İmam Rıza’nın ahkâmın hikmetleri hakkında cevapları -1-
“İmam Rıza (a.s.), ahkâmın hikmetleriyle ilgili sorduğum soruların cevabında şöyle yazdı
07.03.2024 19:44:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
Muhammed bin Ali Maciyleveyh (r.a.), metindeki senetle Muhammed bin Sinan'dan şöyle naklediyor: "İmam Rıza (a.s.), ahkâmın hikmetleriyle ilgili sorduğum soruların cevabında şöyle yazdı:
Cenabet guslünün hikmeti
Temizlik, insanın kendisine dokunan meniyi temizlemesi ve vücudunun diğer yerlerini pak etmesidir. Çünkü cenabet, insanın bütün vücudundan çıkmaktadır. Dolayısıyla, vücudunun hepsini temizlemesi vaciptir. İşte bundan dolayı bütün bedenini temizlemesi insana farzdır.
İdrar ve dışkıda guslün farz olmamasının sebebi
Bunların cenabetten daha çok ve sürekli olmasından dolayıdır; işte çok tekrarlanması ve zorluğundan, irade etmeksizin ve şehvetsiz geldiğinden dolayı sadece abdest alınması yeterli görülmüştür.
Ama cenabet, insanın lezzet almak için kendi isteği ve kendisini o işe mecbur etmesiyle gerçekleşmektedir.
İki bayram (Fıtır ve Kurban)
Cuma ve diğer günler için guslün sebebi, kulun o günlerde Rabbini ululaması, kerim ve yüce olan Rabbini karşılaması, günahlarına mağfiret dilemesinden dolayıdır. Yine, bayram gününün onlara tanınıp Allah'ın zikri üzere o günde toplanmaları içindir.
İşte o günü ululamak, onu diğer günlerden üstün tutmak, nafile ve ibadetlerin çok olması ve bir Cuma'dan diğer Cuma'ya kadar insanın temiz olabilmesi için o günde gusletmeyi karar kılmıştır.
Ölüye gusül verilmesinin sebebi
Hastalığından dolayı (birikmiş olan) pisliklerin giderilmesi ve ona ulaşmış olan çeşitli hastalık ve mikropların temizlenmesi içindir.
Çünkü o, meleklerle görüşüp ahirette onlarla irtibatta olacaktır. İşte bu yüzden, Allah'a uğradığı ve temizlerle (meleklerle) görüştüğü zaman -ki onlara dokunacak ve onlar da ona dokunacaklar- rahmet ve şefaate tâbi tutulması için tertemiz olması uygundur.
Abdestte baş ve ayakları meshetmenin, yüz ve kolları yıkamanın sebepleri
Kulun, Allah'ın huzurunda durduğu, zâhirî âzâları ile O'na yöneldiği ve bu âzâlarla amelleri yazan meleklerle mülakat ettiğinden dolayıdır.
Öyleyse yüzün yıkanması, (Allah'a) secde ve huzû etmek içindir; iki ellerin yıkanması ise onları, Allah'ın dergâhına doğru kaldırıp indirmek ve O'na işaret etmekten (yönelmekten) dolayıdır.
Baş ve ayakları meshetmenin sebebi ise bu ikisinin âşikâr ve açık olmasından dolayıdır; her durumda bunlarla Allah'a yönelebilir. Bunlarda olan huzû ve Allah'a yönelme, yüz ve kollardaki gibi değildir.
Zekâtın sebebi
Zekâtın sebebi; fakirlere azık vermek, zenginlerin mallarını ise korumak içindir. Allah-u Teala sağlığı yerinde olanları, âfet ve belaya uğrayanların ihtiyaçlarını karşılamakla mükellef kılmıştır.
Nitekim Allah-u Teala şöyle buyurmuştur: "And olsun ki mallarınızla, canlarınızla sınanacaksınız." Mallarla sınama zekât vermekledir, canlarla sınama ise belalar karşısında sabırlı olmaya hazırlanmakladır. Ayrıca, zekât vermede Allah'ın nimetlerinin şükrünü yerine getirmek ve nimetin çoğalmasına da umut vardır; yine zekât vermede fakir ve yoksullara karşı merhamet, şefkat, eşitliğe teşvik, onları takviye etme ve dinî meselelerde onlara yardımda bulunmak vardır.
Bu fakirler, zenginler için bir öğüt ve onların ahi-ret fakirliğini hatırlamaları için de bir ibrettirler.
Yine bu fakirler, zenginlerin kendilerine verilmiş olan nimet ve bağışlar karşısında Allah'a şükretmelerine, dua ve yakarışta bulunmalarına ve onlar gibi olmaktan korkmalarına birer teşvik vesilesidirler.
Zekât, sadaka, sıla-i rahim ve başkalarına iyilik yapmak gibi birçok konularda da durum aynıdır." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali Rıza eserinden)
Cenabet guslünün hikmeti
Temizlik, insanın kendisine dokunan meniyi temizlemesi ve vücudunun diğer yerlerini pak etmesidir. Çünkü cenabet, insanın bütün vücudundan çıkmaktadır. Dolayısıyla, vücudunun hepsini temizlemesi vaciptir. İşte bundan dolayı bütün bedenini temizlemesi insana farzdır.
İdrar ve dışkıda guslün farz olmamasının sebebi
Bunların cenabetten daha çok ve sürekli olmasından dolayıdır; işte çok tekrarlanması ve zorluğundan, irade etmeksizin ve şehvetsiz geldiğinden dolayı sadece abdest alınması yeterli görülmüştür.
Ama cenabet, insanın lezzet almak için kendi isteği ve kendisini o işe mecbur etmesiyle gerçekleşmektedir.
İki bayram (Fıtır ve Kurban)
Cuma ve diğer günler için guslün sebebi, kulun o günlerde Rabbini ululaması, kerim ve yüce olan Rabbini karşılaması, günahlarına mağfiret dilemesinden dolayıdır. Yine, bayram gününün onlara tanınıp Allah'ın zikri üzere o günde toplanmaları içindir.
İşte o günü ululamak, onu diğer günlerden üstün tutmak, nafile ve ibadetlerin çok olması ve bir Cuma'dan diğer Cuma'ya kadar insanın temiz olabilmesi için o günde gusletmeyi karar kılmıştır.
Ölüye gusül verilmesinin sebebi
Hastalığından dolayı (birikmiş olan) pisliklerin giderilmesi ve ona ulaşmış olan çeşitli hastalık ve mikropların temizlenmesi içindir.
Çünkü o, meleklerle görüşüp ahirette onlarla irtibatta olacaktır. İşte bu yüzden, Allah'a uğradığı ve temizlerle (meleklerle) görüştüğü zaman -ki onlara dokunacak ve onlar da ona dokunacaklar- rahmet ve şefaate tâbi tutulması için tertemiz olması uygundur.
Abdestte baş ve ayakları meshetmenin, yüz ve kolları yıkamanın sebepleri
Kulun, Allah'ın huzurunda durduğu, zâhirî âzâları ile O'na yöneldiği ve bu âzâlarla amelleri yazan meleklerle mülakat ettiğinden dolayıdır.
Öyleyse yüzün yıkanması, (Allah'a) secde ve huzû etmek içindir; iki ellerin yıkanması ise onları, Allah'ın dergâhına doğru kaldırıp indirmek ve O'na işaret etmekten (yönelmekten) dolayıdır.
Baş ve ayakları meshetmenin sebebi ise bu ikisinin âşikâr ve açık olmasından dolayıdır; her durumda bunlarla Allah'a yönelebilir. Bunlarda olan huzû ve Allah'a yönelme, yüz ve kollardaki gibi değildir.
Zekâtın sebebi
Zekâtın sebebi; fakirlere azık vermek, zenginlerin mallarını ise korumak içindir. Allah-u Teala sağlığı yerinde olanları, âfet ve belaya uğrayanların ihtiyaçlarını karşılamakla mükellef kılmıştır.
Nitekim Allah-u Teala şöyle buyurmuştur: "And olsun ki mallarınızla, canlarınızla sınanacaksınız." Mallarla sınama zekât vermekledir, canlarla sınama ise belalar karşısında sabırlı olmaya hazırlanmakladır. Ayrıca, zekât vermede Allah'ın nimetlerinin şükrünü yerine getirmek ve nimetin çoğalmasına da umut vardır; yine zekât vermede fakir ve yoksullara karşı merhamet, şefkat, eşitliğe teşvik, onları takviye etme ve dinî meselelerde onlara yardımda bulunmak vardır.
Bu fakirler, zenginler için bir öğüt ve onların ahi-ret fakirliğini hatırlamaları için de bir ibrettirler.
Yine bu fakirler, zenginlerin kendilerine verilmiş olan nimet ve bağışlar karşısında Allah'a şükretmelerine, dua ve yakarışta bulunmalarına ve onlar gibi olmaktan korkmalarına birer teşvik vesilesidirler.
Zekât, sadaka, sıla-i rahim ve başkalarına iyilik yapmak gibi birçok konularda da durum aynıdır." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali Rıza eserinden)