. Allah ona rahmet etmesin. Allah ondan intikam aldı. Allah Azze ve Celle, daima dostlarının intikamını, düşmanlarından alır."
el-Mutarrifî şöyle rivayet etmiştir: "İmam Ebu'l-Hasan er-Rıza (a.s.) vefat ettiğinde, bana dört bin dirhem borçluydu. Kendi kendime 'Gitti malım' dedim. Derken, ertesi sabah, Ebu Câfer (Muhammed b. Ali aleyhisselâm), 'Yanıma gel ve yanında da terazi ve tartıları da getir' diye haber verdi.
Ebu Câfer'in (a.s.) yanına gittim bana dedi ki: 'Ebu'l-Hasan vefat etti ve senin onda dört bin dirhem alacağın var değil mi?' Altındaki musallayı kaldırdı, altında dinarlar vardı, onları bana verdi."
Fey, ganimet, humus'un açıklaması, hükümleri ve humus için gerekli olan şartlar
Ahmed b. Muhammed b. Ebu Nasr şöyle rivayet etmiştir: "İmam Rıza'ya (a.s.), 'Ve iyice bilin ki, ganimet olarak elde ettiğiniz şeyin mutlaka beşte biri Allah'ın ve Resulünün ve yakınların...' ayeti soruldu ve denildi ki: 'Allah'a ait olan kısım kime verilir?'
Buyurdu ki: 'Resule (s.a.v.) aittir. Resûlullah'a ait olan da imama aittir.'
Denildi ki: 'Bu ayette sözü edilen gruplardan birinin sayısı fazla, birinin sayısı daha az olursa taksimât ne şekilde yapılacaktır?'
Buyurdu ki: 'Bu, imamın takdirine bağlıdır. Resûlullah'ın nasıl davrandığını bilmiyor musun? Nasıl uygun görürse öyle taksim etmez miydi? İmam da öyle yapar."
Sema'e şöyle rivayet etmiştir: "Ebu'l-Hasan'a (a.s.) humus hakkında bir soru sordum. Buyurdu ki: İnsanların istifade ettiği az veya çok miktardaki her şeyden humus vermek gerekir."
Muhammed b. Ali şöyle rivayet etmiştir: "Ebu'l-Hasan'a (a.s.) denizden çıkarılan inci, yakut ve zeberced, ayrıca altın ve gümüş madenlerinden ne kadar hak olduğunu sordum.
Buyurdu ki: Bunların fiyatı bir dinarı buluyorsa, humus vermek gerekir."
Ali b. Hüseyin b. Abdurabbih şöyle rivayet etmiştir: "İmam Rıza (a.s.) babama bir miktar para ve hediye gönderdi. Babam ona yazdı: 'Bana gönderdiğin bu maldan humus vermem gerekiyor mu?'
Babama şu cevabı yazdı: Humus sahibinin sana gönderdiği maldan humus vermen gerekmez."
İbrahim b. Muhammed el-Hemezanî şöyle rivayet etmiştir: "Ebu'l-Hasan'a (a.s.) yazdım ki: 'Ali b. Mehziyar babanızın mektubunu bize okudu.
Bu mektupta bağ sahiplerinin, masraflarını çıkardıktan sonra on ikide birini vermekle yükümlü oldukları belirtilmiştir. Bağının geliri, masraflarını karşılamayan kimsenin, ne on ikide bir, ne de başka bir miktar vermesinin gerekmediği yazılmıştır.
Bizim yanımızda bulunan bazı insanlar, bu hususta ihtilâf etmişler ve diyorlar ki: 'Bağın gelirinden masraflar çıkarıldıktan sonra humus verilmesi gerekir. Burada kastedilen bağın masrafları ve harcamalarıdır. Kişinin ailesi için yaptığı harcamalar değil.'
İmam şu karşılığı verdi: Ailesinin masraflarından ve sultanın vergisinden sonra humus verilir."
Ahmed b. Müsennâ şöyle rivayet etmiştir: "Muhammed b. Zeyd et-Taberî bana şöyle dedi: 'İmam Rıza'nın (a.s.)'ın izleyicilerinden Faris bir tüccar, ona bir mektup yazdı. Mektubunda humus hakkında ondan izin istiyordu.
İmam ona şöyle yazdı: 'Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla. Hiç şüphesiz Allah'ın lutfu geniş ve O, cömerttir. Amel için ödülü ve sıkıntı için de üzüntüyü garanti etmiştir.
Bir mal ancak, Allah'ın öngördüğü amaç doğrultusunda harcanırsa helâl olur. Humus, dinimiz, ailemiz ve izleyenlerimiz hususunda bize yönelik bir yardımdır, bir destektir. Bunun bir kısmını dağıtırız. Bir kısmını da baskılarından korktuğumuz insanlar karşısında saygınlığımızı korumak için sarf ederiz.
Elinizden geldiğince onu bizden esirgemeyin Ve kendinizi dualarımızdan yoksun bırakmayın. Çünkü, humusu çıkarmanız, rızkınız için bir anahtar ve günahlarınızı da temizler. O, kaçınılmaz olarak karşılaşacağınız bir güne yönelik bir hazırlıktır.
Müslüman, kendisine verilen şeyleri tekrar Allah'a geri veren kimsedir.
Müslüman, diliyle kabul edip kalbiyle karşı çıkan kimse değildir. Vesselam."
Muhammed b. Zeyd şöyle rivayet etmiştir: "Horasan'dan bir topluluk, Ebu'l-Hasan er-Rıza'nın (a.s.) huzuruna geldiler ve onları humustan muaf tutmalarını istediler.
Buyurdu ki: Bu ne hilebazlık! Dilinizle bize dostluğunuzu iade ediyorsunuz, buna karşılık Allah'ın bize tanıdığı hakkımızı bizden esirgiyorsunuz. Bu hakkımız da humustur. Yapmayız, yapmayız, hiçbirinizi humustan muaf tutmayız." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali Rıza eserinden)