logo
12 MAYIS 2024

İBB, Türk-İş ve Hak-İş arasında toplu iş sözleşmesi imzalandı

İBB, TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ sendikaları arasında, kurumda ve iştirak şirketlerinde emek veren çalışanlara yönelik toplu iş sözleşmeleri ve ek protokoller imzalandı. İmza töreninde konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, "İstanbul'da israfı engelleyen, tasarrufu önceleyen, milletin hakkını koruyan, çalışanın da hakkını koruyan bir yönetim olarak, kamu kaynaklarının bir avuç insan için değil, millet için kullanıldığı bir süreci var etme konusunda kararlı bir biçimde yolumuza devam ediyoruz. Yeni yönetim anlayışımız budur. Modelimiz budur" dedi

01.11.2022 16:37:00
İBB, Türk-İş ve Hak-İş arasında toplu iş sözleşmesi imzalandı
İBB, Türk-İş ve Hak-İş arasında toplu iş sözleşmesi imzalandı

YENİKAPI / İSTANBUL

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), kurumda ve iştirak şirketlerinde emek veren çalışanlarına yönelik hayata geçirdiği toplu iş sözleşmeleri ve ek protokolleri, HAK-İŞ ve TÜRK-İŞ sendikaların katılımıyla imza altına aldı.

Sabah saatlerinde HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan ile öğle saatlerinde de TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay'la bir araya gelen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, imza öncesinde yaptığı konuşmasında çarpıcı rakamlar aktardı. "Ülkemizde nüfusun neredeyse yüzde 10'unun, ülke zenginliğinin yüzde 70'sinin sahibi olduğunu düşündüğümüzde, işimizin ne kadar zor olduğunu, hep beraber hesaplamamız gerekir" diyen İmamoğlu, "Eşitlik ilkesini, temelden başlayıp düzeltme konusunda yoğun çaba göstermemiz şarttır.

Nüfusumuzun yüzde 50'si ise, bu ülke zenginliğinin sadece ve sadece yüzde 4'üne sahiptir. Türkiye'de servetin yüzde 70'i, neredeyse sadece 8,5 milyon insanın elinde. Neredeyse 43 milyon insan ise, bu ülkenin, bu cennet vatanının nimetlerinin sadece yüzde 4'üne sahip" bilgilerini paylaştı.

"ADALETSİZLİĞİ VE EŞİTSİZLİĞİ GİDERMEMİZ ŞART"

"Bu adaletsizliği, bu eşitsizliği gidermemiz şart. Bu çarpıcı boyut, sürece bakışımızın da mücadelemizin de temelini oluşturmalıdır" diyen İmamoğlu, "Tabii bu bir tercih meselesi. Nasıl bir tercih yaptığınız kıymetli.

Yani topyekun eşitlik kavramı içerisinde 85 milyon insanımızı mı dert ediyoruz, ona dönüp mü uğraşıyoruz? Yoksa, sadece dönem dönem küçük zümreleri ya da belli grupları mı dert edinen bir yönetim anlayışına sahibiz? Ülkenin yönetimsel tercihleri aslında bu manzaraları ve bu istatistikleri önümüze koyar" ifadelerini kullandı.

Dünya rakamlarından örneklere de konuşmasında yer veren İmamoğlu, "Bazı ülkelerde en çok kazanan yüzde 10'luk kesimin elde ettiği gelirle, az kazanan yüzde 50'lik kesimin elde ettiği gelir arasındaki fark, gelişmiş bazı ülkelerde 7 kat iken, bizde 23 kat.

Türkiye'mizde yüzde 50'lik kesimin cebine giren her 1 liranın karşılığında, en çok kazanan yüzde 10'luk kesimin cebine 23 lira giriyor aynı anda. Ve her yıl zenginleşme bu yüzde 10'luk kesimde 23  kat büyürken, ne yazık yüzde 50'lik kesimdeki fakirleşme de 23 kat derinleşerek, aşağı doğru iniyor.

Bu süreci durdurmadığımız sürece, ülkemizdeki güçlenmeyi, ülkemizdeki zenginleşmeyi tarif edemeyiz" şeklinde konuştu.

"ADALETİ SAĞLAYACAK EN BÜYÜK GÜÇ, EMEĞİN GÜCÜDÜR"

"Millet; mutluluk nedir, refah nedir, huzur nedir; bunu kavrayabilmeli" diyen İmamoğlu, "Bu yolda, ortak akılla süreci tedavi etmeliyiz ve tamir etmeliyiz. Bu gidişatı durduracak kaynağın dağılımındaki adaleti sağlayacak en büyük güç nedir biliyor musunuz? Aslında emeğin gücüdür. Çalışanların gücüdür.

Bu süreç orada tedavi edilmeye, tamir edilmeye başlar. Ve memleketin tamamına yayılması mümkün olur. İşçilerin ücretlilerin, dar gelirlilerin paylaşımdaki adaletini sağlamak, onların refah düzeyini artırmak, onların imkanlarını geliştirmek, yaşam içerisindeki belli konularda elde ettikleri bazı imkanlar ile aradaki uçurumları kapatmakla, ülkenin refah düzeyini düzeltebilir ve o uçurumları ortadan kaldırabilirsiniz" diye konuştu.

Kendilerinin "milletin iktidarı" için çalıştığına dikkat çeken İmamoğlu, "Bir siyasi mensubiyetin, siyasi kişiliğin, siyasi bir bireyin ya da siyasi bir partinin iktidarı için değil, milletin iktidarı için çalışıyoruz. Dolayısıyla biz, gücümüzü bu kavramla ortaklaştırmalı, beraber düşünmeli ve 'Milletin refah düzeyini yukarıya nasıl taşırız'ı hep birlikte dert edinip, çözümler oluşturma konusunda gayret sarf etmeliyiz" dedi.

SENDİKALAŞMANIN ÖNEMİNE DİKKAT ÇEKTİ

3,5 yıl önce "İstanbul adil bir şehir olacak" taahhüdüyle yola çıktıklarını hatırlatan İmamoğlu, "Adalet, çok önemli. Adil olmak, çok önemli. Ailede adalet başlar, sokakta, caddede, mahallede, kurumlarda devam eder; hasılı bütün ülkeye yayılır. Ve bu, adalet kavramının topyekun var olmasını sağlar" ifadelerini kullandı.

Sosyal adalet kavramı içinde sendikaların önemli bir yer tuttuğuna dikkat çeken İmamoğlu, "Sendikalaşma hareketlerine her zaman çok değer vermişimdir. Eşitsizliklerin ortadan kaldırılması hususunda, kendi içerisindeki özgür ve bağımsız ortamların sağlanmasında, asla taraf olmadan mevcut endüstriyel ilişkilerin en çağdaş bir biçimde yürütülmesi, yöneltilmesi hususunda 8,5 yılı aşkın kamu hizmetinde bulunan bir Belediye Başkanı olarak, çok özenli davranmışımdır.

Adil olmaya gayret etmişimdir. Ve hiç kimsenin hakkını, hiçbir kurumun hakkını çiğnetmeden süreç yönetmeye gayret etmişimdir" dedi.



ÇARPICI RAKAMLAR PAYLAŞTI

Bu kapsamda sendikalarla birlikte ortak akıl geliştirmeyi ve örnek çözümler üretmeyi önemsediklerinin altını çizen İmamoğlu, şu bilgileri paylaştı:

"İBB işçilerinin yüzde 92'si, toplu iş sözleşmesi kapsamında çalışıyor. İBB, çalışma hayatındaki 20 işkolundan 13'ünü bünyesinde barındıran çok büyük bir organizasyon. Bu organizasyonda çalışma ilişkileri, 14 yetkili sendika ile ve 38 toplu iş sözleşmesiyle yönetiliyor. 3,5 yılda, 39 toplu iş sözleşmesi ve 65 ek protokol, karşılıklı iş birliği içerisinde hayata geçirildi. Bu 39 toplu iş sözleşmesinin 21'i, ilk defa bizim dönemimizde örgütlenen işyerleriyle imzalandı.

Tüm çalışanların yüzde 57'ye yakını, ilk defa bizim dönemimizde toplu iş sözleşmesinden yararlanma şansına sahip oldu. 2022 yılı içerisinde sendikalarla, yaklaşık 50 bin çalışanı ilgilendiren 13 toplu iş sözleşmesi ve 42 ek protokol imzaladık. Kur artışından ve ülkenin genel ekonomik zorluklarından etkilenen çalışanlara destek olmak için, ücret yönetimi 6 aylık artışlar olacak şekilde yeniden düzenlendi.

Bu iki konuda da sendikalar ile el sıkışarak ilerlendi ve ek protokoller imzalandı. Doğrudan hizmet alımı kapsamında çalışan, KHK statüsündeki yaklaşık 40 bin personelin yol ve yemek ücretlerini insani standartlara getirildi.

Toplu iş sözleşmesi yetki davası devam eden yaklaşık 15 bin çalışanın da mağdur olmaması için de gereken hassasiyet gösteriliyor."

"KAMU BANKALARINDAN TEK BİR KURUŞ KREDİ ALMADAN…"

Çalışanını düşünen bir kurum olmanın manevi olarak huzuru ve gururunu yaşadığını vurgulayan İmamoğlu, şunları söyledi:

"Kriz koşullarında, millete ait kamu bankalarından tek bir kuruş kredi almadan, bir belediye olarak çalışanların koşullarını iyileştirmek adına elimden geleni yapmanın da hem keyfini hem gururunu yaşıyorum.

Ben, 86 bin çalışanımın -ister en tepesindeki yöneticisi olsun, ister sokakta emeğiyle o caddeyi, kaldırımı süpüren kardeşim olsun- yüzüne baktığımda, kafamı öne eğmeyecek bir yönetici olmayı kendime çok önemli görürüm.

Kafamı yere eğmeden, onun yüzüne gururla bakarak, onun hakkını koruyan bir yönetici olduğunu hissettiren bir Belediye Başkanı olmak, benim şu koltukta belki de en memnun olacağım anlardan birini bana yaşatmak demektir. O bakımdan çok önemli adımlar atıyoruz. Atmaya da devam edeceğiz. Çünkü, İstanbul'un ne kadar önemli hizmetler beklediğini biliyoruz.

İstanbul'da israfı engelleyen, tasarrufu önceleyen, milletin hakkını koruyan, çalışanın da hakkını koruyan bir yönetim olarak, kamu kaynaklarının bir avuç insan için değil, millet için kullanıldığı bir süreci var etme konusunda kararlı bir biçimde yolumuza devam ediyoruz. Yeni yönetim anlayışımız budur. Modelimiz budur"

ARSLAN: SOSYAL DİYALOG MEKANİZMALARINI SÜRDÜREREK BAŞARILI OLMAK MÜMKÜN

Toplu iş sözleşmesi imzalarının atılmasından önce konuşan Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Arslan ise, "Toplantımızın üç ayrı ayağı var.

Birincisi; sözleşmesi imzalanamayan, avans uygulaması yapılan iş yerlerimiz. İkincisi; toplu sözleşmeleri geçmişte imzalanmış ama ekonomik yönden sorunları sıkıntılar olduğu için iyileştirme yapılan iş yerlerimiz.

Bir de toplu iş sözleşmesi yapılan 47 bin kişi" bilgilerini paylaştı. Hak-İş'in en geniş örgütlendiği kurumun İBB olduğunu belirten Arslan, "Hak-İş olarak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ndeki faaliyetlerimizi baştan itibaren denge içerisinde sürdürmeye çalıştık.

Sayın Başkan'la görüştüğümüzde, zaman zaman taleplerimizi de ifade ettiğimizde gördük ki, karşılıklı konuşarak, müzakere ederek, o bizim sihirli sözcüğümüz olan 'sosyal diyalog' mekanizmalarını sağlıklı bir şekilde sürdürerek, işleterek bence başarılı olmak mümkün" ifadelerini kullandı.

ATALAY: BU ÜLKEDE ÖYLE AYRIŞTIK Kİ…

TÜRK-İŞ olarak 70'nci kuruluş yıldönümlerini kutladıklarını kaydeden TÜRK-İŞ Genel Başkanı Atalay da konuşmasında sendikal örgütlenmenin önemine dikkat çekti.

Kendilerinin 1,3 milyon resmi üyesi olduğu bilgisini aktaran Atalay, "Bu ülkede örgütlülük, yüzde 14. Şu anda 18 milyon çalışanın olduğu bir ülkede, yüzde 14 örgütlüyüz. 200 bin küsur civarında DİSK'in üyesi var. 700 bin civarında HAK-İŞ'in üyesi var. İktidarına da muhalefetine de sesleniyorum:

Çıkın da topluma deyin ki, 'Örgütlenin.' Nereye örgütleniyorsa, örgütlensin. Kime itimat ediyorsa, kime güveniyorsa, oraya gitsin. Çünkü, örgütlük olmadan hiçbir iş olmaz. Çünkü bu ülkede öyle ayrıştık ki, bunun bedelini ben de ödüyorum. Bunun bedelini siz de ödüyorsunuz.

Bunun bedelini Sayın Başkan da ödüyor" dedi. İmzalanan toplu iş sözleşmesi nedeniyle İmamoğlu'na teşekkürlerini sunan Atalay, "Ben burayı aramadan, hiç gelmeden noksansız meseleler halloldu. Ben, bugün buraya imzaya geldim. Arzu ediyorum, inşallah bu her yerde olur.

Biz örgütlenmeye kalktığımız zaman, Türkiye'nin her yerinde hemen bizi kapının önüne koyuyorlar. İstisnalar hariç. Diyorlar ki, 'Sendika istemiyoruz.' En büyük firmalar bunu yapıyor. Bunu kurumlar yapıyor, kuruluşlar yapıyor. Bu, sürdürülebilir bir iş değil. 

Onun için, örgütlenmeyle ilgili siyasete ihtiyacımız var. Bütün partilere ihtiyacımız var. Bu örgütlenmenin önünü açsınlar" ifadelerini kullandı.

'Bir çanta para getirdiler, kabul etmeyince öldürdüler'
Ayşe Ateş'ten çarpıcı açıklamalar
CHP'den belediyelere yeni genelge
Şatafat ve israftan kaçının
Destek fiyatı 2 lira oalcak
Yaş çay alım fiyatı belli oldu
Tarihte örneği yok
Siyonist cellatlar Eurovision'da da kendini gösterdi
En kritik belirti
Kalp krizi nasıl anlaşılır!
Pembe domates deyip geçmeyin...
En pahalı domatesin tohumu İsrail'den geliyor!
Yüksek yargıya kim hükmedecek?
Kavgadan uzlaşma mı çıktı?
BTP lideri İsrail-Türkiye ilişkilerini değerlendirdi
"Erdoğan dik duruş ortaya koyabilecek durumda değil"
Faizsiz evlilik kredisi için tarih belli oldu
Ödemeler ne zaman başlayacak?
Öğle saatlerinden sonra başlayacak
6 il için kuvvetli yağış uyarısı
Anneler günü harcamaları 3 yılda yüzde 500 arttı
Ortalama bin lira harcama yapılıyor
Ahmet Hakan'dan tam not aldı
'Genel başkandı tam bir lider oldu'
Gören bu soruyu soracak
İnsanlık öldü mü?
Pompacılar da işin içinde
90 milyon liralık 'slip' vurgunu
Cenazeye Özgür Özel'in de katılması bekleniyor
Erdoğan'ın sırdaşının acı günü
'Bir çanta para getirdiler, kabul etmeyince öldürdüler'
Ayşe Ateş'ten çarpıcı açıklamalar
CHP'den belediyelere yeni genelge
Şatafat ve israftan kaçının
Destek fiyatı 2 lira oalcak
Yaş çay alım fiyatı belli oldu
Tarihte örneği yok
Siyonist cellatlar Eurovision'da da kendini gösterdi
En kritik belirti
Kalp krizi nasıl anlaşılır!
Pembe domates deyip geçmeyin...
En pahalı domatesin tohumu İsrail'den geliyor!
Yüksek yargıya kim hükmedecek?
Kavgadan uzlaşma mı çıktı?
BTP lideri İsrail-Türkiye ilişkilerini değerlendirdi
"Erdoğan dik duruş ortaya koyabilecek durumda değil"
Faizsiz evlilik kredisi için tarih belli oldu
Ödemeler ne zaman başlayacak?
Öğle saatlerinden sonra başlayacak
6 il için kuvvetli yağış uyarısı
Anneler günü harcamaları 3 yılda yüzde 500 arttı
Ortalama bin lira harcama yapılıyor
Ahmet Hakan'dan tam not aldı
'Genel başkandı tam bir lider oldu'
Gören bu soruyu soracak
İnsanlık öldü mü?
Pompacılar da işin içinde
90 milyon liralık 'slip' vurgunu
Cenazeye Özgür Özel'in de katılması bekleniyor
Erdoğan'ın sırdaşının acı günü

Ayşe Ateş: Sinan'a bir çanta para getirip 'bu işleri bırak' dediler, kabul etmedi ve bu yüzden öldürüldü

Özgür Özel'in kendisine 'Bu işte Devlet Bahçeli'nin bir dahli olduğunu düşünüyor musun' diye sorduğunu açıklayan Ayşe Ateş, "Devlet Bahçeli'nin bu işle hiçbir ilgisinin olduğunu düşünmüyorum" dedi. Ateş, "MHP ve Ülkü Ocakları'na mensup kişiler Sinan Ateş'i tehdit etti" ifadelerini kullandı.
12.05.2024 00:05:00
Sözcü TV
Ayşe Ateş: Sinan'a bir çanta para getirip 'bu işleri bırak' dediler, kabul etmedi ve bu yüzden öldürüldü
Ayşe Ateş: Sinan'a bir çanta para getirip 'bu işleri bırak' dediler, kabul etmedi ve bu yüzden öldürüldü
Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş, SÖZCÜ TV'de İpek Özbey ile Nokta Atışı programında konuştu.

Ayşe Ateş; Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın hafta içerisinde Danıştay'ın 156. kuruluş yılındaki konuşmasındaki, "Nasıl geç gelen adalet, adalet değilse, topluma güven veren adalet sistemi bekamızın güvencesidir. Tüm mahkemelerde yer alan 'Adalet mülkün temelidir' yazısı bize bunu hatırlatır. Adalet olmazsa huzur olmaz, güven olmaz" sözlerini hatırlattı.

Ailesinin ve kendisinin tehdit edildiğini belirten Ateş, şu ifadeleri kullandı:

Korkuyorum, Ankara'nın göbeğinde siyasi cinayet işleyebiliyorlarsa, devlete kafa tutarcasına bu işi yapıyorlarsa bu insanlardan her şey beklenir. Beni niye takip ettiniz. İnsan değil bunlar cani. Kimlik bilgilerimi istediler.  MHP ve Ülkü Ocakları'na mensup kişiler Sinan Ateş'i tehdit etti. Bu kurumsal kimliği kendine kalkan yapanlar Sinan'ı katletti. Bu defa beni tehdit etmeye başladılar. Bu kurumsal kimlikleri açıkça yazdıkları, belirttikleri profillerden Sinan'ı önce itibarsızlaştırma yoluna gittiler. Bu profillerden yaptıkları paylaşımlarla hakaret ettiler, iftiralar attılar. Sonra tehdit etmeye başladılar.

"Gönlündeki aslan siyaset yapmaktı"

Eşinin göz göre göre öldürüldüğünü belirten Ayşe Ateş ifadelerini şöyle sürdürdü:

Bir gün eve geldi dedi ki 'Ayşe birileri geldi yanıma önüme bir çanta para koydular. Dediler ki al bu parayı Sinan devamı da var. Bu siyaseti bırak. Bu işleri bırak. Hayatına, keyfine, yoluna bak. Nasıl istiyorsan öyle yaşa ama bu işleri bırak kardeşim, çekil kenara. Keyfinde zevkinde yaşa. Dünyanın neresinde istiyorsan. Hayatının sonuna kadar para sıkıntısı çekmeyeceğini sana garanti ediyoruz. Tek bir şartımız var bu işleri bırak.  Bu bence Sinan'ın neden öldürüldüğünün cevabı. Görevden ayrıldıktan sonra(Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı) bu teklif gelmişti. Siyaset yapma, siyasetten uzak dur. Siyasete girme, okuluna git gel. Hocalığını yap. Keyfine bak, hayatını yaşa dediler. Sinan bu teklifi yapanların kim olduğu söylemedi bana. Ben de Sinan'a dedim ki 'Paraları da onların olsun, siyasetleri de onların olsun, yürü gidelim. İstersen ülkeden gidelim, istersen dağın başına yanımda sen ol yeter ki' dedim. Daha açık söylemek gerekirse Sinan'ın gönlünde yatan aslan siyaset yapmaktı. Bu ileride milletvekilliği, bakanlık belki başbakanlık olur artık zaman ve şartlar neyi getirirse istediği buydu, siyaset yapmaktı.

Özel ile görüşmesi

Ateş, CHP lideri Özgür Özel'in kendisine eşinin ölümüne ilişkin olarak "Devlet Bahçeli'nin bu işte bir dahlinin olduğunu düşünüyor musun?" diye sorduğunu söyledi. Ateş, "Ben Devlet Bahçeli'nin bu işle hiçbir ilgisinin, haberinin olduğunu düşünmüyorum" ifadelerini kullandı.

Ayşe Ateş, Sözcü TV ekranlarında şu ifadeleri kullandı:

"Hepsi makamlarda oturuyor. Sayın Bahçeli'nin yapması gereken MHP ile Ülkü Ocakları ile ilişkili bu katilleri görevden alıp adaletin önüne atmak. Sayın Özgür Özel Beyefendi de kendisi bana sordu, 'Devlet Bahçeli'nin bu işte bir dahlinin olduğunu düşünüyor musun?' dedi bana. Ben Devlet Bahçeli'nin bu işle hiçbir ilgisinin, haberinin olduğunu düşünmüyorum. Onun bilgisi dışında yapıldığını düşünüyorum.

"Beni tehdit ettiler"

Sinan'ı önce itibarsızlaştırma yoluna gittiler. Hakaretler ettiler, iftiralar attılar sonra tehdit etmeye başladılar. Açıkça, kurumsal kimliklerini kullanarak yaptılar. Kimisi MHP kimisi Ülkü Ocakları'na mensup. Sinan Ateş itibarsızlaştırılmaya çalışıldı. Bu kişiler daha sonra Sinan'ı katlettiler. Bir de bunun üzerine onu mezarında rahat bırakmadılar, iftiralara devam ettiler. Beni tehdit ettiler. Bunları yaparken bu kurumsal kimliklerini kullandılar."

 

Yozgat'ta gözaltına alınan DEAŞ şüphelisi tutuklandı

Yozgat'ta terör örgütü DEAŞ'a yönelik operasyonda gözaltına alınan şüpheli tutuklandı.
11.05.2024 14:05:00
İhlas Haber Ajansı
Yozgat'ta gözaltına alınan DEAŞ şüphelisi tutuklandı
Yozgat'ta gözaltına alınan DEAŞ şüphelisi tutuklandı
Yozgat Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma çerçevesinde İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince, DEAŞ silahlı terör örgütüne yönelik 2 ayrı adrese operasyon düzenlendi. Operasyonda 1 şüpheli şahıs gözaltına alındı.

Gözaltına alınan şüpheli, jandarmadaki işlemlerinin ardından çıkarıldığı hakimlikçe tutuklandı.

Akaryakıt istasyonlarında 90 milyon liralık 'slip' vurgunu

İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Polisi, Büyükçekmece'de benzin istasyonlarında çalışanların aralarında olduğu, sahte akaryakıt fişi üretip ve komisyon karşılığı kar elde ederek vergi kaçıran şebekeyi, Büyükçekmece ve Esenyurt'taki eş zamanlı operasyonla çökertti. Naylon fatura operasyonda 3 kişi tutuklanırken, polis şu ana kadar 90 milyon liralık vurgunu açığa çıkardı.
11.05.2024 10:40:00
İhlas Haber Ajansı
Akaryakıt istasyonlarında 90 milyon liralık 'slip' vurgunu
Akaryakıt istasyonlarında 90 milyon liralık 'slip' vurgunu
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Büyükçekmece'de benzin istasyonunda çalışan şüphelilerin; servis, nakliye ve şirket araçlarına yüzdelik komisyon şeklinde haksız kazanç karşılığı sahte akaryakıt fişi üretip sattıkları, sahte fişleri alan firmaların ise bunları gider kalemi gösterip vergi kaçırdıkları, sahte özel belge niteliğindeki fişleri evlerine kurmuş oldukları özel makine ve düzenekler sayesinde ürettikleri yönünde ortaya çıkan iddialar üzerine harekete geçti.

Vergi kaçakçılığı yaptıkları tespit edildi

Polis ekipleri yaptıkları derin araştırma üzerine, şüphelilerin, benzin istasyonlarından edinmiş oldukları bilgi ve tecrübeler neticesinde fiş (slip) basma cihazları ve dijital materyaller aracılığıyla birçok firmaya yüksek miktarlarda tutarlara sahip sahte fatura düzenleyerek, firmaların vergi kaçakçılığına sebep oldukları, kendilerinin ise yapmış oldukları bu usulsüz eylemlerden dolayı farklı yüzdelik oranlarda menfaat temin ederek haksız kazanç elde ettiklerini tespit etti. Toplamda 90 milyon liralık kazanç elde edildiği belirlendi.

Benzin istasyonunda çalışıp çevre edindiler

Şüphelilerin, uzun süre boyunca benzin istasyonlarında çalışmaları sebebiyle çevre edindiği bu sayede de ayrıca konuyla ilgili bilgi ve tecrübe kazandıkları ortaya çıktı. Teknik olarak da kendilerini geliştiren şahısların, kesmiş oldukları naylon faturalar ve sebep oldukları vergi kaçakçılığından yüzde bir komisyon aldıkları öğrenildi.

3 ayrı adrese eş zamanlı operasyon

Ekipler topladıkları bilgiler sonrasında Büyükçekmece ve Esenyurt'ta 3 ayrı adrese baskın düzenledi. Düzenlenen baskın neticesinde, 6 adet slip basma cihazı ve bunlara bağlı bilgisayarlar, 6 bin 200 adet yaklaşık 18 milyon 500 bin lira tutarında basılmış sahte fiş ve 400 adet basılmamış slip fiş rulosu ele geçirildi. Operasyon kapsamında gözaltına alınan 3 kişi de tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Oğlunun gömleğiyle hasret gideriyor

Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde 11 Mayıs 2013'te meydana gelen bombalı saldırıda hayatını kaybeden 53 vatandaşın acısı yıllar geçse de dinmiyor. Saldırıda 28 yaşındaki oğlu şehit olan anne Sabahat Taş, oğlundan geriye kalan gömleğiyle hasret gideriyor.
11.05.2024 09:06:00 / Güncelleme: 11.05.2024 09:10:00
İhlas Haber Ajansı
Oğlunun gömleğiyle hasret gideriyor
Oğlunun gömleğiyle hasret gideriyor
Reyhanlı ilçesinde 11 Mayıs 2013 tarihinde terör grupları tarafından peş peşe iki bombalı saldırı gerçekleştirilmişti.

Saldırıda 53 sivil vatandaş hayatını kaybetmişti. PTT binası ve Reyhanlı Belediyesi önünde gerçekleştirilen saldırılarda hayatını kaybedenlerin yakınları o günleri unutamıyor.

Saldırı sırasında camiden çıkıp ekmek almaya giden 28 yaşındaki Mehmet Taş'ın annesi Sabahat Taş, oğlunun gömleğiyle hasret gideriyor.



"11 sene oldu yarım dakika unutabilmiş değilim"

Oğlunu hep kalbinde yaşattığını dile getiren anne Sabahat Taş, "11 Mayıs 2013'te en acı günler oldu. Oğlum camiden çıkıp ekmek almaya gittiği an bombalı saldırıya uğradı. Oğlum orada şehit oldu. Oğlumu çok özlüyorum ve hala içimizde yaşıyor. Benim oğlum çok cana yakın ve yardımseverdi. 11 sene oldu daha yarım dakika unutmuş değilim. Onu hep kalbimde yaşatıyorum" dedi.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.