logo
27 ARALIK 2024

İman ile yapılan fetihle 12 milyon dolara yapılan fetih

25.02.2012 00:00:00
Hendek Savaşında, hendekler kazılırken büyük bir kaya çıkmıştı. Ashap yorgun, aç, susuz. Kaya kırılmıyor. Allah Resulü (sav) aldı balyozu eline, Allah’ın adıyla vurdu kayaya. Kıvılcımlar çıktı her vuruşta. Ve her vuruşta müjdeler verdi Allah Resulü. İran’ın, Bizans’ın fetih olunacağını müjdeledi. İran ve Bizans. Zamanın küresel güçleri. İşte Resulullah’ın (sav) yanında ama kalplerinde hastalık olanlar, Allah Resulü’nün bu müjdelerine dudak bükmüş, biz can derdindeyiz, o küresel güçlere kafa tutuyor, demeye getirmişlerdi işi. (Aynen bugünküler gibi)
Ama müjdeler gerçekleşti. Çünkü o (sav) kafadan konuşmaz. Konuştuğu vahiyledir. Allah Resulü’nün direk olarak fethini müjdelediği iki önemli yer vardır. Biri İstanbul, diğeri Kıbrıs. Tek soru; Bu iki coğrafya haçlı kontrolünde olsa, İslam coğrafyası diye bir tanımlama yapılabilecek mekan ortada kalır mıydı?
Evet, Kıbrıs ve İstanbul kıymetlidir ve İslam coğrafyasının anahtarlarıdır. Ve bu anahtarlar Türk milletine emanet edilmiştir. Emanete hıyanet edenleri Allah affetmez.
Evet, “Konstantiniyye elbet bir gün fetholunacaktır; onu fetheden komutan ne güzel komutan ve o fethe katılan askerler de ne güzel askerlerdir” diyordu Allah Resulü (sav)
İşte bu ilahi müjdeye ve güzelliğe ulaşmak için kimler gelmedi ki bu coğrafyaya! Başta Ebu Eyyub El–Ensari Hazretleri olmak üzere.
İstanbul, Emeviler’den Abbasiler’e, onlardan Selçuklu ve Osmanlılar’a kadar her dönemde fetih hareketleri, seferleri yapılmış ama vakit henüz gelmemişti. Hatta Fatih’in babası II. Murat da birkaç kere İstanbul’u kuşatmayı denemiş ama muvaffak olamamıştı.

Bir gün Ankara’dan bir misafiri olduğu söylenmiş; karşısında devrin gönül sultanı Hacı Bayram Veli Hazretleri’ni görünce heyecanlanmış ve hemen “Hocam, size malum olur; yoksa İstanbul bize nasip olmayacak mı?” deyivermişti.
Hak Dostu şöyle bir murakabeye dalmış ve sonrasında da “Sultanım, Fetih sana ve bize nasip olmayacak. Ama Cenab–ı Allah, İstanbul’un anahtarlarını senin beşikteki göz nurunla, bizim müstakbel çırağa (Hz. Akşemseddin’e) nasip edecek” demişti…
O gece İstanbul sırtları ışıl ışıldı. Osmanlı çadırlarında kimse uyumayacak, herkes Fethin asıl sahibi Cenab–ı Allah’a el açıp dua edecekti. Fatih Sultan Mehmet atı üzerinde bir o yana, bir bu yana koşturuyor; askerlerine aşk–u şevk verecek ayetler okuyor; kalelerin kapılarını açmak için önce gönül pencerelerini açıp, Hz. Fettah’tan fetih dilenmek lazım geldiğini söylüyordu. O, savaş talimatları verirken Zağanos Paşa ileri atılıyor; “Hepimiz din uğruna baş koyduk. Müslümanlığımızı ispat eyleyecek, Efendimizi (sav) sevindireceğiz Sultanım!” diyordu…
Genç Hükümdar, bütün kâinatın gerçek sultanı Cenab–ı Allah’a karşı bel bükmüş, el açmış dua ediyor, “Ya İlâhî, bir bölük Müslüman’ı yerindirme, düşmanlarını sevindirme, bizi muzaffer kıl.” diyordu. O daha cümlesini bitirmeden çadırın dışından hıçkırıkla karışık “Amin, amin” sesi yükseliyordu. Az ileride, genç bir adam çimlere oturmuş, ellerini Yüce Dergâh’a kaldırmış aynı duayı tekrarlıyordu.
Bu genç gözyaşları ve iç yakarışlarıyla Akşemseddin’e, Hz. Fatih’e dem tutan Ulubatlı Hasan’dı. O da uyuyamamış, şahadet şerbeti arzusuyla dua ediyordu. Ulubatlı Hasan’ın gönlü Allah için cihat etme aşkıyla yanıp kavrulmaktaydı “İlahi kelimetullah” uğruna can vermek en büyük emeliydi.
…Ulubatlı’nın şimşek gibi çakan kılıcından ürken düşman askerleri uzaktan ok yağdırmaya başlamışlardı. Oklar peş peşe Hasan’ın vücuduna saplanıyordu. Ayakta duramayacağını anlayan Ulubatlı, sancağı Topkapı’daki surların üzerine dikivermişti. Sancağın surların üzerinde dalgalandığını gören askerler coşmuştu… Sancağın artık emin ellerde olduğunu gören Hasan yüzünde mesut bir tebessümle ruhunu Rahman’a teslim etmişti. Ulubatlı Hasan’ın vücuduna 27 ok saplanmıştı. Arkadaşları bu okları çıkardılar ve bu mübarek şehidi Fatih’in huzuruna götürdüler. Fatih, İslam’ın bu bahadır evladına dua ettikten sonra şöyle demiştir: “Ulubatlı Hasan’ım! Ne kadar şanlısın. Eğer sultan olmasaydım, Ulubatlı Hasan olmak isterdim!” demişti…

FATİH’İN AYASOFYA VAKFİYESİ
“İşte bu benim Ayasofya Vakfiyem, dolayısıyla kim bu Ayasofya’yı camiye dönüştüren vakfiyemi değiştirirse, bir maddesini tebdil ederse, onu iptal veya tedile koşarsa, fasit veya fasık bir teville veya herhangi bir dalavereyle Ayasofya Camisi’nin, vakıf hükmünü yürürlükten kaldırmaya kastederlerse, aslını değiştirir, füruna itiraz eder ve bunları yapanlara yol gösterirlerse ve hatta yardım ederlerse ve kanunsuz olarak onda tasarruf yapmaya kalkarlar, camilikten çıkarırlar ve sahte evrak düzenleyerek, mütevellilik hakkı gibi şeyler ister yahut onu kendi batıl defterlerine kaydederler veya yalandan kendi hesaplarına geçirirlerse, ifade ediyorum ki huzurunuzda, en büyük haram işlemiş ve günahları kazanmış olurlar.
Bu sebeple, bu vakfiyeyi kim değiştirirse, Allah’ın, Peygamber’in, meleklerin, bütün yöneticilerin ve dahi bütün Müslümanların ebediyen laneti onun ve onların üzerine olsun. Azapları hafiflemesin onların, haşr gününde yüzlerine bakılmasın. Kim bunları işittikten sonra hala bu değiştirme işine devam ederse, günahı onu değiştirene ait olacaktır. Allah’ın azabı onlaradır. Allah işitendir, bilendir.” Fatih Sultan Mehmet Han 1 Haziran 1453 (Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nde Bulunan Ayasofya İle İlgili Arapça Vakfiyenin Tercümesi)
Sahi “Gençliğe Hitabeyi” “Andımızı” “Dilimizi” vs. tartışmaya açanlar, ayet mi, diye kafalarınca posta koymaya kalkanlar, eskiden dillerinden düşürmedikleri Ayasofya ve bu bedduayı unutmuşlar mıdır? Ne dersiniz?
Artı 12 milyon dolara çekilen “Fetih 1453” filmi ile bizim İstanbul’u fethimiz arasında bir benzerlik var mıdır?
İçimde kalmasın; Sayın Günay! Hürrem mi, Kanuni mi? Soruyu anladınız mı?

 
Akın Aydın / diğer yazıları
Beştepe'de sürpriz buluşma
Erdoğan, Bartholomeos'u kabul etti
Hükümet, katılım bankalarının üstünü çizdi!
Piyasaya 11 banka yön verecek
Moskova yanaşmıyor
Azerbaycan, Rusya'dan itiraf bekliyor
Rus füzesi iddiası
Azerbaycan basını yazdı
4 çocuktan 3'ü karamsar
Türkiye'de çocuklar bile ekonomiden dertli
Merkez Bankası faiz kararını verdi
İki yıl sonra bir ilk
Teğmenlerle ilgili karar 16 Ocak'ta verilecek
Milli Savunma Bakanlığı'ndan açıklama
Protesto eylemlerinde ölenler var
Suriye karıştı
Sıla bebeğin mahkemesi başladı
5 sanığın yargılaması kapalı yapılıyor
İkinci duruşma başladı
Narin Güran cinayeti davası
Pürüzün destekçisi ise belli
Suriye'de en büyük pürüz PKK/YPG
Can kardeş, ne işin olur senin Embraer ile?
Azerbaycan için yas günü
Sonuç sürpriz değil
En iyi maaşı onlar alıyor
İşte en temel sorun
'Ekonomide travmaları atlatamadık'
Beştepe'de sürpriz buluşma
Erdoğan, Bartholomeos'u kabul etti
Hükümet, katılım bankalarının üstünü çizdi!
Piyasaya 11 banka yön verecek
Moskova yanaşmıyor
Azerbaycan, Rusya'dan itiraf bekliyor
Rus füzesi iddiası
Azerbaycan basını yazdı
4 çocuktan 3'ü karamsar
Türkiye'de çocuklar bile ekonomiden dertli
Merkez Bankası faiz kararını verdi
İki yıl sonra bir ilk
Teğmenlerle ilgili karar 16 Ocak'ta verilecek
Milli Savunma Bakanlığı'ndan açıklama
Protesto eylemlerinde ölenler var
Suriye karıştı
Sıla bebeğin mahkemesi başladı
5 sanığın yargılaması kapalı yapılıyor
İkinci duruşma başladı
Narin Güran cinayeti davası
Pürüzün destekçisi ise belli
Suriye'de en büyük pürüz PKK/YPG
Can kardeş, ne işin olur senin Embraer ile?
Azerbaycan için yas günü
Sonuç sürpriz değil
En iyi maaşı onlar alıyor
İşte en temel sorun
'Ekonomide travmaları atlatamadık'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.