31 Mart ne anlama geliyor?

21 yıllık AKP iktidarının Türk milleti tarafından anlaşılmış olduğunun açık tespitidir.

İyi ama 21 yıldır anlaşılamayan AKP bu seçimde nasıl anlaşılabildi diye soracaksınız?

AKP'nin karşısında AKP ye oy veren seçmene hitap eden bir muhalefet hiç olmadı şimdiye kadar.

Bu durum AKP'nin ekmeğine yağ sürdü.

AKP seçmeni, hem Müslüman hem Atatürkçü olunmaz sanıyordu.

AKP seçmeni, devletin dini olur, tüm vatandaşlar da bu dine mensup sayılır sanıyordu.

AKP seçmeni, bu dinsiz devletin yıkılması gerekir sanıyordu.

AKP seçmeni, cumhuriyetin başıbozukluk, laikliğin ateistlik olduğunu sanıyordu.

Muhalefet bloğu da buna itiraz etme ihtiyacı duymadı, halinden memnun yıllarını heba etti.

Ta ki Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in siyaset sahnesinde BTP'si ile yer almasına kadar böyle devam etti Türkiye'nin siyaset macerası.

İktidar memnun, muhalefet memnun, millet memnun (başka adam mı var), ki oy verelim kafasında.

Haydar Baş Bey Türk siyasetinde yanlış bilinen Atatürk, cumhuriyet, laiklik, sağ ve sol kavramı ve siyaset din ilişkisini yeniden dizayn edene kadar bu iktidar muhalefet oyunu sürdü gitti maalesef.

Önce 'Milli Devlet Sosyal Devlet' adlı eseriyle siyasette olması gereken doğruları kitaplaştırarak memleket memleket dolaşarak anlattı Türk seçmenine.

Sonra 'Hoş Geldin Atatürk' eseriyle Atatürk'ün kim olduğunu yazdı ve il il dolaşarak anlattı Türk seçmenine.

Dahası da var… Milli Ekonomi Modeli'yle çıktı sahneye Haydar Hoca ve seçmen MEM'in dünya üzerindeki başarılarını gördü ve öğrendi Haydar Hocadan.

Ve son noktada seçmen AKP olmazsa Türkiye batar yalanını fark etti.

Bu büyük bir yalandı ama seçmen 21 yıl boyunca bu yalana tutundu ve AKP iktidarına mahkûm edildi.

Öyle ya, başka parti mi vardı, başka lider mi vardı; aman AKP kalsın yoksa kaos çıkar, düşüncesi pompalandı seçmene.

Seçmen yandaş TV'leri, yalaka yayınları gerçek sandı, bu yalana tutundu.

Haydar Hoca vefat edip Hüseyin Baş Genel Başkan olunca medya ve kamuoyu önünde daha fazla görünür oldu.

Halk onu tanıdı ve çok sevdi.

Söylediği her şey doğru, yaptığı her tespit tam isabetliydi.

Tüm Türk Müslüman, laik, demokrat seçmenin gönlünde taht kurdu Hüseyin Baş.

Ama bir sıkıntı vardı, mevcut konjonktür BTP'nin iktidar olmasına çok da uygun değildi.

İyi ama başka bir lider mi var diyen seçmen arayış içerisine girdi. Kriterler belli olmuştu:

- Dürüst olacaksın

- Kavga etmeyeceksin

- Cumhuriyet değerlerine sövmeyecek, sahip çıkacaksın.

- Dindar olacaksın ama dini siyasete alet etmeyeceksin.

- Şeffaf olacaksın, milletini bölmeyeceksin.

- Birlik diyeceksin, siyasete tuzak kurmayacaksın.

- Kendi istikbalini milletin bekasının önüne koymayacaksın.

- 'Dinsiz devlet yıkılacak elbet' demeyeceksin.

Ve en önemlisi, 

- Demokratik, laik, hukuk sistemiyle oynamayacaksın.

Bu kriterleri bünyesinde barındıran tek bir siyasi parti var, BTP.

Sistemin cambazları bir isim dikte etmeye kalktı, bu isim İmamoğlu olarak önümüze getirildi. Fakat bu oyun tutmadı. Ankara BB başkanı ısrarla gizlendi saklandı. Mansur Bey ısrarla çizgisini bozmadı. Ve millet 6 Şubat depreminde gerçek bir vatansever, milliyetçi, şeffaf ve bütünleştirici bir lideri yeniden fark etti. Bu isim Mansur Yavaş.

Haydar Baş hocanın 21 yılda milletin hafızasına kazıdığı milli siyasetçi profili BTP kadrolarının ve Genel Başkanı Hüseyin Baş Bey'in amasız, fakatsız tam desteğiyle halkın zaten teveccühüne mazhar olan Mansur Yavaş, Türk siyasetinde yeni bir soluk olarak seçmenin gönlüne taht kurdu.

Şimdi bir soruyla tespitimin sağlamasını yapayım.

Mansur Yavaş CHP'den aday olmasaydı bu kriterlere sahip seçmen CHP'ye oy verir miydi? "CHP'ye oy vermek dinden çıkmaktır! anlayışını yıkan adam Haydar Baş'ın şahsında Hüseyin Baş ve siyasetteki konumu itibarı ile yeni bir siyasi lider olması muhtemel.