‘Dünyanın fuzulî ziynetini terk et’
Peygamber Efendimiz insanların en zahidi hakkında buyurdu ki: "Kabri ve orada göreceği imtihanı unutmayan, dünyanın fuzulî ziynetini terk eden, bakiyi, faniye tercih eden, yarını; yaşayacağı günler arasında saymayan, Kendini kabir ehlinden sayandır"
16.12.2023 10:10:00
Hakan Akkuş
Hakan Akkuş
İmam Gazali Hazretleri şöyle anlatıyor:
Muaz (r.a.) vefat edeceği zaman şöyle dua ediyordu: "Allah'ım, şimdiye kadar Sana karşı korku duyuyordum. Ama bugün ümitliyim. Allah'ım, Sana malûm, dünyanın akan ırmakları ve yeşil ağaçları için uzun zaman kalmayı sever olmadım. Orada duyduğum şey, ayrılık susuzluğu ve her geçen saatin sıkıntısı oldu. Sevdiğim şey, uzun yolculuk sonunda dahi olsa ilim sahipleri arasına katılmak idi."
Zünnûn'a son demlerinde arzusunu sordular, şöyle dedi: "Ölmeden evvel O'na karşı bir lâhza dahi olsa, irfan duygusuna sahip olabilsem."
Dahhâk (r.a.), bir hadîs-i şerifi şöyle anlatıyor:
Bir gün Peygamber Efendimize, "İnsanların en zahidi kim?" diye sordular.
O da şöyle buyurdu: "Kabri ve orada göreceği imtihanı unutmayan. Dünyanın fuzulî ziynetini terk eden. Bakiyi, faniye tercih eden. Yarını, yaşayacağı günler arasında saymayan. Kendini kabir ehlinden sayan."
Hasan b. Salih, bir gün kabristana girdi, şöyle dedi: "Dışın ne kadar hoş. Asıl, güçlükler içinde saklı."
Davud (a.s.), bir gün kabristana uğradı. Orada bir kadına rastladı. Bir kabrin başında oturmuş şu şiiri okuyordu: "Hayat sona erdi, artık kavuşamam/Sen kabirdesin ve artık yatırdılar/Alacağın tadına nasıl ulaşam/Umulmaktasın ve yasladılar." Daha sonra şöyle dedi: "Yavrum, keşke bilseydim, hangi yanağına kurt yapıştı."
Bu sözleri duyan Davud (a.s.) olduğu yerde bayılıp düştü.
Çocuğun veya bir yakının ölünce, onu şöyle bil: Mutlaka senin de gideceğin bir yolculuğa daha önce çıkmıştır. Ya da, bir gün senin de dönüp gideceğin aslî vatana dönmüştür. Bunu böyle bilir, yakında o zümreye katılacağına kani olursan, evlâdın ve akrabanın ölümü sana ağır gelmez.
Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Cenaze namazını kıl. Belki biraz mahzun olursun. Çünkü mahzun kimse Allah-ü Teâlâ'nın gölgesindedir."
Bir başka hadis-i şerifte ise şöyle buyurulur: "Ölülerinizi ziyaret ediniz. Onlara selâm veriniz. Onlar İçin namaz kılınız. Yapacağınız bu işlerde almanız gereken ibret dersi vardır."
(El-Mürşidü'l-Emîn ilâ Mev'izeti'l-Mü'minîn'den…)
Muaz (r.a.) vefat edeceği zaman şöyle dua ediyordu: "Allah'ım, şimdiye kadar Sana karşı korku duyuyordum. Ama bugün ümitliyim. Allah'ım, Sana malûm, dünyanın akan ırmakları ve yeşil ağaçları için uzun zaman kalmayı sever olmadım. Orada duyduğum şey, ayrılık susuzluğu ve her geçen saatin sıkıntısı oldu. Sevdiğim şey, uzun yolculuk sonunda dahi olsa ilim sahipleri arasına katılmak idi."
Zünnûn'a son demlerinde arzusunu sordular, şöyle dedi: "Ölmeden evvel O'na karşı bir lâhza dahi olsa, irfan duygusuna sahip olabilsem."
Dahhâk (r.a.), bir hadîs-i şerifi şöyle anlatıyor:
Bir gün Peygamber Efendimize, "İnsanların en zahidi kim?" diye sordular.
O da şöyle buyurdu: "Kabri ve orada göreceği imtihanı unutmayan. Dünyanın fuzulî ziynetini terk eden. Bakiyi, faniye tercih eden. Yarını, yaşayacağı günler arasında saymayan. Kendini kabir ehlinden sayan."
Hasan b. Salih, bir gün kabristana girdi, şöyle dedi: "Dışın ne kadar hoş. Asıl, güçlükler içinde saklı."
Davud (a.s.), bir gün kabristana uğradı. Orada bir kadına rastladı. Bir kabrin başında oturmuş şu şiiri okuyordu: "Hayat sona erdi, artık kavuşamam/Sen kabirdesin ve artık yatırdılar/Alacağın tadına nasıl ulaşam/Umulmaktasın ve yasladılar." Daha sonra şöyle dedi: "Yavrum, keşke bilseydim, hangi yanağına kurt yapıştı."
Bu sözleri duyan Davud (a.s.) olduğu yerde bayılıp düştü.
Çocuğun veya bir yakının ölünce, onu şöyle bil: Mutlaka senin de gideceğin bir yolculuğa daha önce çıkmıştır. Ya da, bir gün senin de dönüp gideceğin aslî vatana dönmüştür. Bunu böyle bilir, yakında o zümreye katılacağına kani olursan, evlâdın ve akrabanın ölümü sana ağır gelmez.
Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Cenaze namazını kıl. Belki biraz mahzun olursun. Çünkü mahzun kimse Allah-ü Teâlâ'nın gölgesindedir."
Bir başka hadis-i şerifte ise şöyle buyurulur: "Ölülerinizi ziyaret ediniz. Onlara selâm veriniz. Onlar İçin namaz kılınız. Yapacağınız bu işlerde almanız gereken ibret dersi vardır."
(El-Mürşidü'l-Emîn ilâ Mev'izeti'l-Mü'minîn'den…)